Genel
Yılmaz Özdil’i Anlamak
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil geçtiğimiz günlerde Halk TV’de katıldığı Arena programında Suriye diktatörü Esad’a yönelik sözleri nedeniyle okurlarından büyük bir tepki aldı. Özdil okurlarından gelen bu tepkilere ertesi gün köşesinden yanıt verdi. Yazısı içinde bu tepki mesajlarına da okuyucu isimlerini söyleyerek yer verdi. Neler dememişler ki Özdil için… ‘’ Tayyip’in avukatısın ‘’ diyenler var , ‘’ Hoca efendinden ne emir aldın, açıkla da bilelim ‘’ diyenler var , ‘’ Cemaatin sözcüsü’’ diyenler var, ‘’ Kaç para aldın AKP’den? ‘’ diye soranlar ve daha niceleri var… Özetlemek gerekirse Özdil hakkında söylenilmeyecek, söylenmesi yanlış olan ne varsa hepsi söylenmiş. Özdil’in bu kadar büyük tepkiler almasına sebep olan konuşmalarını izledim. Başbakana yönelik tek bir övgüsü yok, tek bir sevgi cümlesi yok. Tam aksine yine başbakanı eleştiriyor, dış politikayı eleştiriyor. O zaman neden bu kadar çok tepki aldı bu adam diye soracak olursanız hemen cevap vereyim. Özdil’in bu tepkilere bu hakaretlere maruz kalmasına sebep olan şey, Türkiye Cumhuriyeti başbakanına hakaret eden, binlerce kişinin katili diktatör Esad’a yönelik sert sözleriydi. Esad’ın Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yönelik sözlerinin bu adama yutturulması gerektiğini söylemesiydi. Görüldüğü üzere Özdil’in ulusalcılar tarafından hakaretlere uğraması ve linç edilmesi için başbakanı övmesine falan gerek yokmuş. Halkına karşı ordu gücü kullanan, kimyasal silahla çocukları öldüren, kendi ülkesinde terör estiren bir diktatörün Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yönelik sözlerini eleştirmesi yeterliymiş. