Genel

Vali Tuna ile Çanakkale’ye Dair

Yayınlandı

-

Bu yazı daha önce www.gulsahbaruk.com’da yayınlanmıştır.

Bazı şehirler vardır ismi kendisinden önce gelir. Hiç görmeyen, gelmeyen için bile gözünde canlandırdığı bir resim vardır bu şehre dair. Kişinin kendisinden bir parça bulacağı, bir anısı varmışçasına sahiplendiği, toplumun geneline mal olmuş şehirlerdir bunlar.

Şehir yaşar, nefes alır, içinde bulunan insanlara kimlik kazandırır. Çanakkale de işte öyle bir şehir. İsmi kendinden önce yerleşmiş bu ülke insanının iliklerine, kemiklerine. Böyle bir şehri yönetmek, böyle bir şehrin valisi olmak…

Bu hafta Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna’yı konuk ettik. Program konuğumuz Sayın Vali ama aynı zamanda bizde kendisinin konuğuyuz. Makamında ağırlıyor bizi. Program teklifimizi geri çevirmedi ve bizleri konuk aldı bir anlamda.

Her ne kadar özgeçmişlerini inceleseniz de, hakkında birçok şey duysanız da bazı kişileri kendisinden dinleme imkânı bulmuşken sormadan geçemezsiniz ve kendisini tanıtmasını istersiniz.  Bizde sayın valimizi kendisinden dinlemek istiyoruz.

Öncelikle Çanakkalelilere selam ve sevgilerini ileterek başlayan Vali Güngör Azim Tuna, 1964 Sinop doğumlu olduğunu ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde Kamu Yönetimi Bölümünü bitirmesinin ardından İçişleri Bakanlığında Hakkâri Kaymakam adayı olarak göreve başladığını ve 25 yılı aşkın süredir de memleketin çeşitli yerlerinde görev yapmaya devam ettiğini belirtiyor.

Yaklaşık 1,5 yıldır Çanakkale Valisi olarak Çanakkale’de bulunan Vali Tuna’ya Çanakkale’yi soruyoruz. Yaşanılacak yerler olarak tanımlanabilecek bir şehir olarak niteliyor Çanakkale’yi. Tabi bu sıralamada da ilk sırayı memleketi Sinop’a vermeden geçemiyor. Kendisini Çanakkaleli olarak gördüğünü ve buradan gittikten sonra da Çanakkale’yi kolay kolay unutamayacaklarını da ekliyor.

Ramazan ayı içerisindeyken Vali Tuna’dan Ramazana ilişkin görüşlerini de alıyoruz. Gençliğine, hatta çocukluğuna gidiyoruz birlikte… Şimdiki gibi çocukluğunda da ramazanların sıcak yaz günlerine denk geldiğini söylüyor. O zamanlar şehrin yüksek bir yerinden patlatılan topun asıl önemli olduğunu o sesi nasıl beklediklerini paylaşıyor bizlerle. Şimdilerde artık bu duyguları yaşamanın zor olduğunu söylüyor, artık koşuşturmaca ile günlerinin geçtiğini belirtiyor. Bizler artık işimizi yapmaya çalışıyoruz, vatandaşları dinliyoruz, onların yanında olaya çalışıyoruz diyor. Eski Ramazanlara duyulan özlem hissediliyor; fakat bu şekliyle de mümkün olduğu kadarıyla Ramazanın tadına varmak istediklerini belirtiyor. Önemli olan güzel anların tadını çıkarabilmek diye ekliyor. Bu ramazanda özellikle zengin sofralarına katılmayacaklarını, yoksullarla birlikte olacaklarını bildirdiklerini ve bu kararı uygulamayı sürdürdüklerini söylüyor.

Ramazan öncesinden itibaren Vali Tuna Çanakkale ve ilçelerine çeşitli ziyaretler gerçekleştiriyordu. Kendisine bu ziyaretlerin nasıl geçtiğini soruyoruz. Devam eden ziyaretlerin ilçelere, ağırlıklı olarak köylere düzenlendiğini belirtiyor. Bu ziyaretleri devam ettirmeyi arzu ettiklerini; fakat şimdilerde Ramazan ile birlikte bu ziyaretlerin ağırlıklı olarak şehir merkezinde düzenlenen iftarlara kaydığını söylüyor.

Fuarlar ve Çanakkale

Vali Tuna, Çanakkale Valisi olduğu günden bu yana Çanakkale’nin tanıtımına büyük önem veriyor. Özellikle yıl boyunca yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara Çanakkale’nin katılımının sağlandığını biliyoruz. Bu fuarların önemini soruyoruz. Zamanın, şartların üretim ne kadar kaliteli olursa olsun önemli olanın onu ne derece iyi planladığınızdır diyor Vali Tuna. Aksi takdirde pazarlaması, tanıtımı iyi yapılamayan bir ürünün kıymetinin bilinmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Marka şehir olmanın tanıtım sayesinde olabileceğini söylüyor. Çanakkale’ye Gelibolu Yarım Adası’nın, Truva’nın bir nebze de olsa bilindiğini fakat bu şehrin daha birçok değere de sahip olduğunu, bu değerlerin tanıtımının zorunlu olduğunu söylüyor. Kaz dağları, Adaları, Termalleri, Kıyıları ve de bunlara ek olarak tarımsal potansiyeli ile birçok önemli özellik…

Vali Tuna, Çanakkale’nin birçok açıdan çok önemli değerlere sahip olduğunu bu değerlerin insanlara tanıtılması, anlatılması gerektiğini söylüyor. Bu tanıtımlar sayesinde her yıl katlanarak artan bir ziyaretçi sayısı olduğunu de vurguluyor. Tüm bunların yanında şehrin henüz alt yapı olarak yeterince hazır olmadığını fakat tanıtımlarla bu değerlerin varlığından insanların haberdar edilmesiyle beraberinde bu eksikliklerinde giderilebileceğini belirtiyor. Yurt dışı fuarları ile dünyanın her yerine ihracat yapmanın mümkün olduğunu belirtiyor Sayın Tuna. Fuaralar sayesinde Çanakkale’nin sahip olduğu çok önemli tarımsal ürünlerin dünya pazarına tanıtılmış olduğunu vurguluyor. Ayrıca üretim bol olduğunda çiftçinin üründen emeğinin karşılığını alamadığını, üretim fazlasının da ihracat yoluyla aşılıp kazanca dönüştürülebileceğine dikkatlerimizi çekiyor. Çanakkale olarak tarım ve turizm potansiyelimizi çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor Vali Tuna.

Çanakkale Savaşları’nın 100. Yılı

2015 yılı Çanakkale için olduğu kadar tüm Türkiye için de çok büyük öneme sahip. Bu ülkenin ortak tarihi hemen hemen her vatandaşında kendisinden bir parça bulduğu yer Çanakkale. Valilik, Üniversite, Belediye Çanakkale Savaşlarının 100. yılına büyük önem veriyor bu konuda ortak çalışmalar yapılıyor. Bizde sayın valiye bu konuda en son yaptıkları basın açıklamasını da dikkate alarak görüşlerini soruyoruz. Özellikle Vali Tuna’nın vurguladığı bir nokta aslında çok önemli 100. yıl bir defa gerçekleşiyor. Bunun çok iyi şekilde değerlendirilmesi ve gerekli vurguların zamanında ve doğru yapılması gerektiği üzerinde duruyor. Birçok platformda kendimizi anlatma zorunda kaldığımız, uğradığımız haksızlıkları açığa kavuşturmamız gerektiği zamanlar oluyor.  Vali Tuna Çanakkale zaferini bu noktaya bağlıyor. Evet bir zafer söz konusu ama neye karşılık bir zafer kaybedilenler neler, bizim ödediğimiz bedeller, uğradığımız haksızlıklar neler işte bunların uluslararası düzeyde anlatılması için bunu büyük bir fırsat olduğunu dile getiriyor Vali Tuna.

Tabi bütün bu manevi ve politik getirilerinin yanı sıra bir misyon daha yüklüyor 100. yıla. oda Çanakkale’ye ne gibi katkıları olacağı konusunda. Bu misyon 100. yıl sonrasında Çanakkale’ye geride kalanlar. Bunlar Çanakkalelilerin uzunca yıllar kullanabilecekleri hizmetler. Yani her açıdan Çanakkale bu tarihi yani 2015’i çok iyi değerlendirmeli. Kazanan Çanakkale ve Türkiye olacak aslında.

Vali Tuna ile sohbetimiz esnasında kendisine Yurt dışı eğitimini de soruyoruz. İmkânı olanların mutlaka Yurt dışına eğitime gitmeleri gerektiğini, kendisi gibi öğrencilik yıllarında imkânı olmayanların çalışma hayatında ya da karşılarına çıkan diğer fırsatlar ile bu eğitimi almaları gerektiği üzerinde duruyor. Vali Tuna eğitim üzerine en büyük eksikliğin öncelikle uygulamada olduğu görüşünde

Vali Tuna’nın Bir Günü

Sohbetimiz esnasında merak ediyoruz Vali Tuna’nın bir gününü. Bazen klasikleşmiş gibi görülse de göz önünde olan insanlara dair en merak edilen sorulardan aslında. Vali Tuna da söyleşimiz boyunca yalnızca bu soruyu “zor bir soru’’ olarak nitelendiriyor. İş yoğunluğunun, gün boyu dolu olan randevuların ve gün içinde görüşülmesi gereken bir dizi ekstra konun ardından çoğunlukla mesai saati kavramının sözde kaldığını söylüyor. Hafta sonları ailecek edilen bir kahvaltının ve vakit bulundukça kordonda bir yürüyüşün kendilerine keyif veren yapabildikleri sosyal aktiviteler olduğunu söylüyor.

Bizim için çok keyifli ve de değerli bir söyleşiydi. Sohbetimiz öncesinde Vali Tuna’nın çok pozitif ve kibar bir insan olduğuna dair bir görüşe sahiptim. Kendisi ile sohbetimiz esnasında bu fikir kat kat artıyor. Kibarlığının, güler yüzlülüğünün yanı sıra son derece bilgili, ön görüsü yüksek bir kişi kendisi. Ayrıca bu şehir Çanakkale için, Türkiye için büyük bir özveri ve istekle çalışan bir insan. Çanakkale ve de ülkemiz böyle bir değere sahip olduğu için son derece şanslı. Umuyorum bizlerde değerlerimizin kıymetini bilir ve onlara sahip çıkarız.

Son bir notu da sizlerle paylaşmalıyım Valilik Özel Kalem Müdürü Sayın Mahmut Akkuş’a da bu değerli söyleşiye katkılarından ötürü sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz…

İlgili programı http://kampusfm.comu.edu.tr/?programlar=gulsah-baruk-ile-kampus-vizyon-2 adresinden dinleyebilirsiniz.

3 Yorum

  1. Anonim

    11 Ağustos 2012 at 17:50

    Güngör Azim Tuna çok sempatik ve kültürlü bir insan. Burada da bunu görebiliyoruz. 100.yıl umuyorum bekledikleri şekilde gerçekleşir. Ama bunun için çok çalışmak lazım. Aynı zamanda da halkın katılımı gerekli.

  2. zor

    11 Ağustos 2012 at 19:03

    Bence Vali’nin de Rektörün de çok işi var bu insanlarla. Çok zor.

  3. Zengin Sofralar

    12 Ağustos 2012 at 18:51

    Valinin açıklamalarında benim için en anlamlısı zengin iftar sofraları yerine fakir fukaranın yanında olma onlar ile iftar yapma prensibi oldu. Çünkü nefsini köreltmek için bir anlamda tutulan oruç iftar sofralarının bazılarında aşırı bir aç gözlülüğü pervasızca harcanan tüketilen değerlere dönüşüyor. Bütün gün yiyip içip gösterişli iftarlar organize eden yapmacık oyunculardan da çok sıkıldık artık..

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version