Gezi ile Ortaya Çıkan Gerçek!

Gezi olayları ile başlayan büyük plan tutmadı hamd olsun.

Millet iradesine tuzak kuranlar yine hüsrana uğradı hamd olsun.

Ne kadar demokrasi münafığı var ortaya çıktı hamd olsun.

İktidar yalakası sahte demokrat ne kadar riyakar varsa ortaya çıktı hamd olsun.

Millet oyuna gelmedi, gelenlere de prim vermedi hamd olsun.

Azgın azınlık yine kaybetti hamd olsun.

Millete düşman olanlar, unutamayacakları bir tokat yedi milletten hamd olsun.

…

Ülkemiz 20 gün çok sancılı bir dönem geçirdi. Masum (!) bir eylem ile tetiklenen ve sahneye konan karanlık oyunlar, belki çok yordu ülkemizi ama çok şükür boşa çıktı. Karanlık oyunu oynayanların, oynatanların iç ve dış uzantıları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Belki ekonomi zarar gördü, itibar zedelendi ama ‘Her şerde bir hayır vardır’ gerçeği gibi süreç ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası oldu.

Zira bir gerçeği anladık bu vesile ile.

Eski Türkiye’den eser kalmamış. Karanlık ellerin oynadığı oyunlar, öyle kolay kolay tutmuyor artık. Bu millet belki kolay galeyana geliyor ama gerçeği görür görmezde boşa çıkartıyor tüm hesapları.

Bakın son 10 yılda gizli/açık kaç darbe girişimi atlattı bu ülke. Bu gezi bahanesi ile başlayan darbeyi de atlattı, içten ve dıştan bu kadar da destek almışken.

Dik bir ülke artık Türkiye.

İtibar sahibi, söz sahibi bir ülke.

Bakın, Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü,  7 Ortadoğu ülkesinden 450 elite yüz yüze görüşerek Türk Dış Politikası’na bakışlarını sormuş. Sonuç göğsümüzü kabartıyor.

7 ülkenin elitleri, Türkiye’nin 10 yıl içinde Ortadoğu’nun en büyük gücü olacağını düşünüyor. Araştırmacılar, dahası Türkiye’nin İslam coğrafyasında liderliğe oynadığı yönünde İslam ülkeleri arasında bir algı olduğu ve bu algının da yüzde 50’lerin üzerinde olduğunu açıkladı.

İster kabul edin ister etmeyin ama bir gerçek var. Türkiye, son yıllardaki kalkınma ve planlı gelişmesi ve dik duruşu ile Dünya’ya yön verenlere göz kırpıyor.  Bir imparatorluk varisi olduğunu Dünya’da oluşan Neo-Osmanlı algısı ile hissettiriyor.

Sözün kısası, sözde değil özde büyük artık bu ülke.

Bu arada;

Olay’cı Sermet Atadinç yine bizi tetikçilik yapmakla ve provakatif yayıncılık ile suçlamış. (http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=84135)

Sermet bey, yayın editörümüz Baran Doğu konu ile ilgili açıklamayı anlaşılır bir dille yapmıştı. (Tıklayın) Anlamak istememekte diretiyorsun. Tekrar değinmeyeceğim ama dikkatimi çeken bir konu var. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır derler ya o hesap yazdıkların.

Baştan aşağı yalan, karalama ifadeleri ile dolu yazında, www.comuhaber.com’un açıklamasında yer alan ve Olay’a yöneltilen sorulara yönelik tek bir kelime yok.  Yine saldırı, yine iftira… Ne diyeyim, Allah ıslah etsin.

Belediye Başkanı Gökhan’ın ifadelerine gelince. İfadeleri çarpıttığımızı ifade etmişsin. Ama Sermet’im, Başkan’ın ilgili açıklamasını sizin gazetenizden alıntıladık. Başkan’ın sizin gazetede çıkan sözlerine bir harf dahi eklememişken, bizi nasıl uydurma haber ile suçlayabilirsin. Dileyen iki haberi karşılaştırabilir. Herşey çok açık. Çarpıtma varsa oda sizin gazeteniz tarafından yapılmış ki bizde çarpıtılan ifadeler üzerinden haber yapmışız. Bu noktada Sayın Başkan’ın bu konuya açıklık getirmesi lazım ki, kim tetikçi kim değil anlaşılsın.

Sayın Başkan’ın Olay’da Yer Alan İfadeleri için Tıklayınız.

Sitemizde yer alan haber için tıklayınız.

Bir diğer Olay’cı Seçkin Sağlam’ı da es geçmeyelim…

Senin tabirinle “Rozetli Gazeteci” hakkında yazdıklarına aynen katılıyoruz. Az bile yazmışsın.  Ama bizim hakkımızda ki ifadelerine gelince orda bir dur derim. Gazeteci olduğumuzu iddia etmedik hiçbir zaman, değiliz de tabi, gazetecilik yapmaya çalışıyoruz diyelim. Öğreniyoruz daha. Ama bu halimiz ile bile Çanakkale’de kendini gazeteci sanan birçok kişiden daha iyiyiz, kabul et 🙂

“Namussuz Pankart” haberine atıfta bulunmuş, yalan haber demeye getirecek ifadeler kullanmışsın. Evet o pankart ne yazık ki bu kentte yapılan bir yürüyüşte taşındı sokaklarda. Hem de saatlerce. Hem de bir bayan tarafından. Kimse de ses çıkarmadı üstelik. Bir Allah’ın kulu görmedi mi Allah aşkına. Bizim görmediğimiz bir şey vardı ama. Kimsenin o pankartı indirmeye çalıştığını mesela. Yoksa o pankart altında yürüyenler de mi aynı şeyi düşünüyordu? Biz yorum yapamadık. Takdiri kamuoyuna bıraktık. Herkes işine geleni yazıyor.

Ne yapsaydık yani, şerefsizliğe, alçaklığa yol mu verseydik. Bak, daha geçen gün başka bir pankart taşındı onu da mı görmedin, yoksa görmek mi istemedin? Biz utancımızdan haberini yapmadık.

Yine mendebur yüzlü bir başka bayanın taşıdığı pankartta diyor ki “ Ah ah, o gece ananın başı ağrısaydı bugün Türkiye’nin başı ağrımayacaktı” Bu nedir Allah aşkına. El insaf… Bu mudur masum gösteri, bu mu hak arama.

Bu var ya Seçkin, tek kelime ile NAMUSSUZLUK’tur. O pankartları taşıyanda NAMUSSUZ’dur, alkışlayan da.

Son bir şey bizim gezi olayları hakkında ki görüşlerimiz tavrımız ortadadır. Sen halk hareketi demişsin ama biz halkı göremedik orda. Sen yakından takip ediyorsun. Daha iyi bilirsin.

Gerçek halkın, tüm Türkiye’de ve Çanakkale’de bu kendilerini “Eşkıya ve Çapulcu” olarak niteleyenlere itibar ettiği yok.

Bu ülkenin gerçek halkı evlerinde oturuyor, işine gücüne bakıyor ama inanın yaşananlara da dişlerini sıkarak sabrediyor.

Çanakkale’nin merkez nüfusu 100 Bin. Sokakta kendi deyimleri ile çapulculuk yapan kişi sayısı 150-200. Bilemedin 300. Hepsine yakını en baştan veri zaten hükümet muhalifi. TKP, EMEP, ESP, Halk Evleri, ADD, SGD üyesi. CHP’nin tam kadro destek verdiğini de unutmayalım. Bak kaç tane parti bir araya gelmiş yine de sayıları bu kentin  % 1 bile değil.

Ne halk hareketinden bahsediyorsun…

Yerim böyle hareketi.