Nanobilim Üzerine Hoş Bir Sohbet

Henüz programım öneri aşamasındayken daha belirlemiştim aklımda özellikle konuk almak isteğim isimleri. O isimlerden biri de Doç. Dr. Nurettin Şahiner’di. Yayına başladığımız günlerde Amerika yolcusu olduğu için birkaç gün hocayı kaçırmamak için tetikte bekledim. İş kolik diye adlandırabileceğim insanlarda biri olduğu için kendisine bunun bir vakit kaybı olmadığına ikna etmem gerekti. Tabi ben kazandım neticede. Sanırım biraz ısrarcıyım. Programın yayınlandığı gün hoca Amerika’da olacağı için iki gün önceden kayıt aldık. Saat 7’de oğlu Everest’e ayırdığı saatte onunla birlikte geldi.

Nanobilim ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezini, hocanın bilimsel çalışmalarını ve de ödüllerini konuştuk. Tabi ki bu yoğunluğun arasında ailesine nasıl vakit ayırdığından ve ilgi alanlarının neler olduğundan da bahsetmeyi ihmal etmedik. Bir hayli ilginç hobileri olan bir insan, bunu da program esnasında keşfettik. Bence keyifli bir sohbet oldu. Hoca ve dinleyenler için de öğle olduğunu umuyorum. En azından bana dönütler o yöndeydi.

Kısaca nelerden mi bahsettik; tabi ki öncelikle Üniversitemizin en fazla yayına sahip öğretim üyesi Doç. Dr. Nurettin Şahiner’i kendi ağzından tanımak istedik.

Çanakkale’ye yaklaşık beş yıl önce Amerika’dan gelen Doç. Dr. Nurettin ŞAHİNER, Türkiye’de çalışmaya karar verdikten sonra ilgisini çeken iller, özellikle deniz kenarı olmaları sebebiyle; Samsun, Sinop, Çanakkale ve Antalya’ymış. Askerliğini de yaptığı il olan Çanakkale’de karar kılmasıyla ÇOMÜ serüveni başlamış.

Gerek kendi imkânları, gerekse okulun imkânlarıyla çeşitli bilimsel çalışmalar yaptıklarını ifade ediyor. Bu çalışmalar doğrultusunda Nanobilim ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi 2009 yılında kurulmuş.

ÇOMU ailesinin bir ferdi olmaktan memnun musunuz diye sorduğumda ise ÇOMÜ’de olmaktan çok memnun olduğunu belirten hoca ekliyor; ‘ ‘ÇOMU’de Çanakkale’ye uymuş rüzgârları var müthiş bir şekilde, rüzgâra göre değişiyor. Fakat rüzgârlar gelip geçici önemli olan Bilim İnsanlarının yaptıkları kalıcı şeyler’’.

Hocanın daha önceki demeçlerine dem vurarak sordum ‘’Nanobilim nedir?’’ diye. Gerçekten denildiği gibi ‘‘Örümcek Adam’’ gibi insanların duvarlara tırmanabilmesinin, ‘’Bir Arabanın İki Farklı Renge Dönüşebilmesinin’’, hatta ‘’İnsanların Nefesinden Hastalıkların’’ teşhis edilmesinin mümkünatını sorduk, keyif ve ilgiyle dinledik Nanobilimi.

Sağlık Çevre ve Enerji Alanlarında araştırmalar yaparak üniversitemizde Bütün Öğretim Üyelerini kapsayacak şekilde, isteyen herkes bize ulaşabilir onlara projeler hakkında önerilerde bulunabiliriz dedi. Çeşitli imkânsızlıklar nedeniyle hâlihazırda bir merkez projesini olmadığını fakat yeni kurulan laboratuvarlarla bu sorunun çözüleceğine olan inancını eklemeyi ihmal etmedi.

Kale Seramik Araştırma ve Geliştirme Merkezinin Kurulma aşamasında Bakanlık denetçisi olarak görev alan hocamıza KALE SERAMİK ARGE merkezini ve Üniversite ile yapılacak ortak çalışmaları sorduk.

Bilimsel başarılarını herşeyden önce çok az uymasına bağlıyor. Aileye zaman ayırma konusunda yaşadığı sorunlar olduğunu da ekliyor.

Ailece yapılan fedakârlıklar, uykusuz geçen zamanlar çok çalışma beraberinde başarıları da getiriyor. TÜBİTAK tarafından verilen 2011 Yılı Genç Bilim Adamı Başarı ödülü de bu başarılardan biri. Soruyorum bu başarıyı, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından Köşkte kendisine taktim edilen ödülü ve ödül törenini.

….

Dahası ve tamamı kampusfm.comu.edu.tr‘de KAMPÜS VİZYON’ da…

Gülşah Baruk / www.gulsahbaruk.com / glshbaruk@gmail.com