İriç, Baro Başkanı’nın Sessizliğini Eleştirdi!

ÇOMÜ Haber | Detay – Çanakkale’de Gezi Parkı Eylemcileri’nin bazı AK Parti’li avukatların kapılarını işaretlendiğine yönelik iddialar önceki gün Çanakkale Barosu Başkanı Bülent Şarlan tarafından doğrulanmıştı.

Şarlan kapı işaretleyen baroya kayıtlı avukatlar hakkında soruşturma açıldığını da söylemişti. Yaşam Gazetesi yazarı Kerem İriç ise Baro Başkanı Bülent Şarlan’a tepki göstererek daha önce açıklama yapması gerektiğini yazdı. Olayın Baro’nun sorumluluğu altına girdiğini belirten İriç, Şarlan’ın  aslında çok duyarlı olduğunu, bu konuda ki sessizliğini ise anlamadığını ifade etti.

İşte o yazı:

Geçtiğimiz hafta “barışın kenti, hoşgörünün kenti” Çanakkale’de okumuş yazmış, koca insanlar neler yaptı biliyor musunuz? AK Partiye yakın bazı avukatların işyerlerini, gezi olaylarını bahane ederek, işaretlediler. Hani o filmlerde gördüğümüz gibi çarpı koymalar, ağaç resmi yapmalar, eylemi yapanlar kim biliyor musunuz?Mahallenin serserileri felan değil, hakkımızı savunmaları için kapılarına gittiğimiz, adaletin bekçileri olan Çanakkale Barosuna kayıtlı üç avukat, ne yazık ki cübbelerinin ağırlığını taşıyamayan üç avukat.

“Aklı başında” bu avukatlar almışlar tebeşiri ellerine bu denli sorumsuzca bir eylemde bulunmuşlar. Akılları, çocukken evlerin zillerine basıp kaçtıkları zamanda kalmış sanırım. Unuttukları ise bu denli sorumsuzca bir eylemin sonucu, zillerine basıp kaçtıkları zamandaki gibi olmayacağıdır.

Kendi gibi düşünmeyenlerin, nefes almasına dahi tahammül etmeyen örümcek kafalı bu zihniyet, öncesinde inkâr etmiş eylemlerini. Biz böyle bir şey yapmadık demişler, sonrasında isimleri birer ikişer belli olunca, iş ciddiye binince, hakkınızda soruşturma açılacak özür dileyin kapansın konu denilince, bu üç“kafadar” sosyal paylaşım sitesinden “evet biz yaptık” demişler, sonucuna da katlanırız, eylemimizin arkasındayız diye açıklamada bulunmuşlar.

Gelen bu itiraftan sonra, olay artık baronun, sayın baro başkanın sorumluluğuna girmiştir. Baroya mensup birkaç avukat İnsan Hakları Komisyonu adı altında bir açıklama yapmaya çalışanlar da çok fazla bir şey ifade etmemektedir bu açıklama. Sayın ŞARLAN’IN atacağı adım, söyleyeceği her kelime “hoşgörünün kenti” Çanakkale için ayrı bir önem taşımaktadır. Fakat gelin görün ki olayı ilk günden beri bilen baro başkanımızın ağzını bıçak açmıyor. Ülkede meydana gelen büyük, küçük her olayda bir basın açıklaması yapan baro başkanımız bu olay karşısında “dut yemiş bülbüle” dönmüştür adeta, bu neyin suskunluğudur başkanım. Kendisine uzatılan mikrofona “iki tarafta bizim avukatımız, görüş belirtmek istemiyorum, prosedür neyi gerektiriyorsa onu yaparız” demek yeterli midir?

Soruşturmanın selameti gibi laflara gerek yok, olay belli, sorumsuzca davranan bu avukatlara karşı,sorumluca davranmak neyi gerektiriyorsa o yapmalı. Kulaktan kulağa yayılan, tarihin karanlık sayfalarında da rastlanan böylesine çirkin bir eylemde sayın baro başkanımız neden sessiz kalmıştır, oysa kendisi çok“duyarlı” bir isimdir.

Gezi parkı olaylarıyla ilgili cübbelerini giyen avukatlara önderlik ederek, Çanakkale sokaklarında slogan atacak kadar “duyarlı” bir başkanın bu denli bir olayda sessiz kalması düşündürücüdür. Olayın ertesinde baro başkanı olarak, oluşabilecek yalan-yanlış haberler için çıkıp bir açıklama yapması gerekmez miydi? Ufak bir idari soruşturma bu olayın kapanmasına yetmez, savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekmez miydi?

Gerçi son dönemde olaylar karşısında susmak moda oldu. Gezi parkı olaylarında AK Parti Çanakkale olarak suskunluğa bürünmüştü. Her ne kadar genel merkez bu şekilde talimat verdi deseler de suya sabuna dokunmayan açıklamalara da razıydık. Bu olayda da yine aynı suskunluklarını koruyorlar. Oysa mağdur olan kendi teşkilatlarına mensup avukatlar, olay fotoğraflarıyla birlikte İl Başkanına bildirilmişken hatta genel merkez dahi bu konuda bilgilendirilmişken bu suskunluk neden?