Genel
‘Sol mahalle’nin namus bekçileri!

Gündeme gelmek için midir bilinmez ama her yıl eski tüfek solculardan biri alıyor eline sazı, başlıyor aynı türküyü söylemeye! Mahalle arkadaşlarını döneklikle suçluyor, ağır hakaretlerde bulunuyor. Son olarak tiyatrocu Levent Kırca; Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu’nu dönek ilan etti.
Bir bayrak yarışı gibi adeta her yıl eski tüfek solculardan biri görevi devralıyor ve mahalle arkadaşlarını döneklikle suçluyor! Levent Kırca, birkaç gün önce bu kutsal görevi (!) yerine getirdi, Sezen Aksu, Halil Ergün ve Ali Poyrazoğlu’na ağır hakaretlerde bulundu. Bu üç isim de büyük bir suç işlemiş, hükümetin demokratikleşme ve ekonomi alanındaki icraatlarına destek vermişlerdi! Kırca, hiç tereddüt etmeden cezalarını kesti, gıyabında yüzlerine tükürdü ve onları vatan haini ilan ederek, “Her dönemde dönekler vardır. Ben sadece kendi sanat kolumdaki döneklerden söz edeyim. Onlardan dolayı da çok üzülüyorum. Sezen Aksu ile başlayan döneklik furyası Halil Ergün ile devam etti ve sonra da Ali Poyrazoğlu girdi devreye.” dedi.
Her geçen gün biraz daha marjinalleşen bir grup solcu dışında bugüne kadar döneklikle suçlanmayan neredeyse kimse kalmadı. Listedeki isimleri saysak bizim köye yol olur! İlk akla gelenler arasında Çetin Altan, Cem Karaca, Ertuğrul Günay, Hasan Cemal, Şahin Alpay, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Halil Berktay, Hasan Kaçan, İsmet Özel, Ufuk Uras, Oya Baydar, Gülay Göktürk ve Zeynep Tanbay var. Solcu çevreler, Cem Karaca’yı yakın dönemin en büyük döneği ilan etmişti mesela… Karaca, sürgünde olduğu Almanya’da, Başbakan Turgut Özal ile görüşmüş, yurda dönmek istediğini söylemişti. Atatürk Havalimanı’na ayak bastığında takvimler 29 Haziran 1987’yi gösteriyordu. Sanatçı, o yıllarda maneviyata yönelmiş, verdiği röportajlardan birinde, “Allah’la barıştım.” demişti. Ezan okuyup Fethullah Gülen ile ilgili müspet düşünceleri de basına yansıyınca infazı da gecikmemiş, tez elden dönek ilan edilmişti. Bir dönem onun hakkında, “Sahnelerin Che Guevara’sı” diyenler bir anda ağız değiştirmişti. Ölümünün ardından bir yazı kaleme alan yakın dostunun söylediği şu cümle aslında fazla söze gerek bırakmıyordu: “Devrim marşlarıyla girdiği hayatımızdan tekbir sesleriyle çıktı…”
Son olarak Levent Kırca’nın üstlendiği bu yüce misyonu (!) 2007 yılında oyuncu Tarık Akan yerine getirmiş, AK Parti’ye geçtikten sonra kültür ve turizm bakanı olan Ertuğrul Günay için “Onunla dört yıl aynı mahkemelerde süründük. Günay hariç yargılananlardan hiçbiri dönmedi.” demişti. Geçtiğimiz yıl ise Rutkay Aziz beklenmedik bir çıkış yapmıştı. Altın Portakal Film Festivali’nde ölene kadar değişmeyeceğinin sözünü vermişti adeta, “… Bana verdiğiniz ödüle gelince dilerim hak etmişimdir. Yaşadığım sürece de hak etmeye çalışırım. Ola ki moda deyimle bir döneklik ya da bir sapma olursa bu verdiğiniz ödülü özgürce geri alma hakkına sahipsiniz…”
Her dönemin değişmeyen yaftası: Mürted!
