Genel

Troia Diye Bir Yer Var mı?

Yayınlandı

-

 Troia’nın yüzyıllar, binyıllar boyunca süre gelen etkisi, kimi zaman kimi insanlara çok ağır gelmiştir. Bu ağırlığın altında ezilen kimi araştırmacılar, Troia’nın aslında hiç varolmadığını, anlatılan herşeyin bir hayal ürünü olduğunu, bütün bunlara da o kör ozan Homeros’un İlyada Destanı’nın neden olduğunu söyleyip durmuşlardır. Bu tartışmalar sadece günümüzde değil, çok daha önceleri, antik dönemden beri yapılagelmektedir. Bu tartışmalara ayrıntılı olarak değinmek istemiyorum, ancak 1988-2005 yılları arasında Troia’yı yeniden kazan M. Osman Korfmann pekçok kez  „biz arkeolog olarak Troia Savaşı’nı, onun kahramanlarını aramıyoruz, ama bunu destekleyen arkeolojik verileri de gözardı edemeyiz“ dediğini  hatırlatmak isterim. Evet, son dönem kazılarında, özellikle son 10 yılda bu konuda oldukça somut veriler elde edildi ve bunlar uzmanlık dergilerinde yayınlandı yayınlamaya devam ediyor. Söz konusu bu sonuçları şöylece özetleyebiliriz: Troia /Ilios  kenti- Hitit metinlerindeki (W)ilusa ile özdeştir ve bu iki kent arasında imzalanan antlaşmadaki kent tanrılarının sembollerini Troia’da görebilmekteyiz: Tanrı Apollon’nun sembolu kent girişlerindeki taş stellerdir;  Kaskal Kur (yerin altında yol, tünel) un sembolu kaynak mağaradır.  Bu örnekleri uzatabiliriz, ancak öncelikle Troia Savaşı’nın geçtiği kabul edilen M.Ö. 1200’lerde Troia’da  kaybedilen bir savaşa işaret eden pekçok arkeolojik veri de elde edilmiştir. Bu konuda Korfmann’nın düzünelerce makalesi var. Konuyu biraz daha anlaşılabilir kılmak için, yazılı tarihin en büyük destanlarından biri olan İlyada Destanı’nda Troia ile ilgili yerlere değinmek istiyorum. Bakalım, bu kitap düşü mü; yoksa gerçeği mi, ya da gerçeğin bir bölümünü mü anlatıyormuş.

İlyada Destanı’nında tasvir edilen ayrıntılarda devamlı esen rüzgardan, Skamandros (Karamenderes,) ve Simoeis (Dümrek) ırmaklarından, Tenedos (Bozcaada), Lesbos (Midilli) adalarından vs. ya da denizden bakıldığında görülen tümülüslerden bahsedilmektedir. Söz konusu bu topografik bilgiler, arkeolojik bulgularla büyük oranda örtüşmektedir. Yani gümüz topografyası, Troia Ovası’nın dolgu süreci dışında İlyada’daki ayrıntılara oldukça uygundur. Homeros uzmanı C. M. Bowra, İlyada Destanı’ndaki  Troia ile ilgili isimlendirmeleri listelenmiş ve bu konuda 17 tane sıfat tespit etmiştir. Bunları şöylece sıralayabiliriz:

1. „kutsal“ veya „tanrılara“  ya da bir „tanrılara hoş gelen“  (21 kere)

İlyada’da 21 kez “kutsal ve “tanrılara hoş gelen” tanımlamarında hiçbir çelişki bulunmamaktadır. Troia’da  büyük yapıların altında M.Ö. 2. bine ait aşağı kent kalıntılarına rastlamaktayız. Bu alanda iyi şekilde korunagelmişlerdi. Kutsallık ve kutsal İlion kent geleneği 11. yüzyıl  başlangıcına kadar da devam etmiştir. Bunun yazılı belgeleri de vardır.

2. “dik”, “meyilli”, “dik yükselen” (7kere)

Troia’daki kuzeydoğu ve  batıdaki kent girişlerini gözlerimizin önüne getirmek bunu anlamak için yeter.

3. “yüksek kapılı”, “yüksek kapılara sahip” (2 kere)

Bu özellik Troia’nın tüm kent girişleri için geçerlidir.

4. “rüzgarı olan”, “rüzgarlı”(6 kere)

Bu tanımlamanın öneminin altını çizen başka ayrıntıları da belirtelim: Sürekli esen rüzgar, kent sakinlerini yaz aylarında sıcak ve sivrisinekten (yani sıtmadan) koruyordu. Ayrıca Beşik Koyu’nda uzun süre uygun rüzgarı bekleyen gemiler de rüzgarın rolüne işaret etmekteydi. Günümüzde de bunu görmek oldukça kolaydır..

5. “geniş” veya “enli yollu”, “geniş sokak/yollara sahip”(8 kere)

Troia’nın güney kapısından başlayıp, kent merkezine giden yolu düşünelim.

6. “iyi oturulan” “iyi örgütlenmiş- şehir” anlamında (4 kere)

Troia kalesindeki büyük saray (megaron) yapıları buna verilebilecek en iyi örnektir.

7. “iyi yapılı” (mimari açıdan) (8 kere)

8. “surlarla iyi çevrelenmiş”,  “iyi duvarlara sahip” (6 kere)

“iyi kuleli”, “iyi kulelere sahip” (1 kere )

Özellikle Son Tunç Çağı’na ait günümüze sadece 350 metresi kalmış kale duvarları, bütün görkemiyle halen dimdik durmaktadır.

9. “büyük şehir” (8 kere )

Özellikle son dönem kazılarda ortaya çıkartılan aşağı kent, Troia’nın bu özelliğini kesin olarak ispatlamıştır.

10. “iyi taylı”, “iyi taylara sahip” vb. (22 kere)

“iyi taylı” tanımlaması da , Troia VI döneminde ortaya çıkan çok sayıdaki at kemiğiyle daha bir anlam kazanmaktadır.

Yukardaki tanımlamaların hepsinin arkeolojik karşılıkları bulunmaktadır. Bunları daha da uzatabiliriz. Eğer bütün bunlara rağmen İlyada’da anlatılan „gerçek bir öze“ ve İlyada
da anlatılan Troia’nın /İlios’un bizim Hisarlık Tepe olduğuna inmayan varsa, ancak şunu söyleyebiliriz:

 İlyada Destanı’nı  bir daha oku…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version