Homeros’un İlyada Destanı’ndaki en önemli kahramanlarından bir Hektor’dur. Hektor pekçok özelliği ile düşmanı Akhilleus’dan ayrılır. Bu özelliklerden en önemlisi onun insan olmasıdır. Buna karşın Akhilleus ise yarı-tanrıdır; ancak buna rağmen ikisinin de kaderleri aynıdır. Homeros, aslında kahramanlar arasında bir ayrım yapmaz; onları oldukları gibi sunmaya çalışır. Kahramanların sözleri, sözden de öte kendi kaderleridir aynı zamanda. Olmuşları olacakları acımasızca dile getirirler onlar. Hayatın damıtılmış bilgelikleridir dillerinden dökülen sözler. İlyada Destanı’nın en yalın kahramanı Hektor’un son sözleri de böyledir. Destanın XXII. kitabında, Hektor’un düşmanı Akhilleus tarafından öldürülmeden önce , ona söylediği son sözler aslında, destanın diğer en önemli kahramanının kaderini de ifşaa etmektedir:
„Tolgası ışıldayan Hektor can verirken dedi ki:
„Senin ne olduğun yüzünden belli,
demirden bir yürek var göğsünde.
Ama uyanık ol, uğramayasın tanrının lanetine,
yiğit de olsan, Paris ile Apollon o gün seni,
öldürecekler Batı Kapıları önünde ».
Acaba Homeros, neden Hektor’a bu sözleri ölümünden hemen önce söyletir. Uzmanlar bununla ilgi pekçok yorum yapmışlardır. En çok kabul edileni ise, Hektor’un bunları söylerken Akhilleus’a vermek istediği mesajın, « eğer benim cesedimi onurlu bir tören için Troialılara vermessen, tanrılar buna çok kızacaklar ve Paris’le seni cezalandıracaklardır » olduğudur. Aslında Hektor ile Patroklos’un (Akhilleus’un en canyoldaşı) ölümerinde pekçok benzerlikler vardır. İkisi de son sözlerini ölürken düşmanlarına karşı söylerler. Homeros, Patroklos’a kendisini öldürmek için son hamleyi yapan Hektor’a karşı şu sözleri söyletir (XVI. – 852-56) :
« Bak sana diyeyim, iyice kafana ko bunu :
Sen de yaşayacak değilsin uzun zaman,
Ölüm, zorlu kader duruyor senin de başında,
Akhilleus’un, Aiakosoğlunun elinden tepeleyecek sen.i“
Patroklos’un Hektor’un ölümünü önceden haber vermektedir. Yani öldürdüğü düşmanı ilk söyler ona, kim tarafından ve nasıl öleceğini. Hektor da benzeri sözleri Akhilleus’a söyler, ama aslında bir yarı-tanrı kahraman Akhilleus, kendisinin ne zaman öleceğini önceden bilmektedir. Bu kez Homeros, Akhilleus’un annesi tanrıça Thetis’e söyletir (XVIII- 93-96), oğlu Akhilleus’un kaderini. Bu daha acı veren bir ölümdür:
„Thetis, yaşlar döke döke dedi ki:
´Hey gidi yavrum, demek ömrün ha bitti ha bitecek,
Hektor’un arkasından ölüm hemen hazır sana.`”
Patroklos’un Hektor’a söylediği son söze Hektor’un verdiği cevaptan, Hektor’un aslında başına geleceklerden haberdar olmadığını anlamaktayız. Çünkü kendisini Akhilleus’un öldüreceğini söyleyen Patroklos’a şöyle der Hektor (XVI, 853-855):
“Patroklos, ne diye ölüm uçurumunu gösterirsin bana?
Bakalım Akhilleus, güze saçlı Thetis’in oğlu,
benim kargımla vurulup, benden önce can vermeyecek mi?”.
Söylediklerinden Hektor’un kendi kaderinden haberi olmadığını açıkca anlaşılmakta. Ama yarı-tanrı Akhilleus ise daha başından bir bilmektedir kendi yazgısını. İşte budur, iki kahramanın ölümleri arasındaki fark.
Troia Savaşı’ndaki insanlar bilmezler kaderlerini, nerede, nasıl, kimin tarafından öldürüleceklerini.
Aslında Hektor’un Akhilleus’a söylediği son sözleri, „cesedimi onurlu bir tören için Troialıar vermessen, tanrılar cezalandırır seni“ yorumu Hektor’un insan olmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Homer, kahramanlarını konuştururken, onların temel özelliklerine uyup uymadıklarına dikkat eder.
Destanın akışına baktığımızda bu oldukça belirgindir. Patroklos’un ölümüne çok üzülen Akhilleus öfkeden, önüne gelen Trioalıyı öldürür. Öldürdüklerini de Skamandros ırmağına atar. Kanla kızıla boyanan ırmak gittikçe kabarır. Akhillues bir süre sonra Troia’nın kapılarına kadar gelir. Surların üstünden savaşı seyreden Priamos ve karısı Hekabe, Hektor’u kente sığınması için ikna etmeye çalışırlar ama, o bunu reddeder, ancak Akhilleus’un iyice yaklaştığını görünce korkuya kapılarak kaçar. Akhillues, Hektor’u kovalamaya başlar, kent surlarının etrafında dört kere dönerler. Savaş iyice kızışmaktadır. Tanrılar tanrısı Zeus kader terazisinde Hektor ile Akhilleus’un ölümü tartar, Hektor’unki ağır basar. Bu arada erdem tanrıçası Athena iki kahramanı savaşmaları için kışkırtır. Korkunç bir mücadeleye sahne olur Troia’nın görkemli duvarları. Sonunda Akhilleus, Hektor’u öldürür. Sadece öldürmekle de kalmaz, iki ayağını topuk bilekleri arasından delip, savaş arabasının arkasına bağlar ve Patroklos’un mezarının etrafında sürükler.
İşte böyle olur, insan kahraman Hektor’un ölümü.
Adınız...
26 Mayıs 2012 at 16:20
Çok hoş yazı hocam. Hektor Anadolu’nun kahramanı.
öğrenci
26 Mayıs 2012 at 21:03
tüm savaşlarda aynı durum. askerler kahramanlaşıyor. umarım kahramanlara ihtiyaç duymadığımız zamanlarda yaşarız
aşil
27 Mayıs 2012 at 06:49
acaba böyle bir yaşamışmı ki. abartıyorsunuz hocam
Adınız...
27 Mayıs 2012 at 14:33
Antik dönemde de şiddeti meşrulaştırma varmı acaba. Bu soruma cevap verirseniz sevinirim
öğrenci
28 Mayıs 2012 at 10:35
neden olmasın, her dönemde vardır herhalde
Adınız...
17 Kasım 2012 at 17:30
Arkadaşlar, truvalı hektorun lahiti bulundumu, aşil için atena sahillerinde biryerde bulundu deniliyor. Ama gektor için kesin bir bilgi verilmiyor. Neden acaba? Bulunmadığı içinmi, yoksa tarihi değiştirebilecek önemli bulgulardan dolayı gizli tutulduğu içinmi? Hektor önemli bir tarih buz türkler icin. Bilgi ve kaynak paylaşmanizi rica ediyorum. Teşekkürler. muratik2002@hotmail.com
Hermes
14 Temmuz 2019 at 11:22
Türklerle ne ilgisi var . Milattan önce bilmem kaçıncı yüzyılda. Ayrıca bu bir destan.
bla bla
18 Aralık 2013 at 18:34
ilgi cekici cok tsk ödevime yrdmci oldu……
Zafer Niyaz
09 Aralık 2016 at 22:43
Oğlum olursa adını Hektor koyacağım.O,bir Anadolu savaşçısı ve Türk.Truvalılara sahip çıkalım.
Helenci
08 Nisan 2021 at 17:10
YIKILSIN TRUVA
ENKAZINI GÖREYİM
SANA ÜLKE DİYENİN
YÜZÜNE TÜKÜREYİM!
Harikasın Aşil, Harikasın Patroklos!