Genel
Çanakkale Boğazı ve En Eski Gümrük Yasası
Boğazlarda egemenlik sorunu ve geçiş sorunu binyıllardır, tarihin en önemli konularından biri olmuştur. Boğazlar sorunu, önce İstanbul’u yöneten Bizans, daha sonra da Osmanlı İmparatorluğu için sürekli en önemli siyasi sorun olarak gündemde kalmıştır. Boğazlar sorunun aynı zamanda İstanbul’a egemen olma sorunu olarak da tanımlayabiliriz. Bu sorunun tam ortasında ise Çanakkale Boğazı yer almaktadır. Antik dönemdeki Troia Savaşı‘ndan, Çanakkale Muharebelerine kadar yapılan savaşların ana nedeni de budur.
Boğazlara, özellikle de Çanakkale Boğazı’na hakim olarak ticaret ve siyasi gücü sürekli elinde tutmak. Çanakkale Boğazı’nın bu önemine bir de buranın kuzey-güney; doğu-batı ekseninde bir geçiş yeri olması; bu nedenle iç ve dış ticaret için bir merkeze dönüşmesi, buranın önemini daha da artırmıştır.
Çanakkale Boğazı, tarihin farklı dönemlerinde farklı isimlerle adlandırılmıştır. Antik dönemdeki Hellespontus ismi, Grek mitolojisindeki kral Athamas’ın kızı Helle’nin isimden gelmektedir. Bazı antik dönem yazarları Hellespontus adını Çanakkale Boğazı ve boğazı çevreleyen bölge için de kullanmıştır. Ancak antik yazarlardan Herodot ve Strabon Hellespont adını sadece boğaz için kullanmıştır. Orta Çağ’da bazı İtalyan deniz haritaları Bucca Romaniae ya da Stretto Della Romana isimlerini kullanmışlardır. Bu her iki isimde „Anadolu Boğazı“ anlamını taşımaktadır. Yine bu dönemlerdeki Avido ya da Aveo Boğazı ismi de kullanılmıştır. Bu isim ise günümüzdeki Nağraburnu adı verilen yerdeki M.Ö. 7. yüzyılda kurulan Abydos’tan gelir. Haçlı savaşları sırasında ise Batılılar Sanctus Georgius Boğazı ismini kullanmış olsalar da, bu isimli başka bir boğaz daha olduğu için, kısa süre sonar bu isim terkedilmiştir. Günümüzde Batılıların yoğun olarak kullandıkları „Dardanell“ ismi ise, yine Grek mitolojisindeki Troia krallarında Dardanos’tan gelmektedir. Türklerin hakimiyeti sonrasında Fatih Sultan Mehmed kalelerinin yapımıyla, Anadolu kıyısına inşa edilen kaleye ve bu kalenin etrafında gelişen şehire ise Kal-a i Sultaniye adı verilmiştir. Daha sonr ise bu isim, kalenin etrafındaki çanak çömekçi atölyeleri nedeniyle Çanakkale’ye dönüştüğü söylenmektedir.
Orta Çağ’ın önemli müslüman coğrafyacılarından olan İdrisi, iki boğazla birlikte, Marmara denizi için de „İstanbul Boğazı“ ismini kullanmış ve eserinin iki yerinde „Abydos Boğazı“ da demiştir. İşte boğaza ismini de veren bu kentte boğazlarla ilgili en eski gümrük yasası da bulunmuştur. Bu da bu geçiş noktasının tarihtedi önemini açıkca ortaya koymaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki Troia eserlerinin hemen önünde sergilenen bu yazıtta aynen şunlar kazılmıştır:
„ Bizans İmparatoru Anastasius’un (491-518) Boğazlar Gümrüğü Yasası:
Eğer kim bu kuralları çiğnemeye cesaret ederse, ona dost gözüyle bakılmamasını ve cezalandırılmasını buyuruyoruz. Ayrıca Boğazlar yöneticisine 50 litron altın alma hakkı tanınsın ki, dindarlığımızdan dolayı koyduğumuz bu kuralların hiç bir şekilde dışına çıkılmasın. Çünkü biz onunun gizli ve kötü bir iş yapmamasını, uyanık olmasını ve çok çalışmasını isteriz.
Emirlerimiz taş levhalara kazınıp, hem görmek isteyenlerin, hem de görmesini istediklerimizin yasayı öğrencebilecekleri kadar deniz kıyısına yakın bir yere taşlarla örülerek, bizzar o alanın içinde ön kısmına yerleştirilmesini buyurduk, bir yandan hırslarından cimriliklerinden uzak kalmaktan korkanların, öbür yandan ise zarara uğramamak için cesaret gösterenlerin okuyabileceği bir yerde olmalıdır.
Böylece çevreyi gözeztim altında tutan boğazlar kontuna, yazıtlardaki uyulması gereken kuralları, okuyan bir kimsenin, pazarlıkta antlaşma sağladığı taktirde Boğaza girişine izin verilmesini emrettik. Gemi sahiplerinin 22 yıldan beridir uymakta oldukları Boğazlara giriş-çıkış (gümrük) yeniden düzenlenmesi için işleri başından aşmış bulunan başkentin sayın vali ve belediye başkanı bizim yüksek dinadarlığımıza başvurdu.
İçinde bulunduğumuz dönemde ve bundan sonra her kim Boğazlardan geçmek isterse aşağıdaki şekilde ödeme yapacaktır. Başkente (İstanbula) şarap götüren Kilikia’lar dışında, tüm şarap taşıyıcılar Boğaz görevlilerine 6 follis ve 2 sekstarius şarap,
-aynı şekilde zeytinyağı, bakliyat ve domuz yağı taşıyıcılar Boğaz görevlilerine 6 follis, Kilikyalı armatörler ise, 3 follis, ayrıca giriş gümrük resmi için 1 keration, 12 follis, çıkış esnasında 2 keration, 24 follis,
– Tahıl taşıyıcıları Boğaz görevlilerine, giriş hesabına modius, 4-6 kg. başına 3 follis, buradan çıkarken de aynı şekilde 3 follis daha ödeyeceklerdir.“