Genel
Siyasi Gökdelen olmak
Orta Asya’dan Anadolu’ya, uygulamada birçok değişiklikler gösterse de genel anlamda ve felsefi boyutta Türk ordu anlayışının değişmediği malumdur. Ordu millet olarak ifade edilen göçebe Türk yaşantısının doğayla mücadele zorluğunun askeri yapımıza verdiği amatör ruh ve fıtrattan kaynaklandığını düşünmemizi sağlayan, bu tarihsel ve coğrafi kaynaklı yapı, binlerce yıldır bozulmadan devam etmiştir. Değişen coğrafyaların, yeni meskenlerimizde askeri yapımıza eklediği değişiklik ve kültürel etkileşimin verdiği doğal değişim, bazı farklılıklar yaratsa da, özü itibariyle hep korunmuştur.
Bir Yunanlının askeri hayata bakışı ile bir Türkün bakışı arasında ki genel farkta, coğrafyanın ve komşu medeniyetlerin etkileme oranından kaynaklanmaktadır. Bu etki sadece Türk milletinin askeri ruh haline değil, daha birçok uygarlığın değişmesinde de sebeptir. Binlerce yıldır tüccar millet olarak bilinen Yahudi toplumlarının, günümüzde ki askeri gelişmişliği de Ortadoğu ve komşu Arap medeniyetinin Yahudi toplumuna bakışıyla yakından ilişkilidir.
Geleneksel yapısı ve alışkanlıkları itibariyle ücretli askerliğe oldukça uzak Türk milletinin çıkarılan her bedelli yasasıyla, haftalar süren tartışmalara girmesi şaşılacak bir durum değildir. Vicdani red tartışmasını açarak, yeni bir cephe açmanın mutluluğu ve heyecanıyla nereye saldıracağını bilemeyen kraldan daha çıplak olan arsızların, ordu üzerinde tepinmeleri şaşılmayacak bir ritüel olmuştur. Ekonomik ve belki de askeri bir gereklilikten olmuş olsa da, ülkenin genel siyasi haritasının A.B odaklı olması, çıkarılan her kanunun belli bir süre hazmedilememesinin nedenidir. Bu tarz ordu ile ilgili adımların, ordu-siyaset çekişmesi yapılmadan ve her iki kurumunda asli sahibi olan millette taraf olma duygusu oluşturmadan yapılabilmesi en çok istenen durumdur. .Zira milletimiz de ki ordu ve demokrasi anlayışı son dönem davalar ve soruşturmalar zarar verse de hala aynı yüceliktedir. Ordunun Türk ulusunun gönlün de ki yeri, başka ulusların filmlerle ve propagandayla oluşturmaya çalıştığı değer algısının çok üzerindedir. Bu algının ve orduya olan ruhsal bağlılığın değişmesi de mümkün değildir. Bu sabit fikirlilik Türk milletinin militer anlayışından ve isteğinden değil, çoğu yakın dönemden hatırlanan yok olma korkularından kaynaklanmaktadır. Daha bir iki nesil önce tüm dünya önünde masaya yatırılmış bir kurban olan Türk halkı, bünyesinden çıkarttığı kendi ordusuyla ayakta kalmıştır. Bilinmesi gereken, bu algının orduya bu korkuyu canlı tutarak yönetsel hak vermemesi olduğu gibi, geçmişte kalan bu riskin orduyu zayıflatacak bir unutkanlığa dönüşmemesidir. Türk Ordusunun siyasete karışması istenmeyen ve yapılmaması gereken bir hatadır, zira bu müdahaleler –darbeler tarihi göstermiştir ki-siyasilerden çok milletin kendisine zarar vermiştir.
