Genel
Çözüm Sürecine Karşı Çıkanlara
Hiçbir savaş bu kadar uzun ve kanlı sürmemiştir. Dünyanın hiçbir toprağına barış bu kadar geç gelmemiştir. Dile kolay; otuz yıldır süren bir iç savaş bu… Yirmi iki yaşındayım. Gözümü açtığımda savaş vardı bu topraklarda, yirmi iki sene geçti aradan. Değişen bir şey yok… Üniversite okumasaydım bu savaşta kapatacaktım gözlerimi belki de… Gerçi üniversite okumasam bile askerlikten muaf olmak için ne gerekiyorsa yapacaktım.’’Vayy vatan haini’’ diyeceksiniz bana. Ben aslında askerlikten değil, barışla çözülebileceği halde 30 yıldır silahla çözülmeye çalışılan bu saçma savaştan kaçıyorum. Babam da bir askerdi da bir savaşçı sayılırdı. Ama ben baba mesleğini devam ettirmek istemedim. Zaten o da yaptığı mesleği sevmezdi… Silahsız da kahraman olunabilirdi, hep buna inanırdım. Zaten bu savaştan bir kahraman çıkmayacağını savaşanlar dâhil herkes biliyordu. Yitirilen binlerce can, on binlerce sakat-yaralı insan, tonlarca gözyaşı…
Her yitirilen canın ardından analar Türkçe-Kürtçe ağıt yakar, babalar ‘’vatan sağ olsun…’’ der. On binler katılır cenazeye, çok üzgün gibi dururlar. Öylelerdir de; kim üzülmez ki 20 yaşında bir gencin canını yitirmesine…’’Şehitler ölmez vatan bölünmez.’’ sloganları atılır defalarca. Sonra cenaze defnedilir. On binler yavaş yavaş dağılır. Milyonlar ekranları başında öğrenirler acı haberi, cenazeye katılanlar kadar olmasa da onlarda üzülür tabi. Haberden etkilenenler o akşam yemek yiyemezler; belki bazı eşler gece sevişemez, gençler belki o akşamlık hareketli müzik dinlemek istemezler. Gece biter, hava aydınlanır, yeni bir gün başlar. Herkes hayatına kaldığı yerden devam eder.Mizahçı karikatürünü çizer,palyaço çocukları eğlendirmek için şebekliler yapar, kasap Mehmet amcayla berber Salih ağabey sabah dükkanlarını açar ve ilk müşteri gelene kadar tavla atarlar…Kimse dünkü kadar üzgün değildir artık.Bazı insanlar hariç…Yitirilen canların aileleri,eşleri,çocukları…Hiçbir çocuk bir şehit oğlu kadar yetim kalamaz bu hayatta…Hiçbir kadın bir şehit eşi kadar sahipsiz değildir.Hiçbir ana–baba bir şehit ana-babası kadar evlat acısı çekmemiştir.’’Ateş düştüğü yeri yakar.’’ diye ne güzel de söylemiş atalarımız.Otuz yıldır sürüyor bu savaş…Otuz yıl önce evladını bu savaşa kurban vermiş bir anneyi şimdi hangimiz hatırlıyoruz ? Peki, bu anne otuz yıl önce kaybettiği oğlunu hatırlıyor mudur sizce? Ya da hiç unutabilmiş midir?
Şimdi bu barış sürecine karşı çıkanlara soruyorum: Tuttuğunuz takımın ilk on birini değil de, bu savaşta tuttuğunuz tarafta hayatını kaybetmiş on bir insan sayabilir misiniz bana? Ya da sizi zorlayıp milliyetçi duygularınızı yormak istemem. Sadece beş isim sayabilir misiniz bana?
Şimdi bu barış sürecine karşı çıkanlara tekrar soruyorum: Silahlar susmasın istiyorsunuz. Peki sizin çözüm öneriniz nedir? Otuz yıl kimi, neden öldürdüğümüzü bilmeden savaştık. Silahla bir yere varılamadığını gördük. Bir otuz yıl daha mı savaşalım , ‘’bir umuttur insanı savaştıran’’ mı diyorsunuz?
Şimdi bu barış sürecine karşı çıkanlara son kez soruyorum: Kendimi bir ırkla tanımlamayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Irkıyla gurur duyanlarınızı hiç anlamıyorum. Sanki şeref, gurur gibi kavramlar ırklarla beraber ortaya çıkmış; ırklardan önce herkes şerefsiz, gurursuz muydu diye düşünüyorum. Oysaki şeref, gurur, haysiyet gibi kavramlar ırklardan çok daha önce de vardı.İyi ki ırklar var ki insanlığımızın olumsuz yanlarını bu şekilde gizleyebiliyoruz.’’ Türk Olmak Şereftir, Kürt olmak Onurdur…’’ gibi sözleri kabullenemiyorum. Neyse soru soracaktım demi ben? Bu memlekette faşist düşünceli olanı hariç, hiçbir Türk’le hiçbir Kürt’le problemim olmadı. Bu savaşın devam etmesini Türk olup Kürt’le problemi olan, Kürt olup Türk’le problemi olanlar istiyor. Peki, biz ‘’barış’’ isteyenler sizin istediğiniz savaşta ölmek zorunda mıyız? Çok milliyetçisiniz anlıyorum ama bu memleket bu iç savaş yüzünden nice canlarını kaybetti, milyar dolarlarını bu savaşa akıttı. Bu memleketin yararına olacak şey savaş değil barıştır, bunu ne zaman idrak edeceksiniz?
Adınız...
05 Nisan 2013 at 13:54
Baban asker olduğu halde hala savaşın iki ülke arasında gerçekleşebileceğini anlayamamışsın.Sorunun sadece Kürt Türk meselesi olduğunu düşünmek tam bir cahilliktir.Sorun batı nın ortadoğuya şekil verme çabasıdır.Bir araştırma yapmanı öneririm.yoksa çok sığ yazılar yazmaya devam edersin
özgürdüşün
14 Mayıs 2013 at 12:38
Müdür yazcam etcem diyosan az bi kafanı kaldır da dünyada ne oluyo ne bitiyo ona bak sene 2001 kriz öncesi PKK bitmişti zaten. Sonra ne oldu da tekrar canlandı bu kadar hortladı onu bi araştır gel epey şey var öğreneceğin.