Bizimle İletişime Geçin

Genel

Şubat ayında yeni çıkan kitaplar

Yayınlandı

-

Şubat ayında yeni çıkan kitaplar2014 yeni çıkan kitaplar açısından oldukça bereketli bir yıl olacağa benziyor. Şubat ayında pek çok yeni kitap okuyucuyla buluşmak için raflardaki yerini alıyor. Baskısı tükenmiş eserler ise yeni baskılarıyla ilgilileriyle buluşmayı bekliyor… 

Ocak ayında çıkan diğer kitaplara ulaşmak için buraya veburaya tıklayabilirsiniz… 

YEDİTEPE YAYINLARI

Kronolojik 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Harun Bodur, 1104 Sayfa, 65 TL

21. yüzyılın başlangıcında dünyanın gelmiş olduğu durumun anlaşılması, şüphesiz ki geçmişin ve bilhassa 20. yüzyılın iyi analiz edilmesiyle mümkündür. Nice bölgesel savaşlar; ekonomik, milliyetçi, etnik, dinî, ideolojik kavgalar; diktatörler, ihtilaller, işgaller, katliamlar, yeni sömürgecilik arayışları, bağımsızlık mücadeleleri; siyasî, askerî, ekonomik, kültürel örgütlenmeler, ikili ve çok taraflı anlaşmalar bu yüzyıla damgasını vurdu. Teknolojik gelişmeler de alabildiğine hız kazandı ve bu yüzyıla damgasını vuran iki süper gücün, ABD ve Sovyet Rusya’nın kavgası atmosfer ve uzaya kadar ulaştı.

Elinizdeki bu eser, böylesine hareketli bir yüzyılın daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmak amacıyla, 1900-1999 yılları arasındaki siyasî olayları, kronolojik bir sıra takip ederek anlatmaktadır.

BÜYÜYENAY YAYINLARI

Çocuklara Hayat Bilgisi, Terbiyetü’l-Etfal Risalesi, Edhem İbrahim Paşa, Haz:İlknur Kirenci, 160 Sayfa, 15 TL

Terbiyetü’l-Etfal Risalesi – Çocuklara Hayat Bilgisi, bir Osmanlı Paşa’sı olan Edhem İbrahim’in oğluna ve tüm çocuklara yazdığı öğütlerden meydana gelmekte. Eserde bazı tarihi ve coğrafi olaylar, ruh ve beden gelişimine ilişkin tavsiyeler, hikâye ve nasihatler, ibret alınacak haberler, insanlık ve medeniyetçe bilinmesi gerekenler çocuklar için kaleme alınmış. Çocuk duyarlılığını geliştirici pedagojik ve öğretici ilkelerin uygulandığı eserde bir babadan oğluna ve tüm çocuklara hayat berrak bir su gibi akmakta.

Çocukları hayatın ve insan varlığının taze ve ümitvar dokuları olarak gören Edhem İbrahim Paşa, çocuğu merkeze alan bir duyarlılık ve bakış açısıyla, o her harfine sevginin ve muhabbetin eşlik ettiği anlatım tarzıyla, sırf çocuklara değil büyüklere de hitap etmekte. Her yaştan okuyucunun zevkle okuyacağını düşündüğümüz Çocuklara Hayat Bilgisi, öncelikle çocuklar olmak üzere, tüm anne ve babalar ile çocuğun dünyasını ikinci kez torunlarıyla yaşayan büyüklere de çeşitli tatlar verecektir. Çünkü onlar da zaman zaman hoş bir hatıra olarak hem geçmişi bugüne taşıyacaklar, hem de eserin duygu ve düşünce dünyasından kendilerine ulaşacak duyarlılıkları yaşayacaklar, yer yer de özeleştirinin hüznünü hissedeceklerdir. Ama belki de en önemlisi çocuğun o eşsiz dilini eserin kılavuzluğunda yeniden heceleyecekleridir.

Rüzgarın Söyledikleri : Hikaye-i Şabur Çelebi, Haz: Alim Kahraman, 91 Sayfa, 10 TL

Şabur Çelebi Hikayesi’nde herşey yetenekli ve çelebi bir gencin bir şehre aşık olmasıyla başlıyor. O şehir ki Binbir Gece Masalları’nın diyarı Bağdat’tır. Bütün kurulu düzenini ve sanatını terk ederek Bağdat yollarına düşen Şabur Çelebi böylece bir hikaye kahramanına dönüşecek ve hikayesi anlatıla anlatıla suyun, toprağın, ateşin ve rüzgarın eşlik ettiği bir hikaye olacaktır. Ve haber verenlerin haberleri arasına katılacaktır. Başlangıçta kendisine haber verenlerin bir haberi olan Bağdat, bir şehir olmaktan çıkacak, an be an kendi hikayesini inşa edeceği bir sınava dönüşecektir. Sınav bellidir.

Aslında bütün zamanların en çetin sınavı olan, masumiyeti koruma, dürüstlüğün izinden ayrılmama, erdemlerden bir an olsun taviz vermeme. Ya da hilenin karanlık yollarında kaybolma, güce teslim olup zulmü çoğaltma. Şabur’un rüzgarın söylediği bir hikayele sahip olması ve haber verenlerin haberleri arasında yer alması, ebedilik tacını takması masumiyetinden zerre kadar taviz vermemesi, aşkına sahip çıkması ile mümkün olacaktır. Bu yüzden güce sığınan zulüm ve hile, hikaye boyunca Şabur’dan dalga dalga yayılan iyilik özü ile tuzla buz olacaktır. Böyle böyle Şabur, hikayesini an be an inşa edecek ve bu hikaye hem kendisine hem de bizlere bir ödül olarak kalacaktır.

Aristoteles’ten Savaş Adabı ve Ahlakı : Adab-ı Harb ve Üslub-ı Ceng, Haz:Özer Şenödeyici, 20 TL, 208 Sayfa

“Savaş” bütün zamanların en çetin realitesi. İki tarafı da keskin bir bıçak gibi tehlikeli. Bir bakıma da kullanımı niyetlere göre şekillenen doğal bir durum. İnsanın en soylu ve kayda değer taraflarından biri olabileceği gibi, yine insanın en zalim tarafını da açığa çıkarmakta. İster mücadele kelimesiyle dile getirilsin ister savaş kelimesiyle tanımlansın, insan önce kendindeki olumsuzluklardan başlayarak topluma ve tüm dünyaya doğru genişleyen bir perspektif içerisinde sürekli savaşmakta. Savaşı ve kavgası olmayan insan ne kadar insan? Ve olur olmadık her şeye savaş açan insan ne kadar insan? İnsanın bu dünyadaki yegane vazifelerden biri nerede ve hangi şartlarda bulunursa bulunsun barışa hizmet etmesi.

Dünya tarihi iyiliğin ve kötülüğün mücadelesi şeklinde cereyan ediyor. İnsan da bu tarihte ya iyiliğe hizmet ederek kayda geçiyor, ya da kötülüğe alet olarak. Elbette “savaş”ın öncelikle kelimelerle olması, sözün önce kulaklara ve oradan da gönüllere ulaşmasıyla gerçekleşmesi en makbulü. Ya kulaklar duymak, gönüller nefretle dolu ise. İşte burada insanın temel değerleri koruması, erdemlere arka çıkması için başka yöntemler geliştirmesi gerekiyor. Bu yüzden kalem ve kılıç iki savaş aleti olarak kabul edilmiş. Bazen biri yeterli olmuş, bazen diğeri ve çoğu zaman da her ikisi birlikte. İşte bir kalem erbabı olan Aristoteles’in kılıç erbabı olan İskender-i Zülkarneyn’e yazdığı bu eser savaşın bir adabı ve ahlâkı olması gerektiğini göstermesi bakımından önemli bir kaynak.

Hayy bin Yakzan, İbn Sina, Çev: Şerafettin M. Yaltkaya, 10 TL, 86 Sayfa

Bütün zamanların en önemli düşünürlerinden İbn Sina’nın Hayy bin Yakzan’ı birtakım remzlere başvurarak sembolik bir hikâye şeklinde kaleme aldığı bir eser. Görünüşler âleminin arkasındaki temel ilkeleri araştıran bu eser, bir “Keşifler” kitabı olmakla birlikte, İbn Sina’nın çağına kadar ki kozmoloji, ruh ve hayat hakkındaki telâkkileri anlamak bakımından da ayrı bir öneme sahip. Doğu felsefe geleneğinde ilk kez böyle bir felsefî hikâye yazmış olan İbn Sina, kendisinden sonraki İbn Tufeyl, Nasirüddin-i Tûsî, Şehabüddin-i Sühreverdî gibi başat filozoflara da bu eseriyle öncülük etmiştir.

Eser, görünüşler dünyası ile hakikat arasında anlama ve anlamlandırma gerilimi yaşayan insana varoluşunu anlamlandırması, kendisini büyük bütüne dahil etmesi için tefekkür imkânları sunuyor. Sonsuzluğu kavramaya yönelik bu fikri çaba tekmil bir âlem tablosu çiziyor. İbn Sina kurduğu bu muhkem yapıdan, tefekkürün bütün inceliklerini maharetle gösterdiği bu âlem tablosundan o kadar emindir ki muhatabına söyleyeceğini söyledikten sonra eserini şu cümlelerle bitirir: “İstersen arkamdan gel… Seni ona götüreyim!…”

Hayy bin Yakzan’ı Türkçe’ye çeviren değerli bilim insanı Şerafeddin Yaltkaya, sırf çevirmekle yetinmeyip aynı zamanda giriş kısmında yaptığı incelemeyle ve dipnotlarda verdiği açıklamalarla esere ilişkin anlam katmanlarını aralıyor.

REMZİ KİTABEVİ

Ayşe Kulin, Hayal, 360 Sayfa, 22 TL

Ayşe Kulin, Dönüş’ün ardından yeni kitabı Hayal’de 1983’ten bu yana yaşamında yer alan renkli olaylara ve ilginç anekdotlara yer veriyor. Bu kitapta yazarlık hayaliyle başlayan bir yaşamın günümüze uzanan renkli görüntüleri yer alıyor. Özgün çizimlerle desteklenmiş olan

Hayal aynı zamanda Kulin’in günümüze uzanan yazarlık serüvenininde bir öyküsü…

Ünlü işadamı Asil Nadir’den reklamcı Tunca Yönder’e; halkla ilişkiler alanının duayeni Betûl Mardin’den Rahmi Koç’a kadar iş, yayın, siyaset dünyasından pek çok tanınmış ismin yer aldığı kitap Yahya Kemal Beyatlı’nın “İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar” sözleriyle başlıyor.

Hayal, Kulin’in bir umuduyla son buluyor: “Bu dünyada var olduğum sürece hayal kurmaktan vazgeçmeyeceğim. Okurlarımla daha nice hayalde buluşmak üzere!”

ENSAR NEŞRİYAT 

KPSS – ÖABT ( Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi Soru Bankası), Ahmet Ekşi – Ahmet Meydan – Ahmet Yapıcı, 342 Sayfa, Sayfa

Öğretim Programı hazırlama ve ders kitapları yazma deneyimine sahip yazarlar tarafından hazırlanan bu kitap, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ve İHL meslek dersleri öğretmen adaylarının lisans öğrenimlerinin yanı sıra MEB İlköğretim ve Lise müfredatını da kapsayan sorulardan oluşmaktadır.

ÖSYM sınav formatına uygun nitelikte hazırlanan bu kitapta;

* Her biri 20 sorudan oluşan, 59 adet Konu Tarama Testi (KTT)

* Her biri 100 sorudan oluşan, 9 adet Deneme Testi

* Toplamda ise 2080 soru bulunmaktadır.

OTONOM YAYINCILIK

Yıkıcı Akıl ve Olumsuzlama Devlet, Sermaye, Sınıf, Werner Bonefeld, Çev. Özgür Yalçın, 288 sayfa, 24 TL

Sermayenin toplumsal ilişkileri içinde insanın değersizleştirildiğini ve onursuz bir yaşama mahkûm edildiğini iddia eden Bonefeld, bu kitabında sermayeye, devlete ve sınıf ilişkilerine karşı mücadelenin olanaklarını araştırıyor.

Sadece eleştirmenin yetmeyeceği, aynı zamanda alternatif bir toplumsal yaşamın kurucu pratikleri ve deneyimleri üzerine düşünüp bunları hayata geçirmemiz gerektiği konusunda ısrar ediyor. Emeğimizin ve insanlığımızın sermaye ve onun devleti tarafından tahakküm altına alınmasına karşı çıkarak onurumuzu yeniden nasıl elde ederiz sorusuna yanıt arıyor.

Emeğin mücadelesinin her şeyden önce bir onur mücadelesi olduğunu bize bir kez daha hatırlatarak…

AGORA KİTAPLIĞI

Feyzi Tuna – Her Fİlm Bir İmtihandı, Dilara Balcı, 286 Sayfa, 25 TL

Feyzi Tuna kırk yıllık sinema kariyerinde ‘Yasak Sokaklar’, ‘Kuyucaklı Yusuf’, ‘Kızgın Toprak’, ‘Seni Kalbime Gömdüm’ gibi klasikleşen filmlerin yönetmenliğini üstlenir; kimi zaman ‘harika çocuk’ muamelesi görür, kimi zaman Yeşilçam endüstrisinin sert yüzüyle karşı karşıya kalır, çünkü Yeşilçam’da ‘her film bir imtihandır’.

“Bu kitapta Feyzi Tuna, kendisinin Yeşilçam’la imtihanını okurlarla paylaşıyor. Kendisiyle gerçekleştirilen keyifli sohbetlerle hayatına, hatıralarına ve sinemacı kimliğine dair ipuçları sunuyor. Türkiye sinema endüstrisinin katı kurallarını gözler önüne sererken, Yeşilçam’ın renkli dünyasına, setlerde yaşanan traji-komik olaylara ve starların hayatlarının perde arkasına da değinmeden geçmiyor.”

“Bir şey söyleyeyim: Her film bir imtihandı. İş yapmadığın zaman işsiz kalırdın. Bu kadar basit bir kural! Her ân meslekten atılma korkusu içinde yaşadım. Ta ki 1980’li yıllara kadar… Filmin iş yaptı, bir film daha iş alma şansın ya var ya yok. Hep bir tedirginlik… Başarılı bulunan filmlerimi bile ticari olsun diye yaptım. Entelektüel yanımı da korumaya çalıştım, ama ticari de olmalı korkusu ve vehmi içinde yaşadım. Bu hepimiz için böyleydi” (Feyzi Tuna)

Televizyonda Gerçeklik Algısı, Ozan Otan, 232 sayfa, 20 TL

Ozan Otan kitabın amacını ve içeriğini şöyle ifade ediyor;

Bu çalışmada televizyon iletisi üzerinden kurulan ‘gerçeklik’ incelenmiştir.

Kitle iletişim araçları, özellikle de televizyon, gerçekliği yeniden inşa etmektedir.

Bu yeniden yapılandırma sünecinde yayın politikaları, ideoloji, ekonomik bağlantılar kadar televizyonun kendi yayın dinamikleri de (eşzamanlılık, ışık, açı, vb.) önemli rol oynamaktadır.”

LABİRENT YAYINLARI

Süleyman’ın Kuyuları, Hesna Onbaşı, 272 Sayfa, 19 TL

“Mert konuşurken Sami ceset torbasının fermuarını hızla yukarıya doğru çekti. Torba açılır açılmaz etrafa yayılan yoğun formaldehit kokusu aniden Sami’nin ciğerlerine doldu. Bir adım geriledi, keskin koku nedeniyle gözleri yaşarmıştı. Yüzünü buruşturdu. Onun dünyasında sokakta bulduğu cesetlerin kötü kokması normaldi ama formaldehit kokması… Bu koku Sami’ye tek bir yeri hatırlatıyordu: Adli Tıp Kurumu’nun morgunu. Kadın baş aşağı şekilde asılmıştı. Tıpkı yarı gömülü diğer ceset gibi onun da vücudunda cesetlerde görmeye alışık olduğu izlerden en ufak bir eser yoktu. Yine tıpkı toprağa gömülü kadında olduğu gibi gövdesine uzun bir yarık açılmış, ardından da bu yarık özenle dikilmişti. Dikiş tarzına bakılırsa, her iki ceset de aynı kişinin elinden geçmişti.”

(Kitaptan)

Katilin kim değil, neden katil olduğu sorusunun cevabını, tarihin karanlık dehlizlerinde ve İstanbul’un dar sokaklarında arayan Süleyman’ın Kuyuları, Hesna Onbaşı’nın ilk romanı. Saklı kalmış Osmanlı Tarihi’ni polisiyenin sürükleyiciliğiyle buluşturan muazzam bir eser olan bu roman, yer yer hızla aksa da okuru dingin bir dünyaya davet ediyor.

Sherlock Holmes – Peter Brown ( Rasyonalite ve İnancın Çatışması), Fulya Turhan, 64 Sayfa / 7 TL

Holmes hikâyelerindeki polisler, kendi geleneklerinin kurbanı olarak, beceriksiz görenekçiler olarak resmedilir ve günü kurtarmak, tuhaf ve istisnai bir zekâsı olan Holmes’ün görevidir. G. K. Chesterton ise Doyle’un yarattığı ideal dedektif ve dolayısıyla ideal düşünce biçimi konseptinde bir takım duygusal boşluklar olduğunu düşünür ve Peder Brown’ı, bu boşlukları doldurabilmek amacıyla yaratmıştır. Peder Brown Öyküleri’nin popülaritesi de dedektifin suç tespitindeki yeteneğinin yanında Chesterton’ın zeki kelime seçimleri ve esprili anlatı tarzından kaynaklanır.

(Kitaptan)

“Mantık”, “Bilgi” ve “Adalet”; “Din ve Bilim” ve “Kadınlar”; “Anlatı Yapısı” ve “Anlatıcı” olmak üzere 3 ana başlıkta, karşılaştırmalı bir edebiyat tezi sunuyor Fulya Turhan… Akıl açıcı, polisiye tarihine ışık tutan bu çalışma, edebiyatımıza ve polisiye tarihine ilk defa kazandırılmasının yanında, polisiye edebiyat okurları için de bir başucu kitabı olmaya aday…

BEYKOZ LOJİSTİK MESLEK YÜKSEKOKULU YAYINLARI

Masa Başında Çalışanların Sağlığı, Burcu Güven, 10 TL, 190 Sayfa

Kitabın tanıtım metninde şu cümleler yer alıyor…

“Doktora tezimden derlemiş olduğum “Çalışan Sağlığını Geliştirici Hizmetlerin Bilişim Sektöründe Masa Başında Çalışan Sağlığına Etkilerinin Değerlemesi” başlıklı kitabımda son yıllarda çalışma koşullarının değişimi ile birlikte sayıları giderek artan masa başında çalışanların, değişen özellikleri ve karşılaştıkları yeni sağlık sorunları ele alınmıştır. Bu sorunlar verimsizlik, iş tatminsizliği, örgütsel bağlılık gibi uzun sürede ortaya çıkabilecek pek çok önemli örgütsel sorunlardır.”

Tüketicilerin Helal Sertifikalı Ürünlere Karşı Tutumlarını Etkileyen Faktörler ve Risk Algısı, Dursun Yener, 292 Sayfa, 12 TL 

“Tüketicilerin satın aldıkları ürünler hakkında tercihlerini etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Zaman içerisinde tüketicilerin ihtiyaçları çeşitlendiği gibi kendilerine sunulan alternatiflerin sayısı da artmıştır. Artan alternatifler tüketiciler için bilgi ihtiyacının önemini ortaya çıkarmıştır. Tüketiciler seçenekler hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olurlarsa kendilerini o kadar rahat hissetmekte ve risk algılamaları azalmaktadır. İhtiyaç duyulan ürünün özelliği kadar tüketicilerin özellikleri de ihtiyaç duyulan bilginin türü ve niteliğini belirleyici bir role sahiptir.

Tüketicilerin dini inançları satın alma faaliyetleri üzerine etkili olan bir faktördür. Her din çeşitli konularda insanlara kısıtlamalar getirmektedir. Bu durum tüketicilerin bilgi ihtiyacını artıran bir diğer etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli dinlere mensup tüketicilerin bilgi ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için çeşitli denetim ve sertifikalandırma sistemleri kurulmuştur. Koşer, Yahudi inancına uygunluğu temsil ederken, “Helal Gıda” İslami kurallara uygunluğun bir göstergesidir. Dünyada iki milyara yaklaşan nüfusları ile Müslümanlar önemli bir pazar oluşturmaktadır ve işletmeler için bu pazar göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür.”

NESİL YAYINLARI

Şebrepest, Ahmet AY, 144 Sayfa, 8 TL 

Sana bunları ancak bugün yazabiliyorum Deniz.

Gittiğin gün değil, bugün.

O kadar güçsüz bırakmıştın ki beni o zamanlar. Bir daha yazabileceğimi sanmıyordum. Fakat şimdi, yaşadığım onca şeyden sonra, ölümün öğreticiliğini tattıktan sonra, seni rüyalarımda gördükten sonra, öyle değil. Çünkü biliyorum; sen gittin, ama terk etmedin. Hâlâ bir parçan bizimle. Sen hâlâ bizimlesin. Ölüm yok oluş değil. Sen yok olmuş değilsin. Bizim hikâyemiz; belki biraz hüzünlü, belki biraz polisiye, belki biraz hayalî… Fakat kesinlikle hiçliğe dair değil.

Her neyse…

Tekrar görüşünceye dek,

Hasretin bizdeki adı yalnız ‘beklemek.’

Kafa Patlatan 100 Zeka Sorusu-2, Ersin Teres, 152 Sayfa, 8 TL, 

Hey, Zekâ Sandığı avcısı!

Bu maceralı yolculukta hem görsel algı ve düşünme becerini arttıracak, hem de tam 100 soruluk bir beyin jimnastiği yapmış olacaksın!

HADİ!

Zekâ Sandığı’nın kapağını aç,

Heyecan dolu maceranın içine dal!

TRUVA YAYINLARI

Alamut’un Efendisi Hasan Sabbah, Pol Amir, 512 Sayfa, 25 TL

Alamut’un Efendisi, Hasan Sabbah adlı bu eser, İsmailiye Mezhebi’nin bir kolu olan ve Hasan Sabbah tarafından kurulan Bâtıni Mezhebi’ni anlatırken, insanların din ve mezhep uğruna yaptıkları savaşları, aynı inançtan olmayanların birbirleri ile mücadelelerini akıcı bir üslupla gözler önüne sermektedir.

Bu romanda o dönemin heyecanını, üzüntüsünü ve sevincini bir arada yaşayacaksınız. Tarihin karanlıklarına dalarak, o devrin insanlarının makam, para ve çıkar uğruna birbirlerini nasıl parçaladıklarını, boğazladıklarını, birbirlerine karşı nasıl kin ve nefretle saldırdıklarını görecek ve günümüz için gerekli dersleri alacaksınız.

Bu kitapta yer alan her mezhep mensubu, kendi inançları doğrultusundaki yaşamları, düşünceleri irdelenirken; kişilerin kendi inançlarını, nasıl acımasızca savundukları anlatılmaktadır. Selçuklu Tarihi’nin önemli bir dönemini anlatan bu kitap, o tarihte karanlıkta kalmış olan pek çok olayı gün ışığına çıkarmaktadır.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yaşam ve Moda, Yrd. Doç. Dr. İlbeyi Özer, 496 Sayfa, 28 TL

Türkiye’de yaşanan Batılılaşma projesinin bazı boyutlarının 19. yüzyılın ortalarından itibaren gerçekleşmeye başladığı hatta Tanzimat öncesine dayandığı söylenebilir. Ama bunun radikal bir Avrupalılaşma projesi olarak uygulanması ve önceden temelleri atılan veya düşünülen birçok yenilik hareketinin isminin konup geliştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla gerçekleşmiştir.

Osmanlı-Cumhuriyet bağları açısından baktığımızda “Toplumsal yaşam, gündelik hayat, şehir yaşamı, aile, kadın, moda, eğlence, yeni sosyal mekânlar ve oluşan düşüncelerde ne tür bir benzerlik, süreklilik ve değişim yaşanıyor?” veya “Bu sürekliliğin tarihi süreç içerisinde ölçüsü ne kadar ve ne ölçüde değişimlere uğramıştır?” soruları çalışmamızın temelini oluşturmuştur.

Yrd. Doç. Dr. İlbeyi Özer’in arşiv taramaları ışığında meydana getirdiği bu kitap, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e sosyal ve gündelik hayattaki değişim ile eğlence ve moda anlayışını İstanbul merkezli olarak ele alan geniş kapsamlı bir çalışmadır.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.

“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”

Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.

Okumaya Devam Et

Genel

İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:

27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.

1. Kimlik Belgesi Fotokopisi

2. Adli Sicil Kaydı

3. Banka Hesap Numarası

4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)

5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi

6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)

Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.

Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.

Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.

AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.

Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.

 

Okumaya Devam Et

Genel

Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Yayınlandı

-

Yayımlayan

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak,  Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri,  siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında,  TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:

Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz

Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.

Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz  

İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir

Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.

Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda,  başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.

Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.

Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.

CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.

“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.

Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.

Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR