Genel

Agememnon’nun Maskesi ve Schlıemann

Yayınlandı

-

  Troia’dan 1873 yılında Schliemann tarafından kaçırılan ‚Priamos Hazineleri’, Osmanlı Devleti’nin büyük çabalarına rağmen, uzayan dava süreci nedeniyle 1875 yılının Nisan ayında sulhen sonuçlandırılan mahkeme sonrasında Schliemann’a kalır. Ancak daha dava sürerken bile Schliemann, Yunanistan’daki bazı yerlerde kazı yapmak için girişimlerde bulunur. Amacı Homeros destanlarındaki Troia’dan sonra ikinci en ünlü kenti  Miken’deki keşifleriyle ününe ün katmaktır. Ancak  tüm girişimleri sonuçsuz kalır. Schliemann’nın görüşme talebini geri çeviren Yunanistan kralı, Osmanlı Devleti’ne verdiği sözleri tutmayan Schliemann’a pek güvenmemektedir. 1874 yılının şubat ayında bir Yunanistan gezisi yapan Schliemann, Miken antik yerleşmesinde küçük bir kazı yapar. Buradaki  yetkililere kazı izinin birkaç gün sonra geleceği yalanını söyler. Önce üç işçiyle başlattığı sondajlarını, iki gün sonra yirmialtı işçiyle büyük bir kazıya dönüştürür. Pekçok önemli buluntu elde eder. Atina’daki yetkililerin hiçbir şeyden haberi yoktur. Ancak buluntular çıkmaya başlayınca durum Atina’ta telgrafla bildirilir. Atina’dan gelen bir emirle Schliemann’nın kazısı durdurulur. Gönderilen bir emniyet görevlisi Schliemann’nın ifadesini alır ve buluntuları kontrol eder. Olay böylece kapatılır. Schliemann, Yunanlılara çok kızmıştır. Miken’de kazı yapmak için yeniden başvurur. İzin almak için her yolu dener. Karşılığında tüm buluntuları, hatta Türkiye’den kaçırdığı ‚Priamos Hazineleri’ni bile  Yunanistan’a bırakacaktır. Uzun uğraşlar sonucu 1876 yılının Ağostos ayında Miken’de kazı yapmak için Yunanistan devletinden izin alır. Ancak o zamanki Yunan yaslarına göre kazılardan çıkan buluntuların hepsi Atina’da kalacaktır. Schliemann’nın ‚Priamos Hazinesi’ni Yunanistan’a bırakma sözü ise hiç dikkate alınmaz. Kazı çalışmalarını kontrol etmek üzere  Atina’dan bir bakanlık görevlisi arkeolog kazılara eşlik edecektir. Schliemann, kazılar başlar başlamaz Troia’da yaptığı gibi yüzotuz işçiyle farklı yerlerde kazılar yapar ve karşısına çıkan kalıntıları yıkarak kazılarına devam eder. Ancak Yunan devletinin temsilcisi Panajotis Stamatakis, Schliemman’ı uyarır. Schliemann’nın uyarıları hiç dikkate almaz. Bunun üzerine Stamatakis Atina’ya ‚ ‚Schliemann bir arkeolog değil. Herşeyi tahrip ediyor. Çıkan çanak çömleklerin sadece tümlerini alıp gerisini atıyor. Biran önce çalışması durdurulmalıdır‘ içerikli bir telegraf çeker. Bunun üzerine kazılar yeni bir karar verilene kadar  kısa süreliğine durdurulur. Schliemann karısı Sophia’yı bakanla görüşüp sorunu çözmek için Atina’ya yollar. Sophia Schliemann bakanla görüşür ancak değişen bir şey olmaz. Miken kazıları, kazı komseri Panajotis Stamatakis’in kontrolünde yeniden başlatılır.

Miken kazıları, Troia’dan biraz farklıdır. Çünkü burası antik dönemden beri bilinen bir yerdir. Özellikle M.S. 2. yüzyılda yaşamış Yunanlı gezgin Pausanias’nın kentle ve mezarlarla ilgili ayrıntılı anlatımları vardır. Yani Schliemann’nın buradaki işi  aslında daha zordur. Troia’da  bir  kenti ‚Priamos Hazinesi‘ ile yeniden keşefetmiştir. Miken’de ise Homeros’un destanlarında adı geçen kahramanların mezarlarını ve altınları keşfetmek durumundadır. Destana göre Troia’yı feth ettikten sonra kenti Miken’e dönen kral Agamemnon’un altınlarla dolu mezarını bulmalıdır.

Yoğun kazı çalışmaları sonrasında Miken kalesinin dışı ve içindeki kral mezarları ortaya çıkartılmaya başlanır. 1876 yılı Ağustos ayında başlayan kazılarda Schliemann’nın beklediği ilk önemli buluntular ekim ayında ortaya çıkmaya başlar. Aslanlı kapının yakınlarında, Miken kalesinin içinde 6 metre derinlikte yukardan kuyu gibi aşağıya inen 5 mezar odası keşfedilir. Küçük taş tabakası, onun altında kil örtüsü ve kilin altında gömüler çıkmaya başlar. Ölülerin yakınlarında altın, tunç, fildişi, gümüş mezar hediyeleri vardır.  Mezarlarda erkek, kadın ve çocuk iskeletleri keşfedilir. Üzerlerinde gömülürken yakıldıklarına işaret eden izler vardır. Çok değerli buluntular, altın maskeler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamaktadır. Altın buluntular erkek iskeletlerin göğüs kısmına bırakılmıştır. Kadınların elbiseleri ise parıldamaktadır. Tüm mezarlar tunç kaplar ve silahlarla doldudur. Söz konusu bu mezarlar sadece kral ailesine ait olmalıdırlar.

Durumun ciddiyetini anlayan kazı komiseri Stamatakis hemen asker çağırır. Askerler bundan sonraki kazılar sırasında  Miken kalesinin etrafı ve içinde güvenliği sağlarlar. Schliemann’nın bir küçük buluntu daha kaçırmasına izin verilmeyecektir. Kral mezarlarndaki kazılar yirmibeş gün sürer. Altı metre derinlikteki kazılarda sadece Schliemann, Sophia ve kazı komseri çalışmaktadır. Kasım ayının sonuna yaklaşılmıştır. Buluntular her akşam askerler eşliğinde yakınlardaki Harvati köyüne götürülür.

Uzun uğraşlar sonunda tüm mezarlar kazılır. Schliemann, bu keşfiyle aradığı Agamemnon’un mezarına bulduğuna inanır. Ona göre özellikle mezar V’deki altın ve diğer değerli mezar hediyeleri sadece bir krala, yani Agamemnon’a ait olabilir. 27 kasım 1876 tarihinde Yunan kralı I. Georg’a müjdeli telegrafını çeker:  “Pausanias’ın anlattığı, Klytaimestra ile aşığı Agisthos’un sofrada öldürdüğü Agamemnon, Kassandra, Eurymedon ve arkadaşlarına ait mezarları keşfettiğimi Majestelerine sonsuz bir sevinçle bildiririm. Bu mezarlarda saf altından ve diğer eski eserlerden oluşan paha biçilmez hazineler buldum. Sadece bu hazineler koca bir müzeyi doldurmaya ve burasını dünyanın en harika müzesi yapmaya yeter. Böyle bir müze önümüzdeki yüzyıllar boyunca her ülkeden binlerce yabancıyı Yunanistan’a çekecektir.”

Haber duyulur duyulmaz Yunanistan ve Avrupa’dan binlerce kişi kral mezarlarını görmeye gelir. Schliemann, Troia’da ‘Priamos Hazinesi’ ile başlattığı mitolojiyi yeniden yazma mecarasını, Miken’deki ‘Agamemnon Hazinesi’ ile sonuçlandırmıştır.

Daha sonraki çalışmalar Miken’deki mezar buluntularının Schliemann’nın tahmin ettiğinden dört yüzyıl daha eski olduğunu ortaya koymuştur. Yani tüm buluntular Miken kültürünün başlangıcı olan M. Ö. 1600’lere aittir.

Schliemann keşfettiği buluntularda yanılmıştır; ama bu keşiflerle arkeoloji tarihine geçeceği iddiasında bir kez daha haklı çıkmıştır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version