Politika
Kriz fırsatçılarına göz açtırmayacağız

Başbakan Davutoğlu, “Paralel yapı da dahil her türlü demokrasi dışı vesayet odağıyla mücadelemize kararlılıkla devam edecek, kriz fırsatçılarına göz açtırmayacağız” dedi.
“(Musul Başkonsolosluğu personelinin kurtarılması) İftiharla ifade edeyim ki; bu olayda Türkiye ne kadar büyük bir devlet olduğunu ve ne kadar işinin ehli bir hükümet tarafından yönetildiğini bütün dünyaya göstermiştir”
– “Bundan sonra da paralel yapı da dahil her türlü demokrasi dışı vesayet odağıyla mücadelemize kararlılıkla devam edecek, kriz fırsatçılarına göz açtırmayacağız”
– “Türkiye artık normalleşmiştir. Gayri tabii yollarla, siyasi mühendislik operasyonlarıyla iktidar devşirmek isteyenlere kapılar kapanmıştır”
– “Çözüm süreci başta olmak üzere, bu ülkenin ne kadar kanayan yarası varsa hepsine kararlılıkla çareler üreterek, toplumsal barışı her yönüyle, mutlaka tesis edeceğiz”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul Başkonsolosluğu personelinin kurtarılmasına ilişkin, “İftiharla ifade edeyim ki; bu olayda Türkiye ne kadar büyük bir devlet olduğunu ve ne kadar işinin ehli bir hükümet tarafından yönetildiğini bütün dünyaya göstermiştir” dedi.
Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan “Yeni Türkiye Yolunda” konuşmasında, milleti en derin saygı ve muhabbetleriyle selamladığını söyledi.
“Yeni bir dönemin başında, yeni umut ve heyecanlarla yola çıktığımız şu günlerde, ekranlarınız aracılığıyla evlerinize misafir olmaktan, yeni Türkiye’nin büyük hedeflerini sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullanan Davutoğlu, demokrasi adına herkese gurur veren çok olgun bir sürecin sonunda yeni cumhurbaşkanını seçtiklerini vurguladı.
Kendisinden başbakanlık görevini devraldığı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 10 Ağustos’ta gerçekleştirilen seçimle Türkiye Cumhuriyeti’nin doğrudan milletin oylarıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu seçimin demokrasi açısından bir milat değeri taşıdığını, millet iradesinin nihayet en yüksek seviyede tecelli ettiğini kaydetti.
Davutoğlu, “Geçmiş hükümetleri boyunca ülkemize çok önemli ufuklar açan, çok değerli hizmetlerde bulunan, unutulmaz eserler bırakan Sayın Cumhurbaşkanımıza, huzurlarınızda bir kere daha ülkem ve hükümetim adına şükranlarımı ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin hızını hiç kesmeden, yürüyüşünü hiç sekteye uğratmadan, hem cumhurbaşkanlığı hem başbakanlık makamında bir görev değişimi yaşadığını dile getiren Davutoğlu, bu değişimi bir bayrak yarışı, bir nöbet değişimi olarak gördüklerini, bu şuurla hareket ettiklerini bildirdi.
“Dünyada hem başbakanlık hem cumhurbaşkanlığı değişim sürecini bu kadar başarıyla yürüten başka bir örnek göremezsiniz” değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye kökleşmiş demokrasisiyle, çok şükür, kriz beklentilerini boşa çıkarmıştır. Sancısız bir geçiş yaşadık ve kaos bekleyenlerin elleri boş kaldı. Bundan sonra da paralel yapı da dahil, her türlü demokrasi dışı vesayet odağıyla mücadelemize kararlılıkla devam edecek, kriz fırsatçılarına göz açtırmayacağız.
Türkiye’nin kazanımlarının korunmasında ve atılımların hiç kesintiye uğramadan sürdürülmesinde devamlılığın ne kadar hayati olduğunu iyi biliyoruz. İşte tam da bu yüzden, sadece 3 gün içerisinde Bakanlar Kurulu başta olmak üzere tüm dönüşüm sürecini başarıyla tamamladık. Yeni görevlendirmeler, atamalar hızla gerçekleştirildi. Bizim bu süreçlerle kaybedecek vaktimiz yok. Biz önümüze bakıyoruz.”
– “Yeni Türkiye hayalimiz adım adım gerçeğe dönüşüyor”
Türkiye’nin artık normalleştiğine işaret eden Davutoğlu, “Gayri tabii yollarla, siyasi mühendislik operasyonlarıyla iktidar devşirmek isteyenlere kapılar kapanmıştır. Milletimizin her bir ferdi tamamıyla emin olabilir ki; bu medeniyet kervanı, yoluna her geçen gün hızını arttırarak devam edecektir” dedi.
Yeni Türkiye hayallerinin artık adım adım gerçeğe dönüştüğünü ifade eden Davutoğlu, bu yolda aldıkları her hayırlı mesafenin önlerine yepyeni kapılar, çok daha parlak ufuklar açtığını söyledi.
Başardıklarının daha fazlasını başarmak, 2023 hedeflerine doğru ilerleyen yeni Türkiye’yi inşa etmek için hiç ara vermeden çalışmalara aynı aşk ve şevkle başladıklarını belirten Davutoğlu, “Nihai hedefimiz, aziz milletim bunun da ötesinde, bu toprakların sahip olduğu kadim mirası yeniden canlandırmak, yeni bir medeniyet ihyasını gerçekleştirmektir” ifadelerini kulandı.
– “Yüklendiğimiz tarihi sorumluluğun şuurundayız”
Türkiye’nin nevzuhur bir ülke olmadığını, köklü bir tarihi ve zengin bir geleneği bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, kendisinin de 62. Hükümete güvenoyu aldıktan hemen sonra, bu köklü geleneğe sahip çıkmak adına Selçuklu başkenti Konya’yı, Osmanlı’nın tohumlarının atıldığı Söğüt’ü ve Cumhuriyet meşalesinin yakıldığı Samsun’u ziyaret ettiğini kaydetti.
Bundan sonraki siyasetlerinde de bu tarihi şuurla hareket edeceklerini bildiren Davutoğlu, “Aynı bilinçle göreve başlar başlamaz Türk demokrasisinin kökleşmesine kendilerini adayan seleflerim rahmetli Adnan Menderes’i, Turgut Özal’ı ve Necmettin Erbakan’ı ziyaret ettim. Onların bu demokrasi mücadelesinde ödedikleri bedellerin farkındayız ve bu bedelleri hiç unutmayacağız” diye konuştu.
Yüklendikleri tarihisorumluluğun şuurunda olduklarını belirten Davutoğlu, hesaplarını popülist bir anlayışla değil, 2023 vizyonu çerçevesinde belirledikleri kısa, orta, uzun vadeli hedefleri yakalamak üzere yaptıklarını kaydetti.
Seçim siyasetine, seçim ekonomisine, kısa vadeli popülist uygulamalara geçmişte prim vermedikleri gibi bugün de vermediklerini, yarın da vermeyeceklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’yi daha güçlü, daha müreffeh, daha itibarlı bir ülke haline getirmek, demokrasimizi ülkemizin her bir ferdinin, her bir vatandaşının gurur duyacağı ileri bir seviyeye taşımak adına gereken her adımı atacağız.
Çözüm süreci başta olmak üzere, bu ülkenin ne kadar kanayan yarası varsa, hepsine kararlılıkla çareler üreterek, toplumsal barışı her yönüyle mutlaka tesis edeceğiz. Birliğimizi, dirliğimizi, dostluk ve kardeşliğimizi hiç kimsenin bozmasına izin vermeyeceğiz, saflarımızı sık tutarak, birbirimize kenetlenerek, birbirimize muhabbetimizi arttırarak aramıza fitne ve fesat sokmayacağız. Geçmişte olduğu gibi, kendi önceliklerini koruyan, barışın yanında, haksızlıkların karşısında, gerçekçi ve aktif bir dış politika izlemeye devam edeceğiz.”
Ekonomide güveni ve istikrarı asla kaybetmeden çıtayı sürekli daha yukarılara taşıyacaklarını, rekabetçi, yenilikçi, üretimini arttıran, istihdam üreten bir anlayışla büyüyeceklerini bildiren Davutoğlu, ekonomik kazanımlardan, refah artışından toplumun bütün kesimlerinin en adil şekilde pay alması için ne gerekiyorsa yapacaklarına işaret etti.
Davutoğlu, “Tek bir insanımızın bile mağdur olmasına, tek bir vatandaşımızın bile mahrumiyet yaşamasına asla rıza göstermeyeceğiz. 81 vilayetimizin imarından, 77 milyon insanımızın mutluluğundan, gelecek nesillerimizin akıbetinden kendimizi sorumlu sayıyoruz” ifadelerini kullandı.
– “Bu kavuşma anı görüntüleri için çok bekledik”
“Aziz vatandaşlarım, işte bu kavuşma anı görüntüleri için çok bekledik. Sabırla, metanetle, dirayetle çok kritik bir süreci yönettik ve nihayet geçtiğimiz hafta IŞİD’in elinde rehine olarak tutulan vatandaşlarımızın kurtarılmasıyla birlikte millet olarak Elhamdülillah erken bir bayram yaşadık” diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“101 gün boyunca Musul’da başta Başkonsolosumuz Öztürk Yılmaz olmak üzere 46 vatandaşımız ve üç yerel görevlimizi kurtarabilmek adına çok dikkatli, adeta kılı kırk yararak sürdürdüğümüz çalışmalardan 20 Eylül sabahı nihayet beklediğimiz sonucu aldık. Böyle bir operasyonun fiziki ve stratejik zorlukları bir yana, hepimize yaşattığı duygusal boyutlarıyla da millet olarak zor bir imtihandan geçtik ve çok şükür bu zorlu süreçten alnımızın akıyla çıktık. Ülkemiz evlatlarına, vatandaşlarımız vatanlarına, yavrularımız babalarına, 77 milyon insanımız yeniden huzura kavuştu.”
Başbakan Davutoğlu, “Böyle zor bir süreci mükemmel bir şekilde sürdürerek mutlu sona bağlayan, pek çok risk alarak zoru kolaylaştıran, vatandaşlarımızı özgürlüklerine kavuşturan güvenlik görevlilerimizin her birini bir kez daha şükranla selamlıyorum. Başta müsteşarımız olmak üzere, Milli İstihbarat Teşkilatımıza teşekkür ediyorum” dedi.
“İnsan hayatı söz konusu olunca tabiidir ki her adımı büyük bir hassasiyetle atmak, öncelikleri iyi belirlemek gerekiyordu” ifadelerini kullanan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Her şeyden önemlisi, tek bir vatandaşımızın bile canını tehlikeye atmadan süreci yönetmeliydik. Rehin durumda bulunan kardeşlerimizin de bu uzun zaman boyunca metanetlerini, ümitlerini kaybetmemeleri, ülkelerine güvenmekten bir an bile vazgeçmemeleri elzemdi. İftiharla ifade edeyim ki bu olayda Türkiye ne kadar büyük bir devlet olduğunu ve ne kadar işinin ehli bir hükümet tarafından yönetildiğini bütün dünyaya göstermiştir.
Daha önce de benim Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürdüğüm dönem zarfında 200’ü aşkın vatandaşımızı Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da, Somali’de kaçırılan, rehin tutulan çeşitli vatandaşlarımızı kurtarma operasyonlarıyla özgürlüklerine kavuşturduk. En zor şartlar altında Libya’dan 26 bin insanımızı tahliye ettik, 10 gün içinde. Her bir vakanın kendine özgü şartları vardı, kendine özgü dengeleri, hassasiyetleri vardı. Bu olayların tamamında Türkiye’nin gücünü, etkinliğini, harekat kabiliyetini gördük, bununla gurur duyduk.”
”Uzun bir zamandır çeşitli çevreler haksız ve mesnetsiz biçimde Türkiye’nin IŞİD’le çeşitli ilişkiler içinde olduğu, bu örgüte destek verdiği gibi maksatlı ve art niyetli iddiaları dolaşıma sokuyor. Bu iddiaların hangi kirli hesapların ürünü olduğunu gayet iyi biliyoruz”
– ”Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD’i terör örgütü ilan etmiş bir hükümete bu iftira atılıyor. Ülke olarak, bu ateşin söndürülmesi, masum canların canına kasteden zorbalıkların ve terör yapılanmasının bertaraf edilmesi için her türlü adımı atmaya hazırız”
– ”Ancak bu arayışların Türkiye’nin hassasiyetlerini gözetmesi ve meseleye nihai çözüm getirecek kapsamda olması gerekiyor. Aksi halde, yapılacak lokal operasyonlarla, alınacak palyatif tedbirlerle elde edilecek her netice, kısa zamanda akamete uğrayacak, önü alınan bir terör örgütünün yerine bir yenisi gelecektir”
– ”Çözüm sürecinin bugün Ortadoğu’nun tek başarı hikayesi olduğunu herkesin iyi bilmesi, atılan her türlü iyi niyetli adımı özenle ele alması lazım”
– ”Hangi soruna çözüm bulacaksak, bunu bu ülkenin selametini her şeyin önüne koyarak bulacağız. Herkes bu özeni gösterirse kısa zamanda bu mesele bir daha dönmemek üzere gündemimizden çıkar, bu topraklarda yeniden kardeşlik rüzgarları esmeye başlar”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ”Uzun bir zamandır çeşitli çevreler haksız ve mesnetsiz biçimde Türkiye’nin IŞİD’le çeşitli ilişkiler içinde olduğu, bu örgüte destek verdiği gibi maksatlı ve art niyetli iddiaları dolaşıma sokuyor. Bu iddiaların hangi kirli hesapların ürünü olduğunu gayet iyi biliyoruz” dedi.
Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD’i terör örgütü ilan etmiş bir hükümete bu iftiranın atıldığını belirten Davutoğlu, ”Ülke olarak, bu ateşin söndürülmesi, masum canların canına kasteden zorbalıkların ve terör yapılanmasının bertaraf edilmesi için her türlü adımı atmaya hazırız” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayımlanan “Yeni Türkiye Yolunda” konuşmasında, son birkaç yıl içinde bölgede herkesi üzen pek çok olayın yaşandığını ifade ederek, milyonlarca masum insanın, zalim yönetimlerin, güç çatışmalarının, terör saldırılarının kurbanı olduğu belirtildi.
Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de defaatle uyarmalarına rağmen uluslararası toplumun doğru olanı yapmaktan sürekli kaçındığını ifade eden Davutoğlu, ”Bu duyarsız ve çelişkili politikalar neticesinde kıvılcımlar bütün bölgeyi tehdit eden yangınlara dönüştü. Devlet otoriteleri ortadan kalktı, orduların etkinliği kalmadı ve halklar çeşitli çatışmacı gruplar karşısında savunmasız kaldı. IŞİD gibi terör örgütleri bu kaostan faydalanarak, bu büyük otorite boşluğunu kullanarak etki alanlarını genişletti” diye konuştu.
Davutoğlu, bugün ortaya çıkan tablodan rahatsızlığını dile getiren uluslararası topluma, yakın geçmişte bölgede esen demokrasi rüzgarlarına destek olmalarının, demokratik yöntemlerle göreve gelen yönetimlere sahip çıkmalarının gereğini defalarca anlattıklarına dikkati çekti.
Davutoğlu, ancak farklı hesaplar içine girerek bu hayati adımları atamadıklarını, alınması gereken tedbirleri etkin biçimde uygulayamadıklarını ve maalesef bölgenin büyük acılara gark olduğunu belirtti.
-”Bölge insanına çok acı bedeller ödetti”
Davutoğlu, şunları kaydetti:
”Uzun bir zamandır çeşitli çevreler haksız ve mesnetsiz biçimde Türkiye’nin IŞİD’le çeşitli ilişkiler içinde olduğu, bu örgüte destek verdiği gibi maksatlı ve art niyetli iddiaları dolaşıma sokuyor. Bu iddiaların hangi kirli hesapların ürünü olduğunu gayet iyi biliyoruz. Türkiye’nin bu konuda sürecin en başından beri nerede durduğu, nasıl bir tavır ortaya koyduğu belli. Daha önce Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD’i terör örgütü ilan etmiş bir hükümete bu iftira atılıyor.
Maalesef uluslararası toplumun bu kayıtsızlığı bölge insanına çok acı bedeller ödetmiş, yüz binlerce insan canından olmuş, şehirler yıkıma uğramış, toplumların farklı kesimleri arasındaki düşmanlıklar had safhaya yükselmiş durumda.”
Ülke olarak, bu ateşin söndürülmesi, masum canların canına kasteden zorbalıkların ve terör yapılanmasının bertaraf edilmesi için her türlü adımı atmaya hazır olduklarını vurgulayan Davutoğlu, ”Ancak bu arayışların Türkiye’nin hassasiyetlerini gözetmesi ve meseleye nihai çözüm getirecek kapsamda olması gerekiyor. Aksi halde, yapılacak lokal operasyonlarla, alınacak palyatif tedbirlerle elde edilecek her netice, kısa zamanda akamete uğrayacak, önü alınan bir terör örgütünün yerine bir yenisi gelecektir” diye konuştu.
-”Hükümetinize güveniniz”
Bu meselede Türkiye’nin baştan beri tavrını açık şekilde ortaya koyduğunu, kendi sözünü söylediğini belirten Davutoğlu, ”Siz vatandaşlarımızdan ricam, belirli çevrelerden yayılan maksatlı ve art niyetli spekülasyonlara kesinlikle prim vermemeniz, hükümetinize güvenmenizdir” dedi.
Türkiye’ye zarar verecek, insanları tehlikeye atacak, menfaatleri zedeleyecek hiçbir girişime ”olur” vermelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
”Herhangi bir adım atılacaksa ve Türkiye’nin de bu ortak yapı içinde herhangi bir rol alması isteniyorsa, şartlarımız ilk günden beri zaten bellidir. Burada üç temel şartımız var. Birincisi ve en önemlisi ülkemizin ulusal çıkarları ve güvenliğidir. Bunu temin etmek için her türlü önlemi alırız. Bunu yaparken de aziz milletimiz dışında kimseye sormayız, kimseye hesap vermeyiz.
İkincisi tarihten gelen bir görevle mezhep, ırk, dil ve din farkı gözetmeksizin komşularımızdan gelen tüm akrabalarımıza insanlık adına sahip çıkarız. Bizim gönlümüz de kapımız da 500 yıl önce de dara düşenlere açıktı bugün de açık. Bu aziz ve yüce gönüllü milletimiz hiçbir zaman mazluma kayıtsız kalmamıştır.
Üçüncüsü ise bölgesel istikrar. Biz bu coğrafyada istikrar, refah ve güvenli bir gelecek istiyoruz. Bunun için de uluslararası toplumla gerekli her türlü işbirliğine hazırız. Ancak sorunu çözmek için bütünlüklü bir strateji geliştirilmesi şarttır. Yarım çözümler daha büyük sorunları da beraberinde getirecektir.”
-”Umutları kırmamak bizim için bir onur meselesidir”
Bugün böyle bir ateş çemberinin yanı başında Türkiye’nin bir istikrar adası olma niteliğini sürdürdüğünü ifade eden Davutoğlu, ”Yakın çevremizdeki bu yangınlardan biz de ülke olarak elbette etkileniyoruz, bölgede ateş altında bulunan siviller Türkiye’yi bir kurtuluş kapısı olarak görüyor. Ait olduğumuz medeniyet, inandığımız ahlaki ilkeler, nesilden nesile aktardığımız insani değerler, zorda kalanın yanında olmayı bir mukaddes görev olarak omuzlarımıza yüklüyor” diye konuştu.
Tarih boyu millet olarak bu çizgide yüründüğünü, geleceğe de böyle yürünüleceğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
”Sınırımıza gelen, kapımızı çalan, yardım için elini uzatan bu insanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız, dostlarımız, komşularımız. Bu asrın başında aynı devletin vatandaşları, aynı cephenin askerleri, aynı mefkurenin takipçileriydik. Ecdadımız Çanakkale’de, Yemen’de, Trablusgarp’ta omuz omuza vuruştular, aynı toprağa şehit düştüler.
Şimdi dara düştüğünde kim olduğuna, neye inandığına, soyuna, mezhebine, kültürüne hiç bakmadan yardım elimizi uzatmak, kapımızı açmak ve bize bağlanan umutları kırmamak bizim için bir onur meselesidir. Büyük bir devlet olmanın, şerefli bir millet olmanın gereği budur. Bize güvenen hiçbir kardeşimiz, dostumuz bu kapıdan başı eğik, gönlü kırık ayrılmayacak, zalimlerin kucağına geri dönmeye zorlanmayacaktır. Türkiye’nin buna yetecek gücü de vardır, imkanı da vardır.”
-”Gereken tedbirler alınıyor”
Geçen hafta sadece Kobani’den Türkiye’ye gelen mülteci sayısının neredeyse 160 bini aştığını belirten Davutoğlu, ”Bunlar çok büyük ekseriyetle Kürt kardeşlerimiz. Savaştan, ateşten, zulümden, yokluktan kaçıyor; umut olarak gördükleri Türkiye’ye sığınıyorlar. Şu teyzelerin, çocukların dramına hangi yürek sessiz kalabilir. Kapıda bu kardeşlerimizi Mehmetçik karşılıyor aziz milletimiz adına onları bağrına basıyor ve her türlü ihtiyacı ile ilgileniyor. Başta AFAD olmak üzere Kızılay ve tüm kuruluşlarımız canla başla bu yarayı sarmak için seferber olmuş durumda” diye konuştu.
Şu anda Suriye’den, Irak’tan, Filistin’den toplam 1,5 milyondan fazla mültecinin Türkiye’de misafir edildiğini, tabiatıyla birçok ihtiyaçlarının olduğunu, bunların tespit edildiğini, alınması gereken tedbirlerin alındığını aktaran Davutoğlu, ”Bunlar olağanüstü durumlardır aziz vatandaşlarım, bazı sıkıntılar çıkabilir; ama ülke olarak, devlet olarak bunları aşacak tecrübeye de, imkanlara da sahibiz. Milletimizin bu hamiyetperver tavrının gelecek zamanlarda ülkemiz için ne büyük hayırlar, büyük bereketler getirdiğini inşallah hep birlikte yaşayıp göreceğiz” ifadelerini kullandı.
-”İlk günkü kadar kararlıyız”
Bir önceki hükümet döneminde başlattıkları ve önemli mesafe aldıkları “Çözüm Süreci”ni bu yeni dönemde de hayırlı bir neticeye bağlamakta ilk günkü kadar kararlı olduklarının altını çizen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Bu hayırlı sürecin seyrini etkilemek, buradan menfaat temin etmek, hatta her fırsatı kullanarak var olan olumlu havayı dağıtmak üzere gayret gösteren çeşitli art niyetli çevreler var. Bunlar tahmin etmediğimiz, öngörmediğimiz girişimler değil; bunları da hesaba katarak yola çıktık. Çözüm sürecinin bugün Ortadoğu’nun tek başarı hikayesi olduğunu herkesin iyi bilmesi, atılan her türlü iyi niyetli adımı özenle ele alması lazım.
Uzun yıllardır maruz kaldığımız bu çatışma ortamının bize millet olarak neler kaybettirdiğini, bölgede yaşayan insanlarımıza ödettiği ağır bedelleri iyi düşünmeliyiz. Biz bu topraklarda yeniden kardeşlik ikliminin hüküm sürmesini, kardeşin kardeşi kırdığı çatışma ortamının artık sona ermesini istiyoruz. Kan dökülmesin, canlar yanmasın, ocaklar sönmesin, çocuklar öksüz, analar evlatsız kalmasın istiyoruz. Bu kavganın kimseye yararı yok; en büyük bedeli de bölge insanı ödüyor. El ele, omuz omuza vererek, bunca kayıp yılın açığını kapatalım, bu bölgelerimizi kalkındıralım, işsiz gençlerimize istihdam alanları açalım istiyoruz.”
-”Bu konuda kararlıyız”
Ne kadar kalp kırıklıkları varsa, ne kadar mağduriyet, mahrumiyet varsa hepsini gidereceklerini vurgulayan Davutoğlu, ”Bu konuda kararlıyız ama en önemlisi samimiyiz. Bugün çözüm sürecine her zamankinden daha fazla inanıyoruz. Ancak konuyla ilgili herkesin bilmesi gereken bir şey daha var; hiç kimsenin bu süreci bahane ederek kamu düzenini bozacak girişimlerde bulunmasına da asla izin vermeyiz” diye konuştu.
Çözüm süreci ile kamu düzeninin birbirinin alternatifi olmadığını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
”Bizim bu ülke için, bu ülkenin insanları için yerine getirmemiz gereken çok temel görev ve sorumluluklarımız var. Temel görevlerimizden biri ülke güvenliğinin ve asayişin sağlanmasıdır. Buna yönelik her türlü tehdit girişimine karşı da gerekli tedbir almaktır. Bu tedbirleri almak noktasında en ufak bir tereddüdümüz olamaz.
Hangi soruna çözüm bulacaksak, bunu bu ülkenin selametini her şeyin önüne koyarak bulacağız. Herkes bu özeni gösterirse kısa zamanda bu mesele bir daha dönmemek üzere gündemimizden çıkar, bu topraklarda yeniden kardeşlik rüzgarları esmeye başlar. Her adım için ayrı ayrı hesabımızı yaptık, stratejilerimizi belirledik, inşallah kısa zamanda somut sonuçlarını da göreceğiz. Türkiye’yi çok güzel günlerin beklediğine dair inancım tamdır.”
-“Halihazırda 91 bin esnafımızın kefalet kooperatiflerine 461 milyon lira anapara borcu, buna ilave olarak 400 milyon lira tutarında bir de gecikme borcu bulunuyor. 31 Ekim’e kadar borcunun anapara kısmını ödeyecek olan esnaf ve sanatkarımızdan 400 milyon liralık faiz bedelinin alınmaması karara bağlandı”
-“Biliyorum, üniversite hocalarımız, akademi dünyası benden güzel bir haber bekliyor. Hiç merak etmeyin. Üniversite kadrolarının durumlarını iyileştirmek için çalışmalarımız sürüyor. En kısa zamanda yükseköğrenimde maaşlarda hissedilir bir artışın müjdesini de vereceğiz”
-“Uyuşturucuyla mücadelenin ilkesel ve yapısal çerçevesini belirledik, kısa, orta, uzun vadeli hedeflerimizi oluşturduk”
-“Bu süreç, uyuşturucuyla mücadelede yeni bir dönemin başlangıcıdır, gereken neyse yapacağız, çocuklarımızı çetelerin ve uyuşturucu tüccarlarının ellerine kesinlikle bırakmayacağız. Bizim için uyuşturucu tacirleri ile dağdaki terörist arasında hiç bir fark yoktur. Bunu herkesin bilmesini istiyorum”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, halihazırda 91 bin esnafın kefalet kooperatiflerine 461 milyon lira anapara, buna ilave olarak 400 milyon lira tutarında bir de gecikme borcu bulunduğunu belirterek, “31 Ekim’e kadar borcunun anapara kısmını ödeyecek olan esnaf ve sanatkarımızdan 400 milyon liralık faiz bedelinin alınmaması karara bağlandı” dedi.
Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan “Yeni Türkiye Yolunda” konuşmasında, “Çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz ve genç bir nüfusumuz var. Bu büyük potansiyeli, bu büyük enerjiyi, iç çekişmelerle tüketmek yerine, 2023 vizyonu çerçevesinde belirlediğimiz hedeflere yönelteceğiz” ifadesini kullandı.
Önce insan yetiştireceklerini, en çok ve en önce insana yatırım yapacaklarını vurgulayan Davutoğlu, ”Yeni Türkiye”yi ahlaklı, dürüst, bilgili, donanımlı, sorumluluk almaktan, inisiyatif kullanmaktan kaçmayan yeni nesillerle geleceğe taşıyacaklarını, onlara en iyi seviyede eğitim imkanları sağlayabilmek adına hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacaklarını aktardı.
Davutoğlu, iki hafta önce yeni eğitim öğretim yılını bu umut ve kararlılıkla açtıklarına işaret ederek, 20 milyonu aşkın öğrencinin yeni bir heyecanla ve yine büyük beklentilerle ders başı yaptıklarını söyledi.
“Tek tek her çocuğumuza yeni umutlar verecek, nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar hepsine çok daha ileri hedefler göstereceğiz” diyen Davutoğlu, hükümetleri döneminde eğitimin bütçeden aldığı payı en üst düzeye çıkardıklarını vurguladı.
“Eğitim için yapmamız gereken neyse bihakkın yapacağız, eksiklerimiz neyse gidereceğiz, ideal seviyeyi mutlaka yakalayacağız” ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Bugün okullarımızda 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde her alanda Türkiye’nin sorumluluğunu taşıyacak olan, Türkiye’yi yönetecek olan nesilleri yetiştiriyoruz.
Bu eğitim öğretim yılına 40 bin yeni öğretmenimizin görev yerlerine atamalarını gerçekleştirerek başladık, bu katılımla birlikte toplam öğretmen sayımız 853 bine yükselmiş oldu. Biliyorum, üniversite hocalarımız, akademi dünyası benden güzel bir haber bekliyor. Hiç merak etmeyin. Üniversite kadrolarının durumlarını iyileştirmek için çalışmalarımız sürüyor. En kısa zamanda yükseköğrenimde maaşlarda hissedilir bir artışın müjdesini de vereceğiz.
Bu vesileyle tüm eğitim camiamıza, öğretmenlerimize, öğrencilerimize, velilerimize yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını diliyor, bütün öğretmenlerimizi bir öğretmen olarak muhabbetle kucaklıyorum.”
-Özel gündem maddeleri
Davutoğlu, Türkiye’nin değişim dinamikleri çok güçlü, çok hareketli bir ülke olduğuna dikkati çekerek, zaman içinde bu dinamizmin getirdiği pek çok yeni durumun, eğilmeleri gereken pek çok yeni meselenin ortaya çıktığını belirtti.
Bu çerçevede göreve başladığı günden itibaren tek tek bakanlıklardan, çeşitli kurumlardan, sivil örgütlerden ve çeşitli sektör yönetimlerinden brifingler almaya başladığına değinen Davutoğlu, bir yandan durum tespiti yaparken bir yandan da her alana ilişkin eylem planları, stratejiler geliştirdiklerini dile getirdi.
“İlave olarak, yeni bir uygulamayla her hafta Bakanlar Kurulu toplantılarında bir sosyal meseleyi özel bir gündem maddesi olarak ele alıp etraflıca değerlendirmeyi kararlaştırdık” diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Ele aldığımız ilk konu maalesef üzücü bir haberin, Şişli’deki asansör kazasının ardından kendiliğinden ortaya çıktı. Ülkemizde ne yazık ki her yıl çok sayıda iş kazası meydana geliyor ve çok sayıda insanımızı bu kazalarda kaybediyoruz. Bu kazaların büyük bir kısmı ihmal ve tedbirsizliklerden, iş güvenliğinin gerektirdiği şartlara riayet edilmemesinden ama en çok da eğitim eksikliğinden dolayı meydana geliyor.
Bakanlar Kurulumuzun ilk özel gündem maddesi olarak iş güvenliği konusunu bakan arkadaşlarımızla birlikte detaylı olarak ele aldık. Daha sonra da işçi ve işveren kuruluşları ile bir araya geldik ve bu kabul edilemez tabloyu değiştirmek üzere çok yönlü bir yol ve eylem planı belirledik. Çalışan kesimlerimizin bu konudaki, denetimin mükemmelen yapılması çok önemli. Yasal mevzuat tek başına yeterli olmuyor aziz vatandaşlarım, uygulamanın da çok dikkatli yapılması lazım. Kurallara uymayanlara caydırıcılığı olacak şekilde yaptırımları artıracağız, ayrıca iş güvenliğini tesis eden, çalışanların iş güvenliği tedbirlerini eksiksiz alan işyerlerimizi de ödüllendireceğiz. Aksaklıkların nereden kaynaklandığını ve iş güvenliği alanında neye ihtiyaç bulunduğunu, işçi ve işveren taraflarını, sendikalarımızı mutlaka sürece katarak kararlılıkla harekete geçeceğiz.”
Davutoğlu, daha sonraki hafta Bakanlar Kurulunda AB eylem planını gündeme aldıklarını ve süreci hızlandırmak adına neler yapılabileceğini masaya yatırdıklarını anlatarak, Türkiye’nin bu konuda üzerine düşen ciddiyeti her zaman gösterdiğini belirtti. Davutoğlu, bundan sonra belirledikleri üç aşamalı eylem planı doğrultusunda artan yoğunlukta bu çalışmaları sürdüreceklerini aktardı.
Son Bakanlar Kurulunun özel gündem maddesinin ise nesilleri tehdit eden uyuşturucuyla mücadele meselesi olduğunu ifade eden Davutoğlu, bugün birçok toplumu zehirleyen uyuşturucunun insan hayatını tehdit eden büyük bir felaket habercisi konumunda bulunduğunu söyledi.
Bakanlar Kurulunda meseleyi bütün boyutlarıyla değerlendirdiklerini dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uyuşturucuyla mücadelenin ilkesel ve yapısal çerçevesini belirledik, kısa, orta, uzun vadeli hedeflerimizi oluşturduk. Uyuşturucu tehdidinin ortaya çıkmasını engelleyici faaliyetlerin yer alacağı ‘koruyucu aşama’, polisiye ve asayiş tedbirlerini içeren ‘önleyici-engelleyici aşama’ ve nihayet ‘rehabilitasyon ve tedavi aşaması’ndan müteşekkil üç aşamalı bir eylem planı hazırladık. İlgili bakanlıklarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın ve diğer kurumlarımızın katılımlarıyla belirli aralıklarla ‘Uyuşturucu ile Mücadele Şurası’ toplanması konusunda da mutabık kaldık. İlkini inşallah kasımda bizzat benim katılımımla yapacağız. Bu süreç, uyuşturucuyla mücadelede yeni bir dönemin başlangıcıdır, gereken neyse yapacağız, çocuklarımızı çetelerin ve uyuşturucu tüccarlarının ellerine kesinlikle bırakmayacağız. Bizim için uyuşturucu tacirleri ile dağdaki terörist arasında hiç bir fark yoktur. Bunu herkesin bilmesini istiyorum.”
Başbakan Davutoğlu, “Ve tam da burada, beni izleyen annelerimize seslenmek istiyorum. Hiçbir önlem aziz anneler, hiçbir yasa sizin yavrularınıza göstereceğiniz şefkatten, ilgiden daha etkili olamaz. Bu uyuşturucu belasının en önemli çözümü ailelerin çocuklarını sahiplenmesidir” değerlendirmesinde bulundu.
-Esnafa bayram müjdesi
“Bu ilk buluşmamızın sonunda esnaf kardeşlerimize Ahi Evran Haftası vesilesiyle bir bayram müjdesi vererek sözlerimi tamamlamak istiyorum” diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Halihazırda 91 bin esnafımızın kefalet kooperatiflerine 461 milyon lira anapara borcu, buna ilave olarak 400 milyon lira tutarında bir de gecikme borcu bulunuyor. Bu konuda esnafımızı rahatlatabilmek adına Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız bir süredir Türkiye Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği ile görüşmeler yürütüyordu. Bu görüşmelerden elhamdülillah olumlu netice alındı ve 31 Ekim’e kadar borcunun anapara kısmını ödeyecek olan esnaf ve sanatkarımızdan 400 milyon liralık faiz bedelinin alınmaması karara bağlandı. Bu güzel haberin esnaf kardeşlerimiz için inşallah hayırlı olmasını diliyorum.”
Bütün çalışan kesimlerin, emekçilerin, bütün vatandaşların yüzlerini güldürecek adımları atmaya devam edeceklerini belirten Davutoğlu, “Yarınlar adına umutlarımızı hep taze tutalım ve bu ülke için sadece güzel hayaller kuralım” diye konuştu.
Türkiye’nin medeniyet yürüyüşünde adımlarını bundan sonra çok daha hızlı atacağını ve millet iradesinin her alanda tecelli etmeye devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Buna hiç kimsenin, hiçbir gurubun, çevrenin gölge düşürmesine asla izin vermeyeceğiz. Her türlü vesayet odağının son kullanım tarihi artık bitmiştir, bu millet her türlü dayatmalardan, baskılardan artık azadedir. Yolumuz açıktır, ufkumuz açıktır, Allah bahtımızı da açık etsin.
Bu vesileyle arifesinde olduğumuz mübarek Kurban Bayramı’nın insanlarımız, ülkemiz ve İslam alemi için hayırlı olmasını niyaz ediyor, dostluk ve kardeşlikle gönüllerimizin şenlenmesini diliyorum. Sevgilerimi, saygılarımı, muhabbetlerimi sunuyorum. Allah’a emanet olun.”
Çanakkale
Yeşim Karadağ İstifalara Açıklık Getirdi

AK Parti Çanakkale İl Başkanlığı’nın 6. Olağan Kongresi’nden sonra yaşanan istifa tartışmaları önceki gün İl Başkanı Yeşim Karadağ’ın açıklamalarıyla netliğe kavuştu. Karadağ’ın açıklamasıyla yönetim listesinde bulunan 3 kişinin istifası doğrulanırken akıl yoksunu sözde bir gazetecinin sitesinde dile getirdiği “FETÖ iltisakı olan 7 kişi istifa edecek” haberi ise yalanlanmış oldu.
İl Yönetim listesi yapılırken her ilde olduğu gibi Çanakkale’de de listeye girmesi muhtemel kişiler hakkında güvenlik soruşturmalarının Genel Merkez tarafından yapıldığı ve listeye girmiş hiçbir kişi hakkında olumsuz bir görüş gelmediği bilinirken bir akıl yoksunu tarafından dile getirilen iddianın altında Karadağ’a karşı yürütülen kara propagandanın olduğu düşünülüyor.
Karadağ açıklamasında Zeyyat Volkan Bayram, Vural Bulut ve Vahap Özsüer’in istifa ettiğini dile getirdi. Zeyyat Volkan Bayram’ın istifa nedenini “Bizim teşkilatlarda birlikte çalıştığımız arkadaşımız kardeşimizdir. Biz Zeyyatı yedek listemizin en sonuna yazmıştık. Bu listeyi yaparken en zoru yedek listeyi yapmaktır. Zeyyat’a nazımızın geçeceğini düşünerek biz böyle bir yere yazdık. Herkesin her an ruh hali aynı olmuyor. Zeyyat bir açıklama yaptı ardından istifa açıklaması yaptı. Ben Zeyyat’ı biliyorum, her ne kadar istifa etmişse de; kendisinin partinin vereceği her görevi yerine getireceğini, desteğini bizlerden esirgemeyeceğini biliyoruz.” sözleri ile açıklayan Karadağ’ın Vural Bulut’un istifa nedenini ise kanuni bir zorunluluk olarak belirtti. Zira 2547 Sayılı kanuna göre her ne kadar akademisyenler partilere üye olabilseler de sadece partilerin merkez organlarında görev alabiliyorlar. Bu sebeple Vural Bulut’un bu kanuni zorunluluk sebebiyle istifa ettiği dile getirildi.
Diğer yandan Karadağ’ın istifa ettiğini dile getirdiği Vahap Özsüer’in nedeni ise şöyle açıkladı:
“Vahap benimle birlikte çalışan bir kardeşimiz. Partimizde çok emeği olan bir kardeşimizdir. Kongre sonrasında onun adı geçerek bir gereksiz bir haber yapılma durumu oluştu. Kendisi de isminin gelmesinden kaynaklı olarak vekillerimize, partimize, il yönetimimize sıkıntı vermemek için istifa etmiştir. Her üç arkadaşımızın da istifa kararlarına saygı duyuyorum”
Genel
675 Sayılı İhraç ve İade KHK’sı Yayımlandı

29 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 675 sayılı KHK ile yeni ihraç edilenler ve görevlerine iade edilenlere ait listeler yayımlandı. İşte 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin tam metni.
29 Ekim 2016 CUMARTESİ
Resmi Gazete
Sayı : 29872
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI TEDBİRLER ALINMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME
Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirler alınması; Anayasanın 121 inci maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 3/10/2016 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkümiyet kararı aranmaksızın, rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.
Emekli Emniyet Teşkilatı personeline ilişkin tedbirler
MADDE 2- (1) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun 55 inci maddesinin ondokuzuncu ve yirminci fıkraları ile geçici 27 nci maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilenler, kendi isteğiyle emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ve ekli (2) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır. Bu kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler; ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, emekli polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
Göreve iade edilen kamu görevlileri
MADDE 3- (1) Ekli (3) sayılı listede yer alan kamu görevlileri 25/7/2016 tarihli ve 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı listenin ilgili sıralarından çıkarılmıştır.
(2) Ekli (4) sayılı listede yer alan kamu görevlileri 15/8/2016 tarihli ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı listenin ilgili sıralarından çıkarılmıştır.
(3) 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin hükümleri ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci ve 3 üncü maddelerinin hükümleri, bu maddede belirtilen kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ilgili kanun hükmünde kararnamenin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere ortadan kalkmış sayılır. Söz konusu personelden bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren on gün içerisinde göreve başlamayanlar çekilmiş sayılır. Bu kapsamda göreve başlayanlara kamu görevinden çıkarıldıkları tarihten göreve başladıkları tarihe kadar geçen süreye tekabül eden mali ve sosyal hakları ödenir. Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz. Bu personelin görevlerine iadesi, kamu görevinden çıkarıldıkları tarihte bulundukları yöneticilik görevi dışında öğrenim durumları ve kazanılmış hak aylık derecelerine uygun kadro ve pozisyonlara atanmak suretiyle de yerine getirilebilir. Bu maddeye ilişkin işlemler ilgili bakanlık ve kurumlar tarafından yerine getirilir.
Yurtdışında öğrenim görenler
MADDE 4- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna tabi öğrencilerden, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ve ekli (5) sayılı listede yer alanların öğrencilikle ilişikleri kesilmiştir. Bunlar hakkında 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin
4 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Bunların bu kapsamda gördükleri eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmaz ve bunlar söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamazlar.
(2) 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereği öğrencilikle ilişikleri kesilmiş olanlardan bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (6) sayılı listede yer alanlar, 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (2) sayılı listenin ilgili sıralarından çıkarılmıştır. 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi, bu kişiler bakımından tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren ortadan kalkmış sayılır.
Yayın kuruluşları
MADDE 5- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan haber ajansları, gazeteler ve dergiler kapatılmıştır. 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri bu kurum ve kuruluşlar hakkında da uygulanır.
(2) 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği kapatılan özel radyo ve televizyonlar ile gazetelerden ekli (8) sayılı listede yer alanlar, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (2) ve (3) sayılı listelerin ilgili sıralarından çıkarılmıştır. 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, bu kurum ve kuruluşlar bakımından söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden itibaren tüm hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış sayılır.
İptal edilen geçiş işlemleri
MADDE 6- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarih itibarıyla;
a) Kuvvet Komutanlıkları tarafından temin faaliyeti tamamlanmamış olan subay ve astsubay adayları ile sözleşmeli subay ve astsubay adayları hakkındaki işlemler iptal edilmiştir.
b) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 109 uncu maddesi uyarınca astsubaylıktan subaylığa; 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 15 inci maddesi uyarınca uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş aşamasında olan ancak nasıpları onaylanmamış adayların statüye geçiş işlemleri iptal edilmiştir.
(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamında işlem tesis edilenlerden herhangi bir tazminat alınmaz.
Rütbeleri alınan askeri yargı mensupları
MADDE 7- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımı tarihinden önce 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesi uyarınca ilgili kurul veya komisyon tarafından meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilen Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi daire başkanı ve üyeleri ile askeri hakimler ve 26/10/1963 tarihli ve 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununun ek 14 üncü maddesi uyarınca görevlerine son verilen askeri hakim adaylarının askeri rütbeleri, mahkümiyet kararı aranmaksızın alınmıştır.
Banka ve finans işlemlerinde cezai sorumluluk
MADDE 8- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara ve/veya faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilen şirketlere veya işlem tarihi itibarıyla FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğunun değerlendirildiğine dair Maliye Bakanlığı tarafından hakkında bildirimde bulunulmayan gerçek ve tüzel kişilere, ilgili mevzuatı uyarınca sağlanan fon, kredi ve benzeri finansal hizmetlerden dolayı banka ve finans kuruluşları ile çalışanlarına cezai sorumluluk yüklenemez. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir.
Kayyım atanması
MADDE 9- (1) FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde elliden daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanır.
Peşin ödenen aylıklar ve mecburi hizmet
MADDE 10- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar ile 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi uyarınca öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin;
a) Çıkarıldıkları veya öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği aya ilişkin olarak peşin ödenen mali ve sosyal haklarının çıkarılma tarihinden sonraki günlere tekabül eden kısımları geri alınmaz.
b) Mecburi hizmet yükümlülükleri ve mecburi hizmete bağlı borç yükümlülükleri ortadan kalkar, buna ilişkin dava ve borç takibi işlemlerine son verilir. Bunlardan alınmış olan yüklenme senetleri ve muteber imzalı müteselsil kefalet senetlerinde yazılı olan tutarlar, ilgili kamu personelinden yahut kefillerinden talep ve tahsil edilmez.
(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki mali ve sosyal haklardan bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihe kadar tahsil edilmiş olan tutarlar geri ödenmez.
(3) Bu madde kapsamında sonlandırılan davalarda vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmez, hükmedilenler tahsil edilmez.
Atanan kayyım ve yöneticilerin sorumluluğu
MADDE 11- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı nedeniyle kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ve şirketlere atanan kayyımlar ile mevzuatı gereği ilgili kurumlar tarafından görevlendirilen yöneticiler ve tasfiye memurlarına, atandıkları veya görevlendirildikleri kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ve şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarının, her türlü işçi alacakları ile diğer mevzuattan kaynaklanan borçlarının ödenmemiş olması nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemez. Ayrıca, bu kişiler hakkında 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35 inci ve mükerrer 35 inci maddeleri ile 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.
Muvazaalı devir işlemleri
MADDE 12- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonlarının faaliyetlerinin sürdürüldüğü dönemde üzerlerinde bulundukları, mülkiyeti kapatılanların sahibi gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazlardan 1/1/2014 tarihi ila bahse konu yerlerin kapatılma tarihleri arasında üçüncü kişilere devri yapılmış olan ve üzerinde kapatılanlar tarafından aynı faaliyete kapatılma tarihi itibarıyla devam edilen taşınmazların devir işlemleri muvazaalı kabul edilir ve tapuda ilgisine göre Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak resen tescil edilir.
Soruşturma süreleri
MADDE 13- (1) 15/7/2016 tarihinden 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla olağanüstü halin ilan edilmesine kadar geçen süre zarfında ve olağanüstü halin devam ettiği süre içinde görevden uzaklaştırılanlar hakkında ilgili mevzuatta bu tedbir için öngörülen süre sınırlaması, olağanüstü hal süresince uygulanmaz.
Gazilik unvanı verilenler
MADDE 14- (1) 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir.
İhraç edilen personelin bildirilmesi
MADDE 15- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar, işlem tarihinden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce birinci fıkrada belirtilen gerekçe ile meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içerisinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Dava ve takip usulü
MADDE 16- (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.
Değişiklik hükümleri
MADDE 17- (1) 25/7/2016 tarihli ve 669 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 107 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki (d) bendi ile beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş ve dokuzuncu fıkrasında yer alan “öğrenci harçlıkları” ibaresi “misafir askeri personel ve öğrencilerin maaş, harçlık ve her türlü giderleri” şeklinde değiştirilmiştir.
“ç) Sözleşmeli olarak görev yapanlar, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde aynı şekilde sözleşmeli olarak görev yapmaya ve ücret almaya devam ederler.
d) 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanuna göre çalışmakta olanlar anılan Kanun hükümleri çerçevesinde muvazzaf subaylığa ve muvazzaf astsubaylığa geçirilmiş sayılır ve bu maddedeki muvazzaf subay ve muvazzaf astsubaylarla ilgili hükümlere tabi olurlar.”
“Ancak ilgili personelin Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi arasındaki geçişleri kurum değişikliği sayılmaz.”
(2) 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kefaletten doğmaması” ibaresi “asıl borçlu ve diğer kefiller hakkında kesin aciz vesikası bulunan haller hariç olmak üzere kefaletten doğmaması” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin altıncı fıkrasına “eğitim” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve sağlık” ibaresi eklenmiştir.
(3) 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Bu sınavdan kaynaklanan davalarda hasım gösterilen idareler aleyhine herhangi bir tazminata, avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmolunmaz. Bu madde hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sınav sorularının ve/veya cevaplarının bazı adaylar tarafından hukuka aykırı bir şekilde sınav öncesinde ya da sınav sırasında elde edildiği gerekçesiyle adli soruşturmaya veya yargılamaya konu olan sınavlar için de uygulanır.”
(4) 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(3) Birinci fıkra kapsamında tazminat hakkından yararlandırılanlar, 3713 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında aylık bağlama şartı oluşan sivillere 3713 sayılı Kanunla sağlanan tazminat, aylık bağlama hakları ve 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki ek tazminat hakkı dışında kalan haklardan ve ilgili mevzuatında sağlanan diğer haklardan aynı şekilde yararlandırılır. Bu hakların kullandırılmasında aylık bağlama şartı aranmaksızın en düşük malüliyet derecesi esas alınır.”
(5) 15/8/2016 tarihli ve 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 19 uncu maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi uyarınca verilen elkoyma ve tedbir kararları, kayyım yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devriyle birlikte kendiliğinden kalkar.”
(6) 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 20 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu madde kapsamında Fon tarafından atanan veya görevlendirilenler hakkında ve bu kapsamda icra edilen iş ve işlemler hakkında 25/7/2016 tarihli ve 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37 nci ve 38 inci maddeleri uygulanır.”
Yürürlük
MADDE 18- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi hükümleri 15/10/2016 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 19- (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.