KUBİLAY FELEK | Ülgür Gökhan’ın Top Hazımsızlığı | ÇOMÜ Haber

İskele meydanı yakınlarında bulunan Çanakkale Savaşları’ndan kalma tarihi topla ilgili: “Biz bu topun burada mevcudiyetinden Çanakkale halkı olarak rahatsızız.‘’ diyor belediye başkanı Ülgür Gökhan.

Ayrıca bu topu bir ayıp olarak gördüğünü söylüyor. Gerekçelerini de sunuyor arkasından. Çanakkale’nin tam girişinde olduğu için gelenleri topla karşılıyormuşuz, kentin savaşlarla ve savaşları sembolize eden sembollerle anılması hoş bir durum değilmiş, Çanakkale savaşların değil barışın kentiymiş.

Öncelikle bu sözleri Ülgür Gökhan’a yakıştırdığımı söylemek isterim. Bu sözleri dile getirmek ancak O’na yakışırdı. Kendi zihniyetinin bilinçaltında bastırılmaya çalışılan ama bir türlü gizlenemeyen hazımsızlık dürtüsünü açığa vurmuş. Zaten daha öncede Çanakkale savaşlarından duyduğu rahatsızlığı dile getiren açıklamalar yapmıştı. Fakat bu kez biraz daha ileri gitmiş. Çanakkale Savaşını bir ayıp olarak gördüğünü söylüyor. Tabi ki de bu sözlerine saygı duyacak kadar güler yüzlü ve geniş mideli demokratlardan değilim. Fakat kendisine bu sözlerinden dolayı yöneltmek istediğim sorular var:

Çanakkale’ye gelenleri topla karşılamanın hoş bir durum olmadığını söylüyorsunuz, peki yıllardır Çanakkale’ye gelenleri daha İskele’ye ayak basar basmaz umuma açık tuvaletle karşıladığınızın farkında değilmisiniz? Ya kentin neredeyse en işlek caddelerini saran ağır lağım kokusu. Bu ayıbınız değil mi? Çanakkale Savaşları’nın bir hatırası rezillikten  daha mı çok rahatsız etti sizi?

Kentin savaşları sembolize eden sembollerle anılmasından rahatsızsınız, peki kordondaki Truva Atı’nın uçkur meselesi yüzünden çıkan bir savaşın sembolü olduğunu bildiğiniz halde neden onu kentin göbeğine diktiniz?

Çanakkale’nin savaşlarla anılan bir kent olmasından rahatsızlık duyuyorsunuz. Peki siz bu kentin belediye başkanı olarak Çanakkale’nin savaşlarla anılan bir kent değil de bir sanayi, turizm, ticaret kenti olarak anılması için ne yaptınız? Bu şehir gelişmişliğiyle anılacak bir metropol olacaktı da topa mı takıldı?

Ayrıca eklemek istediğim şeyler de var. Tabi ki de bu ülkenin tarihinde ayıp olarak nitelendirebileceğimiz, utanmamızı gerektirecek birçok hadise meydana geldi. Hatta yakın tarihimiz bu tür ayıplarla doludur. Tarihi milliyetçilik yapmaya karşıyım. Eğer illaki tarihimizin ayıplardan bahsetmek istiyorsanız devlet uçaklarıyla bombalanarak öldürülen 30 binin üstündeki Kürt vatandaşımızın katledildiği Dersim’den bahsedin, İstiklal mahkemelerinde dönemin inkılaplarına karşı çıktığı için gelişi güzel bir şekilde idam edilen yüzlerce insanlarımızdan bahsedin, 1960-70-80 askeri darbelerinden bahsedin, bir ülkenin kendi seçtiği başbakanının asılmasından bahsedin, Sivas’ta yakılarak katledilen 35 insanımızdan bahsedin, muhafazakar hayat tarzına sahip kesime ve Kürt kökenli vatandaşlarımıza getirilen yasaklardan bahsedin. Eğer tarihte ayıp arıyorsanız üyesi olduğunuz partinin geçmişini incelemeniz bile yeterli olacaktır. Ama bütün bunları bırakıp bu ülkenin bağımsızlık mücadelesi için girdiği savaşta kullanılan toptan rahatsız olduğunuzu söylerseniz bunun adı rahatsızlık değil hazımsızlık olur.

Açık konuşmak gerekirse ben de sizin bu şehrin belediye başkanlığını yapmanızdan son derece rahatsızım. Hele ki bu sözlerinizden sonra daha çok rahatsız oldum. Şahsınıza karşı hiçbir saygı duymasam da halkın tercihine olan saygımdan dolayı isminizin önüne ‘belediye başkanı’ sıfatını koymak zorundayım.  Ama bana göre ne bir belediye başkanı ne de bu ülkenin bir vatandaşı olabilirsiniz. Siz bu memleketin değerlerine yabancılaşmış, geçmişinden utanan, ne doğulu ne de batılı olabilmiş bir yerli turistsiniz.