BİRİM HABERLERİ
Yerel Gazete Asparagas Haberde Sınır Tanımıyor
Çanakkale Olay Gazetesi 17 eylül tarihli “Yakıştı Mı?” başlıklı haberinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin kütüphane ek binasıyla ilgili iddiası hem pes dedirtti hem de vatandaşları gülümsetti.
Gazetenin haberinde “Kütüphane ek binasının temeli atılırken çıkan hafriyat doğrudan ağaçların ve bitkilerin üzerine atılarak doğal yaşama zarar verildi. Hafriyat toprağı doğal açıdan son derece zengin bir alana dökülerek ağaçlar toprak altında kaldı, kuşlar ve börtü böcek çeşitli canlılara ev sahipliği yapan doğal ortam yok edildi”denildi.
Haberin resminde ise iki farklı açı ve noktadan çekilen resimler kullanıldığı barizdi. Ancak buna rağmen bile hafriyat toprağı dökülen bölgenin daha önce boş yol kenarı olduğu görülüyordu. Oysa gazete haberi öyle bir vermişti ki kocaman bir alanda tüm doğal yaşam yok edilmiş her taraf toprak içinde kalmış gibi bir anlatım vardı.
O bölgenin yıllardır tamamen bomboş olduğu eski rektör Akdemir döneminde de bu bölgeye hafriyat toprağı konulduğu herkesçe biliniyor.
Haberi okuyan üniversite çalışanları ve öğrenciler “O bölge zaten yıllardır bomboş duruyordu. Orada bir tek agaç varmıydı da biz göremedik acaba? Gözlerimizde sorun olmalı” şeklinde düşüncelerini ifade ederken bir yandan da gülümseyerek şaşkınlıklarını gizleyemediler. Olay Gazetesi’nin bir asparagas haberi daha vatandaşa bu kadar da olmaz dedirtti.
demokratcanakkale
olay gazetesi haklı
18 Eylül 2012 at 04:07
orada ağaç yoktu ama yeşildi..bundan önceki yönetimin dardanos ta yapmayı planladığı merkez içinde şu anki yönetim çevre katliamı yapacaklar demişti..şimdi bunu kendileri yapıyorlar..yazık yeşil alanlardan başka yermi yok..
Nurgül
20 Eylül 2012 at 07:11
Hafriyat yapılan alan yeşil alan değildi. Orada bir tek ağaç bile yoktu. Çünkü orası zaten geçmişte de hafriyat dökülmüş alandı. Yenisi, eskisinin yanına dökülmüş oldu. Hafriyat dediğimiz de sadece toprak. Bu topraklar kuru otların üzerine boşaltıldı. Olay Gazetesi olayı çevre katliamı, ağaçların katledilmesi gibi yansıttı. Yani doğru habercilik yapmadı
neresi haklı!?
18 Eylül 2012 at 05:13
Son 1 yıldaki kadar çok ağaç başka hiçbir dönemde dikilmedi. Kütüphane inşaat alanı yerine mevcut kütüphanenin önüne bakmak bile gören gözler için yeterli.
nilay
18 Eylül 2012 at 05:15
ÇOMÜ’deki gelişmeler bazılarını rahatsız mı ediyor? Neden biz öğrencilerin daha iyi eğitim ve hizmet alması bazı kişileri rahatsız ediyor hiç anlamıyorum.
kadir
18 Eylül 2012 at 05:22
nilay bunların amaçları bağcıyı dövmek. Bunlar bazıları vakti zamanında kütüphanedeki kitapları bile yakmaktan bahsettiler. Hatta bu kadar kitaba ne gerek var, kampüsün ışıklandırılmasına ne gerek var bile dediler. Bunu söyleyenlerden bazıları ise olay gazetesinde yazan marjinal üniversite hocaları. Kanaatimce bu tavırlarıyla hem üniversitemize hem de ülkemize büyük zarar veriyorlar.
Donkar
18 Eylül 2012 at 07:03
Comu santiye merkezi oldu, santiye merkezi olmadan malesef cazibe merkezi olunamiyor..
Donkar
18 Eylül 2012 at 07:06
Onlar kutuphaneye kitap almaktan acizdi, yeni yonetim de kitaplara yer bulamiyo ve ek bina yapiyor.. Tebrikler laciner hocam
comu.edu.tr deki bir duyuru:
18 Eylül 2012 at 10:07
ÇOMÜ Kütüphanesi Tanıtım Turları ve Kullanıcı Eğitimi Günleri (24-28 Eylül)
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine kayıt olan öğrencilerin kütüphane olanaklarından maksimum düzeyde yararlanabilmeleri amacıyla eğitim programları ve tanıtım turları düzenlenecektir.
24-28 Eylül tarihleri arasında her gün saat 14:00’da başlayacak olan programda;
Kütüphane ve kütüphane olanaklarının tanıtılması,
Basılı ve e-yayınlara erişim,
Katalog tarama,
Kütüphane yerleşim düzeni ile kütüphanede uyulması gereken kurallar konularda bilgi verilecektir.
Programa katılmak isteyen kullanıcılar ayrıntılı bilgiyi 218 0018 #1986 nolu telefondan edinebilirler.
Tarih : 24-28 Eylül 2012
Saat : 14:00 – 14:45
Yer: ÇOMÜ Merkez Kütüphanesi (Terzioğlu Yerleşkesi)
boşa konuşmayın...
18 Eylül 2012 at 10:53
boşa konuşmayın. önemli olan kitap sayısı değil, alınan kitapların niteliğidir. nerelerden kimlerden bağışlar geliyor onlara bir baksak.
tehlikenin farkında mısınız?
uyanın artık ya ne kör milletsiniz siz…
Kadir
20 Eylül 2012 at 07:15
Kitabı tehlike olarak gören kafa hiç de yabancı değil. Daha önce de Olay gazetesinin köşe yazarı Türker Savaş kütüphaneye bu kadar çok kitap almayın, ne gerek var türü açıklamalar yapmıştı. Bu yorumcu da kitap bağışlarını tehlike olarak görmüş. Kitaptan korkanın başına her türlü kötülük gelir, çğünkü o yobaz bir adamdır. Bu yönetim hiç bir şey yapmsa aldığı kitaplar, yaptığı kütüphaneler bile yeterli
Yuh dedirten yukarıdaki yorum!
18 Eylül 2012 at 11:20
2011 2012 basım en yeni kitaplar bizim kütüphanemizde. 1,5 yıl önce 80bin olan kitap sayısı şu anda 250.000. Yani çeyrek milyon. Kitapların niteliğinde ne varmış? 170.000 adet zararlı kitap mı doldurulmuş. Nasıl bir kitap düşmanlığıdır bu, nasıl bir yobazlıktır, ben anlamadım. Ayrıca her türlü kitap olmalı. Burası bir kütüphane. İsteyen istediğini okur, herkese hitap etmeli.
Anonim
18 Eylül 2012 at 11:58
üniversite yönetimininde dediği gibi, ne derlerse desinler KERVAN YÜRÜYOR…
yuh demeden önce aç gözünü!
18 Eylül 2012 at 12:02
yobazlık!!!!! bunu rektörü Sedat Laçiner hayranı olan birinden duymak ne hoş efenım..
arkadaşım hangi kitap düşmalığından bahsediyorsun sen? elbette herkes istediğini okur, ne tür kitap istiyorsa. ama bir bak bakalım hangi yayınevlerinden geliyor bunlar. neyse ben sana ve senin gibilere ne anlatıyorum. sadece üzülüyorum bize ve çocuklarımıza ve hatta onların çocuklarına. elbette öyle güzel günler görebilirsek.
koyunlar sizi…
Boşa Konuşmayın diyene...
18 Eylül 2012 at 12:14
Boşa konuşmayın deyip boşa konuşan arkadaş!, kütüphaneye gelen kitapları tek tek inceledin mi? Ben kütüphaneye gittiğimde her türlü sesten ve inançtan yayınların olduğunu bunun gün begün arttığını görüyorum. Haftada en az 3-4 saatini kütüphanede geçiren, neredeyse hangi kitabın nerede olduğunu bilen biri olarak bunu söylüyorum. Ama sizin gibilere kitap, kütüphane lazım değil eskiyen at gözlüklerinizi değiştirmek için bir hırdavatçıya gidin bence.
Kitap Düşmanları
18 Eylül 2012 at 12:19
Üniversitenin ve kütüphanenin büyümesi bazılarının hasedini de büyütüyor. Eskiden en basit kitabı bulamadığım kütüphanede her konuda onlarca kitap bulabiliyorum artık. Herşeyin eskisi gibi olmasını isteyen gerçek GERİci ve yobazlar komik oluyorsunuz iyice. Elaleme güldürmeyin bu kadar kendinizi!..
Nuray
18 Eylül 2012 at 15:42
Eğitim_Senci bir öğretim üyesi de geçen yıl “bu kadar kitaba ne gerek var” demişti. İşte bunların öğretim üyesi bile ancak bu kadar düşünebiliyor
Bu Nasıl Bir Saçmalık
18 Eylül 2012 at 16:28
Bun nasıl bir zihniyet. Dünyada eşine az rastlanır herhalde kütüphanesinin zenginleştirilmesinden hoşnutsuz olan böylesine GERİ ve de GERİCİ zihniyet. Diyecek söz bulamıyorum!..
Adınız...
18 Eylül 2012 at 12:19
güldürdün beni sen çok. haftada en az 3 -4 saatini geçirdin ha bak bak bak. soruna cevap vereyim evet o kitapları tek tek inceledim buna ne diyorsun bakalım. ayrıca senin gibi bu 3 – 4 saat geçiren arkadaşları yakınen de gözlemledim. hangi boşlukla geldiğinizi. bizim at gözlüklerimiz sizinkilerden daha yeni alayacağın değişime gerek yok.
sizin gibi kafalar beni çok korkutuyor üzülüyorum siz lütfen çocuk yapmayın sizin gibiler çoğalmasın.
Komik ve de Cahil Arkadaş
18 Eylül 2012 at 17:17
Komik arkadaşım bu meşhur söz sana gelsin. “Lafa bakarım laf mı diye adama bakarım adam mı diye” Kurduğun çocukça cümlelerden ötürü sana acıyorum sadece. Demek birilerini tasmanı saldıda dedektiflik yaptın kütüphanede bravo sana!.. Aman aman maşallah. Kütüphaneye kitaplar için gitmediğini de itiraf etmiş oldun. sizin gibilere kitap ne gerek mazallah orda bir kitap falan gelir eline de okursun. 3 numara at gözlüklerinle. Senin gibiler cehalette doktora yapar ancak. Evet bizim gibiler çoğalmasın sakın yoksa bu ülke adam olur sizin gibilerin emziklerini ağzından alıverir. Sen zaten dedektifliğe meraklısın bizim çocuklarında peşinde iz sürersin neme lazım.
Olay mı haklı güldürmeyin!
18 Eylül 2012 at 12:24
İlk yorumdaki arkadaş demişki olay gazetesi haklı orada ağaç yoktu ama yeşil alandı demiş. Olay gazetesinin bütün savı zaten orasının orman gibi ağaçlıklı bir alan olması üzerine. Bunun böyle olmadığını kendinde itiraf ettin ve hala haklı diyorsun. O bölge eskidende bomboştu. Akdemir zamanında da toprak koyulmuştu. Yerde bir iki tane çimen ot olmaması Çanakkale gibi yeşil bir yerde zaten mümkün değil yeşil alandan kastetdiğin bu galiba orada sadece bir iki ot vardı çalı bile yoktu. Kaldıki o topraklar orada ebedi kalmaycak iş bitince toplanıp götürülecek. Topraklar nereye dökülmeliydi bununla ilgili fikrin varsa söyle o zaman?..
Komik ve de Cahil Arkadaş
18 Eylül 2012 at 12:35
Komik arkadaşım bu meşhur söz sana gelsin. “Lafa bakarım laf mı diye adama bakarım adam mı diye” Kurduğun çocukça cümlelerden ötürü sana acıyorum sadece. Demek birilerini tasmanı saldıda dedektiflik yaptın kütüphanede bravo sana!.. Aman aman maşallah. Kütüphaneye kitaplar için gitmediğini de itiraf etmiş oldun. sizin gibilere kitap ne gerek mazallah orda bir kitap falan gelir eline de okursun. 3 numara at gözlüklerinle. Senin gibiler cehalette doktora yapar ancak. Evet bizim gibiler çoğalmasın sakın yoksa bu ülke adam olur sizin gibilerin emziklerini ağzından alıverir. Sen zaten dedektifliğe meraklaısın bizim çocuklarında peşinde iz sürersin neme lazım..
Fidel
18 Eylül 2012 at 13:17
Çanakkale olay gazetesi, pkk yandaşı Diyarbakır GÜndem gazetesiyle dostluyk ve kardeşlik antlaşması imzaladı bunun sonucu olarak pkk yandaşı bir kaç köşe yazarı Çanakkale olay gazetesinde köşe yazısı yazmaya başladı.
Malesef Çanakkale olay Gazetesi Çanakkalede Bdp ve Pkk nın basın Kuruluşu gibi çalışmakta…
Adınız...
18 Eylül 2012 at 16:30
Hiç şaşmadım. Olay ve PKK kelimeleri nasılda uyumlu oluyor. Vatan-millet düşmanı aspık zinhinet
Hakan
20 Eylül 2012 at 09:09
20 Eylül Olay Gazetesi’nde yer alan manşet haberini okuyun da, ağaçlar kesilmiş mi yoksa kesilmemiş mi görün. Site olarak yaptığınız haberin asparagas olduğu bir gerçek… Olay Gaztesi’nin haberinde kesilen ağaçların fotoğrafları da yer alıyor. Bence işte habercilik budur. Kanıtlı, ıspatlı ve belgeli. Artık bu haberden sonra sanırım konuşulacak ve tartışılacak bir konu kalmıyor.
Adınız...
20 Eylül 2012 at 11:08
hiçbir kesilen ağaç resmidir görmedim. Link veriniz lütfen sitede hiçbir resim yok. Kenar’ın çarpıtma yazısı var sadece. “Neymiş, toprak dökülen yerde ağaç yokmuş!. Neymiş, zaten orası yıllardır boş duruyormuş!
Ebe arkadaşım peki o zaman bizim yaptığımız haberin neyi asparagas? Çıkan toprak yan tarafa dökülmüyor mu? Dökülüyor. Eee.. O yamaç gelişigüzel doldurulmuyor mu? Zaten heyelan bölgesi olan alanı toprakla dolduruyorsunuz; belki yarın o dolgunun üzerine bina yapmaya da kalkarsınız! Bizim söylediğimizin nesi yanlış?” demiş yaptıkları haber orda ağaçların yokedildiğiyle ilgiliydi. şimdide bizde onu diyoruz yan tarafa toprak dökülüyor diyor. Saf mıdır nedir
Olay çarpıtmalarına devam..
20 Eylül 2012 at 11:12
Onlar resim koysaydıda phtoshopla ayarlanmış olurdu yine her zamanki gibi. İlk baş ağacın üstüne toprak koyuldu dediler şimdi de kesilen ağaç oldu. Daha neler duyacağız bakalım. Kurbağa gibi vatandaşı yavai yavaş kandırmaya çalışıyorlar. Attıkları yalanlara kendileri bile inanacaklar gitgide. Hayali yazmak kolay ne de olsa… Kesilen tek bir ağaçta yok üstüne toprak koyulanda…
Anonim
20 Eylül 2012 at 14:34
her şey çok net , okuyan anlar
http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=78516