BİRİM HABERLERİ
REKTÖRLÜK: “İftiralar Tehlikeli Boyutlara Ulaşmıştır”
Kenar’ın yazısında kullandığı ifadelere sert tepki gösteren ÇOMÜ Rektörlüğü, yazarın üniversite hakkında son derece tehlikeli ve ağır karalamalar ve iftiralarda bulunduğunu belirtti. Açıklama da “Söz konusu şahıs tarafından kullanılan ifadeler, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, halkı ile devletini karşı karşıya getirme sonucunu doğuracak nitelikte açıklamalardır” denilirken “Üniversitemiz bu haksız saldırılar karşısında haklarını gerekli mercilerde sonuna kadar kullanacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Rektörlüğün açıklamasında ilgili yazardan “Kadir Kenar adlı şahıs” diye bahsetmesi de dikkati çekti.
Kadir Kenar Ne Demişti?
Ekonomi Bakanı Çağlayan’a mektup yazan Kenar, yazısının sonunda şu ifadeleri kullanmıştı:
“Sayın Bakanım, kısa adı ÇOMÜ olan üniversitemizle biraz gerginiz. Kendileri bizi beğenmiyor. Bunlar yan gelip yatan, içki içen; hatta çocuk bile yapmayan zındıklar diyorlar! İstemezükcüler diyorlar!. Size de gelip bizi şikayet ederlerse diye hatırlatayım dedim. Ama biz kendilerini seviyoruz. Çanakkalemiz için büyük bir değer ÇOMÜ. Bunu da bilesiniz diye ekleyeyim dedim”
ÇOMÜ Rektörlüğü’nün kamuoyu açıklaması ise şöyle:
Kadir Kenar adlı şahıs, Çanakkale Olay Gazetesi‘nin 27 Eylül 2012 tarihli nüshasında Üniversitemiz hakkında son derece tehlikeli ve ağır karalamalar ve iftiralarda bulunmuştur.
Üniversitemiz yetkili kurullarının, temsilcilerinin, hatta Üniversitemizin hiçbir mensubunun söylemediği sözleri söylemiş gibi yansıtan bu şahıs, ‘zındıklar’ gibi kışkırtıcı kelimeler kullanarak gerçek dışı ve mesnetsiz iddialarla sadece Üniversitemize saldırmakla kalmamış, ayrıca kamu huzurunu bozacak düzeyde bir kışkırtma içine de girmiştir.
Kadir Kenar adlı şahıs ilgili yazısında şu ifadelere yer vermiştir:
“Sayın Bakanım, kısa adı ÇOMÜ olan üniversitemizle biraz gerginiz. Kendileri bizi beğenmiyor. Bunlar yan gelip yatan, içki içen; hatta çocuk bile yapmayan zındıklar diyorlar! İstemezükcüler diyorlar!.”
Bu ifadede yer alan ‘zındıklar’ ibaresi ‘zındık’ (veya ‘zindik’) kelimesinin çoğuludur. Sözlükler bu kelimenin anlamını “münafık, ahirete inanmayan, Allahsız” olarak vermektedir (Ferit Develioğlu Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, (Ankara: s.1385).
İlgilinin almış olduğu eğitim dikkate alındığında ‘zındık’ kelimesinin anlamını bilmeden kullandığı düşünülemez.
Bu durumda bu şahsın, Üniversitemiz temsilcilerinin bu ifadeyi kullandığı yalanını yayarak toplumda belli kesimleri Üniversitemiz aleyhine kışkırtmak istediği anlaşılmaktadır.
Üstelik iftira basın yoluyla yayılarak kışkırtma ağırlaştırılmaktadır.
Bir kişinin, üstelik de bir gazetede Türkiye Cumhuriyeti’nin bir üniversitesini bu şekilde karalaması hem bir iftiradır, hem de Üniversite ile bulunduğu kent ahalisini karşı karşıya getirme çabasıdır.
Söz konusu şahıs tarafından kullanılan ifadeler, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, halkı ile devletini karşı karşıya getirme sonucunu doğuracak nitelikte açıklamalardır.
Üniversitemiz yetkili kurulları (Senatosu, Yönetim Kurulu vs.), Rektörlüğü, Rektör Yardımcıları ve diğer yetkilileri hiçbir mekânda ve hiçbir zaman ilgili köşe yazarına, arkadaşlarına, çevresine, Çanakkalelilere veya başka bir insana ya da insanlara ‘zındık’ gibi bir kelimeyi kullanmamıştır, kullanmaz da. Üniversitemizin başka kişilerin inançları, dinleri vs. konularda açıklama yapma geleneği yoktur.
Kadir Kenar adlı şahsın ÇOMÜ’ye atfettiği cümle hiçbir şekilde Üniversitemiz tarafından kullanılmış değildir.
‘Zındık’ gibi bir kelimeyi bırakınız kullanmayı, Üniversitemiz yetkilileri akıllarının ucundan bile geçirmezler.
Özetle Üniversitemize hakaret eden, iftira atan, hiçbir ortamda Üniversite temsilcilerince kullanılmamış, ima dahi edilmemiş ifadeleri kullanılmış gibi gösteren bu kişinin gazetecilik mesleğini istismar ettiği, Üniversitemize karşı beslediği kişisel husumeti iftira ve hatta kamu barışını bozacak şekilde halkımızı kurumumuza karşı kışkırtmaya vardırdığı değerlendirilmektedir.
Yapılanların ağır suçları içerdiği açıktır.
Üniversitemiz bu haksız saldırılar karşısında haklarını gerekli mercilerde sonuna kadar kullanacaktır. Ancak inançlar konusunda iftira atmanın, halkı kurumların söylemedikleri sözleri söylemiş gibi göstererek kışkırtmanın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini hatırlatmak isteriz.
Kamuoyunun dikkatlerine arz ederiz
Saygılarımızla
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörlüğü
Adınız...
05 Ekim 2012 at 15:19
beğenmediniz mi yorumumu! çok ayıp.
Anonim
05 Ekim 2012 at 17:43
yazık size çok yazık,gazeteciliği de ayaklar altına aldınız, üniversiteyi artık rahat bırakın,
açıklamayı firuze yazmış...
05 Ekim 2012 at 18:09
kamuoyu açıklamasını Firuze’nin kaleme aldığı konuşuluyor… Malum hep Kadircim Kadircim diye geziyordu:)))
Teo
05 Ekim 2012 at 18:47
Açıklamayı kim kaleme almış bilmiyorum ama “Üniversite bize zındıklar” dedi diyen yazıyı kesinlikle ayık kafalı biri yazmamış. Kadir önce ne yazdığını birine okutsun, ondan sonra gazeteye göndersin. Yazdıklarını aklı başında kim kabul edebilir?
Burak
05 Ekim 2012 at 19:19
Stanford Üniversitesinin ana sayfasında böyle bir duyuru olduğunu hayal bile edemiyorum. Nelerle uğraşıyoruz.
Adınız...
05 Ekim 2012 at 19:21
Üniversitenin bu gariban açıklamasını bu site ve yandaş gazetesi yaşam dan başka hiç bir gazete yayınlamaz.
açıklamaya bak hizaya gel
05 Ekim 2012 at 21:07
Cambridge üniversitesinin yaptığı açıklamada “zındıkları biz demedik desek de zaten zındık derdik (çoğul meselesi:))ama geri kalan herşeyi biz dedik ve arkasındayız” dedi:)
Adınız...
05 Ekim 2012 at 21:28
Bu nedir saka gibi, üniversite mahalle karıları gibi atisip dürüyor, Üniversite böyle ise daa da gitmem gayri
Adınız...
05 Ekim 2012 at 21:30
Anlaşılan yönetimin zamanı çok. Allooo beyler bırakın bu isleri. Ülke sizden bilim bekler, doktor, mühendis bekler
Adınız...
05 Ekim 2012 at 21:33
COMU chat oriented & managed University
Adınız...
05 Ekim 2012 at 21:46
artın çanakkale rahat bırakılsın..üniversite yönetimide bilim yapsın bu kadar basit..
Üniversite düşmanlığına hayır
05 Ekim 2012 at 22:03
Üniversite bilim yapıyor yapmasına da, Kenar diye bir adam Üniversite’ye “zındıklar diyorlar” diye iftira atarsa ona da sessiz mi kalsın. Önce iftiranın kralını atın, ardından verilen cevabı “karı gibi dedikodu yapılıyor” diye suçlayın. Siz bu işin piri olmuşsunuz. Hamit Hoca’nın dediği gibi organize bir direniş, hatta bilime ve eğitime karşı organize bir saldırı var. Çanakkale artık bu tür bağnazlıklardan kurtulmalı
Süleyman
05 Ekim 2012 at 22:04
Kimse Kadirin Kenarına ‘zındık’ demedi, ama Kadirin Kenarı üniversiteye saldırıyı yalan ve iftiraya kadar taşıdı. Bu işi mahkeme çözer
mahkeme
05 Ekim 2012 at 23:29
mahkeme dedin de bak mahkeme sonucunda neler olmuş neler http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=78810
Sevinç
06 Ekim 2012 at 01:19
İşte görürüz bakalım Kadir de Feride Hanım kadar delikanlı mı, yoksa müstear bir kişilik mi?
Üniversite hata yapıyor
05 Ekim 2012 at 22:13
Üniversite yönetimi bu tipleri dikkate alarak hata yapıyor bence. O değil kendilerini bir şey zannedecekler…
Murat Tekses
06 Ekim 2012 at 01:21
Kadir Üniversiteyle derdin ne? Söylenmememiş sözleri söylenmiş gibi göstermek yakışıyor mu? Kim sana sarhoş dedi, içki içiyorsun dedi? İçiyorsa git iç, fakat ÇOMÜ’ye ne diye iftira atıyorsun. ÇOMÜ’nün birçok hocası ve öğrenci de içiyor, sen de içeceksen delikanlı gibi iç, yazılarında da hayaller görme
Kadir Çelen
06 Ekim 2012 at 01:41
Kadir Kenar’ın ünlem işaretini bile bilmediğini okumuştuk. Bence zındık kelimesinin anlamını da bilmiyordur. Rektörlük haklı olarak alınmış ama Kadir Kenar’ı abartmamak lazım. Firuze’nin de dediği gibi onunla Mehmet Çelen arasında çok da fark yok
Biz bu filmi seyretmiştik!
06 Ekim 2012 at 01:46
Üniversitenin hizmetlerini ve rektör hocanın gayretlerini çekemeyenler iftira ve yalan silahına sarılacak.
İftira ve yalan üzerine hiçbirşey inşaa edilemez ama yıkıcı etkileri vardır.
Bu nedenle üniversite yönetimi bu iftiracılara ve yalancılara karşı dikkatli davranmalı diğer yandan da yasal haklarını kullanarak cezasız bırakmalıdır.
Biz bu filmi seyretmiştik! -2
06 Ekim 2012 at 01:59
Bir önceki yorumumun son satırı sehven yanlış yazılmıştır. Düzeltir özür dilerim. Doğrusu şöyle olmalıydı:”Bu nedenle üniversite yönetimi bu iftiracılara ve yalancılara karşı dikkatli davranmalı diğer yandan da yasal haklarını kullanarak cezasız BIRAKMAMALIDIR.”
Kerem
06 Ekim 2012 at 02:04
Adaleti zayi eden Gayya çukuruna doğru yolculuğunu hızlandırır durur. Böyle kişilere kötü söz söylemeye bile gerek yoktur. Ayıplayan gözler dahi yetmelidir böyleleri için. Konuşmaya, enerjinizi bunlara ayırmanıza değmez. Bunlar girecekleri yer için odun taşıyorlar. Yalanları ve iftiraları onların döşeklerini hazırlamaya yetecektir. Bırakınız kısa dünyada konuşsunlar konuşabildikleri kadar. Korksunlar ışıktan ve söylenmeyenleri söylendi diye yaysınlar. Mağdurlar, hakları yenenler, haklarına girilenler, iftiraya kurban gidenler hakları kulların mahkemesinde değil İlahi Adalet’ten alacaklardır
Kerem'e cevap
06 Ekim 2012 at 05:37
“Mağdurlar, hakları yenenler, haklarına girilenler, iftiraya kurban gidenler hakları kulların mahkemesinde değil İlahi Adalet’ten alacaklardır” şeklinde yazmışsın. Kadir gibiler şimdi göbek atıyordur. Bu yaklaşımın Kadir gibilerinin iftiralarını durdurmaz.
İftiraya kurban gidenler hem bu dünyada hem de öteki dünyada haklarını aramalıdır.
Kerem eyle
06 Ekim 2012 at 06:40
Yapacak bir şey yok. Mahkeme bu gibileri durdurmaz. Biz işimize bakalım, ÇOMÜ’yü ve Çanakkale’yi yükseltelim. Eminim kaderden öte bir kader var, vardan da öte bir Var var. Görür elbette halimizi
Niyazi
06 Ekim 2012 at 02:06
Üniversite makale ve diğer yayınlarda rekorlar kırıyor. Binalar hızla yükseliyor. ÇOMÜ Türkiye’nin en popğüler kurumları arasına giriyor. İşte bunlar bazılarının haset damarlarını kabartıyor. Bakmayın siz birilerinin sureti Haktan görünüp Çanakkale dalkavukluğu yapmasına
Adınız...
06 Ekim 2012 at 12:44
Rektör ne iş yapar. Gazetecilere karşı yazı yazar. Star a yazı yazar. İşi gücü bu gibi işler. Üniversite için ne zaman düşünüyor şaşırıyorum.
İnsaf ya Hu
06 Ekim 2012 at 12:57
Siz son günlerde Üniversiteye hiç uğramadınız galiba. O binaları babanız mı yükseltiyor. Bölgenin en büyük ve güçlü kütüphanesini dedeniz mi yaptı? Öğrenci servisini kim başlattı. Öğrencilere serbest bilgisayar labaratuvarlarını siz mi yaptınız? Dardanos’u, Vakfı borçtan yengeniz mi kurtardı? M. Akif Heykeli’ni amcaoğlunuz mu yaptırdı? İkinci kapalı spor salonunu, Biga’ya kütüphane binasını enişteniz mi kurdu? deney hayvanları binasını, merkezi labaratuvarı, iletişim ve BESYO inşaatlarını kim yapıyor? Ve daha sayamayacağım pek çok yatırımı 1,5 yılda Rektör ve arkadaşları yapmadıysa ecinniler mi bastı ÇOMÜ’yü. Siz Üniversiteyi Olay ve Hedef gazetelerinden izlerseniz bunları göremezsiniz tabii
Kör bunlar
06 Ekim 2012 at 13:11
hocam boşuna yorma kendini kör bunlar kör. hasetlerinden bir şey görmüyorlar ki. Yapamadıklarını başkalarının yapması o kadar zorlarına gidiyor ki. Normal karşılıyorum üniversiteye karşı tavırlarını…
Anonim
06 Ekim 2012 at 14:40
Ali Ağaoğlu konuşuyor dikkat! Üniversiteyi bina yapmak zanneden zihniyete yuhh diyorum.
Adınız...
06 Ekim 2012 at 15:06
Hoca sayısı artmış, personel sayısı patlamış, doktora ve master öğrenci sayısı uçmuş, imkanlar almış başını gitmiş, kitapsa kitap, internetse internet, binalar yükseliyor, makaleler artıyor, sınavlarda puanlar artıyor, sadece bu yıl 300 hoca yurt dışında araştırmalarını sürdürmüş,prof. sayısı, doç. sayısı geçmişle kıyas kabul etmez derecede yüksek, itibarsa itibar, makaleyse makale, labaratuvarsa labaratuvar, Rektör daha ne yapsın, bilimi, eğitimi o mu yapacak, yoksa bilim ve eğitim için altyapı sağlayıp bunları koordine mi edecek? Bence sizin Ağaoğlu fantazinin çok yanlış, ya da Ağaoğlu’nun yanlış tanıyorsunuz
insaf yahu ya..
06 Ekim 2012 at 14:34
o saydıklarını, rektör bey cebinden mi yaptırıyor….
unutma ki bunları yaptırmak rektör olarak temel görevleri arasında. yapması gereken işi yaptığı için reklam sadece taşra üniversitesinde olur..
geçmiş dönemleri örnek verme sakın tilki
İnsaf
06 Ekim 2012 at 15:09
Elbette yukarıda sayılanları Rektör cebinden yaptırmıyor, ancak açıkça görülüyor ki kaynakları cebine de atmıyor. Gecesini gündüzüne katıp ÇOMÜ için çalışıyor. Yukarıda sayılan inşaatları denetlemek bile bir rektörün gecesini gündüzünü alır. Kütüphaneyi 80 bin kitaptan alıp 300 bin kitapa getirmek sadece masallarda ve Çanakkale’de olur. Ayrıca Vefa da İstanbul’de bir semt sanırım. Takdir etme yetileri alınmış kişilerin hepsi de buralarda toplanmış heralde, ya da Eğiitim-Senciler bugün çok aktifler
niyazi ye
06 Ekim 2012 at 14:39
Niyazicim sanırım sen hiç makale yazmadığın için, bir makalenin yayın sürecinin ne kadar sürdüğünü ve sürecin nasıl olduğunu bilmiyorsun.
haa ama öyle kafa-kol ilişkileri ile doktora yaptığınız yerin veya doktora yaptığınz yerden arkadaşlarınızın editör oldukları dergilerde hemen yayınlatıyorsan bi şey diyemem.
haa bi de predatory dergiler var basıyorsun parayı, kapıyorsun puanı…
Niyazi
06 Ekim 2012 at 15:11
Bu dediklerini sen iyi biliyorsun herhalde arkadaş. ÇOMÜ’de makale sayısı artıyor. Demek ki hoca sayısı artıyor, iyi hocalar geliyor, makale yazma isteği artıyor vs. vs. Yükselen bir trend var, onu söylüyoruz. Makale sayısı bu yıl azalsa o zaman da hemen çıkıp “bak gördün mü yeni rektör makale sayısını azalttı” derdiniz. Kısacası size beğenilmek mümkün değil. Sizi Cennet bile paklamaz
Yakışır
07 Ekim 2012 at 05:05
2. Çelen Vajası olmuş. Kadir kendisini aşmış, Çelenleşmiş. Tebrik ediyorum çıktığı yolda. Zındık daha neki, Kadir’den daha özlü sözler de duyarız yakında. Hatta Mutan’ın takımına katılırsa şaşırmayın. Benim gönlümden Mutan, Çelen, Sermet, Gökhan, Fatih, Murat company geçiyor. Bu 6’lı Yalova’da yemek yiyor, hesaplar Çanakkale belediyeden. Ne dersiniz yakışmaz mıydı
Ahmet
07 Ekim 2012 at 05:54
Kadir Kenar’ın böyle bir iftirayı neden attığını hala anlayabilmiş değilim. Bence isteyerek yapmamıştır
Hikmet
07 Ekim 2012 at 11:19
Kadir Kenar iftira atmış. Mehmet Çelen de hakaret edip duruyor. En son Murat Kıray da Hamit Hoca’ya ve Firuze Hanım’a ‘hamam böceği’ demiş. Bu adamların eğitimi ne Allah aşkına, sokak kelimeleri olamdan konuşamıyorlar mı. Fikri olmayan hakaret eder derler, yoksa vaziyetin nedeni bu mu?
Adınız...
08 Ekim 2012 at 10:14
sayın kadir kenar, chp yaltakçılığı yapmak gazetecilik değildir. birilerijnden yemlenerek kalem oynatmak gazetecilik değildir.
savunduğunuz adamlar ve savunduğunuz ideoloji Üniversiteyi ( 1999 -2011) yılları arasında çok kötü bir şekilde yönetmiştir. Mobingler artmış ,Siyasi görüşüne göre sürgünler artmış, İdari ve akademik personel hakarete uğramış aşağılanmıştır. bu da yetmemiş , savunduğunuz adamlar ( 1999 -2011) yılalrı arasında üniversitede pkk yandaşı ve dhkp-c yandaşı öğrencilere bus vermiş,bu öğrenciler korunup kollanmış, üniversiteyi sorunsuz bir şekilde sınav soruları dahi verilerek mezun eidlmiştir.
eğer bu adamların yaptıkları bu iğrenççe olaylarını savunuyorsanız, size de kandil de gazetecilik yapmanızı tavsiye ederim.
Beslemeye
09 Ekim 2012 at 07:29
Haftalık besleme yemin kesildi herhalde ki hırıltıların yükselmeye başladı köşenden.
Geçti değil mi o verimli günler. Artık ne Hamdi Abi kaldı ne Cumhur Abi. AKP de elini eteğini çekti.
Sadece belediye hayvan barınağı bakımını görüyor.
Geber açlıktan.
Sen ve emsalinin hortumladıklarından dolayı bu kent rezil bir hayat yaşıyor.
Senin yüzünden en pahalı suyu, en pahalı otobüsü kullanıyoruz.
Bilim yuvası mı?
10 Ekim 2012 at 02:53
Kadir Kenar bugün “Bir makas, bir büyüteç ve bir de ayna” başlıklı yazısı ile asıl iftiracıların kimler olduğunu gözler önüne sermiş. Üniversitede “Makale yazma teknikleri” semineri yerine öncelikle “Okuduğunu anlama teknikleri” seminerleri düzenlenmeli. Yukarıdaki basın açıklamasını hazırlayanlar derhal bu seminerlerden yararlandırılmalıdır.
Kadir Kenar'ı Öne Süren Çakal
10 Ekim 2012 at 09:17
O yazı; yüz kızartıcı, büyük bir kuruma açıkça ve aleni iftira içeren bir yazı.
Utanç yazısı, şu an Çanakkale Adliyesi’nde yargıçların görev alanında.
Böyle bir yazı sonrası kişinin utancından Kordon’a bile çıkamaması lazım.
Ama bizim Yenice’li Kadir daha önceki örneklerde olduğu gibi “Valla ben o yazıyı yazdığımda Cumhuriyet Meydanı’nda top olup olmadığının bile farkında değildim” diyecektir.
Dedim ya yüzzzz.
Devlet Millet Düşmanları
10 Ekim 2012 at 09:20
Dışarıdan gelip Çanakkale’ye çöreklenmiş parazitler Truva Eşşeklerini kullanıyorlar.
Bizim buralarda eşşek çok, semer de çok, yeter ki arpasını yulafını ver bin sırtına.
Kadir, Sevgili Hemşehrim
10 Ekim 2012 at 11:32
Üzülüyorum sana.
Niye böyle yapıyorsun?
Çanakkaleliliğini ve iyi niyetini istismar ediyorlar, farkında değil misin?
Kendileri “yabanilik”lerinden dolayı içlerinde olup söyleyemediklerini senin gibi temiz memleket evladına söyletmeye çalışıyorlar.
Sen benden iyi bilmiyor musun bu “sosyalist” istismarcıları?
Yıllarca sigortasız işçi çalıştıranları, gepegenç çocukların sağlıklarıyla oynayanları.
Hayallerini yıkanları.
Kamuya ait bina ve araziler çöreklenen haramileri.
Kadir, yazdığın o yazı bir Çanakkaleli olarak bizi üzdü.
Yakışmadı Kadir! Mızmız bir çocuk edasıyla “Sayın Bakanım” diyen şikayet dilekçen.
Hele “üniversite yönetimi bize zındık diyor” ifaden… İldeki ve eldeki itibarını da fazlasıyla zedeledi.
2012 yılındayız Kadir..
Sermet’in o dolambaçlı kaçamaklı açıklamaları Çanakkale vicdanında Olay Gazetesini ve o üzücü yazıyı aklamaz.
Olay Patroniçesi ve Sermet; tarih önünde bu ile verdikleri zararları kamu vicdanı ve ölmemişse kendi vicdanlarına verecekler.
Ama Kadir, sen düşme bu tuzağa.
Binme Çanakkale’ye ve değerlerine yabanilerin kayığına.
Adınız...
04 Aralık 2012 at 03:17
zındık demenin binlerce yolu vardır. iması vardır, tavrı vardır vs vs. ama komik olan Türk insanı bu kadar kıvrak zekalıyken, şuan bu olaya bu kadar dümdüz bakması. herkes elbette biliyor ki yazıyı kaleme alan kişi, “bize zındıklar dediler” ifadesini mübalağa amaçlı kullanmıştır. asıl neyi nasıl ayırdıklarını ifade etmek istemiştir. direk bu ifadenin çıkması durumunu tartışan bu kadar zeki insan olması hayrete düşürdü beni. üniv. kasıtlı olarak tabi kelime üstünde duracak. ama siz niye dümdüz alıyorsunuz olayı. hani örnek vereceğim ayıp olur diye kendimden utanıyorum ama; bu şey gibidir; biri sizi ötelediğinde “bunlar bizi tü kaka olarak görüyor” der olayı hissettirmeye çalışırız ya hani, sonuçta o kişiler bize dönüp, yüzümüze “siz tü kakasınız” demez. E, adamda hissettiği durumu yazmış. nitekim kimse kimseyi afedersiniz ama bir şeyin bi tarafına sokup çıkarmaz gerçek anlamda değil mi? ama içine düşülen durumu ifade etmek için bu tabir kullanılır. hadi o zaman bu nasıl yapılabilir diye bunu da tartışalım…