Güzelyalı Cenneti-Cehennemi

Güzelyalı adeta cennetten bir köşe… Eğer Almanların veya İsviçrelilerin böyle bir kasabası olsaydı emin olun Güzelyalı dünyanın sayılı tatil beldelerinden biri olurdu… Deniz ve ormanın kucaklaştığı bir yer Güzelyalı… Zeytin ağaçları ve çam ağaçları iç içe geçmiş bir halde. Denizi kendi haline kalsa tertemiz, akvaryum gibi…

***

Güzelyalı’nın güzelliklerini, kendine has tatlarını saymakla bitmez… Ama bu güzelliği görmeye artık dayanamıyorum, can çekiyor her gün sanki… Kazdağları için gösteri yapanlar Güzelyalı’ya duyarsız, hatta bu göstericilerin bazıları bizzat boğazını sıkıyor güzelim Güzelyalı’nın…

Bir kere kanalizasyon yok Güzelyalı’da… Her evin önü aynı zamanda pislik kuyusu. İnsanlar tuvaletlerinin üzerinde yaşamak zorundalar. Ara ara vidanjör çağırıyorsunuz, dünyanın parasını verip çektiriyorsunuz pisliğinizi. İlke çağlardaki gibi… Fakat nafile. Bazı yerlerde çukurlar birkaç güne doluyor. Hele hele bu yıl, o kadar çok yağmur yağdı ki, kuyular doldu doldu taştı. Bazı sokaklarda kuyular yollara akıyor… Elbette yol bulup denize akan kanalizasyon artıkları da sır değil… Belediye şu kadarcık Güzelyalı’nın kanalizasyon işini halledemedi. Hala Güzelyalı üstü cennet altı cehennem gibi… İlkellik yıllardır devam edip duruyor…

Yollar da berbat Güzelyalı’da. Arada bir en kalitesizinden asfaltlanan yollar inişli çıkışlı… Her yağmurdan sonra çukurlar açılıyor… Ve son olarak heyelan iyiden iyiye bozdu yolları…

***

Heyelan demişken neredeyse 10 yıldır kayıyor Güzelyalı’nın altı… Yani sadece bu yıl kaymadı… Ama kimsenin umurunda değildi kayma… Orman “bana ne diyor”, Karayolları “beni ilgilendirmez” havasında, Belediye ise sadece vergi toplarken var, başka zamanlarda görmek zor… Yani ne yerel yönetim, ne de merkezi kurumlar Güzelyalı’ya Fransız… Göz göre göre kaydı caanım Güzelyalı Boğaz’a doğru, ve devam ediyor kaymaya…

Sonra, Güzelyalı’da su ve elektrik kesintisi rutindir. Sular kesilir, size bir gün veya birkaç saat içinde suyunuzun geleceği söylenir, ama bekle Allah bekle, sularınız birkaç gün sonra gelir. Çanakkale’nin Hakkarisi gibidir Güzelyalı. Mahalle çeşmelerinden su çekmek zorunda kalırsınız. Oysa Çanakkale’de en yüksek su faturaları hep Güzelyalı’daki evlere gelir… Elektrik kesintisi ise Allah’ın emri gibidir, her gün en az birkaç kez…

Elektriğin, suyun ve kanalizasyonun bile sorun olduğu yerde doğalgaz olur mu? Olmaz elbette… gaz idaresi Güzelyalı’yı düşünmez. Bu nedenle ya soba yakarsınız denize nazır, ya da klimayı çalıştırırsınız ay sonu gelen faturayı düşünerek…

Güzelyalı’yı yaradan güzel yaratmış… Ne var ki bizler kıymetini bilemiyoruz. Güzelyalı’ya ve Güzelyalılılara karşı pek bir nankörüz… Ama artık yeter, böylesine bir güzelliğin denize kaymasına seyirci mi kalacağız?