Bizimle İletişime Geçin

Politika

Erdoğan markete sığındı mı? Her şeyi anlattı

Yayınlandı

-

Erdoğan markete sığındı mı? Her şeyi anlattıAK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik, Soma maden faciasıyla ilgili gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

“Başbakan Erdoğan markete sığındı” diye verilen haberlerin dünya basınında kullanıldığını söyleyen Çelik, o fotoğrafın 2009 yılında Başakşehir’de bir markette çekildiğini açıkladı.

Taner Kurucan’ın “Erdoğan tokatladı” açıklaması için de iddia diyen Çelik, Erdoğan’ın kendisini protesto edenlerle konuşmak için ilerlediğini ve markete girdiğini söyledi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, parti genel merkezinde Soma maden faciası sonrası yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu.

BU BİR İDDİADIR

Bir CHP genel başkan yardımcısı, sayın Başbakan’ı terbiyesizlikle suçlayacak kadar en büyük terbiyesizliği yapmıştır. Bir iddiadan yola çıkarak, “Başbakan marketin içinde yumruk attı” diye servis edildi, sosyal medyada dolaştırıldı. Bu bir iddiadır. Orada görüntüler var. Birisi bir yalan ortaya atar, kendisi bile inanmaya başlar.

İNSAN OLAMAZLAR

15 yaşında çocuk çalıştırıldı dendi sonra 19 yaşında çıktı. Sigortasız insanlar dendi sigortasız işçi çıkmadı. Milli facia üzerine siyasi hesap yapanlar insan olamazlar. Somalılar büyük bir asalet sergiliyorlar. Abilerini kardeşlerini kaybedenler isyan içinde değildir, sitem edeceklerse kendi hükümetlerine sitem edecekler. Ama protesto mangası olarak oluşturulan kimseler milli felaketten fayda ummaya çalışıtırıyorlarsa yaraları daha fazla derinleştirmeye çalışıyorlar.

KİM SUÇLUYSA

Bütün adli ve idari inceleme, araştırma bittikten sonra kime ulaşırsa ulaşsın, kim suçlu, kim ihmalkar, bir kasıt, aymazlık içerisindeyse, büyük bir kusur sahibiyse yasaların, hukuk devletinin öngördüğü şekilde cezalandırılması 284 şehidimizin de ailelerinin de milletimizin de gönlünün soğumasına yol açacaktır. Bu insani bir görevdir.

Önce yangını söndüreceğiz. Sonra bunun sebebi neydi meselesini konuşacağız. Devlet ve özel sektör olarak daha almamız gereken çok mesafe var. İş riskine temas etmesinden dolayı başbakan önemsemiyor diye yorumlamak vicdanla bağdaşmaz. Acılar araç haline getirilmemelidir.

ORADA TAŞKINLIK YAPANLARA BAKIN GÖRÜN

Bakın orada taşkınlık yapanlara bakın görün, hayatını kaybedenlerin yakınları değildir. Ekip ekip sağdan soldan toplanarak bunu yapıyorlar. Burada sendikaları sorgulayın. İş sağlığı konusunda medya kendisini sorgulayabilir mi? Kamu spotlarını bile yarasalar bile uyuduktan sonra yayınlayan bir çok TV kanalımızın olduğunu biliyor muyuz? Hayır ölümlü bir kaza meydana geldiği zaman, mal görmüş mağribi gibi buradan istismar malzemesi üretmekten üstümüze yoktur.

STK’lar sandıklar oluşturdular yardım faaliyeti başladı. Biz acılardan dayanışma çıkartan kültürün evlatlarıyız. Anadolu’da normal yatağında eceliyle vefat eden insanlar bile vefat edince günlerce taziyesi sürer. Haftalarca bir ay boyunca yemek pişmez o insanların yakınları bir hafta sonra alıp tıraşa götürülür. Biz birbirimizin acısını paylaşarak bu acıyı hafifletmeye çalışan bir medeniyetin çocuklarıyız. Her hadisede bir kavga çıkartmak niçin arkadaşlar?

TOMA’LARA DEĞİL SOMA’LARA

TOMA’lara yaptığınız yatırımı Soma’ya yapsaydınız. Burada kafiye yapma zamanı mıdır? Eğer kalabalık bir kitle kontrolden çıkmışsa, toplumsal olaylarda, Hamburg’da da Londra’da da benzeri yapıldı. Çok daha vahim olaylar meydana gelecekse, polis gerekli tedbirleri alır toplumsal olaylara müdahale edilir.

ARAÇ PERT EDİLDİ

Soma’ya gitmiş başbakana ve ekibine saldırmak oradak araçlar pert edildi haberiniz var mı arkadaşlar? Vandalizm meselesi haline getirmek hangi kitapta yazar? Sonra başbakan tokatladı diyeceksiniz. Bankalar spor kulüpleri devreye girdi, geride kalanların hayatlarına sahip çıkmak devletin namus borcudur.

DERS ÇIKARIP EKSİKLERİ GİDERELİM

Spor kulüpleri birbiriyle yarışıyor, giden canları geri etiremeyiz. Bu acıdan ders çıkarıp eksikleri giderelim. Musibetten ders çıkaralım ama birileri acıları kendi saadeti vesilesi yapmasın. Onlar ahlaktan vicdandan nasibi olmayanlardır, ölü soyucu zihniyetidir.

KEŞKE ADAM AKILI BASIN TOPLANTISI OLSAYDI

Yapılan incelemelerde işveren açısından ihmal varsa bu fatura ödetilir. Toplantı 2.5 saat sürdü. Bir soru 20 kere soruldu, curcuna oluşturuldu. Keşke adamakıllı basın toplantısı olsaydı. Trafo patlamasından söz ediyordu ortaya böyle bir şeyin olmadığı çıktı. Doğru bilgilerle doğru yorumların isabetli olacağını düşünüyorum.

DAYAK GÖRÜNTÜSÜ YOK

Taner Kurucan diye birisi iddia ediyor. Görüntü yok. Görüntü dediklerinizi ben de seyrettim. Böyle bir görüntü yok. Ama başbakanın etrafında olan yüzlerce insanın iddialarına veya ifadelerine itibar etmiyoruz. Bu size kalmış bir şey. Takdir size ait. Bunu geçiyorum.

YERKEL RAPOR ALDI

Yusuf Yerkel’in yaptığı bir açıklama var. Bir tek fotoğraf karesinden yola çıkarak bütün gerçeği saptamanız mümkün değildir. Yusuf Yerkel, yerde tekmelediği kimsenin kendisine saldırdığını, kendisini yaraladığını, 7 günlük rapor aldığına dair açıklama yaptı. Bütün buna rağmen söylediği şey şudur. “Sükunetimi muhafaza edemediğim için üzüntülerimi beyan ediyorum” diyor. Ben de diyorum ki bunun içinde olmasaydı.

Böyle durumlarda polise diyelim ki saldırır, döver yaralar. Ama polis buna karşılık dediği zaman polisi tefe koyar çalarız. Aynı şey sizin başınıza geldiği zaman, kameraman arkadaşa saldırıyor. Kameraman diğer tarafa falan vur demiyor. İşin şekli bu arkadaşlar.

BUNLAR BİRBİRİYLE BAĞDAŞMIYOR

Türkiye’deki bütün madenlerin sahibi devlettir. İşletme hakkı özel sektöre verilir. Nükleere karşıyız. Bu ülkenin enerjisine ihtiyacı var. Kömür madenlerini kapatın, buna da karşıyız. HES’ler ona da karşıyız. Rüzgar gülleri, okyanusta bir damladır. Kuşların geçişine mani oluyor ona da karşıyız diyenler var. Bunlar birbiriyle bağdaşmıyor. Biz elbette çevreyi katletmeyeceğiz. Devlete ait olan bu kömür madenleri, bu milli varlıklar bunlar. Yer altı zenginliğimiz işte budur. Ya petroldür, ya kömürdür, ya diğer madenlerdir. Taşeron işçi çalıştırıldı. Firma diyor ki, alıp çalıştırıyoruz. Çalışma bakanlığı 2 yıldan beri çalışıyor. Taşeronluğu belli alanlarla sınırlayan ve taşeron işçilerin sosyal haklarını güvence altına alan onların özlük haklarını iyileştirmeye yönelik kanun çalışması bitirildi ve bu sene meclis tatile girmeden bu kanun çıkar.

2009’DA BAŞAKŞEHİR’DE MARKETİN İÇİNDE ÇEKİLEN FOTOĞRAF

Başbakan protestocuların yanına gitmeye çalışıyor. Korumalarına ‘çekilin önümden. Bırakın bu insanlarla konuşayım’ diyor. Ama onun ötesi bir iddiadır. Başbaan markete sığındı diye haber yapıldı. Posta gazetesi bir video koydu oraya. Medya etiği diye bir olay var. 2009’da Başakşehir’de sayın başbakanın markette telefon görüşmesi yaparken şoförü Kayhan Özer tarafından çekilen ve ödül alan bir fotoğraf var bunu biliyor musunuz? Bu fotoğraf sosyal medyada Başbakanın Soma’daki görüntüleri diye yayınlandı.

VUR AMA DİNLE

Önce ahlak medya ahlakı, linç kültüründen vazgeçelim arkadaşlar. Vur ama dinle. Kimi itham edecekseniz onu da bir dinleyin. Kendisine savunma hakkını verin. 2009’daki görüntüsü Soma’daki marketin içinden görüntü diye dünyaya servis edildi.  NTV diye sanırım Alman kanalı ‘başbakanın markete sığındı bak başbakanın fotoğrafları’ diye dünyaya verildi. Kim servis etti? Kendi insanmız servis etti.  Yalan ayıptır günahtır.

market.jpg

Başbakan Erdoğan’ın dün medyada yer alan, bir markette telefon görüşmesi yaparken görüldüğü fotoğraf, yıllar önce çekilmişti.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Çanakkale

Yeşim Karadağ İstifalara Açıklık Getirdi

Yayınlandı

-

Yayımlayan

AK Parti Çanakkale İl Başkanlığı’nın 6. Olağan Kongresi’nden sonra yaşanan istifa tartışmaları önceki gün İl Başkanı Yeşim Karadağ’ın açıklamalarıyla netliğe kavuştu. Karadağ’ın açıklamasıyla yönetim listesinde bulunan 3 kişinin istifası doğrulanırken akıl yoksunu sözde bir gazetecinin sitesinde dile getirdiği “FETÖ iltisakı olan 7 kişi istifa edecek” haberi ise yalanlanmış oldu.

İl Yönetim listesi yapılırken her ilde olduğu gibi Çanakkale’de de listeye girmesi muhtemel kişiler hakkında güvenlik soruşturmalarının Genel Merkez tarafından yapıldığı ve listeye girmiş hiçbir kişi hakkında olumsuz bir görüş gelmediği bilinirken bir akıl yoksunu tarafından dile getirilen iddianın altında Karadağ’a karşı yürütülen kara propagandanın olduğu düşünülüyor.

Karadağ açıklamasında Zeyyat Volkan Bayram, Vural Bulut ve Vahap Özsüer’in istifa ettiğini dile getirdi. Zeyyat Volkan Bayram’ın istifa nedenini “Bizim teşkilatlarda birlikte çalıştığımız arkadaşımız kardeşimizdir. Biz Zeyyatı yedek listemizin en sonuna yazmıştık. Bu listeyi yaparken en zoru yedek listeyi yapmaktır. Zeyyat’a nazımızın geçeceğini düşünerek biz böyle bir yere yazdık. Herkesin her an ruh hali aynı olmuyor. Zeyyat bir açıklama yaptı ardından istifa açıklaması yaptı. Ben Zeyyat’ı biliyorum, her ne kadar istifa etmişse de; kendisinin partinin vereceği her görevi yerine getireceğini, desteğini bizlerden esirgemeyeceğini biliyoruz.” sözleri ile açıklayan Karadağ’ın Vural Bulut’un istifa nedenini ise kanuni bir zorunluluk olarak belirtti. Zira 2547 Sayılı kanuna göre her ne kadar akademisyenler partilere üye olabilseler de sadece partilerin merkez organlarında görev alabiliyorlar. Bu sebeple Vural Bulut’un bu kanuni zorunluluk sebebiyle istifa ettiği dile getirildi.

Diğer yandan Karadağ’ın istifa ettiğini dile getirdiği Vahap Özsüer’in nedeni ise şöyle açıkladı:

“Vahap benimle birlikte çalışan bir kardeşimiz. Partimizde çok emeği olan bir kardeşimizdir. Kongre sonrasında onun adı geçerek bir gereksiz bir haber yapılma durumu oluştu. Kendisi de isminin gelmesinden kaynaklı olarak vekillerimize, partimize, il yönetimimize sıkıntı vermemek için istifa etmiştir. Her üç arkadaşımızın da istifa kararlarına saygı duyuyorum”

Okumaya Devam Et

Genel

675 Sayılı İhraç ve İade KHK’sı Yayımlandı

Yayınlandı

-

Yayımlayan

29 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 675 sayılı KHK ile yeni ihraç edilenler ve görevlerine iade edilenlere ait listeler yayımlandı. İşte 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin tam metni.

29 Ekim 2016 CUMARTESİ
Resmi Gazete
Sayı : 29872

KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI TEDBİRLER ALINMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirler alınması; Anayasanın 121 inci maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 3/10/2016 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkümiyet kararı aranmaksızın, rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.
Emekli Emniyet Teşkilatı personeline ilişkin tedbirler
MADDE 2- (1) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 55 inci maddesinin ondokuzuncu ve yirminci fıkraları ile geçici 27 nci maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilenler, kendi isteğiyle emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ve ekli (2) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır. Bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler; ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, emekli polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
Göreve iade edilen kamu görevlileri
MADDE 3- (1) Ekli (3) sayılı listede yer alan kamu görevlileri 25/7/2016 tarihli ve 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı listenin ilgili sıralarından çıkarılmıştır.
(2) Ekli (4) sayılı listede yer alan kamu görevlileri 15/8/2016 tarihli ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı listenin ilgili sıralarından çıkarılmıştır.
(3) 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin hükümleri ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci ve 3 üncü maddelerinin hükümleri, bu maddede belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili kanun hükmünde kararnamenin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır. Söz konusu personelden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren on gün içerisinde göreve başlamayanlar çekilmiş sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir. Bu maddeye ilişkin işlemler ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından yerine getirilir.
Yurtdışında öğrenim görenler
MADDE 4- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna tabi öğrencilerden, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ve ekli (5) sayılı listede yer alanların öğrencilikle ilişikleri kesilmiştir. Bunlar hakkında 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin
4 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Bunların bu kapsamda gördükleri eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmaz ve bunlar söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamazlar.
(2) 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereği öğrencilikle ilişikleri kesilmiş olanlardan bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (6) sayılı listede yer alanlar, 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (2) sayılı listenin ilgili sıralarından çıkarılmıştır. 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi, bu kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren ortadan kalkmış sayılır.
Yayın kuruluşları
MADDE 5- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan haber ajansları, gazeteler ve dergiler kapatılmıştır. 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri bu kurum ve kuruluşlar hakkında da uygulanır.
(2) 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği kapatılan özel radyo ve televizyonlar ile gazetelerden ekli (8) sayılı listede yer alanlar, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (2) ve (3) sayılı listelerin ilgili sıralarından çıkarılmıştır. 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, bu kurum ve kuruluşlar bakımından söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır.
İptal edilen geçiş işlemleri
MADDE 6- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarih itibarıyla;
a) Kuvvet Komutanlıkları tarafından temin faaliyeti tamamlanmamış olan subay ve astsubay adayları ile sözleşmeli subay ve astsubay adayları hakkındaki işlemler iptal edilmiştir.
b) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 109 uncu maddesi uyarınca astsubaylıktan subaylığa; 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 15 inci maddesi uyarınca uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş aşamasında olan ancak nasıpları onaylanmamış adayların statüye geçiş işlemleri iptal edilmiştir.
(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamında işlem tesis edilenlerden herhangi bir tazminat alınmaz.
Rütbeleri alınan askeri yargı mensupları
MADDE 7- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden önce 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesi uyarınca ilgili kurul veya komisyon tarafından meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilen Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi daire başkanı ve üyeleri ile askeri hakimler ve 26/10/1963 tarihli ve 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununun ek 14 üncü maddesi uyarınca görevlerine son verilen askeri hakim adaylarının askeri rütbeleri, mahkümiyet kararı aranmaksızın alınmıştır.
Banka ve finans işlemlerinde cezai sorumluluk
MADDE 8- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara ve/veya faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilen şirketlere veya işlem tarihi itibarıyla FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğunun değerlendirildiğine dair Maliye Bakanlığı tarafından hakkında bildirimde bulunulmayan gerçek ve tüzel kişilere, ilgili mevzuatı uyarınca sağlanan fon, kredi ve benzeri finansal hizmetlerden dolayı banka ve finans kuruluşları ile çalışanlarına cezai sorumluluk yüklenemez. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir.
Kayyım atanması
MADDE 9- (1) FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde elliden daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanır.
Peşin ödenen aylıklar ve mecburi hizmet
MADDE 10- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar ile 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi uyarınca öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin;
a) Çıkarıldıkları veya öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği aya ilişkin olarak peşin ödenen mali ve sosyal haklarının çıkarılma tarihinden sonraki günlere tekabül eden kısımları geri alınmaz.
b) Mecburi hizmet yükümlülükleri ve mecburi hizmete bağlı borç yükümlülükleri ortadan kalkar, buna ilişkin dava ve borç takibi işlemlerine son verilir. Bunlardan alınmış olan yüklenme senetleri ve muteber imzalı müteselsil kefalet senetlerinde yazılı olan tutarlar, ilgili kamu personelinden yahut kefillerinden talep ve tahsil edilmez.
(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki mali ve sosyal haklardan bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihe kadar tahsil edilmiş olan tutarlar geri ödenmez.
(3) Bu madde kapsamında sonlandırılan davalarda vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmez, hükmedilenler tahsil edilmez.
Atanan kayyım ve yöneticilerin sorumluluğu
MADDE 11- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı nedeniyle kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ve şirketlere atanan kayyımlar ile mevzuatı gereği ilgili kurumlar tarafından görevlendirilen yöneticiler ve tasfiye memurlarına, atandıkları veya görevlendirildikleri kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ve şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarının, her türlü işçi alacakları ile diğer mevzuattan kaynaklanan borçlarının ödenmemiş olması nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemez. Ayrıca, bu kişiler hakkında 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35 inci ve mükerrer 35 inci maddeleri ile 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.
Muvazaalı devir işlemleri
MADDE 12- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonlarının faaliyetlerinin sürdürüldüğü dönemde üzerlerinde bulundukları, mülkiyeti kapatılanların sahibi gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazlardan 1/1/2014 tarihi ila bahse konu yerlerin kapatılma tarihleri arasında üçüncü kişilere devri yapılmış olan ve üzerinde kapatılanlar tarafından aynı faaliyete kapatılma tarihi itibarıyla devam edilen taşınmazların devir işlemleri muvazaalı kabul edilir ve tapuda ilgisine göre Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak resen tescil edilir.
Soruşturma süreleri
MADDE 13- (1) 15/7/2016 tarihinden 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla olağanüstü halin ilan edilmesine kadar geçen süre zarfında ve olağanüstü halin devam ettiği süre içinde görevden uzaklaştırılanlar hakkında ilgili mevzuatta bu tedbir için öngörülen süre sınırlaması, olağanüstü hal süresince uygulanmaz.
Gazilik unvanı verilenler
MADDE 14- (1) 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir.
İhraç edilen personelin bildirilmesi
MADDE 15- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar, işlem tarihinden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce birinci fıkrada belirtilen gerekçe ile meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Dava ve takip usulü
MADDE 16- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.
Değişiklik hükümleri
MADDE 17- (1) 25/7/2016 tarihli ve 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 107 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki (d) bendi ile beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş ve dokuzuncu fıkrasında yer alan “öğrenci harçlıkları” ibaresi “misafir askeri personel ve öğrencilerin maaş, harçlık ve her türlü giderleri” şeklinde değiştirilmiştir.
“ç) Sözleşmeli olarak görev yapanlar, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde aynı şekilde sözleşmeli olarak görev yapmaya ve ücret almaya devam ederler.
d) 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanuna göre çalışmakta olanlar anılan Kanun hükümleri çerçevesinde muvazzaf subaylığa ve muvazzaf astsubaylığa geçirilmiş sayılır ve bu maddedeki muvazzaf subay ve muvazzaf astsubaylarla ilgili hükümlere tabi olurlar.”
“Ancak ilgili personelin Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi arasındaki geçişleri kurum değişikliği sayılmaz.”
(2) 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kefaletten doğmaması” ibaresi “asıl borçlu ve diğer kefiller hakkında kesin aciz vesikası bulunan haller hariç olmak üzere kefaletten doğmaması” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin altıncı fıkrasına “eğitim” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve sağlık” ibaresi eklenmiştir.
(3) 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Bu sınavdan kaynaklanan davalarda hasım gösterilen idareler aleyhine herhangi bir tazminata, avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmolunmaz. Bu madde hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sınav sorularının ve/veya cevaplarının bazı adaylar tarafından hukuka aykırı bir şekilde sınav öncesinde ya da sınav sırasında elde edildiği gerekçesiyle adli soruşturmaya veya yargılamaya konu olan sınavlar için de uygulanır.”
(4) 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(3) Birinci fıkra kapsamında tazminat hakkından yararlandırılanlar, 3713 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında aylık bağlama şartı oluşan sivillere 3713 sayılı Kanunla sağlanan tazminat, aylık bağlama hakları ve 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki ek tazminat hakkı dışında kalan haklardan ve ilgili mevzuatında sağlanan diğer haklardan aynı şekilde yararlandırılır. Bu hakların kullandırılmasında aylık bağlama şartı aranmaksızın en düşük malüliyet derecesi esas alınır.”
(5) 15/8/2016 tarihli ve 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 19 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi uyarınca verilen elkoyma ve tedbir kararları, kayyım yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devriyle birlikte kendiliğinden kalkar.”
(6) 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 20 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu madde kapsamında Fon tarafından atanan veya görevlendirilenler hakkında ve bu kapsamda icra edilen iş ve işlemler hakkında 25/7/2016 tarihli ve 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37 nci ve 38 inci maddeleri uygulanır.”
Yürürlük
MADDE 18- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi hükümleri 15/10/2016 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 19- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Okumaya Devam Et

Manşet

Terör karşıtı bildiriye 5 bin akademisyen imza attı

Yayınlandı

-

Yayımlayan

“Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin yayımladığı bildiriye karşı yapılan “Akademisyenler teröre karşı” anketine 5 bin imza atıldı.

Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Aksoy öncülüğünde yayımlanan “Akademisyenler Teröre Karşı” bildirisine 5 bin akademisyen imza attı.

3 GÜNDE 5 BİN İMZA

“Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin yayımladığı bildirinin ardından bir grup öğretim üyesiyle, “Akademisyenler Teröre Karşı Bildirisi”ni yayımladıklarını belirten Aksoy, “Üç gün içinde 5 bin imza verildi. Dünyanın çeşitli yerlerinden ve Türkiye’deki üniversitelerden akademisyenler bu kampanyaya imza attı. Teşekkür mailleri ve telefonları aldık. Bildiri, akademik çevrede büyük ilgi gördü” diye konuştu.

Aksoy, bildirideki ana temanın terörün birlikte yaşamı ortadan kaldırmasına karşı çıkmak olduğuna dikkati çekerek, terörün toplumda kardeşlik hukukuna zarar verdiğini ve demokratikleşmeyi engellediğini vurguladı.

Terörün karşısında oldukları için kampanya başlattıklarına işaret eden Aksoy, “Terör, toplumun barış arayışlarını ortadan kaldırmak demek. Şehitlerden, sivil insanların ölümünden terörün sorumlu olduğunu biliyoruz. Artık terörün engellenmesi ve barış sürecinin hayata geçirilmesi gerekir. Toplumda teröre karşı büyük bir tepki var”ifadelerini kullandı.

“4 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN ÖLÜMÜNÜ DE KALEME ALSINLAR”

Aksoy, teröre destek veren bildiriye imza atan akademisyenlerin, toplumun birlikte yaşama sürecine zarar verdiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Bu bildiri devleti suçlayarak toplumsal çatışmayı körüklüyor. Gerçekten barış isteyen akademisyenlerin 4 yaşındaki çocuğun ölümünü de kaleme almaları gerekir. Bunlar için gözyaşı dökmeleri lazım. Bu coğrafyada barış tohumları ancak böyle bir ortamda filizlenebilir. Aksi halde tek taraflı bildiri ve suçlamaların toplumda çatışmayı körüklediğine inanıyoruz.”

Okumaya Devam Et

ÇOK OKUNANLAR