BİRİM HABERLERİ
Yrd. Doç. Dr. Halil Şimşek’ten Önemli Açıklamalar
Rektör Laçiner’e yönelik istifa mitinginin de konuşulduğu programda yoğun propagandaya rağmen eyleme katılımın çok düşük olmasına dikkat çekildi.
O MEYDANDA ÇANAKKALE YOKTU!
Çanakkale’nin o meydanda olmadığı dile getiren Yrd. Doç. Dr. Halil Şimşek, meydanda bulunanları da Çanakkale’yi temsil etmekten yoksun bir topluluk olarak nitelendirdi.
Şimşek, Çanakkale’nin sağduyulu insanların yaşadığı bir şehir olduğunu belirterek, üniversitenin tüm bileşenlerinin üniversitesine ve Rektörü’ne sahip çıktığını vurguladı ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın üniversiteye karşı eyleme katılmayarak farkındalığını ortaya koyduğunu söyledi.
2000’Lİ YILLARDA ÇOMÜ’DE SÜREK AVI YAPILDI!
Star Gazetesi 3 Ocak tarihli sayısında, 2000 yılında ÇOMÜ’de yaşanan bir olayı “Tarih:2000 Yer:ÇOMÜ Suç Namaz Kılmak Suç aleti Seccade” başlığı ile manşetine taşımıştı. Yrd Doç. Dr. Halil Şimşek ilgili habere ilişkinde önemli açıklamalarda bulundu.
Günümüzde üniversiteye karşı girişilen kara propagandaya da atıfta bulunan Şimşek, aynı zihniyetin o dönemde yaşanan zulümlere sesini çıkarmadığını vurguladı ve “Bu dönemde de biz Cumhuriyet Meydanında haklılığı ve meşruluğu kesinlikle tartışılan bir mitingi yapan insanlardan tek kelime duymadık.” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Halil Şimşek, programda o döneme yaşanılanlara ilişkin birde anı paylaştı.
Şimşek şunları söyledi:
“Şuan doçent olarak ÇOMÜ’ye en üst seviyede hizmet vermekte olan bir arkadaşımızın eşi Terzioğlu Kampüsü ana nizamiyesine geliyor. Bunlar bizzat en yakınımızda yaşadığımız olaylar. Ana nizamiyede, ana giriş kapısında otobüsten indiriliyor bayan. Akşam Çocuklar evine yavrusunu almaya gelen anne otobüsten indiriliyor. Güvenlik diyor ki bu başörtünüzle Terzioğlu Kampüsüne giremezsiniz çocuğunuzu almanıza izin veremeyiz, bize verilen talimat bu doğrulta. Eşinin işi çıktığı için kendisi yavrusunu almaya gelen anne gözü yaşlı bir şekilde bir yakının çocuğunu alıp çocuklar evinden kendisine getirmesini bekliyor. Bunun Nazi kampından farkı nedir Allah aşkına?”
İSTERSEN NOBEL ÖDÜLÜ AL SANA KADRO YOK!
Şimşek’in anlattıklarından bir anı var ki. Bu kadar da olmaz dedirtiyor.
“Hakettiği kadroyu bekleyen bir akademisyene dönemin Rektörü’nün söylediği aynen şu 2000’li yıllarda: ”İstersen Nobel Ödülü al bizim kadro vermek için yazılı olmayan kriterlerimiz var, onları karşılamak zorundasın” Bugün arkadaşımız bu kurumun bir fakültesinde Profesör.”
Sizin Kriterleriniz Neler?
09 Ocak 2013 at 14:00
“Hakettiği kadroyu bekleyen bir akademisyene dönemin Rektörü’nün söylediği aynen şu 2000’li yıllarda: ”İstersen Nobel Ödülü al bizim kadro vermek için yazılı olmayan kriterlerimiz var, onları karşılamak zorundasın” Bugün arkadaşımız bu kurumun bir fakültesinde Profesör.” demişsiniz.
Sizin yazılı olmayan kriterleriniz nedir? Hiç kıvırmadan apaçık söyleyiniz…
Adınız...
09 Ocak 2013 at 14:24
Halil Hoca ve Rektör Hoca’nın Çomü için bir şans oldugunu bilmeyen mi kaldı Çanakkale’de ? ( Meydandaki 3 -5 kişiyi saymıyorum zaten)
Hayır , kendileri de ne istediklerini bilseler anlayacağım da ; onu da bilmiyorlar .
yanınızdayız
09 Ocak 2013 at 14:26
Halil Hocam ,
Bizler Çanakkale Halkı olarak her zaman yanınızdayız , bunu sakın unutmayın lütfen .Çanakkale bu seviyeye siz ve sizin gibi değerli Hocalarımız sayesinde ulaştı.Teşekkürler Hocam .
siz farklı mısınız?
09 Ocak 2013 at 14:38
bunu okuyunca insanın aklına “dinime küfreden müslüman olsa” sözü geliyor. Tamam o zamanlar inanılmaz haksızlık vardı kabul ediyorum. Yazılı olmayan kriterler vardı kabul ama şimdi durum çok mu farklı? şu anda sanki tüm kadrolar adeletli bir şekilde hak edene veriliyor da. Yani bilmesek inanacağız. Bir tarafta yıllarca kadro bekleyen insanlar diğer tarafta doktorası biter bitmez yrd. doç olanlar falan. O zaman şimdi hangi kriterler var? ben biliyorum gerçi hangi kriterler olduğunu sanırım herkes de biliyordur.
Evet adil
09 Ocak 2013 at 17:39
Şu anda olabildiğince adil bir sistem uygulanıyor. İdeolojik davranılmıyor. Ana bazı bölümlerde daha hızlı, bazılarında daha yavaş olunması doğal. Nihayetinde her bölümün kadro talebi yukarıdan aşağıya farklı karşılanabiliyor. Örneğin Fizik, Kimya, Ziraat, Biyoloji’de kadro fazlası bile var. Almanca ve Fransızca’ya Ankara soğuk. Tıp’ta ise onca alıma rağmen hala 150 hocalık açık var. Eğitimdeki atamalar da adaletin kanıtı. 1-2 yıl bekleyen birkaç kişi var, ama Akdemir, Aydın dönemiyle kıyas kabul etmez. Bekleyenlerde de Laçiner Hoca bekleyenler kadar üzülüyor, bunu herkes biliyor
Anonim
10 Ocak 2013 at 15:30
unutmayınki o kadro fazlası var dediğiniz bölümlerde yapılan yayınlar ile üniversitemiz ilk 1500 üniversite arasına girebiliyor.
Verilen Örnekleriniz
09 Ocak 2013 at 15:33
Burada verilen örneklerden açıkça anlaşılıyor ki yeni yönetim bu üniversiteyi yaşanılacak bir yer haline getirmek için değil, HERKESE KAN KUSTURMAK ve GEÇMİŞİN İNTİKAMINI ALMAK İÇİN GELMİŞ. Yani buradaki ifadelerden anlaşılan yeni yönetim DİNDAR BİR YÖNETİM DE DEĞİL, KİNDAR BİR YÖNETİM. Şunu burada unutmamak lazım. Eğer kin ile hareket eder kanunsuz davranırsanız gün gelir bu muameleyi hak edenlerin yanında diğer hak etmeyenlere kusturduğunuz kanlar bir silah olup boğazınızda bir düğüm olarak kalır ve soluğunuzu keser. O gün geldiğinde siz kimden nasıl utanmadan destek isteyeceksiniz? O gün geldiğinde bu insanlar da size tekme atmak için sıraya girese yine daha önce yaptığınız gibi kaçacakmısınız yurtdışına veya ankaradaki siyasi görevlere…
Bu düşünceniz çok çok zavallı bir düşünce ve çok çok yanlış bir yol.
Verilen Örnekler Çok
09 Ocak 2013 at 18:11
üzmüş sizi belli.
Niçin bu kadar içerlediniz.
Niye bu kadar alındınız.
O örneklerin hepsi yaşandı mı?
Yaşandı, kızaracak bir yüz son sermayedir, o da yoksa senin için yapılabilecek bir şey yok.
Sermaye!
09 Ocak 2013 at 18:19
O sermaye aslında senin gibilerde çok ama o kadar kaşarlanmışsınız havalara uçmuşsunuz ki nerenize soktuğunuzu bilmiyorsunuz.
Adalet Tecelli Edecek
09 Ocak 2013 at 18:45
Kimsenin adaletten kaçma olanağı yok.
Bu kadar insanı mağdur eden, işinden, sağlığından aile huzurundan eden kişiler yirmi yıl sonra da olsa bunun hesabını verecekler.
Bu millet bunun hesabını soracak, bundan kaçış yok.
Çanakkale ite, kuduza bırakılmayacak kadar önemli ve değerli bir yer.
Adınız...
10 Ocak 2013 at 12:50
İtin gördüğü bir parça kemiktir. Oda toprağın altında saklı. Ne desek boştur. Ahirete inancı olmayan hesabı dünyada görmek ister.
Yukarıdaki Yorumu Yapanın
09 Ocak 2013 at 18:48
Nelerin Rüyasını Gördüğü Belli,
Herif terör örgütü mensubu sanki,
Nitelemeler “herkese kan kusturmak”..
“O gün”ü geldiğinde neler yapacağının ön hazırlığını yapmış.
Allah Çanakkale’yi bu gözü kanlı zihniyetten korusun.
Rüya
10 Ocak 2013 at 03:10
Senin gördüğün gibi adi rüyalar değil insani ve vicdani gerçekler ile böyle giderseniz ileride yaşayacağınız günler bunlar. Anladın mı söyleneni saptırmaya çlışan cacık efendi
Rüya Uykun mu Kaçtı Cadı
10 Ocak 2013 at 03:32
Bence sen uyumamalısın.
Dar ve kindar dünyanda her uyku sana karabasan, her gece sana kabus.
Çiftlik ve olanakları elinden gidince şirretliğin dozunu da artırıyorsun da.. Çanakkale’de senin gibi çakallara pabuç bırakacak kimse yok.
Günah galerinle baş başa iyi kabuslar Rüya.
Rüya Üzülme Kız
10 Ocak 2013 at 03:34
Yarın bu günden daha güzel olacak.
Rüya rüya rüya
10 Ocak 2013 at 08:51
rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya rüya uyan rüya
Karakter Yoksunu
09 Ocak 2013 at 18:50
Kuyruğunu iki bacağının arasına saklamış hırıldıyor.
Hırlamaya havlamaya devam.
Kervan ise yoluna.
Yeni Yönetim ile
09 Ocak 2013 at 18:52
Çanakkale ve ÇOMÜ ayrılıkçı, bölücü, terörist gruplar için yaşanılamaz hale geldi.
Bu çok doğru ve yerinde bir tespit.
Senin Gibilere
09 Ocak 2013 at 18:59
tekme de attırmazlar, sıraya da sokmazlar.
Sen ve senin gibilere sadece köşesinde korkakça sağa sola bakınmak var.
Hayatın tekme yemekle geçtiği için başka terminoloji de yok şamar oğlanı seni..
Adınız...
09 Ocak 2013 at 17:49
Şu anda da tam tersi yaşanıyor. Kişiler değişiyor, zihniyet değişiyor ama yaşananlar hep aynı.
zorunuza mı gidiyor
09 Ocak 2013 at 18:00
Ya bunlar yaşandı hepiniz biliyorsunuz. Şimdi birileri çıkıp sesli söyleyince zorunuza mı gidiyor. Kim inancı yüzünden ayrıma maaruz kalıyor bugün. Yapmayın Allah aşkına.Gerçeklerle yüzleşin artık.
Adınız...
09 Ocak 2013 at 19:00
ne hikmetse öyle yaptığı söylenenlerle gayet iyi görüşüyorsunuz. O yıllarda çocuk, bugün büyük olup akademiyen olanlardan o zamanın hıncını alıyorsunuz. halilcim sen o zamana ve olaylara değil düşünceye düşmansın bence.
Yorumcu Çok Zorluyorsunuz
09 Ocak 2013 at 20:35
Kendini.
O bahsettiğin kişiyi bütün Çanakkale biliyor.
Peki sen kimsin, ne iş yaparsın?
Adınız...
10 Ocak 2013 at 12:55
Anadolu çocuğuna geçit vermemek için yaptığınız ihbarlar ve yıldırma girişimlerinizin sonucunda cevre illere gitmek zorunda kalanlara ne demek lazım.
Ayrımcılık İnsanlık Suçudur
09 Ocak 2013 at 20:02
Yılan bile bu suça sempatiyle bakamaz.
Onlar kimdi?
09 Ocak 2013 at 22:26
Halil Şimşek hocam o zamanlar rektör Ramazan Aydın yardımcısı Osman Demircan mıydı?
Onlardan Aydın Ankara’ya kaçtı, Demircan ise demokratlık ayaklarına yatıyor şimdi.
Rüya'dan rüya sınıflandırması
10 Ocak 2013 at 03:37
Yıllarca Çanakkale’de insanları kamplara bölüp sınıflandıran Rüya şimdi de rüyaları sınıflandırıyor.
Huylu huyundan vaz geçmezmiş.
İyi geceler Rüya, iyi sınıflandırmalar.
Halil Hoca Az Anlatmış
10 Ocak 2013 at 03:46
Bu anlattıklarının yüz katından fazlası yaşanmadıysa bu havada Kilitbahir’e yüzerek gider gelirim.
Biga'da Harun Erdoğan Vardı
10 Ocak 2013 at 03:48
Var mı hatırlayan.
Ne oldu adamcağızın sonu.
Soyadı Tayyip Erdoğan ile aynı diye, onunla akraba zannıyla neler gördü?
Anlatsana Hamit Hoca dinlesek.
Taa İmparatorluktan Cumhuriyet
10 Ocak 2013 at 10:30
e senin bütün dökümün Cumhuriyet ve Osmanlı arşiv belgeleriyle adamın elinde.
Ver adını soy adını gör nineni dedeni.
Simon
10 Ocak 2013 at 10:35
İşe bak.
Bir de bizim Selo ile Ramo çıkıyorlar mı Oles ile Omar…
Manidar...
10 Ocak 2013 at 12:05
Foyaları ortaya çıkınca geçmişte yaptıkları zulümleri unutarak sırf huzur bozmak tekere taş koymak için hak, adalat sever oldular birden. Gayet manidar.
Adınız...
10 Ocak 2013 at 12:06
Ali akdemir ve ramazan aydın zamanında Kadro alabilmek için gerekli şartlar şunlardı.. Ya alevi olacaksın Ya kürt kökenli olacaksın, ya dhkp-c sempatizanı olacaksın ya bdp li olacaksın, ya pkk sempatizanı olacaksın, Türk kültürüne , milli ve manevi değerlere küfür edeceksin. o zaman kadroyu alırsın.
aksi taktirde kadro değil su bile yasaktı !!!
ÇOMÜ'DE
10 Ocak 2013 at 13:01
Sayın Laçiner ÇOMÜ’de kaç Rektör var anlayamadım? Haftanın sadece 2 günü Çanakkale olduğunuzdan, yerinize bıraktıklarınız, yaşları gereği hepsi acemi yada kişisel hırslarından fevri davranıyorlar. Danışmanın bile eski defterleri açıyor. Lütfen,
Ankara’yı bırakıp Çanakkale’ye dönünüz. Sonunda tüm olumsuz şeylerin faturası size kesiliyor. Yanınıza Tıp’tan Muammer veya Safet hocalar gibi tecrübeli aklı başında yardımcılar alınız ki başarınız ortaya çıksın.
Sen Rektör Yardımcılığı
10 Ocak 2013 at 13:36
İstiyon çakal…..
Vay uyanık vay…
hemde ne çakal
10 Ocak 2013 at 15:34
çakalki ne çakal.gündüz avlanıp kimseye gözükmüyorum sanan çakal.o saydığın iki kişi rektör adayı değilmiydi. işte aldın doçentlik kadronu çıktı. güzel güzel otur
Hep Çanakkale'de
10 Ocak 2013 at 14:16
Rektör Hoca haftanın 6,5 günü Çanakkale’de. Bazı haftalar ÇOMÜ’nün işleri için 1 günlüğüne Ankara’ya gidiyor. İstanbul’a ise akşam gidip, sabahında dönüyor. Ramazan Aydın’dan ve Ali Akdemir’den daha fazla Çanakkale’de duruyor. Mesela yurt dışı gezilerden özenle kaçınıyor, ki ÇOMÜ’de 4 yılda yapılabilecekler tamamlanabilsin
Dingil
10 Ocak 2013 at 14:01
Halil Hoca’nın söyledikleri korkuttu mu seni?
Korkma, korkma.
Halil hoca bizlere tercüman ol
10 Ocak 2013 at 20:33
Dün bize bu muameleleri hoş görenler bu gün memur olup aramızda dolaşıyor. Bizler kinci öç alıcı ve sürek avı yapan olsaydık bu gün aramızda BUNLARIN NE İŞİ VAR. Bizim işimiz gönül kırmak değil gönül almaktır. Her daim memnun olmayanlar iş başında. Ne yapsanız memnun olmazlar.
Adınız...
10 Ocak 2013 at 21:02
“Hakettiği kadroyu bekleyen bir akademisyene dönemin Rektörü’nün söylediği aynen şu 2000’li yıllarda: ”İstersen Nobel Ödülü al bizim kadro vermek için yazılı olmayan kriterlerimiz var, onları karşılamak zorundasın” Bugün arkadaşımız bu kurumun bir fakültesinde Profesör.”
YASAYI_HATIRLATAYIM
11 Ocak 2013 at 00:09
Halil Hoca veya başkası YÖK Yasası açıktır: Akademisyenin asli görevi eğitim ve araştırma yapmaktır. Savcılık oyun işi değildir.