Bizimle İletişime Geçin

Editörün seçtikleri

BALYOZCULAR DARBE YAPSA NELER OLACAKTI?

Yayınlandı

-

Balyoz davasında çıkan karara ‘fazla’ diyenlere 12 Eylül’de cezaevlerinde işkence görenler, plan uygulansaydı olabilecekleri anlattılar.

Balyoz davasında çıkan karara ‘fazla’ diyenlere 12 Eylül’de cezaevlerinde işkence görenler tepki gösterdi.Balyoz Planı’nın ‘elde olmayan nedenlerle’ teşebbüs aşamasında kalmasa olabilecekleri anlattılar.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Balyoz Darbe Planı davası ile kararının yankıları sürerken çokça tartışılan ‘ceza süreleri’ akıllara ‘Ya darbe olsaydı’ sorusunu getirdi. Dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın 1 numaralı sanık olarak planlayıcısı olduğu Balyoz Darbe Planı, 12 Eylül’de uygulanan ‘Bayrak Harekat Planı’nın kopyası olarak gösterilmişti.

Kopya Darbe Planı olan Balyoz Darbe Planı davasında, darbe girişimi ile suçlanan emekli ve muvazzaf generaller ile subayların çeşitli cezalara çarptırılmaları, darbe dönemlerinde işkencelerden geçirilmiş isimler tarafından olumlu karşılandı. Cezaların ‘caydırıcı’ yönüne dikkat çeken mağdurlar, ‘Türkiye’de bir daha bizim yaşadıklarımız yaşanmasın diye, bu cezalar önemli’ mesajı verdi. Darbe dönemlerinin mağdurlarının Balyoz yorumları şöyle;

12 Eylül’den daha ürpertici olacaktı

SUAT BAYSAL (Dev-Yol Davası sanığı – 12 Eylül’de uzun süre işkence gören isimlerden): Balyoz’a cezaları normal karşılıyorum. Yargılanan insanların mahkeme süreçlerinde cezaya çarptırılmaları hukuki bir durumdur. Darbeye teşebbüs edenlerin cezalandırılması önemlidir. Balyoz darbesi ortaya konulsaydı 12 Eylül’den daha ürpertici bir sonucu olurdu, onu aratırdı.

CELALETTİN CAN (78’liler Vakfı Başkanı): Türkiye’de darbe hegemonyası kuranların ceza alması, girişimin de cezalandırılması çok olumludur. Bugün sadece 2 generalinin yargılandığı 12 Eylül darbesi var. O darbenin hazırlanma süreci var. Mamak var, Metris var, Diyarbakır var, Balyoz da bunun uzantısıdır. Seçimle gelmiş hükümete darbe planlamak kabul edilecek bir şey yok. Darbe girişiminde bulunursan aldığın ceza normaldir.

Yapılsaydı karanlık günler geri gelirdi

YILMAZ ODABAŞI (Şair – Yazar): Ben Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde 12 Eylül döneminde Filistin askısından geçtim, falakaya yatırıldım, elektrik yedim, dayak deyim. Yapmadıkları işkence, etmedikleri zulum kalmadı. Şu anda Balyoz ve Ergenekon gibi davaları düşünüyorum da bunlar amaca ulaşsa idi, Türkiye karanlık günlere tekrar geri dönerdi.

YILMA DURAK (Mamak’ta işkence gördü): MHP davasından tutuklu bulunduğum Mamak Askeri Cezaevi’nde gördüğüm işkencelerden ötürü çenem kırıldı, kalıcı fiziki izler kaldı, işkence sırasında ve sonrasında halüsinasyonlar gördüm. Darbe girişimlerinin ceza alması, Türkiye demokrasisi için çok önemlidir. Türkiye demokratik bir ülke olsun isteriz.

Hayata geçse büyük kıyım yaşanacaktı

ADNAN TANRIVERDİ (Emekli Tuğgeneral): Bu darbe gerçekleşse idi hangi planların uygulanacağı da gündeme gelmişti. Toplumun bir kısmı görevlerinden tecrit edilerek ne muameleler yapılacağı belliydi. Kararı değerlendirirken planları da göz önünde tutmak lazım. Planlar hayata geçse idi çok büyük yıkımlar yaşanabilirdi.

MUSTAFA HACIMUSTAFAOĞLU (ASDER Genel Başkan Yardımcısı): 28 Şubat döneminde Ankara Etimesgut’taki kışlada işkence gördüm. 12 Eylül ve 28 Şubat’ı yapanların yaptıkları yanlarına kaldı. Bana göre Balyoz davasında yargılananların aldıkları cezalar fazla değil az. İşledikleri suç çok büyüktür. Birçok insan timsah gözyaşları döküyor, acaba yeniden darbe olur diye mi korkuyorlar? Balyoz kararına ben çok sevindim. İçimdeki intikam duygusundan değil Türkiye adına çok sevindim. 1997’de irticai faaliyette bulunduğum gerekçesiyle Balyoz’u organize eden şebeke tarafından ordudan atıldım. Maddi ve manevi olarak büyük acılar çektim. Etimesgut’taki işkence merkezinde işkence gördüm.”

Gözü dönmüşlerden herşey beklenirdi

HASAN CELAL GÜZEL (Eski Bakan): Türkiye gerçekten ciddi bir tehlikenin eşiğinden döndü. Çetin Doğan ve bir takım generellar irtacının kökünden sarsılması için bir sıcak darbe planladılar. Bir taraftan 28 Şubat darbesini darbe için yapılan her şeyi vurgularken bir taraftan da böyle kanlı bir sıcak darbe planlıyorlardı. AK Parti iktidara gelir gelmez 28 Şubatçılar bir araya geldiler. Balyoz’u planladılar. Fatih Camii gibi binlerce kişinin ibadetini yaptığı yerde bomba patlatmayı düşünecek kadar gözünü kan bürümüş ise, kendi uçağını düşürecek şeyleri yapıyorsa bu kişilerden her şey beklenir.

FAİK TARIMCIOĞLU (Emekli Askeri Hakim): 12 Eylül’de komünizm vardı. Komünizm öyle bir öcü olarak gösterildi ki, Nazım’ın şiirlerini okuyanlar bile komünist olarak görüldü. Türkiye Balyoz darbesini görse idi, bu kez öcü olarak görünen dindarlar irtica paranoyası içinde büyük sıkıntılar geçirirdi. İslam karşıtı bir kavga çıkardı. Balyoz başarılı olsa idi işkence haneler kurulabilirdi.

Tümgeneral Özler ile birlikte 11 sanık teslim oldu

Balyoz davasında hakkında yakalama kararı verilen 69 sanıktan aralarında Tümgeneral Atilla Özler’in bulunduğu 11 sanık teslim oldu ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Teslim olanlar arasında karar duruşmasına verilen arada firar eden emekli Albay Berna Dönmez de yer aldı. Dönmez, “Ben o gün salondan kaçmadım. Karar açıklandığı sırada salonun hatta cezaevinin dışındaydım. Eşim bana gelip ceza aldığımı söyleyince fenalaştım. Eşim beni alarak eve götürdü” dedi. Öte yandan 20’den fazla sanığın avukatı mahkemeye kararı temyiz edeceklerini belirterek ‘süre tutum’ dilekçesi verdi.

BALYOZ GERÇEKLEŞŞE NE OLACAKTI?

-BALYOZ Planı’nın ‘Vazife’ bölümünden: “Ulu Önder Atatürk’ün ‘Söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır’ veciz sözü ile emrettiği üzere; demokrasinin tamamı ile askıya alınması da dahil olmak üzere nihai amaç olan irticai yapılanmanın tek bir ferdi dahi kalmayacak ve bir daha hortlamayacak şekilde ortadan kaldırılıncaya kadar gerekli her türlü tedbir alınacak.”

Sakal, Çarşaf, Oraj ve Suga ile cuma namazı sırasında camiler bombalanıp, kendi savaş uçağımız düşürülüp kaos yaratılıp darbe yapılacak. Darbenin ardından ise:

-Gözaltı sayısı yüzbinlere ulaşacağı için Burhan Felek Spor Salonu, Fenerbahçe stadyumu, Ümraniye NETAŞ Misafirhanesi gibi büyük yapılar nezarethane olacak.

-Halkı rejime karşı kışkırttığı değerlendirilen tüm dernek, vakıf ve kuruluşlar kapatılarak yönetici kadroları tutuklanacak.

-Ülke dışına para çıkışı engellenecek ve bankacılık işlemleri durdurulacak.

-İrticai, bölücü ve yıkıcı terör örgütlerine mensup kişi, kurum ve kuruluşların menkul, gayrimenkul, ayni ve nakdi malvarlıklarına el konulacak.

-Yabancı uyruklu şahıs ve şirketlerin bankalardaki paralarına el konulacak.

-TSK kategorilendirilmiş personelden tamamen arındırılarak, boşalacak kritik kadrolara arkadaşlarımız atanacak.

-İrticai, yıkıcı ve bölücü faaliyetleri desteklediği bilinen bütün kamu personeli, hiçbir istisnaya tabi tutulmadan atılacak.

-Polis, jandarmaya bağlanacak, MİT’te temizlik yapılıp başına general atanacak.

-Türkçe ezan dâhil tüm ulusal değerler hayata geçirilerek Arap ve Kürt unsurların Türk kültürüne verdikleri zararlar telafi edilecekti.

1980 DARBESİNİN ACI BİLANÇOSU

-TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.

-650 bin kişi gözaltına alındı.

-1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

-Darbenin ardından açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

– 7 bin kişi için idam cezası istendi.

– 517 kişiye idam cezası verildi.

– Haklarında idam cezası verilenlerden 18’i sol görüşlü, 8’i sağ görüşlü, 23’ü adli suçlu, 1’i de Asala militanı olmak üzere toplam 50 kişi asıldı. İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.

– Mahkemelerde 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı.

– 388 bin kişiye pasaport verilmedi.

– Fişlenen 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için kamudaki işlerinden atıldı.

– 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.

– 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

– 171 kişinin sorgu sırasında ya da cezaevlerinde “işkenceden öldüğü” belgelendi.

– Yerli ve yabancı toplam 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı.

– 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

– Darbenin ardından 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

– Farklı görüşlerden 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

– 31 gazeteci cezaevine girdi.

– 300 gazeteci saldırıya uğradı.

-3 gazeteci silahla öldürüldü.

– Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 144’ü kuşkulu bir şekilde öldü, 14’ü açlık grevinde öldü, 16 kişi ‘kaçarken’ vuruldu, 95 kişi ‘çatışmada’ öldü, 73 kişiye ‘doğal ölüm raporu’ verildi, 43 kişinin ‘intihar ettiği’ bildirildi.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Editörün seçtikleri

TÜBİTAK’ın burs miktarları artırıldı

Yayınlandı

-

Yayımlayan

TÜBİTAK’ın araştırmacı, bilim insanları ve öğrencilere sunduğu burs miktarlarında artışa gidildi. Bakan Kacır, “Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz” mesajını paylaştı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Bilim İnsanları Destekleme Programı Başkanlığı (BİDEB) ile Genel Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından desteklenen projelerde, öğrencilere yapılan burs ödemelerinin aylık üst limitlerinde artışa gidildi.

Buna göre, ön lisans veya lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 4 bin liradan 4 bin 800 liraya yükseltildi. Yüksek lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 13 bin 500 liradan 16 bin 500 liraya, doktora öğrencilerinin aldığı burs miktarı da 20 bin liradan 24 bin liraya çıkarıldı. Doktora sonrası araştırmacılara verilen burs miktarı ise 27 bin lira iken 32 bin lira olarak güncellendi.

Bu arada, BİDEB 2250 Lisansüstü Bursları Performans Programı’nda yer alan performans kriterlerine göre başvuru yapmaları durumunda, doktora öğrencileri 8 bin 700 liraya ve doktora sonrası araştırmacılar da 10 bin 500 liraya kadar performans ödemesi alabilecek.

“İnsan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunarak, “Bilim insanlarımıza, araştırmacılarımıza ve öğrencilerimize sunduğumuz TÜBİTAK burslarını artırdık. Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimizi yetişmiş insan kaynağımızla gerçekleştireceğiz” dedi.

Kaynak: trthaber.com4

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Fotoğraf: ensonhaber.com

YÖK, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıkladı.

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler için yeni bir karar almıştı.

Buna göre üniversite öğrencilerinin eğitimine devam edebilmesi için uzaktan eğitim modeline geçilmişti.

Alınan kararın ardından bugün Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, kameraların karşısına geçti.

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Özvar, üniversitelerde 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin nasıl devam edeceğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.

Buna göre 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceği açıklandı.

Ara sınavlar uzaktan yapılabilecek

YÖK Başkanı Özvar ayrıca, bahar dönemindeki ara sınavların şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrim içi yapılacağını da bildirdi.

İşte YÖK Başkanı Özvar’ın açıkladığı kararlar

YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarına göre alınan kararlar şu şekilde:

“Halihazırda uygulanmakta olan uzaktan öğretim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilmesine,

Yükseköğretim kurumlarının bir dersin hem uzaktan öğretim ile hem de yüz yüze verilebilmesine ilişkin kararları ilgili kurullarında alarak gerekli düzenlemeleri yapmalarına,

Yürürlükte olan “Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar”ın 6 ncı maddesinde yer verilen bir yarıyıldaki derslerin AKTS kredilerine göre en fazla %30’unun uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği” yönündeki kısıtlamanın uygulanmamasına,

Özel öğrenci olarak başka bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etmekte olan öğrencilerin bu eğitimlerini aynı şekilde sürdürebilmelerine,

Nisan ayına ertelenmiş olan “derslere ait uygulamalar”ın, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının alacağı kararlar ile ödev, proje vb. şekilde veya bahar dönemi içinde, yaz döneminde ya da bir sonraki eğitim ve öğretim döneminde yüz yüze yapılabilmesine,

Bahar dönemindeki ara sınavların (özel öğrencilik hakkı verilen uygulama eğitimi içeren programlar hariç) “şeffaflık ve denetlenebilirlik” ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrimiçi yapılmasına,

Yapılacak değerlendirmelerde; açık uçlu ya da çoktan seçmeli çevrimiçi sınavlar, ödevler, çevrimiçi kısa sınavlar, projeler, Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) etkinlikleri, ÖYS kullanım analitikleri ve benzeri uygulamaların kullanılabilmesine,

Yarıyıl sonu, tek ders, tez izleme, yeterlilik sınavı gibi sınavların ise ne zaman ve nasıl yapılacağının yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.”

Kaynak: ensonhaber.com

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÜBYS’den ders seçimi ve kayıt yenileme işlemleri nasıl yapılır?

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ders seçimi ve kayıt işlemleri 26 Eylül- 7 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacak. 

Peki bu işlemleri nasıl mı yapacaksınız? İşte cevabı:

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR