Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemini Çanakkale’de anlattı. ÇOMÜ Rektörlüğü, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), Ortak Akıl ve Genç Liderler topluluklarının organizasyonunda gerçekleşen konferans öncesi Küçükyılmaz, Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ve Ak Parti İl Başkanı Yeşim Karadağ ile Rektörlük makamında bir araya geldi.

Süleyman Demirel Konferans Salonu’nda gerçekleşen ve Türkiye gündemini uzun süredir meşgul eden Anayasa ve Başkanlık sisteminin konuşulduğu konferansta Mücahit Küçükyılmaz kalabalık bir dinleyici grubuna hitap etti.

Başkanlık sisteminin ciddi bir şekilde ülkenin gündemine girdiğini ve bu ülkeye karşı kendisini sorumlu hisseden her vatandaşın mutlaka geleceğini ilgilendiren bu konu hakkında bilgi sahibi olması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz; “Siyasetin gündeminde başkanlık sistemi zaman zaman yer aldı. 80 ve 90’lı yıllarda çeşitli siyasi aktörler başkanlık konusunu Türkiye için dile getirerek talep ettiler. Başkanlık sistemini en güçlü olarak dile getiren siyasetçilerin başında Merhum Turgut Özal gelir. Alparslan Türkeş’in “9 Işık” adlı kitabında bu konu hakkında geniş bir vurgu yer alır.  Aynı şekilde 1973’de Merhum Necmettin Erbakan’ın Milli Selamet Partisi parti programında Başkanlık sistemi çıkar yol olarak ifade edilerek yerini almıştır. Süleyman Demirel’in de çeşitli vesilelerle başkanlık sistemini gündeme taşıdığını biliyoruz.”

“2007 yılına gelindiğinde bu ülkede parlamenter sistemin akışını kökten değiştirecek bir olay yaşandı. Bu gelişme 2007 yılının 27 Nisan günü Cumhurbaşkanının meclis tarafından seçilememesi üzerine verilen e-muhtıra ile meydana geldi. Bu parlamenter sistemin uğradığı ilk yol kazası değildi.  1960 yılında 27 Mayıs günü yaşadığımız elim günde bu ülkede bir darbe yaşandı. Sistem 1961 anayasası ile millet iradesinin merkeze yansımasını önleyici şekilde kuşatıldı. Aynı şekilde 12 Eylül darbesi sonrası ortaya çıkan 1982 anayasası da özellikle üniversitelerde YÖK üzerinden ciddi bir baskı unsuru haline gelmişti ve parlamenter sistem ve halk iradesi ciddi bir yol kazasına uğramıştır. 71 muhtırası, 28 şubat post-modern darbesi…”

Yaşanan çeşitli garabetler ve geçmişin acı tecrübelerinin ardından 27 Nisan e-muhtırasına karşı o günkü hükümetin farklı bir yol izleyerek, vesayete boyun eğmediğini ifade eden Küçükyılmaz “O günkü hükümet istifa yerine milleti merkeze çağırma yolunu yani yapılanı sineye çekmedi, görevi bırakarak kaçmadı, emaneti omuzlarından düşürmeyerek halkın desteği ile emanete sahip çıkma yolunu seçti. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek bir açıklama yaptı ‘Bundan böyle Cumhurbaşkanını halk seçecek’. Bu ifadenin önemi bugünlerde yeni anayasa ve başkanlık olarak anlaşılıyor” dedi.

Başkanlık Sistemi Konusunda Doğru Bilinen Yanlışlar Neler?

Türkiye gündemini meşgul eden başkanlık sistemini konuşurken pek çok yanlışla ve pek çok manipülasyonla karşı kaşıya kalındığı ifade eden Mücahit Küçükyılmaz, madde madde bu hataları anlattı.

– Rejim değişikliği değil, sistem değişikliği

“Halk iradesine yapılan müdahaleler ve seçilmiş yönetime karşı gösterilen tutum yönetimde bir sistem değişikliğini gerekli kılmıştır. Ancak rejim elden gidiyor şeklinde yapılan manipülasyonlar gerçeği yansıtmamakla birlikte Türkiye’de uygulanacak başkanlık veya yarı başkanlık sistemi bir rejim değişikliği olmayıp sistem değişikliğidir.”

– Parlamenter Sistemin Kırılgan Doğası

“Parlamenter sistemin müdahalelere çabuk bir yol açabilme, teşne olabilme özelliği var. 150 yıldır devam eden bir parlamenter sistem var, bunu bırakmayalım, devam edelim diye bir yaklaşım var. 150 yıldır yürüyor olması istikrar getirdiği anlamına gelmiyor elbette. Örnek verecek olursak, sizin bir otomobiliniz olsa ve sürekli kaza yapıyor olsa ve yaptığı kazaların sebebi de sürücü kaynaklı olmayıp otomobilden kaynaklansa, ölümlü kaza riskine karşılık vefa hissinizden dolayı otomobil ile yolculuğa devam eder misiniz? Daha iyisi varken böyle bir algı ile devam etmek rasyonel bir tutum olmamakla birlikte patolojik, marazi bir durumdur”

– Başkanlık Sistemi Olursa Ülke Bölünür

“Öncelikle şunu ifade etmek gerekir. Dünyada hiçbir ülke ‘hadi gelin bölünelim’ diye başkanlık sistemine geçmez. Başkanlık sistemi ile yönetilen bir çok ülke var ve bu yönetim sisteminin ardından bölünmüş bir ülke de yok. Türk tipi olarak nitelediğimiz başkanlık sisteminin temel niteliklerinden bir tanesi üniter bir başkanlık sistemi olmasıdır.”

– Başkanlık Sistemi Ülke Sistemini Tıkar

“Aslında bu iddiaların başkanlık sistemi ile organik bir ilişkisi bulunmuyor. Başkanlık sistemi hem demokratik otorite olarak güçlü bir yöneticiyi iş başına getiriyor, hem de kuvvetler ayrılığı ilkesinin altının en açık bir şekilde çiziyor. Yasama, yürütme ve yargı birbirinin görevlerine son veremiyor, iş bölümü net bir şekilde paylaştırılıyor.”

– Başkanlık Sistemi Anti-demokratiktir

“Başkanlık sistemi için anti-demokratik, diktatöryal ve otokratik bir sistem ifadelerini kullanıyorlar. Başkanlık sistemi bir rejim değil bir hükümet sistemidir. Demokratik yapısını aldıktan ve gerekli hukuksal önlemleri aldıktan sonra ve seçimle bir süreliğine gelen bir başkanın diktatöryal olması mümkün değildir. Başkan, başkanlık sisteminde anayasal denetime tabi bir aktördür, layüsel davranması mümkün değildir. Başkanlık sistemi parlamenter sistemin dahil olduğu bir üst versiyon yönetim sistemidir.”

Yasama organı olan meclisin asli vazifesi  olan yasama işlemine dönmesi ile istikrarsızlık ve çok başlılığın sona ereceğini vurgulayan Küçükyılmaz; demokratik temsil konusunda eleştirilen baraj sisteminin başkanlık sistemi ile birlikte rafa kalkacağını Darbelere, vesayet aktörlerine karşı zafiyet arz eden ve diktatöryal süreçlere kapı aralayan parlamenter sistemin dezavantajlarının önüne geçilmiş olunacağını belirtti.

– Başkanı Denetleyecek Bir güç Yoktur

“Başkanlık sisteminde olsun parlamenter sistemde olsun rejimin adını demokrasi koydu iseniz, hiç bir seçilmiş veya atanmış hukuk kurallarından bağımsız değildir. Başkanlık sisteminde icra güçlenirken onunla birlikte yasama ve yargı da kendi görev alanlarına yoğunlaşarak daha güçlü ve bağımsız hale gelecek. Bill Clinton’ın Amerika Başkanlığı’nı yürütürken Senato tarafından yargılandığını çok iyi biliyoruz.”

Parlamenter Sistem Neden Bırakılmalı?

– Anti-demokratik süreçlere yol açma kırılganlığı

– Çok başlılık ve karar alınamaz bir mekanizmaya dönüşmesi

– Kaos üreten, bölünmeye karşı dirençsiz yapısı

– İstikrarsız süreçlere, koalisyon hükümetlerine sebep olması

Yeni Türkiye’nin yeni başlangıçlara, daha iyi bir geleceğe, yetişecek müreffeh bir nesle ihtiyacı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz konuşmasını başkanlık sisteminin kaçınılmaz bir hedef olduğunu ifade eden sözleri ile sonlandırdı.

Konferans, Konuşmacı Mücahit Küçükyılmaz’a Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer  ve TÜGVA Çanakkale Temsilcisi Av. Halil İbrahim Kahraman tarafından hediye takdimi ve kitap imza seremonisi ile sona erdi.