1983 yılında Turgut Özal’ın partisi Anavatan iktidara gelmiş, döneklik tartışmaları da alevlenmişti. 12 Eylül sonrasında kendini sorguya çeken sol cenahtaki bazı aydınlar, yeni dönemle birlikte hayata daha özgürlükçü bir pencereden bakmaya başladı. Gazeteci Çetin Altan, Özal ile yakınlaştığı o dönemde mürtetlikle suçlanmış, kendisine yöneltilen eleştiri oklarına ise şu şekilde cevap vermişti: “Kendi ülkemde yıllarca hapislerde yattım. İlk kez bir başbakan beni yemeğe davet etti. Belki ben ona değil, o Çetin Altan’a dönmüştür.”
Şüphesiz sadece Çetin Altan değildi döneklikle yaftalanan. Cengiz Çandar, Hasan Cemal ve Oral Çalışlar da eleştiri oklarından nasibini almıştı. Liberalleşen aydınlara karşı gayz o kadar artmıştı ki haklarında hakaret dolu köşe yazıları kaleme alınmış, kitaplar yazılmıştı. Cengiz Çandar, döneklikle ilgili yazılan bir kitapta, ‘dingili kırık adam’ şeklinde aşağılanmıştı.
Döneklik tartışmaları, AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte tarihinin en yoğun tırmanışına geçti. Parti, ilk yıllarında Avrupa Birliği (AB) çerçevesinde önemli reformlar gerçekleştirdi. Bu alanda atılan adımlar liberal kanattan büyük destek gördü. Kürt meselesinin çözümü adına gösterilen gayrete sanat ve fikir dünyasından müspet karşılık geldi. Basına yansıyan her ‘destek’ haberi sol mahalleyi biraz daha karıştırdı, hırçınlaştırdı. Başta Sezen Aksu olmak üzere vicdanının sesini dinleyen sanatçılar eleştiri yağmuruna tutuldu. Ergenekon operasyonları, sol camia içerisindeki kutuplaşmayı artırdı. Bardağı taşıran son damla ise 12 Eylül referandumu oldu. Referandum, bir manada turnusol vazifesi gördü. Yapılacak olan yasa değişikliğiyle birlikte darbelerle hesaplaşma imkânı sağlanacaktı. ‘Evet’ oyu kullanacaklarını açıklayanlar büyük bir mahalle baskısına maruz kaldı. Çok kısa bir süre önce oyuncu Halil Ergün AK Parti’ye oy verdiğini açıklayınca büyük bir kişilik katline uğradı. Ergün, döneklik yaftalamalarına karşı herhangi bir cevap vermek istemiyor. Levent Kırca’yı mahkemeye verdiğini söyleyen Ali Poyrazoğlu ise, “Benim duruşumu yıllardır herkes biliyor. Ben bu piyasaya dün gelmedim.” diyor.
‘Dogmatik bir ideoloji anlayışları var’
Prof. Dr. Halil Berktay: Türkiye’deki marjinal sol örgütlerin maalesef insanları ötekileştiren, aşağılayan ve küçük gören bir dili var. 1977 yılında yaşanan kanlı 1 Mayıs gösterileriyle ilgili “Ateş açıldığı bir palavra. Birbiriyle çatışan solcular kendi rezaletinden mağduriyet yarattı.” şeklinde ezber bozan bir yazı kaleme alan tarihçi Halil Berktay, bu aşağılayıcı dilden kendi payına düşeni aldı. Marjinal sol gruplara ait internet sitelerinde ‘dönek tarihçi üfürüyor’ başlıklı yazılar kaleme alındı. Uzun bir süredir döneklikle suçlanan Berktay, şunları söylüyor: “Sovyetler Birliği’ndeki gelişmeler karşısında, Maoculuğa özgü, özel teorik pozisyonun ne kadar absürt, zırva ve gerçeklere aykırı olduğunu algılamaya başladım. Bugün sol mahallede bir ideolojik namus bekçiliği var. Bu çok komik bir durum. Kafası değişmeyen, yeni realiteleri algılayamayan insanlar hep böyle bekçilik heveslerine soyunuyor. Dünyaya bakış tarzını değiştiren insanlara saldırmak konusunda kendilerini yetkili hissediyorlar. Bunun kökeninde bir kilise ilişkisi var. Dogmatik bir ideoloji anlayışları var.” diyor.
‘İşsiz kalmanın hezeyanını yaşıyorlar’
Ufuk Uras: Bir zamanlar aynı davaya gönül vermiş yoldaşları tarafından, ‘bir avuç dönek’ şeklinde yaftalanan kişiler arasında Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin kurucularından Ufuk Uras da var. 12 Eylül referandumuna verdiği destek sonrasında Uras, iyiden iyiye yalnızlaştı, yalnızlaştırıldı. Mahallesinden insanlar onu AK Parti’nin kuyruğuna takılmakla suçladı. Siyasette kendisini yenileyenlerle yeterli görenlerin ayrışmasının kaçınılmaz bir son olduğunu dile getiren Uras, kendilerini Mustafa Kemal’in asker sanatçıları (!) olarak değerlendirenlerin siyasette sivilleşme, demokratikleşme ve çoğulculuğa tepki duymalarını doğal olarak karşılıyor. Teşhis koymayı da ihmal etmiyor: “Bu durumu psikosomatik zeminde değerlendirmek gerek.” diyor. İnsanları döneklikle suçlayanların hezeyanlar içerisinde psikolojik bazı sıkıntılar çektiğini söylüyor. Uras, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kemalist aydınların çektiği sıkıntıların bir nedeni de bugün çoğunun işsiz kalması. Bir fikri tartışma üretemiyorlar. Pozitif bir enerjileri yok. Toplumun gerisinde kaldılar. Onlara dönüp bakan kimse yok. İşte bunu hazmedemiyorlar.”
Onlar da yaftalardan nasibini aldı
Yazar Oya Baydar: Türkiye’nin hatırı sayılır kadın gazeteci, yazar ve sanatçıları da döneklik tartışmalarıyla rencide edildi. Yazar Oya Baydar, daha önce, sol kesim tarafından dışlandığını hatta bazı İzmirlilerin kendisini okumayı bıraktığını ifade etmişti. Gazeteci-yazar Gülay Göktürk, Orta doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) kapısından adım attığında ilk iş olarak Sosyalist Fikir Kulübü’ne üye olup en profesyonellerinden bir militan olur. Aydınlıkçı kanata dâhil olduğu bir dönemde fabrika işçilerini örgütlemek için bir ay boyunca Adana’da kalır. 12 Eylül darbesinden sonra kendi içindeki entelektüel hesaplaşması hız kazanır. 90’ların ortasında Sabah Gazetesi’nde yazmaya başlayıp liberal düşünceleri benimseyince dönek ilan edilir. Modern dans sanatçısı Zeynep Tanbay ise geçmişte, Kürt sorununun çözümü adına Başbakan Erdoğan’a destek verdiğini açıklamış, 12 Eylül referandumu için, “Sadece askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili madde bile evet demek için yeterli.” deyince, adı ‘mürtedler listesi’nin en başına eklenmişti.
zaman.com.tr
Genel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.
“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”
Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.
Genel
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.
1. Kimlik Belgesi Fotokopisi
2. Adli Sicil Kaydı
3. Banka Hesap Numarası
4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)
5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi
6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)
Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.
Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.
Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.
AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.
Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.
Genel
Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında, TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz
Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.
Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz
İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir
Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.
Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda, başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.
Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.
CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.
“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.
Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.
Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.
-
Genel5 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları
-
Kariyer6 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
-
Kariyer6 ay önce
ÇOMÜ’de 1406 Öğrenci İŞKUR Programından Faydalanacak!
-
Üniversiteler6 ay önce
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak