Genel

Başlarken

Yayınlandı

-

Yaklaşık bir yıldır Çanakkale’de yaşıyorum. Çanakkale, denizin, dağın, ormanın sarmaş dolaş olduğu ve mavi sularda yıkanmış melteminin gönüllerin paslarını, hüzünlerini silmiş olduğu şirin bir ilimiz. Konumu itibari ile de Anadolu yüzüğünün pırlanta kaşı durumunda. Bu maddi güzelliklerinden çok daha önemlisi ise tarihi ve manevi boyutu.

Bu yönüyle Çanakkale yalnızca bizim değil, tüm dünya tarihinin yönünü değiştirmiştir. Nusret gemisi ile Tophaneli Hakkı Bey’in döşemiş olduğu mayınlarla mağrur müstevlilerin yenilmez sanılan dev donanmalarının denizin yedi kat derinliklerine gömülmesinin getirmiş olduğu sonuçları kurt politikacı Churchill şu şekilde dile getirmişlerdir; “Bilgilerime göre dört yüz yıldan beri dünya tarihinde Tophaneli Hakkı’nın yaptığını hiç kimse yapmadı. Yirmi altı mayını Karanlık Liman’a ekmekle bizim Çanakkale Boğazı’nı geçmemizi engelledi. Yenilmez donanmamızın üçte biri sulara gömüldü; üçte biri kullanılmaz duruma geldi. Biz boğazı geçemediğimizden savaş iki buçuk yıl uzadı. Bu zaman zarfında sekiz buçuk milyon Avrupalı öldü. Rusya komünist oldu. Rusya komünist olurken otuz milyon insan öldü. Daha sonra Rusya, Çin’i komünist yaptı; Çin komünist olurken elli milyon insan hayatını kaybetti. Biz boğazı geçemeyince, Müslümanlar, diğer Asyalı ve Afrikalı milletler gücümüzden şüphe etmeye başladılar. Şüphe onlara ümit verip harekete geçirdi. Biz Hindistan’ı, Pakistan’ı, Bangladeş’i, Arap ülkelerini elimizde tutamadık. Hollanda Endonezya’yı, Belçika Kongo’yu, hasılı Avrupalılar sömürgelerini kaybetmek zorunda kaldılar. Bu başarısızlık da beni yirmi beş yıl politikanın dışına fırlattı”.

Ayrıca büyük fikir adamımız ve ÇANAKKALE MAHŞERİ romanının yazarı Mehmet NİYAZİ Bey üstadımız bunlara şu katkılarda bulunmaktadır; “Churchill yaşasaydı sözlerine şunları da ekleyecekti;

“Biz boğazı geçemedik, Sovyet Rusya dağılma sürecine girdi. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Baltık Cumhuriyetleri, Doğu Avrupa Ülkeleri de bağımsızlıklarına kavuştular.”

Dolayısı ile bu şehrin bir sakini olmakla herkes gibi ben de iftihar ediyorum. Diğer taraftan dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde görev yapmak ta ayrı bir gurur kaynağı.

Bundan böyle Çanakkale’nin daha fazla parçası olabilmek ve tarihe notlar düşebilmek için şehrimizin önemli gazetelerinden olan Kalenin Sesi’nde her zaman olmasa bile arada sırada bu sütunlarda bir şeyler yazmaya çalışacağım, ancak bu konularda tecrübesizim, dolayısı ile yazılarım daha çok mesleki konulara sosyal elbiselerin büründürülmesi şeklinde olabilir. Şimdiden hoşgörülerinize sığınıyorum.

İlk olarak Kalenin Sesi Gazetesi’nde yayınlamıştır.

1 Yorum

  1. Nuray

    05 Ağustos 2012 at 03:48

    Hocam hoşgeldiniz, umarız Hak’kın ve haklının sesi olursunuz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version