Genel
Çanakkale’de Altına Hücum
Batı Anadolu’daki altın arama faaliyetleri aslında19. yüzyılın ortalarında başlar. 1849 yılında İzmir levantenlerinden İngiliz Ernest Abbott İzmir çevresinde değerli madenler aramaya başlar. 1850 yılından itibaren de krom, manganes, gümüş, kurşun, linyit, bakır, çinko ve altın çıkarmaya başlar. Aslında çok kesin olmasa da Çanakkale’deki altın madeni arama çalışmaları dolaylı olarak Ernest Abbott’la başlar. Çünkü 18. yüzyıldan beri Çanakkale’den yaşayan Calvert ailesinin, bölgeyi her anlamda en iyi tanıyan üyesi Frank Calvert, Abbott ile iyi dosttur. Calvert, İstanbul’da olduğunda hep Abbott’u ziyaret eder. Elimizde kesin veri olmasa da Calvert’in Troas Bölgesi’ndeki altın arama çabalarının altında bu dostluk yatmaktadır. Calvert’in Schliemann’a yazdığı mektuplardan, Calvert’in bu ziyaretinin içeriğini biraz olsun öğrenebilmekteyiz. Aslında Calvert, Abbott’un kızkardeşine aşık olmuştur ve bu yüzden de sık sık İstanbul’a gitmektedir. İşte bu ziyaretler sonucunda Abbott’dan Troas Bölgesi’nde altın arama fikrini duyar. Calvert’in aşkı hüzünle bitse de, bu aşktan, dolaylı da olsa altın arama projeleri doğar.
Çanakkale’de 19. Yüzyılda Calvert’in ticaretini yaptığı en önemli ürün meşe palamudu ihracatıdır. Ürünlerin büyük bir oranı gemiyle İzmir’den İngiltere, Almanya, ve Avusturya’ya gönderilimektedir. Kardeşlerinin yönetimindeki Calvert Bros & Co şirketi büyük oranda Çanakkale bölgesinden toplanan meşe palamudu ticareti yapmaktaydılar. Kardeşleri Frederick ve James şirkette aktif olduğu dönemlerde kereste, yün ve pamuk ticaretin de para kazanabilmekteydiler. Ancak o dönemde yayınlanan raporlardan özellikle kereste ticaretinin büyük bir hızla bölge ormanlarını yok ettiğini fark eden Frank Calvert, hükümetin yardımyla bir elma pazarı oluşturularak, elma ağaçlarının dikimiyle ağaçlık alanların yok edilmesinin önlenebieceğini dile getirir.
Calvert’in ithalat bazında çalıştığı tek ülke İngiltere’dir. Türkiye’de çıkartılması çok masraflı olan kömür, İngiltere’den ithal edilmektedir. 1881 yılındaki raporlarda Calvert’in bazı maden ocakları ile çalışmaları olduğu göstermektedir. Bu rapora göre krom madeni Bursa bölgesinden gelmektedir. Calvert’in iki kardeşi 1879 yılında Bursa bölgesinde maden aramak için çalışmalara başlamışlardır, ancak söz konusu bu madenlerin ne olduğu ise tam olarak belirtilmemiştir.
Altın madenleri ile iligi bilgiler ise Frank Calvert’e dayanmaktadır. Raporda şunlar yazılıdır:
„Altın madeni Çanakkale Boğazı’nın yakınlarıdaki Serjillar (Sarıçali olabilir; yazarın notu)’da bulundu. Burada bir ton quarz bulundu ve bunun 45 aunsu (bir ausu 28, 3 gram, yazarın notu) çıkarıldı“
Bu rapor sonrasında 1877 yılının Mart ayında Frank ve James kardeşler, 2100 hekrarlık bir alanda „Astyra Argentiferous Altın Madeni“ adına 99 yıllığına altın arama izni için gerekli fermanı alırlar. İzin 99 yıllığına verilmiştir; bunun karşılığında Calvert kardeşler kazandıklarının % 5’ni ve yıllık arazi kira bedeli olarak da 10 sterlin vermeyi tahaahüt ederler.
Frank Calvert, altın çıkarma tekniği konusunda daha fazla bilgiye sahip olduğu için, Astyra’da altın arayabilmek için, gerekli parayı bulmak amacıyla Frank’ın Londra’ya gitmesi kararlaştırılır. Ancak 11 Haziran 1877 tarihinde, kardeşi Charles Calvert, Napoli’da iç kanamadan ölünce herşey biraz zorlaşmaya başlar.
Astyra altın madenleri konusunda detaylı bilgileri, Calvert’in 1882 yılında Rudolf Virchow’a yazdığı mektuptan öğrenebiliyoruz. Bu mektupta Calvert, bir başka altın arama şirketi bulmak için yardım ister. Bunun amaçla Virchow’a plan ve krokiler yollar. Virchow’un yazdığı cevapta bazı olası yatırımcılardan bahsetmesi üzerine Frank ve James Calvert, hemen İstanbul’a gidip, sözkonusu bu şirketlerle görüşmeye çalışırlar. Ancak bu görüşmeler sonrasındaki yazışmalardan da anlaşldığı üzere 8 aylık bir boşluk vardır. Bu boşluktan sonraki yazışmalarda ne Calvert, ne Vircow, ne de Schliemann Astyra altın madeninden söz ederler. Altın arama çaba ve girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu başarısızlığın ana nedeni ise 1881 yılında Hindistan’da bulunan altın madenleridir. Bu tarihten sonra uluslarası altın arama şirketleri yatırımlarını oralarda yapmışlar ve böylece Calvert kardeşlerin altın arama şirketi „Astyra Argentiferous Altın Madeni“ iflas etmiştir.
Geriye ise,Francis Bacon’nen küçük kardeşi Henry ile, Calvert kardeşlerin küçük kızkardeşi Laura’nın 27 Nisan 1893’de Çanakkale’deki düğünleri için, ‚Priamos’un altın madenlerinden“ çıkartılan altından yapılan düğün yüzüğü kalmıştır. Calvert ailesi üzerine yazılan kaynaklardan bu evliliğin „altın yüzüğe“ rağmen mutlu bir evlilik olmadığı anlaşılmaktadır.
Gümüzdeki altın arama çabalarının ise mutlu bir sonla bitip bitmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.