Genel
İslam Kardeşliği
Bu yazı tumhaber.com’dan alıntılanmıştır.
Dünyanın sevgiye ve kardeşliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bugün dünyaya hakim olan küresel-liberal kapitalizm, her şeyi maddi verilerle değerlendirdiği, hedef olarak çok kazanmayı, sınırsız tüketmeyi ve hayat felsefesi olarak salt menfaatçiliğe dayalı pragmatizmi gösterdiği için insanlar neredeyse tamamen bireyselleşmiş, bunun sonucunda yalnızlaşan, yalnızca kendisini düşünen bir varlık haline gelmiştir. Bütün bunlar insanlardaki kardeşlik duygularını zayıflatmış, insanı ve toplumu çok çeşitli maddi-manevi sorunların pençesine atmıştır.
İnsanı ve toplumu koruyan, geliştiren, var oluşunu ve hayatiyetini sağlayan çok çeşitli değerler vardır. Din, dil, vatan, bayrak, ortak ideal gibi bu unsurların korunması ve geliştirilmesi hayati önem taşımaktadır. Kim ne derse desin bizi bir arada tutan değerlerin başında bin yıldır bayraktarlığını yaptığımız dinimiz İslam gelmektedir. İslam ülkemizin ve milletimizin en kuvvetli çimentosudur. İslam’ın en önem verdiği hususların başında da kardeşlik hukuku ve kardeşlik bağlarının tesis edilerek kuvvetlendirilmesi gelmektedir.
Öncelikle bir Dinler Tarihçisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bugün dünya üzerindeki dinlerden hiçbiri kardeşliği İslam Dini kadar ön planda tutmamış ve bunu İslam’ın gerçekleştirdiği ölçüde gerçekleştirmeye muvaffak olamamıştır. Bizler de Müslümanlar olarak içinde yaşadığımız problemlerden ve bunalımlardan kurtulmak istiyorsak İslam kardeşliğini hayatımızda yeniden tesis etmek ve bunu daha da kuvvetlendirmek zorundayız. Başka çaremiz yoktur. Yoksa günümüzde maalesef örnekleri görüldüğü gibi kardeşlik unsurlarının yerini etnik, mezhepçi, hizipçi, cemaatçi, gurupçu yaklaşımlar alacak ve Allah korusun toplumumuz çözülme noktasında bundan büyük yara alacaktır.
İşte bu yüzden her fırsatta İslam kardeşliği söylemini tekrarlıyoruz. İslam kardeşliği, kuruluşunu başka hiçbir şey değil, yalnızca “takva” anlayışı üzerinde şekillendiren bir kardeşliktir. Sırf bu yüzden tüm ayrışmaları dışarıda bırakacak bir güce sahiptir ve Müslümanlar arasında en güçlü bağ haline gelerek akrabalık bağlarından daha güçlü bir fonksiyon icra etmiştir. Nitekim bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O’ndan en çok korkanınızdır/O’na karşı en fazla takva sahibi olanınızdır”. (Hucurat 49/13). Yine bir Dinler Tarihçisi olarak bu ayet-i kerimenin müthiş bir ayet olduğunu ve hiçbir dinin kutsal kitabında bu şekilde bir ayetin bulunmadığını söylemeliyiz. Sırf bu ayetin tesiriyle -adeta çarpılan ve- Müslüman olan Batılılar vardır.
Dinimiz “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete eresiniz.” (Hucurat 49/10) ayetiyle ekonomik ve sosyal statülerine bakmaksızın bütün müminleri kardeş ilan etmiştir. Burada bu ayet ile ilgili çok kısa grametik bir inceliğe dikkat çekmek istiyoruz. “Müminler ancak kardeştirler” cümlesi Arapçada isim cümlesidir, fiil cümlesi değildir. Çünkü fiil cümlesi oluş ve bitiş bildirirken isim cümlesinde devamlılık söz konusudur. Yani müminlerin kardeşliği geçmişte olmuş bitmiş veya gelecekte olacak bitecek bir olay değildir. Müminler geçmişte kardeşti, şimdi de kardeştirler ve gelecekte de kardeş olacaklardır. Bunun yanında ayetin başında “innema” şeklinde hasr edatı vardır. Yani müminler yalnızca kardeştirler, başka bir şey değil. Bu, gerçek anlamda kardeşliği müminlerden başkasının gerçekleştiremeyeceğine de işaret etmektedir.
İslam kardeşliğinden bahseden diğer bazı ayetler de şunlardır:
“Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz”. (Ali İmran 3/103).
Ayet-i kerime çok önemli bir hususa işaret etmektedir ki o da Müslümanların Allah’ın ipine sımsıkı sarılarak bölünüp parçalanmamaları gereğidir. Her devirde olduğu gibi bugün de Müslümanlar için en büyük tehlike cemaatlere, guruplara, hiziplere ayrılıp birbirlerine düşmeleridir. Biz bu noktada Hindistanlı büyük alim Şah Veliyullah Dehlevî (ö. 1762) örneğini vermek istiyoruz. Huccetullâhu’l-Bâliğa isimli âbidevî dev bir eserin yazarı Şah Veliyullah’ın yaşadığı devir İngilizlerin Hindistan’ı işgalinin yaklaşık bir asır öncesidir. Devrinde Müslümanlar yukarıdaki ayet-i kerimenin tam zıddı olarak bölük pörçük olmuşlar ve birbirlerine düşmüşlerdir. Öyle ki bir gurup güçlenip palazlanması sonucu Delhi’ye saldırarak iktidarı ele geçirmektedir. Kimden? Diğer Müslüman kardeşlerinden. Böylelikle 10-15 yıl iktidarda kaldıktan sonra diğer bir Müslüman gurup yine Delhi’ye saldırarak iktidarı diğer Müslüman kardeşlerinden geri almaktadır. Bu sanki münavebeli/değişimli olarak uzun bir müddet böyle gitmiş, sonunda sanki Yüce Allah Müslümanlara bir ceza olarak başlarına İngilizleri musallat etmiştir. Bu, daha önce Endülüs’te/İspanya’da olanın aynısıdır. Endülüs’te de Müslümanlar Murabıtlar, Muvahhidler gibi şehir devletlerine ayrılıp bölünüp parçalanırken Kral Philip ve Kraliçe Elizabeth siyasal evlilik yaparak güçlerini birleştirmişlerdir. Sonuçta Müslümanlara saldırarak yaklaşık 400 yıl süren İspanya hakimiyetini sonlandırmışlardır. Aynı durum daha sonra Orta Asya’da da yaşanmıştır. Çarlık Rusya’sının sonlarında Orta Asya’da Müslüman Türkler Buhara, Semerkand ve Hive hanlıkları şeklinde şehir devletlerine ayrılmışlar, sonuçta Ruslara esir düşerek yaklaşık 100 yıl komünist hakimiyetinde kalmışlardır.
Bu açıklamalardan sonra kardeşlikle ilgili ayetlere göz atmaya devam edelim.
“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır”. (Ali İmran 3/105).
Görüldüğü üzere burada da bir önceki ayette olduğu gibi daha önce Yahudi ve Hıristiyanların birbirlerine düşüp parçalandıkları gibi ayrılıp parçalanmamamız gerektiği ihtar edilmektedir. Yoksa Allah’ın azabına uğramak içten bile değildir. Bu azabı her zaman uhrevi azap olarak düşünmemek gerekir. Dünyada çektiğimiz sıkıntılar da Allah’ın bir azabıdır.
“Müminlerin kalplerini birbirlerine O ısındırdı. Yoksa yeryüzünde ne varsa Sen hepsini harcasaydın yine de onların kalblerini (böylesine) ısındıramazdın. Lâkin Allah, kalplerini kaynaştırdı. Muhakkak ki, O azizdir, hakîmdir”. (Enfal 8/63).
Ayet kardeşliğin gerçekleşmesinde Allah’ın yardımını ve bunun ancak ve ancak Allah’ın kudretiyle olacağının asla göz ardı edilmemesini istemektedir. O halde bunun için Allah’ın yardımını istememiz, bu noktada kendimizi ön planda tutup nefsimize pay çıkarmamamız, yaptığımız şeylerin Allah’ın izni ve yardımıyla olduğunu bilmemiz gerekmektedir.
“Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vaz geçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir”. (Tevbe 9/71).
Bu ayet-i kerime bize, aralarında kardeşlik hukukunu gerçekleştiren müminlerin özelliklerini veriyor ki bunlar arasında “emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker” denilen “iyiliği emretme ve kötülükten vazgeçirme” prensibi bugün neredeyse unutulan prensiplerdendir. Bu o kadar önemli bir prensiptir ki bununla ilgili Hz. Peygamber “Ya iyilik ile emredip kötülükten nehyedersiniz veya Allah hayırlılarınızın başına şerlilerinizi musallat eder de hayırlılarınız bunun üzerine dua ederler ama duaları kabul olunmaz” (Hatîb, Ebu Hureyre Rh. Anh’dan) buyurarak adeta bugüne işaret etmiştir. Bu yüzden emr- bi’l-maruf için önce kişinin bunu kendi üzerinde yaşaması gerekirken Şafii alimleri bunu yaşamasının şart olmadığına kani olmuşlardır. Yani her hal u kârda iyiliye yöneltme ve kötülükten sakındırma görevi yerine getirilecektir.
Bu yazımızda sadece ayetler bağlamında incelediğimiz İslam kardeşliği, görüldüğü gibi yüce dinimizde birinci dereceden bir öneme sahiptir. İnşallah bir sonraki “Kardeşlik Yine Kardeşlik” başlıklı yazımızda da aynı konuya Hz. Peygamber’in hadis-i şerifleri ve İslam büyüklerinin sözleri bağlamında devam edeceğiz. Burada sonuçtan bir önceki sonuç olarak diyoruz ki: İslam kardeşliğini gerçekleştirmek zorundayız!.. Başka çaremiz yoktur!..
Genel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.
“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”
Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.
Genel
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.
1. Kimlik Belgesi Fotokopisi
2. Adli Sicil Kaydı
3. Banka Hesap Numarası
4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)
5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi
6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)
Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.
Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.
Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.
AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.
Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.
Genel
Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında, TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz
Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.
Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz
İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir
Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.
Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda, başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.
Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.
CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.
“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.
Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.
Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.
-
Genel6 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları
-
Kariyer7 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
-
Kariyer6 ay önce
ÇOMÜ’de 1406 Öğrenci İŞKUR Programından Faydalanacak!
-
Üniversiteler7 ay önce
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak