BİRİM HABERLERİ
Rektör Adayı Yücel Acer’den Binalar Raporu
Prof. Dr. Hamit Er, Prof. Dr. Arzu Mirici, Prof. Dr. Aziz Kılınç, Prof. Dr. Yücel Acer ve Prof. Dr. Muammer Karaayvaz rektörlük yarışında yer alırken mevcut rektör Prof. Dr. Sedat Laçiner’de adaylığını 23 Şubat günü Dardanos Yerleşkesi’nde yapacağı toplantıyla açıklayacak.
Adaylar seçim çalışmalarına tam hız devam ederken Prof. Dr. Yücel Acer resmi sitesi yucelacer.com’dan yayınladığı binalar raporunda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi yerleşkelerinde son dört yılda yapımı tamamlanan ve devam eden binaların teknik analizini yaptı.
Acer’in hedefinde BESYO, Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi ve Araştırma Hastanesi, Turizm Fakültesi, Çanakkale İİBF, Çanakkale Teknik ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulları, ÇOMÜ Kreş ve Yamaç Kafe vardı.
İşte Prof. Dr. Yücel Acer’in Binalar Raporu:
BESYO
Terzioğlu Yerleşkesi içerisinde ne amaçla yapıldığı belli olmayan binalar içerisinde belki de en öne çıkanı bu binadır. Öncelikle mevcut BESYO binası varken ve genişleme potansiyeline sahipken bu yeni binanın Yerleşkenin hiç olmayacak bir yerine yapılması çok vahim bir hatadır. Nitekim mevcut Rektör, yakın bir zamanda bu gerçeği itiraf etmiş ve Dardanos Yerleşkesi’nde yeni bir BESYO yapılanmasının gerçekleştirileceğini söylemiştir. Bu şekilde Devlet’in ve Üniversite’nin kaynaklarının bir kez daha yanlış kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Bina, idari ofislerin yer aldığı bölüm ile bir kapalı spor salonundan ibarettir. Hiç bir şekilde genişleme olanağına sahip değildir. Otopark sorunu gözlemlenmektedir.
Bu fakültede en önemli sorun, fakültenin kendisidir. Biga’da zaten eşdeğeri olan bir fakülte yıllardır hizmet vermektedir. Tüm bunlara rağmen Terzioğlu Yerleşkesi’nde yeni bir fakülte kurulması ise hem insan kaynağı hem de finansal açıdan gereksiz bir yatırım olmuştur.
Fakülte binasının bulunduğu konum son derece yanlış seçilmiştir. Terzioğlu Yerleşkesi manzara üstünlüğüne sahip bir konumdadır. Fakülte binası manzaraya paralel olacak şekilde konumlandırılmış ve bu üstün manzara maalesef kesintiye uğratılmıştır.
Fakültenin bulunduğu alan, son derece yoğun insan ve taşıt trafiğinin bulunduğu bir yerdedir. Bu nedenle etrafındaki yapılar ile birlikte açık alanlar daraltılmış, otopark ihtiyacı had safhaya çıkmıştır.
Bina yapılırken üç ana kütle üzerine inşa edilmiştir. Bunlardan ilki sınıflar, ikincisi Dekanlık idari ofisleri ve üçüncüsü de Öğretim Elemanları ofislerinin bulunduğu bölümdür. Özellikle Öğretim Elemanlarının bulunduğu bölüm, insan odaklı olmayan, çağdışı ofis büyüklükleri ile ön plana çıkmaktadır. Binada iklimlendirme başlangıçta düşünülmemiş, sonradan cephelere klimalar takılmış ve bina ön cepheleri çirkin ve estetikten uzak bir görünüme sahip olmuştur. Binada öğrenci kantini bulunmamaktadır. Bina dışında oluşturulan büfe tarzı bir ahşap yapı ile bu hizmet verilmektedir.
ÇANAKKALE TEKNİK VE SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEK OKULLARI
Halihazırda inşası devam eden Meslek Yüksek Okulları binaları, her iki okulun da gereksinimlerini karşılamaktan uzak, konumları itibariyle ana yerleşkeden kopuk bir yapıya sahip olacaklardır. Önemli sayıda öğrenci potansiyeline sahip olan her iki MYO, bu yapısı ve konumu ile öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve uygulama faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri ve serbest zamanlarını geçirebilecekleri ideal ortamdan yoksun kalacaklardır.
Anafartalar kampüsünde öngörüsüz biçimde inşa edilen yüksek binanın neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Dekanlık ve çalışma ofislerini içeren bu binada, ofislerin çok küçük olmasına rağmen binanın ortasında gereksiz bir boşluk vardır. Bu boşluğun tavanında havalandırmanın bulunmaması, binanın merkezi havalandırma ve klima sistemini içermemesi ayrıca bazı tuvaletlerin penceresinin aradaki boşluğa açılması ofislerde havasızlığa neden olmaktadır.
Yeni binada sadece bir giriş kapısının bulunması, 4000’den fazla lisans öğrencisinin ve 2000 civarında formasyon grubu öğrencisinin bulunduğu eğitim fakültesi için ciddi bir sıkıntıdır. Kütüphanenin de taşınması ile bu sıkıntı, özellikle sınav dönemlerinde, daha da artmıştır. Bu kütüphane hafta sonu kapalı olduğundan, şehir merkezinde ikamet eden öğrenciler ve hafta sonu eğitim gören formasyon öğrencileri istifade edememektedir. Ayrıca bu kadar insana sadece iki asansörün hizmet vermesi ve bunların sıklıkla arızalanması, yangın merdivenlerinin çok dik ve dar olması, acil durumlarda ciddi kazaların olmasına neden olacaktır.
Eğitim Fakültesi’nin ivedilikle yeniden yapılandırılması gerektiği aşikardır. Bunun yöntemi tek tek binalar yapmak değil tüm alanı kapsayacak bir master plan hazırlanması ve bu çerçevede kapalı ve açık mekanların oluşturulmasıdır. İhtiyaçların önceden tespit edilmesi ve öncelik sıralaması yapılarak yatırımların gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Ofisler bu denli küçükken binanın ortasında devasa ve gereksiz bir boşluğun olması çirkin bir görüntü oluşturmuştur. Bu boşlukta tavanda havalandırmanın bulunmaması, boşluğa bakan ofislerde havasızlığa neden olmakta ve bunaltıcı bir hal almaktadır. Kış mevsiminde olunmasına rağmen, güneşli havalarda ofisler çok sıcak olmakta ve bu durum ofisleri çekilmez kılmakta, yazın şiddetli sıcaklarında nefes alınamaz hale geleceği şimdiden görünmektedir. Bu bağlamda yeni binanın camla kaplı olması ve merkezi klima sisteminin olmaması ofisleri kullanan akademisyen için ciddi bir sorundur. Ayrıca her katta iki adet tuvaletin penceresinin bu boşluğa açılması ise başka bir öngörüsüzlüğe ve ihmalkarlığa işaret etmektedir.
Sanatın, tasarımın ve işlevselliğin ön plana çıkması gereken birimlerin başında Güzel Sanatlar Fakültesi gelmektedir. Fakülte binası, maalesef proje aşamasında fakültenin ruhuna aykırı bir tasarım ile bugünkü halini almıştır. Özellikle atölyelerindeki kare, dikdörtgen yapılanmalar, sanatçının ve sanatçı adaylarının sanat ruhlarını, tasarım kabiliyetlerini destekleyici değil, dar kalıplara sokan ve elverişsiz birer mekan özelliğine sahiptir. Başlangıçtaki projelendirme hatalarına karşın yine de fakültenin ihtiyaç duyduğu mekansal değişiklikler yapılamamış, her ne kadar alet, ekipman vb. gereksinimleri karşılanmış olsa da fiziki mekan değişiklikleri yapılamadığından bugün sanatsal ve eğitsel faaliyetler istenilen düzeyde sürdürülememektedir. Fakülte binası, prefabrik olarak inşa edildiği için mevsimsel hareketlere karşı (yağmur, sıcaklık vb) direnç gösterememektedir. Yapı ve kaplama malzemelerindeki yanlış seçimler, yalıtım hataları zamanla kendini göstermiş, su akıntıları, giderlerin tıkanması, asansörlerin özellikle yağmurlu havalarda çalışamaması, öğretim elemanı ofislerinin ses geçirgenliklerine karşı izolasyon önlemlerinin yetersizliği vb. sorunlar hep ön plana çıkmaktadır. Ayrıca Fakülte binasının hemen önünde yer alan ve manzara üstünlüğüne sahip boş arazi de Fakültenin açık hava sanatsal faaliyetleri için son derece elverişli bir konuma ve yapıya sahiptir. Burası da ivedilikle bu yönde değerlendirilmelidir.
Terzioğlu Yerleşkesi içerisinde kalması ve yapılanması gereken belki de en önemli fakültelerden birinin yerleşkeden uzak bir yerde, Şekerpınar mevkiinde yapılandırılması mevcut yönetimin en büyük hatalarından birisidir. İlahiyat Fakültesi ruhundan, kimliğinden ve beklentilerinden uzak sade bir bina özelliğine sahip olan mevcut yapılar, kullanışsız ve anlamsız orta açıklıkları, iklimlendirmesiz ofisleri, çirkin dış cephe görünümleri ile Fakülte akademik ve idari personeli ile öğrencilerine hizmet vermeye çalışmaktadır. Fakülte, ana yerleşkeden adeta koparılıp kendi kaderine bırakılmış hissi vermektedir. Ulaşım ağının zor ve yetersizliği, ana yerleşke ile olması gereken organik bağı koparmaktadır.
TIP FAKÜLTESİ VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
Üniversite bünyesinde belki de fiziki alt yapı anlamında en çok gereksinim duyulan fakültelerin başında gelmektedir. Bir kompleks halinde tasarlanıp inşa edilmesi gereken tıp fakültesi ve hastanesi için en uygun yer, alan yeterliliği anlamında sınırlamanın olmayacağı, genişlemeye açık, kolay ulaşılabilir, hastaların ve çalışanların her türlü ihtiyaçlarının rahatlıkla karşılanabileceği bir yerleşke ortamıdır.
Yeni Tıp Fakültesi ve Araştırma Hastanesi, maalesef adeta sıkıştırılmış, genişleme olanağı olmayan, Terzioğlu Yerleşkesi’nin hemen girişinde, oldukça yoğun bir yaya ve araç trafiğinin bulunduğu bir alanda yükselmeye devam etmektedir. Bu alan Üniversite’nin ön görünümüydü aynı zamanda. Birkaç büyük kütlenin bu alanda yapılıyor olması, çağdaş bir yerleşke anlayışına da aykırıdır aslında. Ama ne yazık ki, güncel sorunlar, acele karar vermeler, uzmanların görüşlerinin alınmaması Üniversite’nin girişinde bir beton yığını oluşmasına sebep olunmuştur. Bu alanda binalar hizmete başladığında en önemli sorun yerleşkeye giriş ve çıkışlar ile otopark yetersizliği olacaktır. Bu sorunun ne şekilde çözüleceği ise bilinmemektedir.
Öncelikle hangi amaca hizmet edeceği belli olmadan, günün ihtiyaçlarına göre kullanılmak amacıyla inşa edilen bir yapı durumundadır. Çanakkale İİBF’de görülen yapısal sorunlar bu binada da bulunmaktadır. Özellikle öğretim elemanı ofisleri son derece yetersizdir. Akademik kültüre, çalışma şartlarına uymayan büyüklüğe ve alt yapıya sahiptir. Öğrenci kantini bu binada da düşünülmemiş, geçici çözümlemeler ile bu sorun aşılmaya çalışılmıştır. Konumundaki yanlışlık sebebiyle yoğun bir yaya ve taşıt trafiği burada da gözlemlenmektedir. Önemli bir otopark sorunu bulunmaktadır.
ÇOMÜ KREŞ
Bir üniversitenin olmazsa olmazlarından biri de kuşkusuz kreştir. Akademik ve idari personelin çocuklarının bakım, koruma ve eğitimlerinin sağlandığı kreşler, uygun mekan ve konumlandırma ile kendisinden beklenilen faydayı sağlayabilirler. ÇOMÜ Kreş de bu yapısıyla faaliyetini sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak, yerleşkenin son yıllarda hizmete açılan diğer binalarında yapılan hatalar gibi ÇOMÜ Kreş’te de özellikle yer seçiminde önemli hatalar yapılmıştır. Bu kadar kapsamlı ve büyük bir proje için seçilen yer, yerleşkenin hizmet birimlerinden uzak, ana ulaşım güzergahı yakınında ve giriş çıkış emniyeti açısından oldukça risk oluşturabilecek bir konuma sahiptir. Kreş binasının yerleşimi için arazide önemli kazı çalışmaları yapılmıştır. Bu sırada mevcut bitki örtüsü tahrip edilmiş, Kreş binasının yanı başında dik yamaçlar oluşmuştur. Bu durum Kreş binasının ve dolayısıyla çalışanların ve çocukların güvenliği açısından risk teşkil etmektedir.
YAMAÇ KAFE
Terzioğlu Yerleşkesi’nin manzara üstünlüğüne sahip bir yerinde konumlanan tesis, Üniversitemiz akademik ve idari personeli tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Ancak hızla artan akademik ve idari personel sayısına karşın günümüzde ihtiyacı karşılayamaz bir durumdadır. Bu durumun oluşmasında, tesisin bir plan ve proje dahilinde genişletilmemesi, geçici eklentiler yapmak suretiyle bu sorunun geçiştirilmeye çalışılmasının büyük etkisi bulunmaktadır. Halbuki, daha akılcı bir planlamayla, tesisin hali hazırdaki üç kademeli yapısından da yararlanılarak kapasite artırımına rahatlıkla gidilebilir, daha çağdaş, modern ve konforlu bir mekan oluşturulabilir. Tesiste bugün en önemli sorunlardan biri de otopark yetersizliğidir.
Anonim
21 Şubat 2015 at 01:09
Yücel hocadan güzel tespitler. Tüm adaylardan eleştirel yaklaşımlar beklerdim.
m faruk
21 Şubat 2015 at 19:07
Yücel hoca da daha neler var ama onların seviyesine inmek istemiyor. Sabrediyor vakarını koruyor.
Hadat
22 Şubat 2015 at 01:28
Hepsi çok yerinde tespitler ancak tıp fakültesi için yazılanlar çok doğru ve üzücü. Gelişme şansı olmayan, bir tıp fakültesi için önemli olan çevresel faktörlerin ( lokanta, eczane, Cafe otel, otopark vb) yapılamayacağı ve kısacası sadece kepez belediye başkanı ile inatlaşma uğruna devletin milyonlarının gömüldüğü bir yatırım! Çok yazık