Bizimle İletişime Geçin

Editörün seçtikleri

TUTUKLU VEKİLLER TAHLİYE OLUR MU?

Yayınlandı

-

“KCK tutuklusu milletvekili İbrahim Ayhan’ın 3. yargı paketi şümulünde tahliye talebi reddedildiğine göre, 2 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Balbay ve Haberal’ın tahliye taleplerinin reddedilmesi kuvvetle muhtemeldir.”

3. yargı paketinde yer alan değişikliklerle siyasetin, merkez medya dâhil medyanın önemli bir kısmının, ulusalcıların, Ergenekon‘un ve strateji tayini için bekleyen derin yapıların tahliye beklediğine dikkat çeken Bugün’den Gültekin Avcı, tutuklu vekiller ve bazı generallerin kaçma şüphesi ve delilleri karartma riski sebebiyle tutuklu bulunduklarını hatırlatarak, “En az 10 sene, belki de 20-30 yıl ceza alması kuvvetle muhtemel bir sanığın kaçacağının varsayılması oldukça doğaldır.” dedi.

Tutukluların vekil olması veya kamuda mevcut (generallik) statülerine bakıldığında delilleri/tanıkları etkileme iktidarının oldukça yüksek olacağını ifade eden Avcı, bir de hatırlatmada bulundu: “Generaller Mustafa Bakıcı kaçtı, Levent Ersöz kaçtı yakalandı, Turan Çömez kaçak, Bedrettin Dalan kaçak, Gülseven Yaşer kaçak…

Mahkemeler 3. yargı paketinden önce de yurtdışına çıkma yasağına ek olarak çok yüksek bir parasal kefaletle adli kontrol tatbik edebileceğini fakat bunu yapmadıklarını kaydeden Avcı yazısında, “Tutuklu vekillerin kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesiyle tutukluluklarının devam etmesine karar verilmesi oldukça normaldir.” analizine yer verdi.

İşte Gültekin Avcı’nın önemli tespitleri:

Tutuklu vekiller tahliye olur mu?

3. yargı paketi gereğince tutuklu vekillerin tahliye talepleri için yarın karar günü.

Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var.

Tutuklu vekiller için hangi cezalar isteniyor?

Mehmet Haberal için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıla kadar hapis, Mustafa Balbay için, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 34-58 yıl arası hapis, Balyoz darbe planında görev aldığı ve Oraj, Suga, Çarşaf ve Sakal isimli eylem planlarında asker ailelerini fişlediği belirtilen Engin Alan hakkında 10-20 yıl arası hapis, KCK’dan tutuklu vekiller hakkında ise en az 10 yıl hapis isteniyor.

Tutuklu vekiller (ayrıca İlker Başbuğ ve Balyozcu generaller) büyük ölçüde kaçma şüphesi ve delilleri karartma riski sebebiyle tutuklu durumdalar.

Bu noktada İlhan Cihaner ve Sabih Kanadoğlu’na hak vereceğimi hiç düşünmezdim.

Tutukluluğun devam edeceğini söyledikleri için değil, görüşlerine gerekçe teşkil eden ceza yargılaması açısından haklılar.

Her ikisi de ceza muhakemesi mantığına dayanarak, tahliyenin mümkün olmadığını ifade ettiler.

Bu kez siyasal ve ideolojik değil hukuki yorum yapmışlar.

Adli kontrol tedbirlerinin uygulanması suretiyle tahliye elbette ki hâkimin takdirinde.

Lakin 3. yargı paketi ve bu minvalde yargıyı etkileyici “siyasal mesajlar”la mahkemelerin kuşatıldığı da bir gerçek.

Kimler tahliye bekliyor?

Siyasetin, merkez medya dâhil medyanın önemli bir kısmının, ulusalcıların, Ergenekon‘un ve strateji tayini için bekleyen derin yapıların tahliye beklediği aşikâr.

3. yargı paketinden önce adli kontrol sisteminde, “üst sınırı 3 yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren suçlar”la sınırlı bir uygulama söz konusuydu.

Fakat bu tedbirlerden “yurtdışına çıkma yasağı” ve “parasal/şahsi güvenceyle serbest kalma” tedbirinde üst sınır yine yoktu.

Yani tutuklu vekiller hakkında bu iki adli kontrolle gayesine ulaşacak olan mahkeme, 3. yargı paketinden önce de adli kontrol kararı verebilirdi.

Ama yeterli görmemişler ki, tutukluluk halinin devamına karar verdiler.

Şu halde;

Mahkemeler tutuklamadan beklenen gayeyi gerçekleştirdiği ölçüde adli kontrole başvuracaklardır.

Tutuklu kişiyi belirli yerlere gitmekten menetmek, Konutu terk etmemek, Polis veya jandarma merkezlerine belirli sürelerde uğrayıp imza atmak, gibi adli kontrol tedbirleri, kaçma şüphesini ya da mevcut delilleri (tanıkları) etkileme, değiştirme veya karartma tehlikesini ortadan kaldırmıyorsa tutuklama devam edecektir.

Adli kontrolle serbest bırakılan bir sanık, mevcut davada önceki celselerde beyanda bulunmuş bir tanığı dijital ortam, aracı veya telefonla tehdit ederek ifadesini değiştirmesini isteyebilir.

O tanık/lar tam karar okunacakken bile “Bir dakika ifademi değiştiriyorum” deyip, ifadesinin önemine göre tüm davayı etkileyebilir.

ABD’de olduğu gibi gizli tanıklar bu tür büyük davalarda tahliyelerden olumsuz etkilenir.

Mahkemenin kararı ne olur?

Bu minvalde şunları söylemeliyim.

Tutuklu vekillerin kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesiyle tutukluluklarının devam etmesine karar verilmesi oldukça normaldir.

Bunu tutuklama taraftarı olduğum için değil, ceza yargılamasının doğal bir gereği olarak söylüyorum.

Zira tutukluların vekil olması veya kamuda mevcut (generallik) statülerine bakıldığında delilleri/tanıkları etkileme iktidarı oldukça yüksektir.

Ayrıca en az 10 yıl, bazı vekillerde iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis tehlikesinin kaçma şüphesini doğuracağı doğal olarak kabul edilmelidir.

Generaller Mustafa Bakıcı kaçtı, Levent Ersöz kaçtı yakalandı, Turan Çömez kaçak, Bedrettin Dalan kaçak, Gülseven Yaşer kaçak…

Dikkat edilirse bunların hepsi toplumda itibarlı addedilen isimlerden.

“Onlar kaçtı diye bunlar da kaçar denemez” gibi ifadeler hissidir, gayrihukukidir.

“Kaçma şüphesi var” demek için tüm sanıkların kaçmasını beklemek gibi bir budalalık yapılmaz.

En az 10 sene, belki de 20-30 yıl ceza alması kuvvetle muhtemel bir sanığın kaçacağının varsayılması oldukça doğaldır.

Buna rağmen tutuklu vekiller için adli kontrolle tahliye kararı da verebilir mahkemeler.

Mümkündür ama sürprizdir bana göre.

Zira mahkemeler 3. yargı paketinden önce de yurtdışına çıkma yasağına ek olarak çok yüksek bir parasal kefaletle adli kontrol tatbik edebilirlerdi.

Ama yapmadılar.

Ayrıca KCK tutuklusu milletvekili İbrahim Ayhan’ın 3. yargı paketi şümulünde tahliye talebi reddedildiğine göre, 2 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Balbay ve Haberal’ın tahliye taleplerinin reddedilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Sonuç kanaatim; tutuklulukların devam kararı normal, adli kontrolle tahliyeler sürprizdir.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Editörün seçtikleri

TÜBİTAK’ın burs miktarları artırıldı

Yayınlandı

-

Yayımlayan

TÜBİTAK’ın araştırmacı, bilim insanları ve öğrencilere sunduğu burs miktarlarında artışa gidildi. Bakan Kacır, “Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz” mesajını paylaştı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Bilim İnsanları Destekleme Programı Başkanlığı (BİDEB) ile Genel Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından desteklenen projelerde, öğrencilere yapılan burs ödemelerinin aylık üst limitlerinde artışa gidildi.

Buna göre, ön lisans veya lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 4 bin liradan 4 bin 800 liraya yükseltildi. Yüksek lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 13 bin 500 liradan 16 bin 500 liraya, doktora öğrencilerinin aldığı burs miktarı da 20 bin liradan 24 bin liraya çıkarıldı. Doktora sonrası araştırmacılara verilen burs miktarı ise 27 bin lira iken 32 bin lira olarak güncellendi.

Bu arada, BİDEB 2250 Lisansüstü Bursları Performans Programı’nda yer alan performans kriterlerine göre başvuru yapmaları durumunda, doktora öğrencileri 8 bin 700 liraya ve doktora sonrası araştırmacılar da 10 bin 500 liraya kadar performans ödemesi alabilecek.

“İnsan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunarak, “Bilim insanlarımıza, araştırmacılarımıza ve öğrencilerimize sunduğumuz TÜBİTAK burslarını artırdık. Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimizi yetişmiş insan kaynağımızla gerçekleştireceğiz” dedi.

Kaynak: trthaber.com4

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Fotoğraf: ensonhaber.com

YÖK, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıkladı.

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler için yeni bir karar almıştı.

Buna göre üniversite öğrencilerinin eğitimine devam edebilmesi için uzaktan eğitim modeline geçilmişti.

Alınan kararın ardından bugün Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, kameraların karşısına geçti.

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Özvar, üniversitelerde 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin nasıl devam edeceğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.

Buna göre 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceği açıklandı.

Ara sınavlar uzaktan yapılabilecek

YÖK Başkanı Özvar ayrıca, bahar dönemindeki ara sınavların şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrim içi yapılacağını da bildirdi.

İşte YÖK Başkanı Özvar’ın açıkladığı kararlar

YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarına göre alınan kararlar şu şekilde:

“Halihazırda uygulanmakta olan uzaktan öğretim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilmesine,

Yükseköğretim kurumlarının bir dersin hem uzaktan öğretim ile hem de yüz yüze verilebilmesine ilişkin kararları ilgili kurullarında alarak gerekli düzenlemeleri yapmalarına,

Yürürlükte olan “Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar”ın 6 ncı maddesinde yer verilen bir yarıyıldaki derslerin AKTS kredilerine göre en fazla %30’unun uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği” yönündeki kısıtlamanın uygulanmamasına,

Özel öğrenci olarak başka bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etmekte olan öğrencilerin bu eğitimlerini aynı şekilde sürdürebilmelerine,

Nisan ayına ertelenmiş olan “derslere ait uygulamalar”ın, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının alacağı kararlar ile ödev, proje vb. şekilde veya bahar dönemi içinde, yaz döneminde ya da bir sonraki eğitim ve öğretim döneminde yüz yüze yapılabilmesine,

Bahar dönemindeki ara sınavların (özel öğrencilik hakkı verilen uygulama eğitimi içeren programlar hariç) “şeffaflık ve denetlenebilirlik” ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrimiçi yapılmasına,

Yapılacak değerlendirmelerde; açık uçlu ya da çoktan seçmeli çevrimiçi sınavlar, ödevler, çevrimiçi kısa sınavlar, projeler, Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) etkinlikleri, ÖYS kullanım analitikleri ve benzeri uygulamaların kullanılabilmesine,

Yarıyıl sonu, tek ders, tez izleme, yeterlilik sınavı gibi sınavların ise ne zaman ve nasıl yapılacağının yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.”

Kaynak: ensonhaber.com

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÜBYS’den ders seçimi ve kayıt yenileme işlemleri nasıl yapılır?

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ders seçimi ve kayıt işlemleri 26 Eylül- 7 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacak. 

Peki bu işlemleri nasıl mı yapacaksınız? İşte cevabı:

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR