Öğrenciye Kalkan Eller

Geçen haftaki yazımda gecenin bir yarısı ellerini kollarını sallayarak KYK yurduna giren saldırganların 3 öğrenciyi linç edişini ve bu olaylar sırasında meydana gelen güvenlik rezaletini yazmıştım. Bu yazımda da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan güvenlik rezaletine dikkat çekmek istiyorum. Olayı birçoğumuz biliyordur. Yemek fiyatlarını protesto etmek isteyen 20 kadar öğrenci üniversitenin özel güvenliğinden sağlam bir sopa yiyor. Sonra polise teslim ediliyor. Olay anının görüntüleri de mevcut. Çanakkale’de de Eskişehir’de de dayak yiyen öğrenci oluyor. Aslında iki olay arasında pekte bir fark yok. İki şehrin üniversitesinde de mağdur olan öğrenciler ve rezalete imza atan özel güvenlikler var… Çanakkale’de yaşanan öğrenci mağduriyetinde güvenlik müdahale de bulunmazken ya da bulunamazken; Eskişehir’de yaşanan mağduriyette öğrenci güvenlikten sağlam bir dayak yiyor. Yani iki şehirde yaşanan güvenlik rezaletinde de ‘’güvenlik’’ öğrenciye ne güven veriyor, ne de öğrencinin güvenliğini sağlayabiliyor. İki şehirde de öğrenciye el kalkıyor. Okumak için çabalayan, okurken aynı zamanda haklarını savunmak için küçük bir protesto gösterisi yapmak isteyen çocuklar tekme-tokat dayak yiyor, darp ediliyor. Fakat ne gariptir ki Çanakkale’de öğrenciye el kaldıranlara ‘’saldırgan’’ denilirken Eskişehir’de ki öğrencilere el kaldıranlardan ‘’ güvenlik ‘’ diye bahsediliyor! Peki, bu sözde ‘’güvelik’’ler kime saldırıyor? Teröriste mi, hırsıza mı, tecavüz zanlısına mı? Hayır! Sadece okuldaki yemek fiyatlarına yapılan zammı protesto etmek için hazırladıkları sandviçleri yemekhanedeki öğrenci arkadaşlarına dağıtmak isteyen protestocu öğrencilere saldırıyorlar. Yani bu protestocu arkadaşların elinde ne taş var, ne sopa var, ne de silah var. Âmâ yine de terörist muamelesine maruz kalarak sağlam bir dayak yiyorlar. Peki, bir özel güvenliğin bunları yapmaya yetkisi var mıdır? Bir güvenliğin yerde yatan protestocu öğrenciye tekme atmaya hakkı var mıdır? Tabi ki de yoktur. Bırakın özel güvenliği ellerinde hiçbir saldırı araç-gereci bulunmayan, sadece protesto hakkını kullanmak isteyen bu öğrencilere polisin bile bu tarz bir müdahale de bulunma yetkisi yoktur. Çanakkale’de ve Eskişehir’de yaşanan olaylara baktığımızda ülkemizde ki ‘’özel güvenlik’’ sektörünün işini, yetkisini bilmeyen insanların elinde olduğunu görüyoruz. Çünkü insanların can sağlığı güvenliğinin sağlanması gibi önemli bir görev icra etmesi gereken bu sektör artık öyle bir noktaya gelmiş ki iş bulamayan, paraya ihtiyacı olan insanların 1-2 aylık ucube bir eğitimle ‘’özel güvenlik sertifikası’’ alarak bilinçsizce yaptığı bir işe dönüşmüş durumda. Eminim o öğrencilere saldıran güvenlikçilerden hiçbirisi elinde bir saldırı araç-gereci bulunmayan protestoculara tekme-tokat dalma gibi bir yetkisinin olmadığını bilmiyordur.

Umarım yaşanan bu rezaletler kısa bir süre içerisinde son bulur ve öğrencilere kalkan eller bir an önce iner. Zaten bin bir türlü zorlukla boğuşarak okumaya çalışan öğrencilerimizin tepesine bir de özel güvenlik ya da ‘’özel güvenliksiz’’ sopası inmez!