Genel
Destandaki Gerçekler, Gerçeklerdeki Destanlar
Arkeolojik veriler acaba Homeros’un İlyada Destanı ile ne kadar örtüşmektedir? Homeros’un İlyada’sı sadece hayali bir eser midir? Acaba Homeros’un destanı, yaklaşık M.Ö. 1200’lerde gerçekleşen olaylarla mı, yoksa Homeros’un yaşadığı ve destanları yazıya geçirdiği M.Ö. 700’lerdeki olay ve kültürlerle mi ilgilidir? Acaba belki de bu iki durum da söz konusu olabilir mi? Troia/İlios’un Homeros’tan önceki ve sonraki dönemlerde birkaç yüzyıldan fazla bir süre boyunca, ağırlıklı olarak bir Son Tunç Çağı harabesi şeklinde kaldığını arkeolojik buluntulardan biliyoruz. Homeros zamanındaki ziyaretçilerin önünde, arkeolojik olarak ispatlandığı gibi, en az 8 m yüksekliğinde etkileyici bir kale duvarı yükseliyordu. Bu duvarlar pek çokları için aynı zamanda kutsal bir yerdi. Ancak Homeros, sadece kaledeki iki tapınaktan söz etmektedir. Bu tapınakların biri Apollon, diğeri ise Athena’ya aittir. Büyük bir ihtimalle bu tapınaklar, M.Ö. 700’lerde en azından yıkıntı olarak görülebilinmekteydi. Tepenin, daha sonraları Hellenistik Dönem’de kaldırılarak yok edilen üst kısmında, bu tarzda inşaa edilmiş bir veya iki yapı düşünülebilir. En azından Troia/İlion, Homeros zamanında kutsal alanları olan bir yer olduğunu kabul edebiliriz.
Diğer bir sorun ise, Homeros dönemindkei harabelerin nereye kadar yayıldığıydı? Bugün şunu söyleyebilmekteyiz: Homeros, içinde Troia askerlerinin bile barınabileceği kadar büyük bir şehirden bahsetmekte haklıydı. Çünkü Korfmann’nın kazı sonuçlarına göre, M.Ö. 1200’lerde bu yerleşme önceleri sanıldığından çok daha büyüktür. Bir olasılıkla belki de Homeros, Troia Savaşı kentine ait harabeleri, Troia Savaşı destanını yazıya geçirirken, bir tür ‘kulis’ gibi kullamıştı. Troia VI/VIIa’nın aşağı kentin en son duvarı, kent terk edildikten yaklaşık 500 yıl sonra, yani yaklaşık M.Ö. 700’lerde hala bir harabe olarak görülebiliyordu. Yani Homeros’un Troia’ya geldiğini kabul edersek, karşısında bir harabe durmaktaydı. Korfmann kazıları, Troia/ İlios kalesinin güneybatısındaki aşağı kentteki kazılar, hem Troia VI’nın, hem de Troia VIIa’nın sonuna doğru bir yangın tabakası olduğunu ortaya koymuştur. Birinci tahribatın nedeni depremdir. İkincisi ise, bir savaşa (Troia uğruna yapılan pekçok savaştan biriyle) işaret eden bir tahribattır. Yani, Troia kenti, Troia VIIa’nın sonlarında (yaklaşık M.Ö. 1200’lerde) kaybedilmiş bir savaşla yıkılmıştır. Troia VI’nın sonlarına doğru veya Troia VIIa’nın başlarında, yani kaybedilen savaştan önce (M.Ö. 13. yüzyıl), Troia VI’nın ovaya ve Tenedos (Bozcada)’a bakan kale kapısı (VI U kapısı) bilinçli bir şekilde kapatılmıştır. Çok eski olan bu duvar, savunması zor olduğu için işlev dışı bırakılmıştır. Schliemann, Dörpfeld ve Blegen’nin buranın destandaki, daha önceden üç kez saldırıya uğradığı için Andromakhe’nin özellikle tehlikede olduğunu düşündüğü savunma duvarıyla özdeş tutulmasını anlamak kolaydır. Andromakhe eşi Hektor’dan, çok daha tehlikeli çarpışmalara katılmak yerine, kulenin bu yerinde kalmasını rica eder:
“Şu incir ağacının önünde tut orduyu,
kente ordan kolay girer düşman,
kolay çıkılır ordan duvarlara.” (İlyada, VI-434 vd.)
Topografik açıdan bakıldığında, burası, Troia kent ve kalesine yapılacak bir saldırı için en stratejik yerdir. Ovadan gelen doğal bir giriştir. Destanda Troialı yaşlılarının “duvarda durarak savaşı izlemiş” oldukları muhtemel yer (İlyada’nın 3. bölümü), M.Ö. 700’lerde belki de Troas halkı tarafından da, söz konusu bu kent girişi olarak kabul ediliyordu. Buradan Tenedos’a (Bozcaada) kadar bütün ova rahatça görülebiliyordu. İleride, Beşik Koyu’nda da saldırganların karargahı olmalıydı. Sadece bu noktada Helena’nın onları görüp tanıyabileceği kadar, Akha savaşçılarının tek tek kale savunma hattına kadar yaklaşmaları mümkündü:
“Az sonra vardılar Batı kapılarına,
Orada, Batı kapılarının üstündeki kulede
…Priamos seslendi, çağırdı Helene’yi
<Buraya, yanıma gel kızım, otur şöyle,
gör bak işte, eski kocan, hısım akraban, dostların.. (İlyada, III- 145 vd.).
Yalnızca İlyada’nın o dönemdeki dinleyiciler değil, Troia’nın bugünkü ziyaretçileri de, bir evin veya batı surunun kalıntıları üzerinde durup güneybatıya bakıldığında, Akhilleus’un Troia kralının oğlu Hektor’u öldürdüğü dramatik sahneyi gözleri önünde canlandırabilir. Akhilleus Hektor’u kalenin etrafında değil, aşağı kentin alt kısmında kovalamıştır. Aşağı kentin kapladığı tüm alanın keşfedilmesinden sonra, söz konusu olayın geçtiği yer daha kesin bir şekilde düşünülebilinmektedir. Bunun dışında ovanın düz tozlu düz yüzeyi, yalnızca bu tarafta, savaş arabaları için ideal bir zemin oluşturuyordu. Çanakkale Boğazı’na bakan kuzeyde, arazinin eski zamanlardaki halininin rekonstrüksiyonu için açılan 500’den fazla sondajın da gösterdiği gibi bataklık bir alan yer almaktaydı . İlyada’da bu savaş arabaları, bazen savaş için sevk aracı olarak da tanımlanmaktadır. Bu arabalar, Skaia kapısından çıkıp yine bu yoldan kente geri dönüyordu. M.Ö. 700’lerin (ve sonrasının) ziyaretçilerinin fantazisinde bu kapı, krallığın kapısıydı. İlyada’da tasvir edilen ayrıntılarda, sadece devamlı olarak esen rüzgardan, Skamander (Kara Menderes,) ve Simoeis (Dümrek) ırmaklarından, Tenedos (Bozcaada), Lesbos (Midilli) adalarından, ya da denizden bakıldığında görülen bir tümülüsten bahsedilmemektedir. Mantıklı olan bu topografik bilgiler ve arkeolojik bulgular, ozanın veya onun bilgi kaynaklarının olası algılamalarıyla örtüşmektedir. Aynısı İlyada’da Troia kentini anlatırken kullanılan 17 farklı özellikler için de geçerlidir. Söz konusu bu özellikler de arkeolojik verilerle örtüşmektedir.
– Destanda en çok kullanılan genel özellikler:
“iyi yerleşilmiş”, “iyi yapılmış” (3 kere)
“güçlü yurtlu” (2 kere)
“iyi tarlalara sahip” (4 kere)
“güzel” (1 kere)
“geniş” (geniş arazili) (9 kere)
“kutsal” (veya “tanrılara”
ya da bir “tanrıya hoş gelen”) (21 kere)
– Özellikle İlios kenti ve kalesi için kullanılmış, onun dışında çok az yer için kullanıldığı bilinen özel sıfatlar:
“dik”, “meyilli”, “dik yükselen” (7 kere)
“yüksek kapılı”, “yüksek kapılara sahip” (2 kere)
“rüzgarı olan”, “rüzgarlı”(6 kere)
“geniş” veya “enli yollu”, “geniş
sokak/yollara sahip”(8 kere)
“iyi oturulan” “iyi örgütlenmiş-
şehir” anlamında (4 kere)
“surlarla iyi çevrelenmiş”,
“iyi duvarlara sahip” (6 kere)
– Sadece İlios/Troia şehri ve kalesi için kullanılmış sıfatlar (İlyada ve Odysseia’dan):
“iyi yapılı” (mimari açıdan) (8 kere)
“iyi kuleli”, “iyi kulelere sahip” (1 kere)
“bastiyonu olan” (1 kere)
“büyük şehir” (8 kere)
“iyi taylı”, “iyi taylara sahip” vb. (22 kere)
İlyada’da, İlion’dan 21 defa “kutsal” veya “tanrıya ya da tanrılara hoş gelen” diye bahsedilmesi, bir zamanlar burada bir tapınağın bulunduğuna işaret etmektedir. “İyi taylara sahip” sıfatı için de durum, Troia VI’dan itibaren rastlanılan çok sayıdaki at kemiği dikkate alındığında, aynı özelliğe sahiptir. Devamlı esen güçlü rüzgar da halen geçerliliğini korumaktadır. Bu rüzgar, Troia’ya ve yöreye gelen gemilerin Beşik Koyu’nda uzun süre beklemek zorunda bırakmış ve Troia ve bölgeye zenginlik getirmiştir. Topografiyle ilgili olarak, kentteki yaşam için önkoşullardan biri de, Troia/İlios’un su kaynaklarıyla ilgilidir. Homeros’u okuduğumuzda, su kaynağının, duvar üzerinde savaşın izlendiği yerden görülebildiği sonucu ortaya çıkmaktadır.
“Yunaklar vardır bu pınarların yakınında,
geniş, güzel, taştan yunaklar,
Troialıların karıları, güzel kızları bir zamanlar
parlak rubalarını yıkarlardı bu yunakların içinde,
barış günlerinde, Akha oğulları gelmeden önce.
Bu pınarın önünden geçtiler koşa koşa
biri kaçıyor, öbürü arkadan kovalıyordu.” (İlyada XII, 153 vd.)
Homeros’un tasvirinden, yaşadığı dönemde anlattığı taş yunakların veya kuyuların hala görülebildiği düşünülebilir. Eğer bu doğruysa, Homeros’u yaşadığı dönemin tanığı olarak kabul edebilmek için elimizdeki veriler daha da güçlenmektedir. Skamandros’a (Kara Menderes) akan ılık ve soğuk kaynaklar tanımlaması, olduğundan çok dafa fazla mitsel bir yüceltme şekli olabilir. Ancak İlhan Kayan’ın en son araştırmalarına göre, bir zamanlar çok yakınlarda olan Skamander yatağı ve Troia yakınlarındaki termal kaynaklar için bazı dayanak noktaları vardır. İlios şehrinin yakınlarındaki bir kaynak mağarasının arkeolojik bulgusu, Troia veya İlios ya da Hititler’de adı geçen Luwi şehri Wilusa ile beraber Wilios’un teşhisini desteklemektedir.
Özetle, İlyada Destanı’nındaki hem topografik, hem de kent ile ilgili özellikler eldeki arkeolojik verilerle örtüşmektedir. Bu da İlyada Destanı’nın Troia ve çevresi ile bazı gerçeklikleri binyıllardan günümüze kadar taşıdığını bize göstermektedir.
Genel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.
“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”
Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.
Genel
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.
1. Kimlik Belgesi Fotokopisi
2. Adli Sicil Kaydı
3. Banka Hesap Numarası
4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)
5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi
6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)
Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.
Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.
Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.
AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.
Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.
Genel
Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında, TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz
Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.
Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz
İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir
Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.
Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda, başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.
Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.
CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.
“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.
Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.
Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.
-
Genel6 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları
-
Kariyer7 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
-
Kariyer6 ay önce
ÇOMÜ’de 1406 Öğrenci İŞKUR Programından Faydalanacak!
-
Üniversiteler7 ay önce
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak
bir tarihçi
17 Haziran 2012 at 07:05
Bu cografyada o kadar cok savaş onu anlatan destanlar var ki, hepsi birbirine benziyor.
Bu topraklara boşuna kutsal topraklar denmiyor.
öğrenci
18 Haziran 2012 at 09:25
Bütün destanlarda aynı durum. Truva destanınında da tekrar ediyor.