Genel
ÇOMÜ TV’den Piri Reis Anısına Deniz Güzelliğinde Bir Program: Pupa Yelken
Programın ilk bölümünü çekmek üzere kaptanlığını Avlanma ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alkan Öztekin’in yaptığı araştırma teknesi Bilim 1 ile denize açılan ekip, Çanakkale Boğazı’nda Kerevizdere ile Domuzdere arasında bulunan dalışa serbest bölgede sualtının renkli güzelliklerini görüntüledi.
Pupa Yelken’in Yönetmeni Yrd. Doç. Dr. Ünal Bilir, ÇOMÜ’nün uygulama televizyonu olması nedeni ile ilk planda üniversite ailesinden akademik ve sanatsal çalışmaları ile ön plana çıkan isimlerin üretim mutfağını tanıtmak istediklerini belirtirken; “Esas olarak Üniversitemiz bilim ve sanat insanlarının uzun yıllar emek verdiği projelerini izleyicilerimize tanıtmak, hocalarımızın ürettiği ve genellikle akademik çevrelerin farkında olduğu bilgi, proje ve eserleri daha geniş kitlelere tanıtmak istiyoruz” dedi. Genç bir ekiple ve oldukça mütevazı imkânlarla hazırladıkları programda eksiklik ve hataların bulunabileceğini ifade eden Bilir; “Kuşkusuz profesyonel bir gözle bakıldığında hazırladığımız yapımlarda birçok hata bulunabilir. Ancak biz her şeyden önce öğrencilerimize kendilerini hataları ile birlikte düşe kalka geliştirebilecekleri bir ortam hazırlama amacında olan bir uygulama kurumuyuz” şeklinde konuştu. Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Olcay Hisar ise programın amacını sualtı dünyası hakkında bilinç oluşturmak ve fakültenin sahip olduğu dalış yeterliliğini daha kapsamlı ve tecrübeye dayalı olarak genişletmek olarak tanımladı. Birçok kişinin denizin üzeri ile ilgilendiğini, balıkçılık faaliyeti yürüttüğünü belirten Hisar, halkımızın çoğunlukla sualtında hangi olayların gerçekleştiğini bilmediğin ifade etti. Çanakkale denizlerindeki sualtı dünyasının tanınırlığının da yeterli olmadığını söyleyen Hisar, çekilen programla sualtını tanıtmak ve deniz altındaki faaliyetler hakkında halkı bilinçlendirmek için bir kapı aralamak istediklerini ifade etti. Çekilen programın Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi için de yararlı olacağını ifade eden Olcay Hisar; “Türkiye’deki eğitim sistemi daha ziyade teorik bilgi üzerine kurulu. Teorik bilgiyle donatmış olduğumuz kişiler, uygulamaya geldiği takdirde sanki hiçbir şey bilmiyormuşçasına davranıyor. Mesela Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’nde okuyan bir öğrenci, okul hayatı boyunca hiç teknenin üzerine çıkmamış, hiç balık avına gitmemiş veya gerekli donanımı var ancak dalış yapmamışsa bunun pratik bakımdan eksik kaldığını düşünüyoruz. Bu programlar hem bizi tecrübelendirecek, hem de öğrencilerimize bu alanda daha fazla uygulama imkânı sağlayacaktır” dedi.
Doç. Dr. Uğur Altınağaç ile birlikte programda yayınlanan sualtı görüntülerini kaydeden Doç. Dr. Adnan Ayaz Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde yürüttükleri faaliyetlerle ilgili bilgi verirken, programda yanlış avlanma uygulamaları ve sonuçlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çanakkale kıyılarında hala kaçak trol avcılığından, dinamitle avlanmaya değin birçok yasak ve sakıncalı avlanma usulünün var olduğunu belirten Ayaz, Türkiye genelinde balık stoklarında önemli düşüş veya çöküş olduğunu ifade etti. Gırgır avcılığına ilişkin geçtiğimiz yıl uygulamaya konulan derinlik sınırlamasının çok yerinde ancak yetersiz olduğunu da söyleyen Ayaz, denizleri tehdit eden bir diğer sorunun da kaybolan av araçları ile denize atılan eski ağların olduğunu ifade etti. Bugün 30, 40, 50 hatta 60 metre derin sulardaki taşların bile üstünün ağlarla örtülmüş durumda olduğuna değinen Ayaz, “Örnek vereyim, Babakale’de yaptığımız bir günlük dalış sonunda, yaklaşık bir kamyona yakın ağ kaldırdık dipten. İzmir Körfezi’nde daha önce bir çalışma yapmıştık. Bir yılda 200 kilometre ağın dipte kaldığını öğrendik” dedi. Denizin altında bir çöplük oluşmuş durumda olduğunun altını çizen Ayaz, dipte kalan ağların iki hatta yedi yıla kadar av yaptığını, bunun da deniz habitatında önemli tahribata sebep olduğunu ifade etti.