Genel

Taksim’in Bağları

Yayınlandı

-

100-150 kişilik çevreci bir grubun eylemiyle başlayıp polisin gereksiz sert müdahalesi nedeniyle yüzbinleri sokağa döken ve tamamen amacından sapmış, kontrolü güç bir noktaya ulaşan Taksim Gezi Parkı olayları eylemin 19. Gününde polisin Taksim’e girmesiyle sona erdi. Olayları başından sonuna kadar takip etmeye çalıştım. Televizyondaki haber bültenlerini, hükümet yanlısı-karşıtı bütün gazetelerin manşetlerini taradım. Doğrusunu söylemek gerekirse olayların büyümeye başlamadan önceki 100-150 kişilik çevreci grubun yaptığı eyleme biraz umursamaz yaklaşarak ‘’ Banane ulan Taksim’den, Gezi Parkından… Zaten İstanbul’u oldum olası sevmedim. AVM mi yapacaklar, sirk mi yapacaklar ne yaparlarsa yapsınlar… ‘’   diyordum. Lakin eylemlerin normal bir şekilde devam ederken polisin olayların fitilini ateşleyen sert ve düşüncesiz müdahalesini şaşkınlık içerisinde izledim. Ve daha sonrasında hepimiz izlediği görüntüler çıktı ortaya.’’Ağaçlar devrilmesin’’ diye başlayan eyleminin amacı bir günde hedef değiştirerek ‘’Hükümet devrilsin’’e dönüştü. Eylemler sosyal medya aracılığı ile kısa sürede ülkenin dört bir yanına sıçradı. Hala demokrasi dışı yollardan medet umup iktidarı sandığa gitmeden devirebileceğini sananlar, başbakana olan kinini içinde tutamayanlar, halkın %50’sinin verdiği demokratik kararı içlerine sindiremeyenler sanki bu zamanı bekliyormuşçasına bir anda sokaklara dökülüverdiler.  Özellikle sosyal medyada paylaşılan provokatif haberler ve fotoğraflar olayların kısa zamanda hızla büyümesine sebep oldu. Marjinal grupların öncülük ettiği ve daha sonrasında muhalefetinde destek verdiği hükümeti devirme operasyonuna dönüşen eyleme yüz binler alet edildi. İktidar partisi karşıtlığı ile bilinen tüm grupları Taksim’de görmek mümkündü. Kimi kesimler sadece attıkları sloganlarla eylemini gerçekleştirirken bazı marjinal gruplar ise dertlerini yakıp-yıkarak anlatmayı tercih etti. Bana göre işin en komik tarafı da halkın %1’inin bile desteğini alamayan TKP, SDP gibi parti sempatizanlarının halk adına konuşup, hükümetten taleplerde bulunmalarıydı. Zaten bana göre de 19 gün boyunca işi gücü olmayıp gece gündüz Taksim’de yatanların Türkiye halkı ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Yani büyük bir çoğunluğu bu halkın özünü temsil etmiyordu. Sokakları ateşe veren, dükkânları yağmalayan, halkın güvenlik güçlerine saldıran çapulcu kılıklıları ise değil bu halkın içinde, bu ülkenin topraklarında bile barındırmamak gerekir. Eğer başka bir provokatif eylem olmazsa olaylar şu an da sonlanmış gözüküyor. Taksim olaylarıyla ilgili açıklama yapan Levent Kırca ”Tayyip Erdoğan’ın finali Adnan Menderes’in finali gibi olacaktır.” demiş. Bence biber gazı Levent abiye iyi gelmemiş, zaten kafası kıyak gezerdi şimdi hepten kıyak olmuş. Hani Tayyip Erdoğan diktatördü ? Bir diktatöre böyle bir sözü söylemeye cesaret edebildiği için bu ülkenin en cesur ayyaşı ilan ediyorum bu zavallıyı. Peki, Taksim Gezi Parkı olaylarında kimler kazandı, kimler kaybetti?

  • Eyleme samimi çevresel duyarlılıklarıyla katılanlar kazandı. Seslerini tüm Türkiye’ye hatta tüm dünyaya duyurabildiler.
  • Olayların fitilini ateşleyen sert müdahalesiyle polis hem çok sayıda biber gazı kaybederken aynı zamanda itibarda kaybetti. Her ne kadar eylemlerin yatıştığı günlerde son derece dikkatli olsalar da ilk müdahalenin çok gereksiz bir sertlikle yapılması olayların büyümesinin başlıca sebebiydi.
  • İktidar Partisi bu olaylarda ne kazanan ne de kaybeden taraf oldu. Zaten iktidar partisine oy vermeyen kesim tarafından başlatılan eylemlere yine iktidar partisine oy vermeyenler katıldı ya da alet edildi. ‘’Türk Baharı ‘’ ya da hükümeti devirme rüyaları görenler bu yollarla AK Parti’nin oyunu %1 bile düşüremeyeceğini anladılar.
  • Muhalefet de bu eylemin ne kazanan ne de kaybeden tarafındaydı. Ama eylemlerden istedikleri sonucu alamayarak bu kafayla boşuna kürek çektiklerinin kesin bir şekilde anladıklarını düşünüyorum. Hükümeti ancak sandıkta yenebileceklerini, bunun da eylemlerle, protestolarla mümkün olmadığını; ancak bu memleket için çalışarak, proje üreterek bunun mümkün olacağını umarım idrak edebilmişlerdir. Taksim’deki çekilmiş fotoğraflarda BDP, MHP ve CHP’li vatandaşların aynı karede görüntülenmesi toplumsal kaynaşmanın mı yoksa muhalefetin iktidar partisi karşısındaki çaresizliğinin mi göstergesiydi? Bunu da düşünmek gerek.
  • Biber gazının göz yakıcı etkisine birebir gelen limon bu eylemler de ekmek-su gibi gitti. Doğal olarak limoncular bu eylemde kazanan taraf oldu.
  • Kahveci Ali Ağabey’de Taksim eyleminin hararetli muhabbetinin yapıldığı kahvede, kahve sakinlerine zor çay yetiştirerek bu eylemde kazanan taraf oldu.
  • Çıkan olaylar sebebiyle polisin göstericilere karşı sıklıkla kullandığı biber gazı yok sattı. Sonucunda biber gazının hammaddesi olan biberi üreten üretici kazanan tarafta oldu.

 

 

1 Yorum

  1. milliyetci

    17 Haziran 2013 at 11:30

    Sayin k.f. evvela basbakaniniz gibi kiskirtici bir huslup takindiginiz icin sizleri kiniyorum. Bu yazinizla beraber hukumet yndasliginizi tescil etmis oldunuz. Onunuzdeki yazin yasaminizda mutlu yalakaliklar diliyorum…

Leave a Reply

Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version