Genel
Behzat Ç. ve Diğer Dizilere Dair
’Muhteşem Yüzyıl’ üzerinden bir eleştiri yapmayı düşünmüyorum. Çünkü bu mesele artık kabak tadı vermeye başladı. Dizi başladığından beri aynı tantana. Eğer yaşadığınız toplum kendi ecdadının tarihini dizilerden öğrenecek kadar cahil bırakılmışsa Kanuni’nin ömrünün haremde mi yoksa at üzerinde mi geçtiğinin hiçbir önemi yoktur. Dizilerden anladığım kadarıyla Kanuni’nin ömrü dizi setlerinde geçmiştir! Benim için bir dizinin gerçekçiliği ancak bu kadar olabilir çünkü. Eğer siz ilkokuldan başlayarak lise sona kadar yalan dolan bir tarih müfredatını beyinlere aşılıyor ve bu gidişata da bir dur diyemiyorsanız,7 gün 24 saat Kanuni’nin ömrünün at üzerinde geçtiğini gösteren ‘’Kanuni TV’’ adında bir kanal yayınlasanız bile gerçek tarihinizi ayaklar altından kaldıramazsınız. Neyse, bu dizi hakkında eleştiri yapmayacağım demiştim ben demi? Kapatalım bu konuyu.
Behzat Ç’ye gelmek istiyorum. Severek izlediğim tek dizi. Tabi ki bu sevgide bir Ankaralı olarak Ankara’ya karşı duyduğum empatinin de önemli bir payı var.’Bir Ankara Polisiyesi’ olarak başlayan dizi, şikâyetler, cezalar ve yarattığı polemikler sonucu artık bir ‘Türkiye Polisiyesi’ haline gelmiş durumda. Hatta geçtiğimiz günlerde de bir Amerikan radyosunda kendisinden söz ettirdi. Ülkemizde diziler, filmler öylesine ciddiye alınır bir noktaya geldi ki dizilerdeki karakterlerin fakirliğine, hastalığına gözyaşı döken, ahlaksızlığını yadırgayan ama yanı başındaki komşusunun ne durumda olduğunu bile bilmeyen insanlar haline geldik. Yani o kadar uzaklara dalıyoruz ki yanı başımızı görmekten aciziz. Herkese bir yakın gözlüğü şart! İşte başbakanın da endişesi bu yüzden. Toplum tarafından ekranlarda yayınlanan senaryolu, kurmaca diziler o kadar ciddiye alınır bir noktaya geldi ki başbakanı diktatör olarak gösteren bir dizi yapılsa emin olun Ak Parti’nin oylarında düşüş kaçınılmaz olacaktır.
Behzat Ç’ye yöneltilen eleştirilere bakalım: fazla alkol tüketilmesi, küfürlerin bolca kullanımı, evlilik dışı ilişkilerin olması, vs… Bilmiyorum dizinin son bölümü olan 80. bölümünü izlediniz mi ama izlediğiniz zaman bu dizinin diğer dizilerden gerçekten farklı olduğunu anlayacaksınız. KCK, anadilde savunma meselesi, öğrenci olayları… Bu konulara değinildi son bölümde. Kuzey ve Güney’in aşklarından daha mı önemsiz, daha mı boş konular bunlar? Dizide verilmeye çalışılan mesajı beğenirsiniz, beğenmezseniz orası eğer bir beyniniz varsa sizin yorumunuza kalmıştır. Diziye yöneltilen eleştirilere gelince… Bu konuda önemli olan nokta ve sorulması gereken soru şudur: dizinin senaristi bu eleştirilen konuları halktan mı alıyor yoksa halk bu eleştirilen davranışları diziden mi alıyor? Eğer halkın belli bir kısmı Behzat Ç’yi izleyerek bu eleştirilen davranışları sergiliyorsa Behzat Ç’ye yöneltilen eleştirileri sonuna kadar haklı bulurdum ama durum bana göre öyle değil. Dizide işlenen hayat tarzı halkın tümüne hitap etmese de gerçek dışı olan hiçbir şey yok.’Behzat Ç’ adında bir dizi yok iken Ankara pavyonları yok muydu? İçki içilmiyor muydu? Küfür edilmiyor muydu? Eğer ayıplanması, kınanması gereken bir şey görüyorsak bunun yaşadığımız hayatın içinde yapılması gerekmez mi? Ama dediğim gibi artık diziler, filmler öylesine ciddiye alınır bir noktaya geldi ki koskoca Kanuni dizide haremden çıkmayınca toplumun gözünde de birden düşüverdi tabi… Peki, yasaklar çözüm olur mu? Yasaklar belki çözüm olabilir ama yasaklamak bir çözüm müdür?