Genel
Hicret ve Hicrî Yılbaşı
Bu yazı tumhaber.com’dan alıntılanmıştır.
Hicrî 1 Muharrem 1434 tarihinin miladi karşılığı olan 15 Kasım 2012 Perşembe günü Müslümanların hicrî yılbaşısıdır. Bununla, Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretinin üzerinden 1434 yıl geçmiş oluyor. Yani dünya 1434 senedir Hz. Peygamber’in kutlu şahsiyetinden mahrum vaziyette. Ancak O’nun getirdiği mesaj elimizde taptaze duruyor ve uygulanmayı ve hayata geçirilmeyi bekliyor. Aslında insanlığa düşen, bugünkü bunalımlardan ve zulümlerden kurtulup dünyevi ve uhrevi mutluluğa kavuşmak için O’nun bu taptaze mesajına uymaktan başka bir şey değil.
Sözlükte terk etmek, ayrılmak, bir yerden başka bir yere göç etmek anlamına gelen Hicret kelimesi, İslâmî ıstılahta özelde Mekkeli Müslümanların Medine’ye göç etmelerini, genelde ise Müslüman olmayan bir ülkeden Müslüman bir ülkeye göç etmeyi ifade ediyor.
On üç yıl Mekke’deki tebliğ faaliyetlerinden istenen neticenin alınamadığını gören Hz. Peygamber, Taif’te de İslam’a ve Müslümanlara bir hareket alanı bulunamayacağını görünce Yüce Allah’ın emriyle Medine’ye göç etmeye karar vermişti. Böylelikle Peygamberliğinin on ikinci yılının son ayı olan Zilhicce’de yapılan İkinci Akabe Biatı’nda Medine’ye hicret kararlaştırılmıştı. Temmuz 622’ye karşılık gelen on üçüncü yılın Muharrem ayında Medine’ye hicret başladı. Peygamberimiz hicret beldesi Medine’yi, “Sizin hicret edeceğiniz yerin iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi” hadisiyle ifade etmiştir. Böylece Müslümanlar Muharrem ve Safer aylarında hicret etmeye başlayarak Ensâr tarafından Medine çevresindeki “Avâlî” denilen köylere yerleştirildiler.
Hz. Peygamber en yakın arkadaşı Hz. Ebubekir ile birlikte yaşadığı hicret yolculuğunda 12 Rabiulevvel/23 Eylül 622 Pazartesi Medine’ye bir saat uzaklıktaki Kuba köyüne ulaştı. Hemen Kuba’da bir mescit yaptırarak burada namaz kıldı. Bundan 14 gün sonra da bir Cuma günü Medine’ye hareket ederek yolda “Rânûnâ Vâdisi”nde ilk Cuma Namazını kıldırdı. Bundan sonra eski adı Yesrib, medeniyetin beşiği olarak yeni adı Medine olan kutlu belde İslam’ın nurunu bütün cihana yayacağı merkez nokta olacaktı. Nitekim hicretten Hz. Peygamber’in vefatına kadar geçen on yıl içinde İslam ve Müslümanlar muhteşem bir gelişme göstererek Mekke fethedilmiş, neredeyse bütün Arap yarımadası Müslüman olmuş, İslam’ın mesajı Hz. Peygamber’in yazdığı davet mektupları ile çevre ülkelerin hükümdarlarına kadar ulaşmıştı.
Şüphesiz Hicret bir kaçış ve bir acziyet değildir. İslâm inkılâbının bir dönüm noktası olarak alternatif bir çözümdür ve yeni bir solukla yeni bir başlangıç yapacak yeni bir mekan edinmek ve yeni şartlar aramaktır. Hicret Allah için gerektiğinde canını, malını ve her şeyini terk etmek ve dünyanın gerçekten ama gerçekten fani olduğunu idrak etmektir.
Bu durumuyla Hicret Allah katında şüphesiz çok büyük karşılığı olan bir ibadettir. Nitekim Yüce Allah bununla ilgili şöyle buyurmaktadır: “İman edip hicret edenlerin ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha üstündür. İşte onlar, başarıya erenlerin ta kendileridir.” (Tevbe, 9/20). “Onlar hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler. Andolsun ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım”. (Al-i İmran, 3/195).
Yüce Allah’ın bu müjdesi, öncelikle Hz. Peygamber ve ashabını kapsamakla birlikte, O’ndan sonra her hangi bir devirde hicret etmek zorunda kalan Müslümanları da kapsamaktadır. Bu yüzden aşağıdaki ayetler hicretin gereğinden açık bir şekilde söz etmekte ve dinlerini ve inançlarını yaşamak için hicret yolunu tutmayanların mazeretlerinin geçersiz olacağını beyan etmektedir:
“Melekler, kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, ‘Ne işte idiniz?’ derler. Onlar da, ‘Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik’, derler. Melekler, ‘Allah’ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?’, derler. İşte bunların varacakları yer Cehennemdir. O ne kötü gidiş yeridir. Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç”. (Nisâ, 4/ 97, 98).
Kur’an’ın bu ayetlerine göre gerek Hz. Peygamber devrinde, gerek kendisinden sonra Hicret etmek zorunda olup da buna gücü yettiği halde hicret etmeyenlerin günah ve haram içinde oldukları, üzerinde Müslüman bilginlerin icmâ/sözbirliği ettikleri bir husustur. Bu hüküm kıyamete kadar devam edecek olan genel bir hükümdür. Hz. Peygamber’in “Fetihten sonra hicret yoktur” (Müslim) hadisi, Mekke’nin fethinden sonra Mekke’den Medine’ye hicreti kapsamaktadır.
Yüce Allah kendi yolunda hicret edenlerin gittikleri yerde rahatlık ve ferahlık içinde olacaklarını, hicret esnasında ölenlerin de Cennet’e gideceklerini de şu sözleriyle beyan buyurmuştur: “Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek, barınacak birçok yer bulur, genişlik de bulur. Kim evinden Allah ve Rasulune muhâcir olarak çıkıp da sonra yolda ölürse, onun mükâfatı Allah’a aittir”. (Nisâ, 4/100). Bu yüzden geçim endişesi ve yolda karşılaşılacak zorluklar hicret etmenin önünde bir mazeret kabul edilmemiştir.
Burada özellikle dikkat çekmemiz gereken çok önemli bir husus daha vardır. O da Hicret’in yalnızca bir tarihi olay olmadığı, gerektiğinde bu tarihi olayın tekrarlanmasıyla birlikte Müslüman için bütün kötülüklerden kaçarak Allah’a yönelme anlamını da ifade ettiğidir. Nitekim Hz. Peygamber bu durumu şu hadis-i şerifleriyle ifade etmişlerdir:
“Gerçek muhacir, Allah’ın yasakladığı şeylerden kaçınan, onları terk eden kimsedir.” (Buhari). “Hicret, kötülüğü terk etmendir.” (Müsned). “Gerçek muhacir, hata ve günahları terk edendir.” (İbni Mace). “Gerçek muhacir, Allah’ın üzerine haram kıldığı şeyleri terk edendir.” (Ebu Davud). “Mekke fethinden sonra hicret yoktur, ancak aynı derecede sevap olan cihat ve iyi niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman severek koşun.” (Müslim).
Görüldüğü gibi Hicret, İslam tarihinin dönüm noktası olmakla birlikte Müslümanın hayatında her zaman devam edecek olan kutlu bir olaydır. Hicretin bu önemine binaen Medine’ye hicretten 17 yıl sonra, Hz. Ömer’in hilâfeti sırasında Hz. Peygamber’in hicret ettiği yılın 1 Muharrem günü olan 16 Temmuz 622 tarihi hicrî/kamerî takvim için yılbaşı olarak kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’in hicreti 12 Rabiulevvel/23 Eylül 622’dir.
İslam Dini’nde mübarek günler ve geceler ve dini bayramlar hicrî/kamerî yıl itibariyle kutlanmakta ve hac, oruç, kurban ve bayram günleri, kameri aylara göre tespit edilmektedir. Ayın hareketlerine göre düzenlenen hicrî/kamerî yıl 354 gün çektiği için güneşin hareketlerine göre düzenlenen miladî yıla göre her yıl on gün önce gelmekte, bu yüzden oruç, hac ve kandil geceleri her yıl on gün erken başlayarak bu ibadetlerin yılın her mevsiminde yaşanması sağlanmaktadır.
Hicrî yılın ilk ayı olan Muharrem ayı İslamiyet’ten önce de Araplar arasında Zilkâde, Zilhicce ve Receb ayı ile birlikte hürmete layık anlamında haram aylar olarak kabul ediliyordu ve bu ayda savaşılmazdı. Ancak Muharrem ayında savaşmak isteyince hile yaparak o yılda Muharrem ayının ismini sonraki aya koyarlar, sonraki ayın ismini de Muharrem ayına verirlerdi. Tövbe suresinin 37. ayeti ile haram ayların yerlerinin değiştirilmesi yasaklanmıştır.
Değerli okuyucularımın hicrî yılbaşını ve Muharrem ayını tebrik ediyorum. Hepimizin kazalardan, belalardan, musibetlerden, hastalıklardan azade, hayırlı, mutlu, huzurlu ve müreffeh bir yıl geçirmemizi Yüce Allah’tan diliyorum. Allah’a emanet olunuz…
Genel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.
“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”
Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.
Genel
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.
1. Kimlik Belgesi Fotokopisi
2. Adli Sicil Kaydı
3. Banka Hesap Numarası
4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)
5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi
6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)
Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.
Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.
Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.
AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.
Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.
Genel
Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında, TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz
Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.
Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz
İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir
Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.
Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda, başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.
Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.
CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.
“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.
Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.
Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.
-
Genel5 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları
-
Kariyer6 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
-
Kariyer6 ay önce
ÇOMÜ’de 1406 Öğrenci İŞKUR Programından Faydalanacak!
-
Üniversiteler6 ay önce
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak
Adınız...
16 Kasım 2012 at 23:30
Allah razı olsun hocam.
Düzltme
17 Kasım 2012 at 09:10
“Bununla, Hz. Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretinin üzerinden 1434 yıl geçmiş oluyor. Yani dünya 1434 senedir Hz. Peygamber’in kutlu şahsiyetinden mahrum vaziyette.” Sayın Hidayet hocam: Burada MADDİ hata var. Düzeltirseniz daha doğru bir mesaj verilmiş olur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ahirete göçü 1434 sene önce değildir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hicret
Hicret (Arapça: هجرة), Muhammed ve diğer müslümanların baskılar yüzünden 622’de Mekke’den Medine’ye göçüne verilen isimdir. Bu göçün sonucunda Medine’de bir İslam Devleti kurulmuştur.
Son günlerini Hz. Âişe’nin yanında geçiren Hz. Peygamber, vefatına üç gün kala hastalığı ağırlaşınca namazları Hz. Ebû Bekir’in kıldırmasını emretti. Kendisini iyi hissettiği bir sırada Hz. Ali ve Fazl b. Abbas’ın yardımıyla mescide gitti; halka namaz kıldırmakta olan Ebû Bekir geri çekilip mihrabı kendisine bırakmak isteyince devam etmesi için işarette bulundu ve yanında namaza durdu. Vefat ettiği günün sabah namazından sonra Ebû Bekir kendisini ziyaret etti ve hastalığının hafiflediğini görünce izin isteyip evine gitti. Fakat Hz. Peygamber’in durumu birden ağırlaştı. Hz. Âişe’nin söylediğine göre Rasûlullah vefat etmeden önce hafif bir sesle “Lâ ilâhe illallah, ruh teslimi ne zor şeymiş!” dedi ve onun kolları arasında “Maa’r-refîki’l-a‘lâ” (en yüce dosta) sözüyle ruhunu teslim etti (13 Rebîülevvel 11/8 Haziran 632 Pazartesi).
Hidayet Işık
17 Kasım 2012 at 18:17
Arkadaşımıza yaptığı düzeltmeden dolayı teşekkür ediyorum.Hicret 622’de, Hz. Peygamber’in ahirete hicreti ise ondan 10 sene sonra 632’de. Dolayısıyla dünya 1434 değil 1424 senedir O’nun kutlu şahsiyetinden mahrum olmuş oluyor. Tabi burada ben yaklaşık olarak şu kadar sene dünya O’ndan mahrum demek istemiştim. Gözden kaçan bu nokta için özür diliyor, okuyucumuzun dikkatini ve hassasiyetini tebrik ediyorum. H.Işık.
nurullah donkar
29 Kasım 2012 at 16:24
Allah islam alemine barış ve huzur versin..
muharrem 10 mübarek bir gün..
*Hz.Eyübün duası kabul oldu
*Hz. Yunus balıgın karnından kurtuldu.
*hz. Nuh gemisiyle karaya çıktı.
*Hz. Adem affedildi.
*Hz.Yakub Yusufa kavustu.
*Hz.Musa kzıldenizi aştı.
*Hz.Süleymana mal mülk bugunde verildi.
*Efendiler efendisinin şehit edildigi gündür bugun..