Genel
Haydar Kaleli; Yılan ile Birliktelik
DEMOKRAT ÇANAKKALE – Haydar Kaleli /Konuk Yazar
Yılan, hayvanlar arasında en soğuk ve insana en itici gelenidir. Öyle ki her hayvanın yavrusu az çok sevimlilik taşırken yılanın yavrusu dahi sevilmez.
O; tarih boyunca doğuda ve batıda kötünün, hainin, nankörün, istismarcının sembolü olarak görülmüştür. Kötülüğü ifade adına sözcüklerin yetersiz kaldığı, sıfatların kifayetsiz olduğu yerlerde yazarlar ona başvurmuşlar, onu kullanmışlardır.
Bu ne derece doğru bir yaklaşımdır bilemiyorum. Ancak Yunus’un kültürel soyundan gelen bizler “yaradılanı hoş gördük, Yaradan’dan ötürü” terbiyemiz ile bir varlığın bu derece hor ve hakir görülmesini de hoş karşılayamayız.
Muhakkak ilgili bilim dallarında çalışanların çok daha detayı ile bildikleri şeyler var. O da evrende boş ve gereksiz hiçbir şeyin olmadığı, bir zincirin halkası olduğu. Bu açıdan yılan da bir gereklilik.
Bu tabiat zincirinin içerisinde yılansız bir yaşam tasavvur etmek mümkün değildir. Sözgelimi o ürkütücü görünüşü ile birlikte yılan, tarımın ve meyveliklerin vazgeçilmez unsurudur. Yılanın hiç barınamadığı bir arazi farelerin cirit attığı, meyve köklerinin tarumar olduğu talihsiz bir arazidir.
Bir başka pencereden bakacak olursak yılan yaradılışının gereğini yapar. Isırır ve zehrini zerk eder. Bu onun tabiatına, genlerine yerleştirilmiş bir niteliktir. Ve bunu yapmadan da yaşayamaz. O’nun için ısırmak ve zehirlemek yaşamın temel gerekliliklerinden birisidir.
Buradan hareketle karakter ve huy olarak yılana benzetilen insanlar da tıynetlerinin gereğini yapmadan yaşayamazlar. Üç gün değil, beş gün değil ama bir gün mutlaka oturup kalktıkları, yiyip içtikleri, belki dost canlısı göründükleri çevrelerini sokarlar, zehirlerini akıtırlar ve alıp başını giderler.
Zehir vücuduna hızla nüfuz eden safderun gördüğü nankörlüğe mi, yitip giden yaşamına mı, ihanetin zehirli hançerinin ciğerlerini dağlamasına mı yansın bilemem. Ama bu dünyada yanacak bir vakti de kalmamıştır aslında. Hesap artık asıl ve asli mahkemeye.
Yılan, yoluna devam eder; yeni dostlar, yeni birliktelikler bulur. Onların kanatları altına girer, onlardan nemalanır, onları sömürür ve yine malum son. Ta ki bir uyanık çıkıp başını ezene kadar bu serüven devam eder.
Akıllı insana düşen, yılan ile bir yatağa girmemektir. Yılan ile oturup kalkmamaktır. Yılan ile yola çıkmamaktır. Nasıl içten görünümlü bir ilişki olursa olsun, kişi ne denli alicenap davranırsa davransın, yılanın güvenliği ve huzuru için nelere katlanırsa katlansın akıllı insan bilir ki işin sonunda sokulup zehirlenmek var.
Siz siz olun yakınınızda yılan beslemeyin.
Adınız...
28 Mart 2013 at 16:49
Akıllıyım çünki, Akp ye chp ye ve Bdp ye oy vermiyorum. bu partililerle muhattap olmuyorum. yılanlardan uzak duruyorum.