Türk milleti gökdelen kültüründen gelip apartman sakinliğine hemen alışacak bir yapıya sahip değildir. Osmanlı gibi çok katlı ve karmaşık bir cihanşümul medeniyeti, daha öncesinde Selçuklu ve Hun devletleri gibi ufku ve ideali çok geniş devletleri, asırlarca yönetmiş bir ulus olarak, dar ve korunaklı yapılanmaları millet olarak kusmuş bir geçmişe sahibiz. Misakı Milli algısını olduğundan farklı algılayıp Hakkari’nin doğusuna taşıyamayan, Edirne’den dışarı bakmaya korkan bir dış politika, tarihimize ve kültürümüze ters bir algıdır. Dış dünya ve Türkler ile ilgilenmek, bu tarz cümlelere alerjisi olanlar tarafından işgalci zihinler olarak görülse de, reel politik algıya sahip beyinler tarafından kültür hinterlandımıza sahip çıkmak olarak bilinmektedir. Sözde medeni tarihe sahip devletler, dış siyasetlerini, liberal ekonomik yapıları nedeniyle yüzyıllardır sömürü pusulasıyla yönetmişleridir. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk algısı; İngiltere ve Fransa gibi devletlere, din, kültür ve tarih olarak hiçbir ortak noktası bulunmayan coğrafyalara gitme ve sömürme cesareti vermiştir. Sömürüyü önce dinen, sonra milli kültürü gereği bünyesinde tutmayan Türk ulusunun dış politik çizgisi, mutlaka daha cesur ve cüretkâr olmalıdır. Bunun ön koşulu caydırıcı güce sahip bir ordu ve ekonomi ile mümkündür.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta, işgalci yaftasıyla saldırılan Türk ordusu, son iki yüzyıldır meşru müdafaa dışında bir dış müdahalede bulunmamış, sömürü zihniyetli batılı orduları, Çanakkale’den, Sakarya’dan, Dumlupınar’dan kovmakla uğraşmıştır. Tarihi katliamla örülü devletlerin, Türk ordusuna işgalci ve katliamcı yalanını benimsetmeleri, kendilerine medeni değerini verebilmeleri kadar zordur.
Türkiye’ye karşı oynanan tüm oyunların, Türk ordu yapısının varlığıyla korkuya kapılmaları boş bir telaş değildir. Tarihi gizleyip değiştirseler de, Türk ordusunun sağlam yapısı milletten gelen iman ile hala diridir. Bedelli uygulaması ve iç dinamiklerden kaynaklı daha bir çok uygulama milli politik çizgiden ayrılmamak şartıyla doğaldır. Yapılmaması gereken bölgede ve dünyada güven unsuru patentini almış bir ordunun, yıpratılmadan korunmasıdır.
İnsani değerlere sahip her yüreğin isteği, devletlerin ve halkların savaş meydanlarında değil barış sofraların da karşılaşmalarıdır.’’Bir kez gönül kırdın ise şu kıldığın namaz değil’’ diyen ve buna iman eden bir milletin de savaşı arzulaması mümkün değildir. Ancak ‘’Su uyur düşman uyumaz’’ dedirtecek kadar da tarihi acılara maruz kalmış bir ulusun da ordusunu korumaması, ahmaklık derecesin de iyi niyet olur. Bu iki hayat algısı arasında ki bir askeri yapıyı korumakta, yine bu milletin mensuplarının borcudur. Dünyayı ve ülke gelişmelerini iki renkten görmek, beyaz değilse mutlaka siyahtır demek, çoğu şeyde olduğu gibi asker- siyaset bakış açısını da daraltır. Griyi algılayıp içinde ki beyazlığı görmek, siyahları da ayıklamanın ön şartıdır. Türk milletinin insani farklılıklardan gördüğü zarar ortadayken, kurumsal farklılık ve güç yarışına ayıracak zamanı ve enerjisi yoktur. Zira bir olmayı bekleyen büyük bir Türk-İslam coğrafyası vardır.
Bizden beklenen, müstakil ev huzurunda, bahçemize giren haşerelerle uğraşıp günü kurtarmak değil, eski gökdelen ihtişamıyla yükselip, farklılıkları barış içinde yaşatan dünya devleti olmaktır.
Kariyer
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
![](https://comuhaber.com/icerik/2025/02/3762464_8300d3a22146107e1897885abf29ef2f_640x640.jpg)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İŞKUR Gençlik Programı’na başvuruların ne zaman başlayacağını duyurdu. İŞKUR Gençlik Programı’nın detaylarına ilişkin soru üzerine Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamu üniversitelerinde okuyan öğrencilere müjde verdiğini, İŞKUR Gençlik Programı ile İŞKUR’un gençlere sunduğu hizmetlerin tek bir platform altında birleştirildiğini belirtti. Üniversite öğrencilerine 15162 TL destek başvuru şartları ve tarihi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ile gündeme geldi. İŞKUR gençlik programı detayları özellikle üniversite öğrencileri tarafından merak ediliyor. Üniversite öğrencilerine ayda 5 gün katılana 5 bin 415 lira, 14 gün katılana 15 bin 162 lira destek verilecek yeni destek paketi duyuruldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulusal İstihdam Stratejisi Tanıtım Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında milyonlarca genci sevindirecek müjdelere yer verdi. İŞKUR gençlik programı kapsamında üniversite öğrencileri bir yandan eğitimini sürdürürken kendilerini geliştirecek birçok alanda bu programa dahil olabilecek. Erdoğan konuşmasında “Programda toplam 1 milyon öğrencinin istifade etmesini hedefliyoruz.” dedi. Peki, İŞKUR gençlik programı nedir, kimler başvurabilir?
İşte İŞKUR gençlik programı detayları!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İŞKUR Gençlik Programı’na başvuruların başlama tarihini açıkladı. İŞKUR Gençlik Programı’nın detaylarına ilişkin soru üzerine Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamu üniversitelerinde okuyan öğrencilere müjde verdiğini, İŞKUR Gençlik Programı ile İŞKUR’un gençlere sunduğu hizmetlerin tek bir platform altında birleştirildiğini belirtti. İŞKUR gençlik programı kapsamında üniversite öğrencilerine ayda 5 gün katılana 5 bin 415 lira, 14 gün katılana 15 bin 162 lira destek verilecek. Peki, İŞKUR gençlik programı nedir, ne zaman başlayacak, kimler başvurabilir?
İŞKUR GENÇLİK PROGRAMI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İŞKUR Gençlik Programı’na başvuruların 1 hafta sonra başlayacağını bildirdi.
Bakan Işıkhan, “nöbetçi bakan” uygulaması kapsamında geldiği Meclis’te, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
İŞKUR Gençlik Programı’nın detaylarına ilişkin soru üzerine Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamu üniversitelerinde okuyan öğrencilere müjde verdiğini, İŞKUR Gençlik Programı ile İŞKUR’un gençlere sunduğu hizmetlerin tek bir platform altında birleştirildiğini belirtti.
İŞKUR GENÇLİK PROGRAMI NEDİR, KİMLER BAŞVURABİLİR?
Gençlere üniversitede okudukları dönemde deneyim kazanmalarına katkı vereceklerini anlatan Işıkhan, “Cep harçlıklarına kısmen de olsa destek vereceğiz. Gençlerin istihdam piyasalarına girdiklerinde daha hazırlıkları olmaları için dersler vereceğiz. Mülakat teknikleri, CV hazırlama, iş arama motivasyonuyla ilgili dersler, halkla ilişkiler, finansal okuryazarlığı gibi temel dersleri bu eğitim döneminde vereceğiz.” diye konuştu.
Bakan Işıkhan, “tecrübe eksikliğinin” gençlerin çalışma hayatına katılmalarındaki en büyük bariyerlerden biri olduğuna dikkati çekerek, “Biz İŞKUR Gençlik Programı’yla bu bariyeri kaldırıyoruz. Üniversitede öğrencilerimiz okurken aynı zamanda üniversitelerde ve istedikleri alanlarda çalışabilecekler.” dedi.
İŞKUR Gençlik Platformu ya da İŞKUR Mobil Uygulaması üzerinden gençlerin programdan faydalanabileceğini vurgulayan Işıkhan, “Her üniversitenin kendi öğrencileri haftalık azami olarak 3 gün çalışabilecek. Programa katılan gençlerimize günlük 1083 lira ödeme yapacağız. Öğrencilerin programa ayda 5 gün katılmaları halinde yaklaşık 5 bin 415 lira, 14 gün çalışmaları halinde ise yaklaşık 15 bin 162 lira gelir desteği vereceğiz. Program süresince öğrencilerimize kısa vadeli sigorta primlerini işveren olarak biz yatıracağız. Programımıza ilişkin tüm ayrıntılara gençlerimiz, ‘genclik.iskur.gov.tr’ adresinden ulaşabilirler.” ifadelerini kullandı.
Programın gençler için hayırlı olmasını dileyen Işıkhan, kontenjanların gençlerin taleplerine göre artırılabileceğini söyledi.
Bakan Işıkhan, İŞKUR Gençlik Programı’na hane geliri 3 asgari ücretin altında olan öğrencilerin başvurabileceğini belirterek, “Gençlerimiz 1 hafta sonra da programa başvuruda bulunabilecek.” diye konuştu.
Program ile gençlere önemli bir fırsat sunacaklarının altını çizen Işıkhan, rektörlerin programa yoğun ilgisinin olduğunu kaydetti.
Kaynak: hürriyet.com.tr
Genel
Çanakkale’de 2025 Trakya Kariyer Fuarı Hazırlık Çalıştayı Düzenlendi
![](https://comuhaber.com/icerik/2025/02/web-cvM6ADFUhM.jpg)
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda ve Çanakkale Valiliği himayelerinde, 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan “2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın” hazırlık çalıştayı yapıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştaya; Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Edirne Valisi Yunus Sezer, Tekirdağ Valisi Recep Soyutürk, Kırklareli Valisi Uğur Turan, Balıkesir Vali Yardımcısı Mustafa İlhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Emniyet Müdürü Kenan Kurt, Sahil Güvenlik Batı Marmara Grup Komutanı Kıdemli Binbaşı Orhan Öğrenci, Çanakkale İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Alper Selvi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Kırklareli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Meryem Çamur Demir, 2025 Trakya Kariyer Fuar Koordinatörü Doç. Dr. Ünzüle Kurt, Kurum ve Kuruluş Müdürleri, STK Temsilcileri ile ÇOMÜ’nün akademik ve idari yöneticileri katıldı.
2025 Trakya Kariyer Fuar Koordinatörü Doç. Dr. Ünzüle Kurt, 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan”2025 Trakya Kariyer Fuarı ile ilgili yapılan çalışmaları anlatan bir sunum gerçekleştirdi.
2025 Trakya Kariyer Fuarı’na Ev Sahipliği Yapmanın Heyecanını Yaşıyoruz
“Üniversite olarak bölgesel iş birliklerini güçlendirerek öğrencilerimizi ve mezunlarımızı iş dünyasıyla buluşturma fırsatını sağlamak amacıyla bu fuara ev sahipliği yapmaktan heyecan duyuyoruz” diyerek başladığı konuşmasında ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Koordinatörlüğü’nde ‘Yetenek Her Yerde’ temasıyla hayata geçirilen bölgesel kariyer fuarları; üniversite, sanayi, kamu kurum ve kuruluşları iş birliklerini güçlendiren, özellikle gençlerimize kariyer fırsatı sunan ve bölgemizin kalkınmasına katkı sağlayan çok değerli organizasyonlardır. Bugün burada Çanakkale Valiliğimizin, Trakya, Tekirdağ, Namık Kemal, Kırklareli ve Bandırma Onyedi Eylül gibi paydaş üniversitelerimizin desteği ayrıca Çanakkale Belediyesi ve diğer belediyelerimizin de katkılarıyla gerçekleştirdiğimiz fikir alışverişleriyle, şüphesiz ki Trakya Kariyer Fuarı 2025 başarılı ve verimli geçecek.”
Gençlerimizin Kariyer Yolculuklarına Rehberlik Edecek
Öğrenci ve mezunların sektör buluşması için çok önemli bir fuar olduğunu söyleyen Rektör Erenoğlu, “Öğrenci ve mezunlarımızın sektör temsilcileriyle doğrudan temas kuracağı, iş ve staj olanaklarını değerlendirebileceği, girişimcilik fırsatlarını keşfedebileceği bu fuarımız, geleceğin yetkin bireylerini yetiştirebilmek adına hepimizin ortak sorumluluğunun doğal birer parçası olacaktır. Aynı zamanda bölgesel kalkınma ve istihdam politikalarına yol göstermek açısından da büyük bir önem arz etmektedir. Bugün burada bulunan kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin değerli katkılarıyla gençlerimizin kariyer yolculuklarına, rehberlik edilecek; Trakya ve Güney Marmara Bölgesinin ekonomik ve akademik dinamiklerinin daha da güçlendirilmesi sağlanmış olacaktır. Çalıştayımızın üniversite-sanayi iş birliği alanında somut çıktılar ve 2025 Trakya Kariyer Fuarı’na güçlü bir vizyon kazandırmasını temenni ediyorum” dedi.
Çanakkale Belediyesi Başkanı Muharrem Erkek, yerel yönetimler olarak fuara ellerinden gelen katkıyı sunacaklarını ve gençler için bu tür organizasyonların bir fırsat olduğunu söyleyerek “Fuarın bölgesel kalkınmaya ciddi katkılar sunacağına yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Türkiye ekonomisinin 20 yılı aşkın bir süredir istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü belirten Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ise şunları söyledi:
“Ekonomideki büyüme nüfus artış hızıyla mukayese edildiğinde net bir büyümeye tekabül ediyor. Bu Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında son derece önemli bir gelişme. Ekonominin büyümesi yatırım demektir. İstihdam demek üretim demektir. Burada iki temel problemle karşılaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi iş gücü piyasasına girmek isteyen gençlerin kaygıları; özellikle üniversitede okuyan gençlerin mezuniyet sonrası işe girme konusundaki stresi. İkincisi ise büyüyen ekonomide özel sektörün arzu ettiği nitelikte eleman temini.
“İş Gücü Piyasasına Katılmak İsteyen Gençler İçin Son Derece Verimli Bir Etkinlik”
Türkiye bu iki stres kaynağını başarılı bir şekilde yönetmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisinin başarılı bir şekilde başlatmış olduğu bu kariyer fuarını ben bu cepheden okuyorum. Ülkemizde iş gücü piyasasına katılmak isteyen gençler için son derece verimli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi, staj konusunda da Türkiye’de gençlerin önünü açıyor. Bütün bunlar toparlandığında gençlerimizin kendilerini iyi yetiştirmeleri, geleceğe hazırlamaları ve mezuniyetlerinden sonra da bu yeteneklerinin ve bilgilerinin karşılığı olarak bir istihdam imkanına kavuşacakları güvencesini, ümidini vermektir.
“Gençlerimiz, Hangi Kapıların Onlar İçin Açılabileceğini Daha Somut Şekilde Gözlemleyecek”
Bu fuar vesilesiyle gençlerimiz kamu ve özel sektör ayrıca sivil toplum dünyasıyla alanlarında bir araya geldiklerinde önlerinde hangi fırsatların olduğunu, hangi kapıların onlar için açılabileceğini daha somut olarak gözlemlemiş ve bilgi edinmiş olacaklar. Bu fuarın en önemli çıktısının bu olduğunu düşünüyorum. Üniversiteler; sadece bilgi aktaran yerler değil, malumunuz, onlar gençlerimizi geleceğe hazırlayan, birçok alanda yeteneklerini geliştirmeleri için fırsatlar sunan yerler. Bu çerçevede ÇOMÜ’de bölgemizdeki diğer üniversitelerle beraber gençlerimize bu manada önemli destekler veriyor.”
Her bir gence iş fırsatı sunmaları gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay, “Devlet olarak, ‘Yetenek yönetimi yapacağız’ dediğimiz de sadece İstanbul’da, Ankara’da, ismi çok bilinen üniversitelerden mezun olanları kastetmedik. ‘Madem memleketin 81 ili var’ dedik, buralarda üniversite açtık, o zaman her bir gence fırsat sunmamız lazım. Devlet olmak bunu gerektiriyor. Aslında devletin hayat boyu vatandaşına hizmet sunarken fırsat eşitliliğine dikkat etmesi gerekiyor. Kimin hangi şartlarda üniversite sınavına girdiğini bilmiyoruz. Aynı ekonomik düzeyden gelseler bile sosyolojik yapıları farklı ailelerden geliyorlar. Dolayısıyla devlet olarak biz herkese imkânlarımızı fırsat eşitliği çerçevesinde sunmak zorundayız. Yetenek yönetiminin birinci kuralı budur” şeklinde konuştu.
“İllerin Gördüğü En Büyük Organizasyon Bölgesel Kariyer Fuarı”
Bölgesel Kariyer Fuarları’nın yapıldığı illerin istihdama katkı verdiğine, işsizlik başvurusu oranının düştüğüne, iş kurma potansiyelinin artırdığına ve ihracata katkı sağladığına dikkat çeken Doç. Dr. Atay, Bölgesel Kariyer Fuarları’nın, o şehrin gördüğü en büyük organizasyon olduğunun altını çizdi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Bu organizasyonların merak edilen tarafı “Bu ne işe yarıyor?”, “Bir işe yarıyor mu?” sorusu. Burada Yetenek Kapısı diye bir sistem işliyor ve yaptığımız her türlü faaliyeti bu sistem üzerinden görebiliyoruz. Onu da analiz ettiğimiz zaman ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor; Bölgesel Kariyer Fuarları yapıldığı illerde istihdama katkı veriyor. İşsizlik başvurusu oranı düşüyor. İş kurma potansiyeli artıyor. İhracata katkı verdiğini görüyoruz. Bu dört parametrede Bölgesel Kariyer Fuarları’nın yapıldığı illerimizde bir artış oluyor. Bu bizim için çok sevindirici. Ayrıca çocukların farkındalıklarının gelişmesine, o bölgedeki KOBİ’lerin ya da yeni girişimlerin nitelikli insana ulaşmasına katkı sağlıyor. Hatta o ilin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatına katkı veriyor.”
Açılış konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ve Kariyer Planlama Daire Başkanı Dr. Savaş Ceylan “Erken Dönem Kariyer Ekosistemi (EDKE)” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Program, makam ziyaretlerinin ardından fuar alanının incelenmesi ile son buldu.
Üniversiteler
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak
![](https://comuhaber.com/icerik/2025/02/ccedilomuumlrsquonuumln17programidahamezuniyetbelgelerinde-9.jpeg)
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, (ÇOMÜ) eğitim öğretim süreçlerinde kalitesini her geçen gün geliştirerek öğrencilerine daha iyi hizmet vermeye devam ediyor.
20 Aralık 2024 tarihinde yapılan 48’inci Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) Kurulu toplantısında alınan kararlar doğrultusunda kalite güvence ölçütlerini sağlayan ÇOMÜ’nün program akreditasyonuna sahip 17 lisans programı daha yükseköğretim mezuniyet belgelerinde TYÇ Logosu kullanamaya hak kazandı.
17 lisans programının daha TYÇ Logosu kullanım hakkı elde etmesiyle birlikte ÇOMÜ’de 2025 yılı itibariyle mezuniyet belgelerinde TYÇ Logosu kullanacak olan akademik birim sayısı 6’ya, akredite program sayısı ise 21’e yükseldi.
Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ), Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) ile uyumlu tasarlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından yürütülen, tüm kademelerdeki mesleki, genel ve akademik eğitim programları ile diğer öğrenme yollarıyla kazanılan tüm yeterliliklerin esaslarını sekiz seviyede sınıflandıran ulusal yeterlilik çerçevesidir.
TYÇ Kurulu tarafından TYÇ’ye uygun bulunan kalite güvencesini sağlamış yükseköğretim programlarına; mezunlarının diploma eklerinde, transkript ve mezun belgelerinde TYÇ logosu kullanma hakkı tanınır. Mezuniyet Belgelerinde TYÇ logosunun bulunması, ilgili programın kalite güvence süreçlerinin etkin bir şekilde işletildiğini göstermekte birlikte, mezunlarının yurtiçinde ve yurtdışında eğitim ve istihdam piyasasında yüksek nitelikleri ile öne çıkmasına katkı sağlamaktadır.1