Genel
Eğitime Yatırım
Ziraat Fakültesi mezunuyum. Dolayısı ile ekim-biçim işlerine az da olsa aşinalığım var. Bir buğday tohumu çöle ekilirse; hiç verim alınamaz, verimsiz bir tarlaya ekilirse mahsul 1’e 5’i geçmez, sulu bir tarla olursa verim 1’e 10’a, 1’e 15’e yükselir, bir de gübre atılırsa; 1’e 20’lere 1’e 30’ lara çıkabilir.
Manevi alanlara yapılan yatırımlarda ise; harcanan emeklerin alınan karşılığı, kat kat daha fazladır. Eğitim, manevi yatırım alanlarının en başında gelmektedir. Teşbihte hata olmaz, bu sahanın ‘sulu, verimli tarlaları’ ise öğrencilerdir. Öğrencilere yapılan yatırımın, verilen emeğin karşılığı yüzlerce, belki binlerce misli ile vatana, millete ve insanlığa hizmet olarak geri dönmektedir.
Bir atasözünde; “Eğer bir yılı düşünürsen bostan ek, on yılı düşünürsen ağaç dik, hedefinde yüzyıllar varsa insan yetiştir” denilmektedir. Bazı hayır işlerinin, kişi öldükten sonra bile fayda getirdiği bilinmektedir. Bunların başında hayırlı evlatlar ve hayırlı öğrenciler yetiştirmek gelmektedir. Öğrenciler, nesilden nesile hizmetlerini aktaracak ve bu ilelebet böyle devam edip gidecektir.
***
Üniversitelerimizde her yıl yüzlerce, belki binlerce öğrenci maddi yetersizlik nedeni ile eğitimini yarıda bırakmaktadır. Bırakmamakta direnenler ise; hem çalışıp hem de okumaya gayret etmekte, bunun doğal sonucu olarak ders çalışma performansları haliyle düşmektedir. Gerçi, son yıllarda devletimiz gerek burslarla, gerekse kredilerle maddi yetersizliği olan öğrencilere destek olmaya çalışıyor. Ancak, delik büyük olunca tek elden yapılan yama, deliği kapatmaya yeterli olamıyor.
Bu noktada gelecek nesilleri, dolayısıyla geleceğimizi kurtarabilmek için sivil toplumun çabaları daha bir önem kazanıyor. Özellikle üniversiteler ile işbirliği halinde tüm şehirlerimiz öğrencilerimize verilecek bursları organize etmeli. Yeni öğrenciler sınavları kazandılar ve şehirlerimize gelmek üzereler. Onlara hoş bir sürpriz yapalım ve onların ellerinden tutalım. Türkiye’de hiç kimse parasızlık nedeniyle eğitimini yarıda bırakmasın. Eğitimini maddi nedenlerle bırakan her bir öğrencimizin vebali hepimizin omuzlarındadır. Okulların açılması yaklaşırken bu konuyu hatırlatmak istedim… Sevgiyle kalın…
Bu yazı ilk olarak Kalenin Sesi Gazetesi’nde yayınlanmıştır.
Selim
15 Ağustos 2012 at 20:35
insanlar kendileri zor okusalar bile mezun olunca ogrencilerin halini unutuyorlar bu hatırlatmanız için teşekkürler hocam umarım bazılarını harekete geçirir.
Mert
16 Ağustos 2012 at 01:29
Zenginimiz çok ama burs veren hayırseverimiz pek yok. Gençler Çanakkale illerinde sahipsiz okuyor
Adınız...
16 Ağustos 2012 at 10:33
İçdaş ve Kale grubu dışında ciddi anlamda burs veren yok. İçki masalarında, otel köşelerinde, özel klüplerde, jiplerde vs milyarları harcayan Çanakkale’nin nümpen sosyetesi elitleri(!) beleş üzerine kondukları topraklardan alın teri dökmeden üzerine otururken biz kez üniversiteyi düşünmüş mü. Dibimizde Dardanos ne hayrını gördük. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan bu zatların memlekete ne faydası olacak.
Öğrenci
16 Ağustos 2012 at 12:13
Benim etrafımda İÇDAŞ veya Kale grubundan burs alan bi Allah’ın kulu yok. Bunlar bursları başka şehirlerde mi veriyor? Dardanel’in burslarını ise hiç duymadım. terzioğlu diyorlar, vallahi nasıl başvuruluyor onu bile bilmiyoruz. Adamların ÇOMÜ’de adı bile yok