Genel
Rektör Laçiner Üzerine Oynanan Oyunlar
Bugünlerde gelişen ve değişen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi üzerine Çanakkale’de garip hadiselerin cereyan ettiğini görüyoruz. Şimdiye kadar Çanakkale’ye, Çanakkale halkına, Üniversitesine hiçbir faydası bulunmamış, Çanakkale’nin menfaati için tek bir iddialı projesi olmayan bazı kendini bilmez kurum-kuruluşlar ve bir kısım marjinal gruplar Rektör Laçiner’e karşı akıl almaz bir iftira ve linç kampanyası yürüterek rektörümüzü istifaya çağırmaktalar.
Protesto yasal bir haktır, tabi ki yapılabilir. Hatta yapmaları daha iyidir, içlerini boşaltırlar. Çünkü yapmadıkları zaman bu kez ‘’cahil’’ diyerek halkımıza patlıyorlar. Ama adama sormazlar mı ’’Kardeşim, iyi tamam protesto ediyorsun, yönetimi beğenmiyorsun da peki sen şimdiye kadar bu şehir için, bu şehrin halkı için, bu şehrin üniversitesi için ne yaptın? ’’ diye! Ey tabipler odası! Doktorların için, hastaların için ne yaptın diye! Ne zaman doktorlarına sahip çıkabildin diye…
Sormazlar mı? Ben sorarım. Peki, bu eyleme destek veren diğer kendini bilmezler… Peki, sizler ne yaptınız bu protesto hakkını kazanabilmek için? Bu şehir için, bir kere olsun elinizi taşın altına koyabildiniz mi? Koyamadınız, koyamazsınız da. Çünkü sizin o kirli ellerinizin canı herkesin canından daha tatlı, herkesin canından daha kıymetlidir! Çünkü siz o kirli ellerinizle bu şehirdeki her şeyi kendi ideolojilerinize göre düzenlemek istiyorsunuz ve istedikleriniz olmayınca da boş teneke gibi fazla gürültü çıkararak mazlum rolü oynuyorsunuz!
Göreve geldiği günden bu yana kadar Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ni daha iyi bir noktaya taşımak için gecesini gündüzüne katan, gerek sosyal gerek bilimsel yönden Onsekiz Mart Üniversitesi’ne ilkleri yaşatan bir rektörü istifaya çağırmak nasıl bir vicdansızlıktır, nasıl bir ideolojik saplantıdır… Üstelik akademisyenlerin oy çoğunluğuyla iş başına gelmiş, demokratik yollarla koltuk sahibi olmuş bir rektörü, sırf sizin sevmediğiniz iktidar partisiyle bir alıp veremediği yok diye istifa etmesini istemek nasıl bir çekememezliktir! Aslında böyle bir eylemin düzenlenmesine pek şaşırmadım desem yeridir. Geç bile kaldılar! Bu eylemi düzenleyen gruplar rektör Laçiner göreve geldiği günden beri büyük bir hazımsızlık içindeydi ve hissettikleri sancıya daha fazla dayanamayarak içlerindeki hazımlığı bu eylemle dışa vurdular. Senelerden beri Çanakkale’ye kök salmış bu vesayetçi anarşi, bu şehri ne zaman geliştirmek isteyen birileri çıksa, ne zaman bu kötü gidişi durdurmak isteyen birileri çıksa ortaya çıkarak kendini gösteriyor. Ama şimdi büyük bir korku içindeler. Çünkü artık bu şehri istedikleri gibi evirip çevirerek babalarının malları gibi kullanamıyorlar! Üniversitemizi de aynı şekilde! Çanakkale şimdiye kadar meyve veren ağaca değil, meyve veren ağacı taşlayanlara alışkındı. Alışkanlıkların bozulması sancılı bir süreçtir. Bu sancılı süreçte sizlerden isteğim bu basit oyunlara alet olmamanızdır…
Kalemimden Arda Kalanlar: Şimdi Yılbaşı geliyor ya, 21 Aralık’ta kıyametin kopacağına inanmayan milyonlarca akıllı, 31 Aralık’tan sonra her şeyin değişeceğine inanacak. Aklınızla bin yaşayın, mutlu yıllar!
Adınız...
30 Aralık 2012 at 01:44
bir insanın yazı yazabilmesi için bence iq’sunun en azından tek haneli olmaması lazım. öteki türlü bu tarz manzaralarla karşılaşabiliyoruz.
Adınız...
30 Aralık 2012 at 01:52
Kubilay Bey çoğunluğun sesi oldunuz teşekkürler. Meyve veren ağaç taşlanır. Öte yandan bırakınız bu ulusalcı, işçi partili vs. güruh Levent Kırca’Nın pelinden gitsinler
KUBI
30 Aralık 2012 at 19:22
Kubi gun gelecek bu umarsiz yalanlardan utanacak ve kimseye selam dahi veremeyebileceksin. O nedenle artik dogru olan seyleri yaz bence bundan sonra…
Adınız...
15 Ocak 2013 at 14:48
bu yalakalık da seni bir yere taşımazsa, senin adına gerçekten üzüleceğim
Kubilay Beyi Tanımam
15 Ocak 2013 at 16:49
Ama Allah aşkına bir fikrin varsa yaz. Yoksa böyle hakaret etmek acizlik ve seviyesizlik göstergesi.