Yiğit Bulut seveni kadar sevmeyeni de olan bir isim. Ama önemli bir isim.
Bir kere çok iyi bir eğitim almış. Popüler bir iktisatçı. Kanal 24 TV kanalının genel yayın yönetmeni. Vatan’da, Radikal’de köşe yazarlığı yapmış, medyada önemli görevler üstlenmiş. Halen Star gazetesinde bir köşesi var. Başbakan’ın ekonomi başdanışmanı olarak da atanmış… Yani sevseniz de, sevmeseniz de dinlemekte fayda olan bir kişi.
İşte bu ‘önemli’ kişi geçen hafta Çanakkale’deydi. Önce Biga’da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğrencilerle buluştu. Salon tıklım tıklımdı. Pek çok öğrenci dışarıda kaldı. Ardından Yiğit Bulut Çanakkale merkeze geçti. Kordon’da yürüdü, ÇOMÜ yöneticileri ile yemek yedi… Herşey mükemmeldi.
Hatta Yiğit Bey ÇOMÜ’den çok etkilenmiş. “Ben pek çok üniversite gezdim. Ama bu kadar derli toplu, kurumsallaşmış, bu kadar güçlü organizasyon yapabilenini pek görmedim” demiş.
Binalardan, düzenden, intizamdan çok ama çok etkilenmiş. Manzaraya ise bayılmış.
“ÇOMÜ’nün geleceğinin parlak olduğunu görmek için kâhin olmaya gerek yok” demiş…
Her neyse, gelelim konferansa.Yiğit Bulut oldukça tartışmalı ve popüler bir isim olduğu için ÇOMÜ Rektörlüğü hoş olmayan durumlar ortaya çıkmasın diye gerekli güvenlik tedbirlerini bu kez daha bir ciddiye almıştı. Salona girişte ufak bir arama yapıldı. Ayrıca salonda da güvenlik görevlileri kimseyi rahatsız etmeden yerlerini almıştı.
MİKROFON HERKESE AÇIKTI
Yiğit Bulut’un kimi fikirlerini ilginç buldum. Bazı fikirlerine ise katılmadım. Ama çok demokratik ve tahammüllü bir kişi olduğunu anlamak zor değildi. Salonda da oldukça özgürlükçü bir hava vardı.
Hemen herkes konuştu. Mikrofonu alan düşüncelerini dilediği şekilde dile getirdi. Doğrusu ya özlemini duyduğumuz tablolardı bunlar. Ta ki eylemci öğrencimize kadar.
Biz “konferans bitti” derken Yiğit Bulut belki de 8. kez “bu son olsun” diyerek bir öğrenciye söz verdi.
Belli ki Yiğit Bey hiçbir öğrenciyi kırmak istemiyordu, herkes söz alabilsin, fikirlerini özgürce paylaşabilsinin derdindeydi.
Ama söz alan en son öğrencinin öyle bir derdi yoktu. Mikrofonu eline aldı, ama aklı cebindeki yumurtalardaydı. İki lafı bir araya getiremedi. “AKP taşeronu” dedi, şunu dedi, bunu dedi, sadece birkaç beylik lafı titreye titreye söyledi, sonra da cebinde bulduğu yumurtayı çıkartıp kürsüye attı. Yanındaki iki-üç arkadaşı da onu takip etti.
ŞİKÂYET YOK
Yiğit Bulut’u soğukkanlılığı için takdir ettim.
Rektör Laçiner’in derdi ise eylemci öğrencilere sert davranılmaması idi. Hemen harekete geçip güvenlikçileri bir kez daha uyardı.
Güvenlikçi arkadaşlar ise kimseye zarar vermeden, arbedeye neden olmadan eylemcileri konferans salonunun dışına aldılar.
Yiğit Bulut ve Rektörlük şikâyetçi olmayınca saldırgan arkadaşlar serbest kaldı.
Salon ise yumurtalı saldırganları protesto etti. Dakikalarca alkışladılar ve Yiğit Bulut’a destek verdiler.
Böyle bir yumurtalı saldırı olmasaydı Yiğit Bulut’a bu kadar güçlü bir alkış desteği gelir miydi, emin değilim.
Bir de salonda hemen herkesin gözünde yumurtalı eylemcilere karşı acıyan bakışlar vardı. Bu kadar kaba kuvvet içeren bir eylemi kimse tasvip etmedi. Yumurtacıları aciz ve çaresiz buldular. ÇOMÜ’ye gelmiş bir misafire gösterilen saygısızlıktan dolayı utandılar.
ÇOMÜne kadar demokratik bir ortam olduğunu yumurtalı eylemde kanıtladı.
Fakat yumurtaya kadar düşen öğrencilerimiz bence hata yaptılar.
Bu şekilde fikirlerini yüceltemezler.
Ayrıca her seferinde Yiğit Bulut ve Rektör Laçiner kadar insaflı ve sağduyulu muhatap da bulamayabilirler.
Onlara tavsiyem yol yakınken kendilerini riske atmaktan vazgeçmeleri, fikirlerini yumurtadan daha etkili bir yolla savunmanın medeni yollarını bulmaları.
Nihayetinde bizler tavuk değiliz, fikirlerimizi dile getirmek için yumurtadan çok daha etkili yollarımız davar.
Adınız...
01 Aralık 2012 at 17:10
Yumurta kafalılara iyi bir cevap olmuş
Adınız...
01 Aralık 2012 at 18:27
“Bir de salonda hemen herkesin gözünde yumurtalı eylemcilere karşı acıyan bakışlar vardı. Bu kadar kaba kuvvet içeren bir eylemi kimse tasvip etmedi.”
peki Selim Bey yiğit buluta atılan yumurta bu kadar canınızı sıkıyor da onca insan biber gazı yerken neredeydiniz? hatırlarsanız Artvin’de bir öğretmen biber gazı yüzünden yaşamını yitirdi. Niye yiğit buluta atılan yumurta bu kadar ayıplanıyor ? önemli olan iktidar yanlısı olması mı?
Nimet
01 Aralık 2012 at 19:02
Polise taş at, sopayla vur, tekme savur, sonra da niye biber gazı yiyorum de. Aynı hareketi Amerikan polisine yapsalardı belki de kurşun yerlerdi. Örnekleri çoktur.
baş nimet
01 Aralık 2012 at 19:48
ezbere konuştuğun belli sırf slogan atanı bile biber gazıyla yıkıyorlar resmen sana tavsiyem haberleri hep stv den izleme
öğrenci
02 Aralık 2012 at 00:50
dediğin şey amerika da oldu yakın zamanda. sonucu mu?. biber gazı sıkan polis görevden alındı öğrencilere 6 milyon tl tazminat verildi.
Adınız...
01 Aralık 2012 at 19:04
Eylemi yapan 3 kişiydi. ÇOMÜ’de 38.000 öğrenci var. Kendilerine kolektif diyorlar. Toplayın hepsini, 10-11 kişi etmezler. Birileri sürüyor öne, bunları kullanıyorlar
Anonim
01 Aralık 2012 at 19:37
Bırakın bunları güya programı protesto edecekler 3-5 maşayla, yutturamazsınız gençlere, ne diyordunuz yıllarca parasız eğitim, ne oldu eğitim parasız oldu, e daha ne istiyosunuz, ama amaç üzüm yemek değil tabiki, sizin gibiler dua edin rektöre, o kadar anlayışla karşıladı ki bu durumu hiç bir işlem başlattırmadı
Kamil
01 Aralık 2012 at 20:25
eylem yaptırılan çocukların hepsi 1. sınıf öğrencisi. Oyun açık. Daha 2,5-3 ay olmuş ÇOMÜ’ye geleli, yumurta atacak kadar dünyayı tanımış, öyle mi? Birileri çocukları ateşe sürüyor, besbelli
Aynen
01 Aralık 2012 at 22:04
Aynen katılıyorum.yazık
Anonim
02 Aralık 2012 at 02:55
boşa sallama şimdi sende ben 2 yıldır eğitimde okuyorum bu arkadaş da ben geldiğimde vardı.
Adınız...
02 Aralık 2012 at 05:03
kendilerine kolektif diyorlar, ama en uç sol yasadışı bir militan grubun parçası bunlar. Arkadaşları hapiste ama masum nedenlerden değil. Herkes biliyor
atana değil pişirene bak!
03 Aralık 2012 at 01:37
Bu ülkede yaşadıklarımız bize yapılan eylemden çok eylemin arkasındaki senaryoyu nedenleri sorgulamamızı da öğretti maalesef. Nedir bu yani yumurta atmak,ayakkabı fırlatmak güya tepki göstermek.Bu eylem türü ithal ve hiç de creatif değil. Keşke fikir beyan etmek suretiyle tepkinizi ortaya koysaydınız da çocukları bu işlere alet etmeseydiniz menemenciler.Senin beyin teşekkülatında fikrini ortaya koyacak kadar beyninle dilin arasında senkron sorunumu var.Burası Üniversite kardeşim.Yumurtaya taşa sarılırsan fitursuzca sokaktaki sıradan vatandaş ne yapsın? Her kafasına esen kendini ifade etmek için yumurtaya sarılırsa seni gazlayan hocaya söyle ortalık menemen olur maazallah.Sana bu eylemi yaptıran o hoca görünümlü anka kuşuna söyle beni gazlama hocam de yumurta mübarek bir yiyecektir de. Ben okumaya geldim delikanlıysan sen at de. Senin gazına gelip yumurta attım ama bi daha seni ifşa ederim benim mahsunluğumdan yararlanırsan de. İnan bu senin suçun değil evlat.Bi dönem yani uçanın kaçanın hoca olduğu dönemin enkazları bunlar.Herne kadar hoca görünümlü de olsa asla beyninde süzmeden her dediğini yapma canım benim.Siz annenizin babanızın emanetisiniz ülkemize.Hatadan dönmenin de erdem olduğunun bilinciyle davranacağın temennisiyle gözlerinizden öpüyorum.Kalın sağlıcakla.
yumurtanın sarısı
04 Aralık 2012 at 14:09
gitti dilkinin yarısı…