Bizimle İletişime Geçin

Genel

Kadim Bir İbadet: ORUÇ

Yayınlandı

-

Bu yazı tumhaber.com’dan alıntılanmıştır.
Dinlerin ortak noktaları farklı noktalarından daha fazladır ve günümüzde yeryüzünde mevcut olan dinler arasında birçok ortak noktalar bulunmaktadır. Bunun sebebi de Din’in, ilahi kökenli olması ve Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e gelinceye kadar temelde aynı esaslara dayanmasıdır. İşte bu ortak noktalardan birisi de neredeyse bütün dinlerde bulunan oruç ibadetidir.
Oruç, Hz. Adem’den beri devam eden ve bugün İslam öncesi dinlerde de bulunan kadim bir ibadet çeşididir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de orucun, İslam’dan önce de bulunduğunu haber vermiştir: “Ey iman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, sayılı günlerde size de farz kılındı. (Bakara 2/183-184). Bu ayetten, orucun sadece Muhammed ümmetine has kılınmadığını, kadim bir ibadet şekli olarak İslam öncesi dinlerde ve ümmetlerde de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Oruç insanı, hayvanî duygulardan alıkoymak ve nefsânî arzulardan uzaklaştırmak için farz kılınmış bir ibadettir. Bu amaçla oruç tutan melekiyet kazanmış ve meleklerin yaradılışına benzemiş/yaklaşmış olmaktadır. Zira melekler nurdan yaratılmış, yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden münezzeh varlıklardır.
Diğer dinlerin aksine İslam’a göre orucun zamanı, kuralları ve şartları bizzat dinin Kutsal kitabında ve Peygamberinin sünnetinde belirlenmiştir. Hıristiyanlıkta ve Yahudilikte olduğu şekilde hiçbir kimsenin, otoritenin veya kurumun bunları değiştirme yetkisi yoktur. Zira Yüce Allah Kur’an’da orucun zamanını, başlayış ve bitiş süresini, oruç tutamayanların yapması gereken şeyleri açıklamıştır:
“Ey iman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, sayılı günlerde size de farz kılındı”. “İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir”. “Ramazan ayı ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun”. “Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı… Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayırt edilinceye kadar, yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın”. (Bakara, 2/ 183-185, 187).
Hz. Muhammed Medine’ye hicret ettiğinde Yahudilerin aşure orucunu tuttuklarını görmüş, Yahudilere bunun ne olduğunu sorunca, “Allah’ın İsrail oğullarını Firavunun zulmünden kurtardığı gün” cevabını almıştır. Bunun üzerine “Ben Musa’ya sizden daha yakınım” diyerek hem kendisi aşure orucunu tutmuş ve hem de Müslümanlara tutmalarını öğütlemiştir. (Buhari, Müslim, Ebu Davud).
Yahudilikte oruç düzensiz ve istikrarsız bir şekilde yılın değişik günlerine yayılmıştır. Bu durumuyla vakitleri ancak uzman bilginlerce bilinebilecek şekilde karmaşıktır. Bu dindeki en önemli oruç, Tevrat’ta emredilen Yom Kipur orucudur. Bu yüzden Reformist Yahudiler yalnızca bu orucu kabul ederler. Bu oruç, akşam gün batımında başlayarak ertesi akşam gün batımına kadar, 24 saat devam etmektedir. Bu şekliyle gerçekten insan tahammülünü zorlayıcı niteliktedir. Ortodoks Yahudilikte bundan başka daha birçok oruç bulunmaktadır. Yahudi orucunun temel özelliği daha çok Yahudilerin tarih içinde başlarına gelen felaketlerin anısına tutulan matem ve kefaret orucu niteliğinde olmasıdır.
Hıristiyanlıkta, kiliselerin ibâdet takvimlerinde cemaati teşvik etmek için oruç ibâdeti yer almakla birlikte Hıristiyanlar diledikleri zaman oruç tutabilmektedirler. Bu dinde, Okaristik/Şükran orucu ve Eklesiyastik/Kilise orucu olmak üzere iki çeşit oruç bulunmaktadır. Bu iki oruç genelde Katolikler tarafından yerine getirilirken, Protestanlar bu oruçları tutmamaktadırlar. Okaristik oruç, Evharistiya denilen ekmek şarap ayininden önce belirli bir süre her türlü yiyecek ve içecekten uzak durma şeklinde yerine getirilmektedir. Eklesiyastik oruç ise Katolik kilisesindeki kırk günlük perhiz dönemidir. Bu oruç döneminde hayvansal gıdalar, et, tavuk ve tatlı cinsinden yiyecekler yenmez, alkol kullanılmaz. Su ve ekmek gibi temel yiyecekler yenir. Hıristiyan orucunun temel niteliği vakitlerinin değişebilir olması ve gerçek anlamından uzak bir nevi perhiz şekline dönüşmüş olmasıdır.
Bugün birçok dinde orucun ideal manadaki özelliğini kaybettiği görülmektedir. Bu şekilde oruç, Hint dinlerinde olduğu gibi ağır riyazat yoluyla nefse işkenceye veya perhize dönüşerek oruç olmaktan çıkmıştır. Bunun yanında oruç, ya Yahudilik’teki şekliyle mateme dönüşerek yirmi dört saat gibi ağır şartlara bağlanmış ya da Hıristiyanlık’taki gibi değeri hafifletilerek basit yiyeceklerle günü geçirme ve hayvani besinleri yememe şekline dönüşmüş, tutulan orucun süresi de isteğe bağlanmıştır.
Dinler arasında İslam’ın takip ettiği yol, ifrat ile tefrit arasında orta yol olarak, aklın gereklerine, insan fıtratına ve vücut yapısına en uygun olan tarzdır. Oruç, fecirden/tan yerinin ağarmasından güneşin batışına kadar yeme içme ve cinsel ilişkiden sakınmaktır. Medine’ye hicretten bir buçuk yıl sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır. Ramazan ayında oruç tutmak akil, baliğ, mukim ve sıhhatli olan her Müslüman için farzdır.
İslam’da ruhban sınıfı olmadığı için diğer dinlerde çoğunlukla ruhban sınıfının yerine getirdiği bu ibadeti her Müslüman yerine getirmektedir. Zenginlerin de, fakirlerin ve muhtaçların tecrübesini yaşamaları amaçlanarak, oruç yerine fidye vermeleri kabul edilmemiş, böylelikle oruç tutmamalarının önüne geçilmiştir.
İslam’da, orucun zahiri boyutu yanında manevi boyutu da ihmal edilmeyerek oruçlunun her türlü kötü ahlakı terk etmesi öğütlenmiştir. Söz gelimi Hz. Peygamber “Kim yalanı ve onunla ameli terk etmezse, (bilsin ki) onun yiyip içmeyi terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur” (Buhari, Ebu Davud, Tirmizi) buyurarak işin bu yönüne dikkatimizi çekmektedir. Gerçekten de, gerçek anlamıyla oruç, yalnızca yeme içmeden kesilme değil, yalandan, gıybetten, dedikodudan, haram nazardan ve bütün kötülüklerden uzak durmadır.
İslam’ın dışındaki dinler, oruç günlerini başlangıç ve sonlarıyla belirlememeleri dolayısıyla orucu tam bir ibadet disiplini haline getirememişlerdir. Birçok dinde insanlar oruç tutacakları günleri ve sayılarını kendileri tespit etmektedirler. Böylelikle yeme içmeden kesilerek veya yeme içmeyi azaltarak perhiz şeklinde oruç tutmayı kendileri belirlemektedirler. Bu şekilde insanlar bazı yiyecekleri bırakma, bazılarını da tercih etme yoluna gitmektedirler. Yani her dinde yeme içmeden tamamen kesilmek gibi nefsi terbiye edici ve vücudu disipline edici uygulamalar bulunmamaktadır. Böyle olunca orucun isteğe bırakılması, orucun kıymet ve kudretini azaltmıştır. Buna bağlı olarak da insanların haddi aşmalarına, oruçtan beklenen ahlaki ve psikolojik faydayı tam olarak elde etmelerine engel teşkil etmiştir. Bunun aksine İslam, orucu disipline ederek belirli kurallara bağlamak suretiyle insanların keyfi uygulamalarından kurtarmış, fıtrata en uygun ve en kolay, manevi faydaları en fazla hale getirmiştir.
Bunun yanında İslam, Yahudilikte tarihi felaketlerin ve matemin hatırası olan orucu, uğursuz ve karanlık bir şekilden çıkarmıştır. Bu, İslam’ın yaptığı bir diğer yeniliktir. Bu şekilde oruç, iyimserliğin hakim olduğu aydınlık ve sevinç verici, sonu bayramla biten bir neşeye dönüşmüştür. Gerçekten de iftar, teravih ve bayram gibi uygulamalar hiçbir dinde bulunmayan ve insanların sevincine sevinç katan uygulamalardır.
İslam dışındaki birçok dinde oruç miladi takvime göre güneş aylarıyla hesaplanmış, böylelikle belirli mevsimlere hapsedilmiştir. İslam’da ise hicri takvime göre aya/hilale bağlanmıştır. Bu suretle en az kırk beş yıl yaşayan bir Müslümanın yılın her mevsiminde oruç tutması sağlanmıştır. Böylelikle vücut her zaman, her mevsimde ve her hal u karda karşılaşacağı zorluklara karşı direnç kazanma imkanını elde etmiştir.
Bütün bu anlatılanlardan çıkan sonuç şudur ki; İslam’da oruç, Hz. Adem’den beri gelen kadim bir ibadet şekli olarak nefse yapılan bir eziyet veya perhiz, diyet ve zayıflama yöntemi değildir. Öncelikle insana Tanrı karşısındaki acziyetini ve kulluk bilincini hatırlatma disiplinidir. Bunun yanında belirli süre aç kalarak zayıf ve muhtaçların durumunu algılama vasıtasıdır. Buna ilaveten beşeri isteklerden yüz çevirerek melekî saflaşmaya erişme yoludur. Bu durumuyla insan ihtiyacına ve insan fıtratına en uygun bir ibadet çeşididir. Bugünkü durumlarıyla hiçbir dindeki oruç ibadeti İslam’daki bu özellikleri taşımamaktadır. O halde bizlere düşen, erişmemize sayılı günlerin kaldığı mübarek Ramazan ayında bu ibadeti en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmaktır.
Ramazanınız ve orucunuz şimdiden hayırlı ve mübarek/kutlu olsun.
Okumaya Devam Et
1 Yorum

1 Yorum

  1. Barış

    24 Temmuz 2012 at 13:05

    Orucun gerçek mahiyetinin aç kalmak değil açın halinden olduğunu hepimizin farketmesi dileğiyle … Elinize sağlık hocam.

Leave a Reply

Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.

“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”

Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.

Okumaya Devam Et

Genel

İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:

27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.

1. Kimlik Belgesi Fotokopisi

2. Adli Sicil Kaydı

3. Banka Hesap Numarası

4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)

5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi

6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)

Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.

Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.

Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.

AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.

Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.

 

Okumaya Devam Et

Genel

Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak,  Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri,  siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında,  TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:

Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz

Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.

Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz  

İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir

Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.

Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda,  başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.

Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.

CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.

“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.

Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.

Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR