Genel
Bir Türk Neden Ağlar
Ağlamak çoğu kez bedensel bir acının ağırlığını vücudumuzun kaldıramadığı durumlarda kaderci bir yapıya bürünüp teslim olmaktır.Ondan daha fazla görülen bir sebep ise ruhen girdiğimiz çıkmazların aynı derecede ki teslimiyetiyle yas tutmaktır.Azda olsa mutluluğumuza şahit tutmaktır belki göz yaşlarımızı..
Türk Milletinin ağlaması ifadesi bireysel sebeplerle birikse de mutlaka çok daha ayrı bir acının ve sevincin ürünüdür. Bir Türk neden ağlar;
Orta Anadolu’da sıcak sobasının başında, gereksiz yere aklına düşen Kırım Tatarlarının, mayıs 1944 de istiflenerek dolduruldukları trenlerle öz vatanlarından kovulmalarına ağlar..
29 Ocak 1988 de Batı Trakya Türklerinin taşlanarak ötekileştirilmesine, asırlık topraklarını her acıya katlanarak terk etmeyip mücadelelerini insani çizgiden çıkmadan verip şuan ki birlikteliklerini kazanmalarını gördüğünde ağlar…
Doğu Türkistan’da ki soydaşlarının yarım asırdır, zorunlu kürtaja tabi tutulmalarına, şova dönüştürülen idam mangalarına, Urumçi sokaklarında gözyaşını silmeyi unutan Uygurlu çocuğa ağlar…
Kerkük’te 10 yıldır demokrasi sofrasından, mermiye doyup kalkan Türkmen’in bin yıllık emanetini bir türlü alamayan yâda koruyamayan ağabeylerinin yoluna bakıp, dua etmesine ağlar…
Bulgaristan’da ki Pomak Türklerinin ülkedeki en az gelire sahip olmasına ve yatağa aç girmesine ağlar..
Karabağ’da(Hocalı) öldürülen soydaşının babasız kalan yetimlerine ağlar..
Srebrenitza ‘da öldürülen binlerce Bosnalının, sahipsiz mezarına konan mavi kelebeğin kanat çırpışına ağlar bir Türk.
Yapmadığı soy kırımları, yaşadığı kıyımların gölgesinde kimseye anlatamadığında ağlar…
Ağlamak adına biriktirilen onca acının Türk Milleti ve tüm insanlıktan uzak durması ve sevinç gözyaşlarımızın Türk birliğiyle anlam kazanması dileğiyle…
FATİH SARI
02 Nisan 2012 at 01:23
tabi yazamadığınız çok şeyin olduğu anlaşılabiliyor hocam, BİR TÜRK YERE DÜŞEN ÇOCUKTAN,ŞEHİT DÜŞEN ÇOCUĞUNU TOPRAĞA KOYAN ANAYA KADAR HERKES İÇİN, KANAYAN YARALAR İÇİN AĞLAYABİLİR.. EMEĞİNİZE SAĞLIK HOCAM…
turgut özay
02 Nisan 2012 at 01:42
pomak türkleri unutulmamış kaleminize sağlık hocam