Eleştiri Haktır

Eleştiri demokrasinin ve modern dünyanın özünü oluşturuyor. Eleştiri hakkı medeniyetin olmazsa olmazı olduğu kadar olgun insan olmanın da ilk basamağı. Eleştiriye tahammülsüz bir kişi hata yapmaya ve hatalarını farketmemeye mahkumdur.

Özellikle kent yaşamında vatandaşlar kent yöneticilerini eleştirir. Bunu yadırgayan bir kişi kent yaşamını hiç bilmiyor demektir…

İster İzmir’de olun, isterseniz İstanbul’da, yol bozuksa belediye başkanına bir selam gönderirsiniz. Bu da garip değildir. Belediye başkanlığına talip olan kişi ne kadar büyük bir sorumluluğu omuzlarına aldığını bilmelidir…

Her gün binlerce yurttaş kahve köşelerinde, aile sohbetlerinde vs. belediye başkanının adını zikreder. Bu anmalar çoğu kez olumsuz şekildedir. Çünkü ideal şehir diye bir şey yoktur, hele hele bizim ülkemiz gibi sonradan kalkınmaya başlamış bir ülkede durum böyledir… Eğer bir belediye başkanı hergün kendisine yol, su veya parklar nedeniyle küfür edildiğini, kendisinin çok sert bir şekilde eleştirildiğini bilmiyor ise o belediye başkanı ya çok saftır ya da gerçekleri görmek istemiyordur…

Elbette belediye başkanları da takdir edilir, verdikleri hizmetler nedeniyle Allah razı olsun denir… Bir belediye başkanı eleştirileri de, takdirleri de aynı olgunlukta karşılayabilmelidir…

Çanakkale’ye dönecek olursam, Çanakkale’nin pek çok sorunu var. Bu sorunlar Ülgür Gökhan’dan önce de vardı, önceki başkan İsmail Özay’dan önce de… Hiç kimse Çanakkale’de belediyeciliğin altın sayfalarından falan bahsetmesin, Çanakkale’de bizler belediyeciliğin altın sayfalarını hiç göremedik… Çanakkale’de kent altyapısı bir hayli sorunlu… Hatta kimi uzmanlar karşımızdaki kente ‘kent’ demekte dahi zorlanıyor…

Aslında sorunları saymaya gerek yok ama ben yine de hatırlatayım: Yollar tek kelimeyle berbat… Yollar sürekli kazılıyor, sonra kötü bir şekilde asfaltlanıyor. Anladım ki bu memlekette asfalt mühendisi bile yok… Arabalarımız taşlı tarlada gider gibi gidiyor… Özel otomobillerde ve kısa mesafelerde bile içimiz dışımıza çıkıyor. Yollar kazılıyor, sonra yapılıyor, sonra yeniden kazılıyor. Küçücük Çanakkale’de yol yapımı bir türlü bitmiyor… Yollar kapatılıyor, alternatif güzergahlar verilmiyor…

Görüyorsunuz işte, sadece yolları yazmak bile insanı çileden çıkartıyor… Bir de kanalizasyon, içme suyu kirliliği, arıtma tesisleri, halk otobüsleri, kaldırımlar, parklar, dolup taşan çöpler ve sivrisinekleri yazsam kimbilir ne kadar sürerdi…

Sözün özü Çanakkale’de kent altyapısı bir felaket… Bunu kabul etmeyen biri olacağını da sanmıyorum. İnsanlar seçimlerde hizmetlerden ziyade particilik motivasyonuyla oy veriyorlar belki ama sorunların herkes farkında…

Tüm bunları neden anlatıyorum derseniz evvela ben Çanakkale’de yaşıyorum ve şikayet etmek en doğal hakkım. Ama bundan daha önemlisi anladığım kadarıyla hem eleştiri hakkımızı kabullenemeyen yöneticilerimiz var, hem de şu saydığım sorunlu tabloyu göremeyen… Bu konuya bir sonraki yazımızda devam edeceğiz…