BİRİM HABERLERİ
AK Parti, Ramazan’da Şehitleri Unutmadı!
Çanakkale ruhunun ve coşkusunun yaşandığı iftara, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, AK Parti İstanbul Milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve AK Parti İlçe Başkanları, Belediye Başkanları ile İstanbul ve Çanakkale teşkilatından çok sayıda vatandaş katıldı.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, iftar yemeğinden önce yaptığı konuşmada, Gelibolu Yarımadası’nda olmalarının kendileri için özel, değerli ve büyük anlamı olduğunu söyledi.
“Biz istedik ki Ramazan akşamı mütevazi rızklarımızı yanımıza alarak Allah’ın katında bizimkiyle asla kıyaslanmayacak şekilde rızıklanan bu şehitlerimizin manevi huzuruna gidelim” diyen Babuşcu, şöyle devam etti: “İftar edeceğimiz rızık da onların Çanakkale müdafaası boyunca en sık yedikleri o mütevazi menüleri olsun. Yani buğday çorbası, arpa ekmeği ve su olsun sadece…
Vatanın bizlere hangi zorluklar altında emanet bırakıldığını, alevden bir şuur olarak kalbimizin en derin yerinde hissedelim istedik. Böylece bir kere daha dünyada imanla yola çıkmış, insanlardan daha güçlü bir silah olmadığını, davasına inanmış insanlar karşısında yeryüzünü tüm gelişmiş teknolojilerinin, tüm maddi güçlerinin bir anlam ifade etmediğini bütün ruhumuzla bir kere daha hissedelim istedik.”
Çanakkale’nin sadece fedakarlığın, yiğitliğin, direnişin, adanmışlığın değil, aynı zamanda buram buram iman kokan bir kardeşliğin adı olduğuna işaret eden Babuşcu, şunları kaydetti:
“Çanakkale’de etnik kökenleri, mezhepleri ne olursa olsun, farklı yörelerden gelmiş şehitlerimizin yan yana sıralanan mezarları kardeşliğimizin, aynı ideal etrafında kenetlendiğimizin ve millet olma şuuruyla vatan toprakları üzerinde bağımsız yaşamamızın ruhuna işaret etmesi bakımından da son derece anlamlıdır. Çanakkale’deki şehitlerimiz mezarlarında yan yana Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Arnavut, Makedon, Boşnak, Alevi, Sünni tüm şehitlerimiz bizim için, çokluk içinde birliğin, iman içinde dirliğin sembolü ve teminatıdırlar. Çanakkale, renklerin, tonların eriyip, sonra kardeşlik olarak fışkırdığı bir ruhun adıdır. Çanakkale, yeri geldiğinde Türkçe’nin, Kürtçe’nin, Lazca’nın, Çerkezce’nin, Boşnakça’nın, Arapça’nın vatancaya döndüğü, imancaya döndüğü kardeşliğin adıdır. Çanakkale hangi dinin güftesiyle söylenirse söylensin, notaları hepimiz için ortak olan kardeşlik şarkısının adıdır.”
İl Başkanı Babuşcu konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizim birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve değerlerimize göz dikenler işte bu ruhu tahrip etmeye çalışıyorlar. Bu ortak paydalarımızı unutturmaya, yok etmeye çalışıyorlar. Terörü de bu uğurda bir araç olarak kullanmak istiyorlar. Bu ruhtan uzaklaşıp tespih taneleri gibi dağılmamızı, gönüllerimizdeki kardeşliğin yerini kin, düşmanlık ve garezin almasını istiyorlar. Oysa bilmiyorlar ki ‘şehitler ölmez’ gerçeğinin en büyük sırrı şehitlerin taşıdığı ruhun ölmezliğidir. Hamdolsun milletimiz bu şuurda olduğu için, bu milletin arasına terörle, ayrılık, gayrılık, nifak tohumları ekmeye çalışanların hevesleri hep kursaklarında kaldı ve kalacaktır da. Kuruluşunda Çanakkale olan bir vatanı kimse bölemez. Hamurunda Çanakkale olan bir milleti kimse birbirine düşüremez. Ruhunda Çanakkale olan bir milleti kimse terörle sindiremez. Onlar tüm varlıklarıyla ‘Çanakkale geçilmez’ dediler. Biz de tüm benliğimizle ‘birlikten, beraberlikten, vatandan ve kardeşlikten geçilmez’ diyoruz. Şuna tüm kalbimizle inanıyoruz ki geçmişinde Çanakkale gibi ruhunu gönlünü ve beynini şarj edecek bir destanı olan bir milletin çözemeyeceği hiçbir sorun, baş edemeyeceği hiçbir güçlük yoktur.”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu iftara katılanlara seslendiği konuşmasına, böyle güzel bir organizasyonu gerçekleştirdiği için AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu ve İstanbul teşkilatına teşekkür ederek başladı.
Aksu, “Ramazan bize insanlığın en güzel yönlerini; kardeşliği, hoşgörüyü, paylaşmayı hatırlatıyor. Bu duyguları Çanakkale gibi kutsal bir yerde hatırlamak ve yaşamak çok daha önemli. Vatanımızın bugünkü huzurunu Çanakkale’de görevini yerine getiren şehitlerimize borçluyuz. Biz kendimize Çanakkale ruhunu rehber edindik. Onlar Çanakkale’de, tarihi kanla yazdılar. Bize düşen bu tarihi anlamak ve yaşatmaktır.” şeklinde konuştu.
Toplantıda bir konuşma yapan İBB Başkanı Kadir Topbaş ise, iftara katılanlara teşekkür ederek, ”Bu topraklardan nice kahraman ve yiğitler çıktı. Asırlardır bu topraklarda destanlar yazan milletin evlatları olarak bugün buradayız. Çanakkale’yi geçilmez kılan o yüce yürekli insanları bir daha minnetle yad ediyoruz ve diliyoruz ki Rabbimiz bizi de onlarla birlikte cennette buluşturur ” dedi.
Şair İbrahim Sadri’nin Çanakkale Şiirleri ile renklenen gece, Çanakkale’de şehit olan askerlerimiz için okunan 245 Hatmi Şerif’in duasının yapılması ve topluca kılınan akşam namazının ardından sona erdi.
[vsw id=”GgUTH3BByFA” source=”youtube” width=”550″ height=”344″ autoplay=”no”]
çanakkale işte öyle bir yer...
25 Temmuz 2012 at 10:28
AK Parti istanbuldan geliyor devasa organizasyon yapıyor. şehitlerin azığıyla iftar edip tekrar geri dönüyorlar. ramazanda gayet anlamlı bir hayır işi. tebrikler. aradaki binbir farkı bulmanız için anlatıyorum. çanakkalede ramazan ayında şehitlikte geleneksel mevlit düzenlenir. geçen sene nasıldı anlatayım. iftardan bir saat önce eşim ve çocuğumla birlikte tören alanına gittik. protokol masalarında bazı davetliler oturuyor, diğer vatandaşlar her ağacın altında piknik malzemelerini hazırlamış canlı icra edilen musiki eşliğinde iftarı bakliyorlardı. neyse uzun uğraşla bulduğum sandalye ile bir masanın kenerına iliştim. çocuğum iki masa ötede çocukların arasına sıkıştı. eşim de bir arkadaşının yanına oturdu. tabi iftar yaklaştıkça kıdemli davetliler gelmeye başlayınca yerlerimizden olduk. Tasavvuf musikisi canlı icra ediliyordu ancak yer kargaşasından bir şey de anlaşılmıyordu doğrusu. Bu aslında başlangıçmış. Asıl curcuna ezanla başladı. Hiçbir düzen olmadığı için insanlar kazanların başına hücüm ettiğinde büyük bir mücadele başlamıştı. tabi arada kalanların sesleri de yükselmeye başladı. bir ara protokol masasına baktım şaşkın şaşkın servis bekliyorlardı. o hengamede kimse kimseye bakacek hali yoktu inanın. ne dua ne bir takdim yok. Bir ara ekabirin masalarına birer tabak içerisinde çanakkale dometesi bile ikram ettiler(!) sayın vali kızmış olmalı kalktı gitti… ardından bir vatandaş canına tak etmiş oturuverdi yerine… abdes kuyruğu, namaz telaşesi, daha orucu bile açamamıştık… davetlilere yakındaki büfe tabi ücretli servise bile başladı. o da yetiştiremiyordu. saatler de ilerliyordu söylene söylene eşimi, çocuğumu sağolsun arkadaş ailemizi de alarak eceabat yolunu tuttuk; derhal çorbacıya kendimizi atıp birbuçuk saat sonra orucumuzu açabildik… sayın vali, vekil, başkan, müftü ve diğer protokolümüz neden böyle diye sormuşlardır herhakde… kıssadan hisse yüz puanlık bir soru size… yahu bu memeleketein nesi bereketsiz sizce…
Adınız...
25 Temmuz 2012 at 10:42
aradaki binbir farkı bulmanız için anlatıyorum. çanakkalede ramazan ayında şehitlikte geleneksel mevlit düzenlenir. geçen sene nasıldı anlatayım. iftardan bir saat önce eşim ve çocuğumla birlikte tören alanına gittik. protokol masalarında bazı davetliler oturuyor, diğer vatandaşlar her ağacın altında piknik malzemelerini hazırlamış canlı icra edilen musiki eşliğinde iftarı bakliyorlardı. neyse uzun uğraşla bulduğum sandalye ile bir masanın kenerına iliştim. çocuğum iki masa ötede çocukların arasına sıkıştı. eşim de bir arkadaşının yanına oturdu. tabi iftar yaklaştıkça kıdemli davetliler gelmeye başlayınca yerlerimizden olduk. Tasavvuf musikisi canlı icra ediliyordu ancak yer kargaşasından bir şey de anlaşılmıyordu doğrusu. Bu aslında başlangıçmış. Asıl curcuna ezanla başladı. Hiçbir düzen olmadığı için insanlar kazanların başına hücüm ettiğinde büyük bir mücadele başlamıştı. tabi arada kalanların sesleri de yükselmeye başladı. bir ara protokol masasına baktım şaşkın şaşkın servis bekliyorlardı. o hengamede kimse kimseye bakacek hali yoktu inanın. ne dua ne bir takdim yok. Bir ara ekabirin masalarına birer tabak içerisinde çanakkale dometesi bile ikram ettiler(!) sayın vali kızmış olmalı kalktı gitti… ardından bir vatandaş canına tak etmiş oturuverdi yerine… abdes kuyruğu, namaz telaşesi, daha orucu bile açamamıştık… davetlilere yakındaki büfe tabi ücretli servise bile başladı. o da yetiştiremiyordu. saatler de ilerliyordu söylene söylene eşimi, çocuğumu sağolsun arkadaş ailemizi de alarak eceabat yolunu tuttuk; derhal çorbacıya kendimizi atıp birbuçuk saat sonra orucumuzu açabildik… sayın vali, vekil, başkan, müftü ve diğer protokolümüz neden böyle diye sormuşlardır herhakde… kıssadan hisse yüz puanlık bir soru size… yahu bu memeleketein nesi bereketsiz sizce…
atıf
26 Temmuz 2012 at 12:51
ya bu akp liler neden kurtuluş savaşı şehitlerini ziyaret etmiyor