Bizimle İletişime Geçin

Editörün seçtikleri

DENİZ BAYKAL’A AĞIR SUÇLAMA

Yayınlandı

-

Darbe Komisyonuna konuşmayan ve salonu terkeden Deniz Baykal’a Komisyon Başkanı Nimet Baş’tan sert tepki geldi.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, Deniz Baykal’a gönderdiği yazıda,  “O salonu terk ederek bizden değil, tarihin ışığından kaçtınız” dedi.

Baş, yazıda, Baykal’ın, ”komisyon toplantısına davet edilmesinin gayri hukuki olduğunu” söylediğini, ancak buna rağmen davete icabet ederek fiilen toplantıya katıldığını anımsattı.

Baykal’ın, sunumu bitirdikten sonra, kısa bir açıklamaya dahi tahammül etmeden toplantı salonunu terk etiğini belirten Baş, ”Komisyonumuzun yetkisizliğini ileri sürerek toplantıyı terk etmenizi esefle karşıladığımı hassaten belirtmek isterim” ifadesine yer verdi.

Baş, şunları kaydetti:

”Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı, Bakanlık, milletvekilliği gibi önemli makam ve görevlerde bulunmuş olan veya halen bu görevde bulunanlar dahi komisyonun bilgilerine başvurmasını kabil ettikleri gibi bugüne kadar hiçbiri komisyonun kendilerini dinleme yetkisizliğini ileri sürmemiştir.

TBMM İçtüzüğü’nü lafzi yorumlayıp komisyonumuzun üçüncü şahısları davet etme yetkisinin olmadığına ilişkin iddianızı, TBMM İçtüzüğü’nün 105. maddesinin, ‘Komisyon gerekli gördüğünde uzman kişilerin görüşlerine başvurabilir’ şeklindeki dördüncü fıkrası çürütmektedir.

Söz konusu fıkrada yer alan ‘uzman’ ibaresi ile teknik ve dar anlamda uzmanlığın kastedilmediği, ilgili konuda şahitliği bulunanların ilgili konuların aktörleri ya da komisyonun bilgisinden yararlanabileceği kişilerin anlaşıldığı ve anlaşılması gerektiği, Meclis araştırma komisyonlarının güçlü teamüllerinde kendisini göstermektedir.

Komisyonumuzca gönderilen davetiyede resmi yazışmalarda kullanılan ‘rica ederim’ ifadesi yerine davetiyelerde üçüncü şahıslara hitaben, komisyon karşısında eşit olduklarını ve bu davetlere icabet etmelerinin zorunlu olmadıklarını belirten ‘arz/rica ederim’ ifadesi kullanılmıştır.

Komisyon toplantısına başlarken davetimize icabet etikleri için bütün katılımcılara teşekkür ettiğimiz gibi size de toplantıya katıldığınız için teşekkür ettiğimi, ayrıca bilgisine başvurduğumuz kişilere, üyelerin sorularını cevaplandırıp cevaplandırmamakta serbest oldukları hususunu da size hatırlatarak, komisyonumuzun iyi niyetle ve hassasiyetle çalışmalarını sürdürdüğünü belirtmek isterim.”

Baş, Baykal’ın, ”komisyonun, yargı organlarında yürütülmekte olan bazı davalara kamuoyu desteği sağlamaya çalıştığı” yönündeki imasını haksız ve mesnetsiz iddia olarak değerlendirdi.

TARİHİN IŞIĞINDAN KAÇTINIZ

Baykal’ın, toplantıda okuduğu metni anımsatan Baş, ”Diyorsunuz ki ‘Sizlerle ve ilgi duyan herkesle, askeri darbe ve demokratikleşme sorunlarının tümünü, resmiyetten uzak, dostça bir ortamda müzakere edebilmeyi gerçekten isterim.’ Çok ilginç, çok manidar” ifadesine yer verdi.

Baş, şöyle devam etti:

”Neden TBMM çatısı altında değil de ‘resmiyetten uzak, dostça bir ortamda’ darbeler konusundaki fikirlerinizi söylemeyi tercih ediyorsunuz? Kahvehanelerde, pastanelerde, lokantalarda söylenecek şeyler neden TBMM çatısı altında, açık, meşru bir zeminde konuşulmasın?

Parlamentoların, İçtüzük hükümlerinin yanı sıra teamüllerle çalıştığı ve araştırma komisyonlarının işlevi tarafınızca bilindiği halde, size sağlanan bu imkanı politik bir gösteri zemini olarak kullanmanız ve özellikle komisyonumuzun çalışmalarını ilzam etmeniz kabul edilemez. Özellikle provokatif ifadelerle komisyonu yürürlükteki davalara ilişkilendirmeniz asla kabul edilemez.

Altını çizerek ifade ediyorum ki komisyonumuzun muazzam bir kamuoyu desteği, siyasi desteği ve entelektüel desteği vardır. Bu büyük kamuoyu desteği, hiç şüphesiz hak ve adalet konusunda gösterdiğimiz azami özenin, parlamentoya güvenin neticesidir. Komisyonumuza gelen hemen herkes tarihe ışık tuttuğumuzu, ilk kez, demokrasiyi kesintiye uğratan dönemlerle yüzleşme imkanı bulduğumuz ifade etmişlerdir.

Bize hukuk dersi vermek isterken, eyleminizle tam bir karartma örneği sergilediğinizi belirtmek isterim. Demokrasi adına komisyonumuza katkı vermekten kaçındınız. O salonda, hukuk adına bize mevzuat vermeye çalışarak ve bir tek cümlemizi dahi dinleme tahammülü göstermeden salonu terk ederek bizden değil, tarihin ışığından kaçtınız. Bizzat katıldığınız komisyonda demokrasi kültürüne katkıda bulunmak yerine tanıklıktan ve yüzleşmeden de kaçındınız. Bu katkıdan kaçınan, kendi rolünü değil belki kendisine verilen rolü oynamış olur.

Bu demokratik platformda kimseyi sorgulamıyoruz. Nitekim sizden önce mensubu olduğunuz partiden Sayın Oktay Ekşi’yi, sizden sonra da Turhan Tayan’ı dinledik. Keza toplantı esnasında yanı başınızda oturan Sayın Süleyman Çelebi de bizzat kendi talebiyle komisyonumuza gelerek önemli, anlamlı tanıklıklarda bulundular. Dolayısıyla komisyonu tartışmaya açarak tarihi bir fonksiyon gören bu komisyonun meşruiyetine gölge düşürmek mümkün değildir.

Okuduğunuz metinde bizim sorularımızın cevabı yoktu ama keşke bekleseydiniz de komisyonumuzun sizden önce 125 kişiye olduğu gibi size de sorularını sorabilseydi.

12 Eylül darbesinde uğradığınız haksızlığı, komisyonumuz, demokrasi ve hukuk adına şiddetle kınamaktadır. 12 Eylül tecrübenizi kayıtlara geçmek, 28 Şubat darbe sürecindeki tutumunuzu konuşmak, 27 Nisan muhtırası karşısındaki tavrınızı sizden dinlemek kuşkusuz kazanım olurdu.”

BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI TEKLİF EDİLDİ Mİ?

Baş, yazısında, Baykal’a yönelik şu soruları da yöneltti:

”28 Şubat sürecinde size Başbakan yardımcılığı teklif edildi mi? Edildiyse nerede, kimler tarafından, nasıl yapıldı bu teklif?

Dönemin ‘kudretli paşaları’ ile kamuoyundan gizli görüşmeleriniz oldu mu? Mesela Antalya’da görüşmeler yaptınız mı?

27 Nisan muhtıra sürecinde TBMM kürsüsünden şu cümleyi sarf ettiniz: ‘Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına Silahlı Kuvvetler kayıtsız kalmayacaktır’ demiştiniz. Nereden biliyordunuz? Cümle bir talimat ürünü müydü? Yoksa siz mi kurdunuz o cümleyi?

Ya da darbelere arka çıkmanın siyasi maliyeti konusunda, 28 Şubat sonrası baraj altında kalan CHP’yi, tecrübeniz üzerinden demokrasimizin dününü, bugününü ve yarınlarını konuşsaydık.

Bu soruları sormak ve cevaplarını almak mümkün olmadı. Sağlık olsun…”

Baş yazısında, daha önce milletvekilleri ve siyasetçilerin bilgisine başvurulan dört ayrı Meclis araştırma komisyonu örneği verdi.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Editörün seçtikleri

TÜBİTAK’ın burs miktarları artırıldı

Yayınlandı

-

Yayımlayan

TÜBİTAK’ın araştırmacı, bilim insanları ve öğrencilere sunduğu burs miktarlarında artışa gidildi. Bakan Kacır, “Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz” mesajını paylaştı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Bilim İnsanları Destekleme Programı Başkanlığı (BİDEB) ile Genel Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından desteklenen projelerde, öğrencilere yapılan burs ödemelerinin aylık üst limitlerinde artışa gidildi.

Buna göre, ön lisans veya lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 4 bin liradan 4 bin 800 liraya yükseltildi. Yüksek lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 13 bin 500 liradan 16 bin 500 liraya, doktora öğrencilerinin aldığı burs miktarı da 20 bin liradan 24 bin liraya çıkarıldı. Doktora sonrası araştırmacılara verilen burs miktarı ise 27 bin lira iken 32 bin lira olarak güncellendi.

Bu arada, BİDEB 2250 Lisansüstü Bursları Performans Programı’nda yer alan performans kriterlerine göre başvuru yapmaları durumunda, doktora öğrencileri 8 bin 700 liraya ve doktora sonrası araştırmacılar da 10 bin 500 liraya kadar performans ödemesi alabilecek.

“İnsan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunarak, “Bilim insanlarımıza, araştırmacılarımıza ve öğrencilerimize sunduğumuz TÜBİTAK burslarını artırdık. Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimizi yetişmiş insan kaynağımızla gerçekleştireceğiz” dedi.

Kaynak: trthaber.com4

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Fotoğraf: ensonhaber.com

YÖK, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıkladı.

6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler için yeni bir karar almıştı.

Buna göre üniversite öğrencilerinin eğitimine devam edebilmesi için uzaktan eğitim modeline geçilmişti.

Alınan kararın ardından bugün Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, kameraların karşısına geçti.

3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

Özvar, üniversitelerde 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin nasıl devam edeceğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.

Buna göre 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceği açıklandı.

Ara sınavlar uzaktan yapılabilecek

YÖK Başkanı Özvar ayrıca, bahar dönemindeki ara sınavların şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrim içi yapılacağını da bildirdi.

İşte YÖK Başkanı Özvar’ın açıkladığı kararlar

YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarına göre alınan kararlar şu şekilde:

“Halihazırda uygulanmakta olan uzaktan öğretim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilmesine,

Yükseköğretim kurumlarının bir dersin hem uzaktan öğretim ile hem de yüz yüze verilebilmesine ilişkin kararları ilgili kurullarında alarak gerekli düzenlemeleri yapmalarına,

Yürürlükte olan “Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar”ın 6 ncı maddesinde yer verilen bir yarıyıldaki derslerin AKTS kredilerine göre en fazla %30’unun uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği” yönündeki kısıtlamanın uygulanmamasına,

Özel öğrenci olarak başka bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etmekte olan öğrencilerin bu eğitimlerini aynı şekilde sürdürebilmelerine,

Nisan ayına ertelenmiş olan “derslere ait uygulamalar”ın, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının alacağı kararlar ile ödev, proje vb. şekilde veya bahar dönemi içinde, yaz döneminde ya da bir sonraki eğitim ve öğretim döneminde yüz yüze yapılabilmesine,

Bahar dönemindeki ara sınavların (özel öğrencilik hakkı verilen uygulama eğitimi içeren programlar hariç) “şeffaflık ve denetlenebilirlik” ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrimiçi yapılmasına,

Yapılacak değerlendirmelerde; açık uçlu ya da çoktan seçmeli çevrimiçi sınavlar, ödevler, çevrimiçi kısa sınavlar, projeler, Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) etkinlikleri, ÖYS kullanım analitikleri ve benzeri uygulamaların kullanılabilmesine,

Yarıyıl sonu, tek ders, tez izleme, yeterlilik sınavı gibi sınavların ise ne zaman ve nasıl yapılacağının yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.”

Kaynak: ensonhaber.com

Okumaya Devam Et

Editörün seçtikleri

ÜBYS’den ders seçimi ve kayıt yenileme işlemleri nasıl yapılır?

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ders seçimi ve kayıt işlemleri 26 Eylül- 7 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacak. 

Peki bu işlemleri nasıl mı yapacaksınız? İşte cevabı:

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR