BİRİM HABERLERİ
Hormonlu Tavuk mu Yiyoruz?
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar’ın yapmış olduğu “Biliyorum canınız sıkılacak, yüreğiniz kabaracak, üzüleceksiniz ama gerçekleri öğrenmeniz lazım. Daha yumurtadan çıkar çıkmaz civcive antibiyotik veriliyor. Kemikleri gelişmesin, sadece et yapsın diye. Tavuklar tarlada ki patatesler gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız da kıpırdamıyorlar. Bu inanılmaz bir vicdansızlıktır ”açıklaması yankı buldu ve kuşkulara sebep oldu.
Dizdar’ın bu açıklamalarına cevap ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Pala’dan geldi. Pala, ÇOMÜ Basın Koordinatörlüğüne verdiği röportajda tavuklar hakkındaki iddialara cevap verdi. Ve “Bu işlerin nasıl yapıldığını bilmeyen insanlar çıkıyorlar bilgi eksiklikleri ile konuşuyorlar ve böyle tartışmalar çıkıyor ortaya” dedi.
Çocuklarına da tavuk yedirdiğini söyleyen Pala “Bu konuda çok rahatım” dedi ve ekledi:
“Tavukta problem falan yok. Ette de bir problem yok. İnsanların imkânları varsa, müstakil evlerde oturuyorlarsa ve bahçeleri de varsa, evet alsınlar tavuklarını bahçelerinde baksınlar. Sütlerini kendileri üretsinler. Bu çocuklar içinde çok iyi olur. Çocuklar da hayvan görerek büyürler ama bu bir sorun olduğu için hayvan besleme kaygısına düşmesinler. Yediğimiz tavuk tavuk, içtiğimiz süt de süt.”
Kaynak: comu.edu.tr
Pingback: Hormonlu Tavuk mu Yiyoruz? « Çanakkale Haberleri
biz de yemiyoruz
08 Şubat 2013 at 22:50
Akın Pala hocam insaf yahu insaf!
Beyaz etin yaygınlaşmadığı yani yaklaşık 30 yıl önceyi düşünün bakalım.
Tavuklar pazardan alınır, evde kesilir, tüyleri annelerimiz yolunurdu. Bu tavuklardan yapılan çorbalar, yemekler, arabaşılar çok lezzetli, çok tatlı idi.
Şimdi ise marketlerden aldığımız ve 45 günde hormonlarla, ilaçlı yemlerle büyütülen tavukların, piliçlerin bir tadı var mı? Saman gibi tatları var.
Günümüzün market tavuklarındaki olmayan lezzet bile bu tavukları yememek için yeterli sebeb. Akın hocaya katılmak mümkün değil.
45 günde piliç mi yetişir? Fıtratı, yaratılışını, doğasını bozarsanız olacağı budur işte: Kanserli hastalar artar.
Bırakın piliçler, tavuklar doğal ortamda 8 veya 9 ayda yetişsin de biz de gönül rahatlığıyla hem yiyelim hem de çocuklarımıza yedirelim.
Eskiden beri hep ilkokul öğretmenlerimizden itibaren duyarız: Sakın ha pastörize süt için. Sokakta satılan sütleri içmeyin, diye.
Öğretmenlerimize inat annelerimiz sokakta satılan sütleri aldılar, pişirdiler, içtiler ve bize de içirdiler.
Sokak sütünden hastalananları ben duymadım ama marketlerde satılan pastörize sütlere raf ömrünü artırmak için sağlığa zararlı kimyasallar atıldığını okuduk.
Ayrıntılı bilgi için:
gidahareketi org
canankaratay net