BİRİM HABERLERİ
Burada Türkçe Konuşmak Yasak
Basın Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü’nün yaptığı röportaj şöyle:
“ÇOMÜ’de İngilizce konuşamayan kalmasın” hedefi ile ÇOMÜ Rektörlüğü’nün desteğiyle düzenlenen konuşma kulüpleri devam ediyor. Yabancı Diller Yüksekokulu (YADYO) toplantı odasında düzenlenen ve herkese açık olan konuşma kulüplerinin ÇOMÜ’nün hemen her akademik biriminden katılımcıları bulunuyor. Konuşma kulüplerinin katılımcıları, aynı fikirde birleşiyor: İngilizce çalışmak, dil sınavlarından gerekli puanları almak maalesef konuşabilmek için yetmiyor. Konuşma kulübü de bu boşluğu doldurmak için çok iyi bir araç.
Burada İngilizce ders anlatılmıyor, test çözülmüyor… İngilizce konuşuluyor. Konuşma kulübünün kapısından girdiğiniz an Türkçe konuşmak yasak. Biz de Kanadalı Christopher Howard tarafından düzenlenen konuşma kulüplerinden birine konuk olduk. İngilizce konuşma kuralının dışına çıkmadan, katılımcılar ve Howard’ın görüşlerini aldık.
Türkiye’de ‘Anlıyorum ama konuşamıyorum’ gibi genel bir durum var.
Burada konuşabilir olduğumuzu görüyoruz. Sıkılmadan öğreniyoruz; çok keyifli geçiyor.
İngilizce pratik yapabilmemiz için böyle bir imkanın olması çok iyi; burada olmaktan son derece mutluyum. Dersler de enerjik ve keyifli geçiyor.
HOWARD: KURAL ANLATMIYORUZ, DERS İŞLEMİYORUZ. SADECE KONUŞUYORUZ
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Christopher Howard. Kanadalıyım. Eylül başında Teach&Travel çerçevesinde ÇOMÜ’ye geldim ve o zamandan beri konuşma kulüplerini yürütüyorum.
ÇOMÜ’yü nasıl buldunuz?
ÇOMÜ gerçekten mükemmel. Denizi, yeşili, manzarasıyla harika bir yer. Dardanos yerleşkesinde kalıyorum ve orası da çok güzel. Kanada gibi soğuk bir yerin ardından benim için gerçek bir değişiklik oldu; burada olmaktan çok mutluyum.
Haftanın dört günü, sabah ve öğleden sonra olmak üzere sekiz kez düzenliyoruz. Dört farklı grubumuz var, yani bir grupla haftada iki kez görüşüyoruz. Gruplarımız on kişiyi geçmiyor. Teorik eğitimden ziyade, pratiğe yönelik çalışıyoruz. Aslında “çalışıyoruz” demek bile doğru olmayabilir; olabildiğince keyifli ve ilgi çekici hale getirerek İngilizce konuşma pratiği yapıyoruz.
Konuşma kulübünü katılımcılarıyla neler yaptınız; nasıl bir gelişme gözlemlediniz?
Öncelikle konuşma kulüplerine katılmanın gönüllülük esasına dayandığını söylememiz lazım. Bu önemli; çünkü insanlar buraya bir sınav geçmek için ya da zorunluluktan gelmiyor. İstedikleri için geliyorlar. Tabi ki konuşmada sıkıntıları varsa konuşmamayı tercih etmeleri gibi durumlar da olabiliyor. Bunun için de derslere bir nevi ısınma aktiviteleri diyebileceğimiz şeylerle başlıyoruz. Onlara sorular sorarak konuşmalara dahil etmeye çalışıyorum. Onun dışında bir de okumalar yapıyoruz ki telaffuzunda sıkıntı yaşanan kelimeleri düzeltip doğru telaffuz edebilelim.
Konuşma kulüplerine gelen katılımcıların İngilizce altyapıları nasıl? Anadili İngilizce olan birisi olarak gözlemleriniz nelerdir?
Katılımcıların çoğunun bir yerlerden alınmış dil sertifikaları ya da geçerli bir sınavdan aldıkları belli bir puanı var. Gramer kurallarını biliyorlar, kelime de biliyorlar fakat konuşmakta güçlük çekiyorlar. Bu, onların daha önce İngilizce konuşmak zorunda kalmadıklarını gösteriyor. O yüzden burada dil bilgisi, kural anlatmıyoruz, ders işlemiyoruz. Sadece konuşuyoruz.
Türkiye’de insanlar yıllarca İngilizce öğrenmeye çalışıyor. Sorun nerede ki bu kadar çabaya rağmen İngilizce konuşmakta sıkıntı çekiliyor?
Çünkü İngilizce konuşmak zorunda kalmamışlar ve konuşmamışlar. Kelimeleri bilmek kadar, onlarla cümle kurabilmek de önemli. Cümle kurup derdinizi anlatır hale gelemiyorsanız kelime bilmenin de bir anlamı kalmayabiliyor. Bir diğeri de; insanlar konuşurken söylemek istediklerini kafalarında belirleyip aynısını İngilizce söylemeye çalışıyorlar. Halbuki esas olan; nasıl olursa olsun söylemek istediğinizi karşınızdakine anlatabilmektir. Kelimelerin birebir aynısını bulmak zorunda değilsiniz. Söylemek istediğinizi bir kelime aklınıza gelmiyorsa başka bir kelimeyle, başka bir şekilde ifade edebilirsiniz. Esas olan konuşmayı kesintiye uğratmadan sürdürmektir.
