Genel
Kayıt Hikâyeleri
Ekim ayının başında Üniversitemizde, yeni kazanan öğrencilerimizin kayıtları yapıldı. İl protokolünün de katıldığı, şenlik havasında geçen kayıt haftası sorunsuz tamamlandı. Kayıtlarla ilgili olan tüm ÇOMÜ personeli ile birlikte bir ay öncesinden başlayarak hazırlıklar yapıldı ve herkes üzerine düşeni fazlası ile yerine getirdi. Bazı elemanlarımız da vardı ki; kendi görevleri olmasa da insani ve vicdani olarak insanlara yardımcı olmak için, ter ve gözyaşı döktüler. Bu hafta sizlerle, kayıt haftasında arka planda bu arkadaşlarımızla beraber yaşadığımız bazı olayları paylaşmanın yararı olacağı kanaatini taşımaktayım.
Hepimizin malumu olduğu üzere ülkemizde insanlar, çocukları olduktan sonra hayatlarını onları büyütmek, okutmak, işe koymak, kısacası onların iyi bir yere gelmelerini sağlamak üzerine kuruyorlar. Bunun en fazla hissedildiği yerler de, Üniversitelerin ilk kayıt günleri oluyor. Ebeveynlerin gözlerindeki sevinç, gurur, mutluluk başka hiçbir zaman görülmüyor.
Ancak bazı velilerde, bu mutluluğu gölgeleyen bir takım endişeler de bulunuyor. Çoğu veli; “Dişimden, tırnağımdan artırdım, buna değdi” derken, yanına bir de kocaman bir ama ekleyerek; “Buraya kadar geldik çok güzel ama! Bundan sonra nasıl olacak, çocuğumu nasıl okutacağım” düşüncelerinin kara bulutlarından kurtulamıyorlar.
İşte yukarıda bahsettiğim hikâyeler de bu şekilde sıkıntılar içerisinde olan öğrenci ve velilerimiz ile ilgili. Tabi ki herhangi bir isim vermeyeceğim, zaten benzer olaylar o kadar çok ki hepimiz ben de böyle birini tanıyorum diye aklınızdan geçecek.
Kayıt günü Rektörlüğümüz Basın ve Halkla İlişkiler bürosuna gelen bir annenin anlattıkları hem bürodaki hem de özel kalemdeki arkadaşlarımızı gözyaşlarına boğmuştu. Öğrenci velisi olan anne, arkadaşlarımıza; “Son aşamaya kadar ilerlemiş kanser hastasıyım. Doktorlar en fazla iki ay ömrüm kaldığını söyledi. Hastaneden serumlarımı çıkarıp, en azından oğlumun okuyacağı okulu görmek ve ona kalabilecek bir yer ayarlamanız için sizlere yalvarmaya geldim. Eşim yok, yurtlar çok pahalı, eğer yer ayarlayamazsanız oğlum okuyamayacak” diye durumunu ifade etmişti. Gerçekten bayanın yüzüne bakan, durumunun vahametini hemen anlayabilirdi, hem saçları tamamen dökülmüş, hem de sanki kanı tamamen çekilmişti. Çok şükür ki şehrimizdeki bazı yurtlarımız bize az da olsa kontenjan tanımışlardı da o öğrenciyi yerleştirebildik. Annesi de huzurlu bir şekilde hastaneye geri döndü.
Kayıt yapan personelimiz işlerini yaparken bir taraftan da insani yardımlarda bulunmaya çalışıyorlardı. Bir fakülte sekreterimiz; “Hocam, bir baba kız gelip kayıt yaptırdılar. Sonra, kredi yurtlardan yurt çıkmayınca, babası kayıt sildirmek için geri geldi. Kızcağız ağlamaktan helak oldu. Yapabileceğimiz bir şey var mı?” Bu baba ile konuşunca da gördüm ki; inşaatlarda işçi olarak çalışıyor ve sekiz nüfusa bakıyor. Özel yurtlara çocuğunu yerleştirme imkânı yok. Kızı sadece ağlıyor, hiçbir şey söylemiyordu. Bu kızımızı da hayır sahibi bir yurda yerleştirebildik. Allah hayırlarını kabul etsin.
Bir başka kızımız hem engelli hem yoksul. “Sadece engelli maaşım var, bunu yurda versem acaba yeter mi” diye söyleyince, bizim arkadaşlarımız yine gözyaşlarına boğularak, öğrencimize kalacak yer ayarladılar.
Benim yanıma gelip gözyaşları içinde; “Hocam, okumayı çok seviyorum, çok başarılıyım. Ailem bana para gönderemiyor. Ben çalışarak geçimimi sağlıyorum. Ama çok zorlanıyorum. Ne olur bana yardım edin de namusumla okulumu bitirip, işe girebileyim. Siz de şahidim olun, ileride işe girdiğim zaman ilk maaşımdan itibaren, burslar vermeye başlayacağım”. Bu kızımıza da yardımcı olabildik çok şükür.
Ben bu yazıyı yazarken, Rektörlüğümüzdeki ilgili birimimize gelen, üstü başı çok kötü olan bir erkek öğrencimiz, “Ben birinci sınıf öğrencisiyim. Eğitim başladığından beri, geceleri inşaatlarda, boş bulduğum yerlerde, banklarda kalıyorum. Benim memleketim çok sıcaktı, kışı da böyle geçirebilirim diye düşünüyordum, ama artık çok üşüyorum. Ailemden bana hiç para gelmiyor. Bana yardım edin” diyerek yardım talebinde bulundu.
Bu yıl on binden fazla yeni kayıtlanan öğrencimiz var. Üniversitemizdeki öğrenci sayısı otuz yedi bine yaklaştı. Bu kadar çok sayıdaki öğrencimizin maalesef büyük çoğunluğunda da maddi yetersizlikler görülüyor. Yukarıda verdiğim birkaç örneğin binlercesi daha anlatılabilir.
Biz ÇOMÜ yönetimi olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama tabii ki yeterli olmuyor. ÇAGİAD gibi öğrencilerimizi destekleyen bazı dernekler var ama maalesef bu da yeterli olmuyor. Bazı kuruluşlar da sadece Çanakkalelilere burs veriyorlar. Çok doğru bulmamakla beraber, hiç yoktan iyidir diyerek kendilerine saygı duyuyorum ama bu da yeterli değil.
Öğrencilerimiz hepimizin çocukları, onlara destek olmak için hayırda yarışalım, lütfen el ele verelim. Nice güzel günlere, sevgiyle…
Burs
08 Kasım 2012 at 14:14
Hocam keşke burs vermek isteyenler nereye başvursun onu yazsaydınız
duygu
08 Kasım 2012 at 14:27
Bu yazı beni çok etkiledi, ben de burs en azından yemek bursu vermek için hemen irtibata geçeceğim. unuttuklarımızı hatırlattığınız için minnettarız sağolun…
sg
09 Kasım 2012 at 09:49
Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık …