Başbakanımız dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz diyor. Kimileri doğru konuşmuş diyor, kimileri de:‘’Çocuğumuzu nasıl yetiştireceğimizi başbakana mı soracağız ?’’ diyor. Nasreddin hoca çıkıyor: ‘’ Vallahi iki tarafta haklı ‘’ diyor. Bende Nasreddin hoca haklı diyorum. Tabi ilk önce sayın başbakanın niyetini anlamak önemlidir. Başbakan, daha önce defalarca 3 çocuk isteğini dile getirmişti, hala da bu isteğini tekrarlıyor. Fakat ille de 3 çocuk yapacaksınız demiyor, sadece dilekte bulunuyor. Şimdi de dindar bir nesil yetiştireceğiz diyor. Fakat gençlerimizi zorla dindar yapacağız demiyor, dindar olarak yetişmek isteyenlerin önünü açacağız diyor. İmam hatiplilerin önünün açılması gibi mesela. Ama bazı vatandaşlarımız: ‘’Vay efendim, çocuğumu nasıl yetiştireceğimi sana mı soracağım? ‘’ diyor. Evet haklısınız, çocuğunuzu nasıl yetiştireceğinize kimse karışamaz, karışmıyor, bundan sonra da karışmayacağını sizde biliyorsunuz. Ama size de malzeme çıktı tabi, bir arada şeriat geliyor diyordunuz ‘’Efes Pilsen ve Yeni Rakı’’ sponsorluğunda. Ama olmadı, insanların din özgürlüğü size şeriat gibi geldi. Başkasının taktığı başörtüden, kıldığı namazdan şeriat kaptınız, havadan da nem… Yani şeriat işi yalan oldu, sizde yalan oldunuz.
*
Alkolümüze karışıyorlar dediniz ‘’Akp’ye içiyoruz’’ dediniz. Hala da içiyorsunuz, ne karışan var ne yasaklayan. Peki, şimdi ne olacak merak ediyorum. Dinimize karışıyorsunuz diye ‘’Akp’ye ateistleşiyoruz!‘’ demeyeceksiniz inşallah. Hayat tarzı olarak bende dindar bir insan olamasam da hiçbir zaman dini bir öcü gibi görmedim. Şunu da belirtmek gerekir yanlışta olsa özgürce koyduğunuz bu tepkiler sizin iktidar için kullandığınız ‘’baskıcı yönetim’’ iddaanızı yalanlar.
Hadi diyelim ki baskıcı bir yönetim var, hayat tarzınıza karışılıyor, mağdursunuz, acıların halkısınız. Sizinle bir tarih karşılaştırması yapalım mı? Biraz geçmişe gidelim, Cumhuriyetin kuruluş yıllarıyla bugünü bir kıyaslayalım.
*
Yıl 2012 Recep Tayyip Erdoğan: Dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz.
Tepki : ‘’ Çocuğumuzu nasıl yetiştireceğimizi başbakana mı soracağız ?’’
Sonuç: Medyada, gazetelerde, televizyonlarda herkes kendi görüşünü açıkça söyledi, konuştu. Kimisi başbakanı destekledi, kimisi şiddetle karşı çıktı.)
*
Yıl 1925 Şapka ve Kıyafet inkılâbı: Şapka takacaksınız, batılılar gibi giyineceksiniz.
Tepki : ‘’Biz kültürümüzden kopmayız, şapka takmayız, başörtüsünü çıkarmayız.’’
Sonuç: İstiklal mahkemelerinde kanuna karşı gelenler idam edildi. Baş örtülülere bir baskı yapılmadı halkın tepkisi düşünülerek.(En bilindik örnek idama mahkum edilen İskilip Atıf Hoca’dır. Araştırabilirsiniz… ‘’Hür Adam: Bediuzzaman Said Nursi’’ filminide tavsiye ederim)
Peki, şimdi ne oldu, şapka düştü, kel göründü. Saygılar…
Hür Adam
27 Mart 2012 at 17:28
Sayın Kubilay Felek, Allah Rızası için ricada bulunuyorum sizden. Dahi anlamındaki de ve da ekleri ayrı yazılır.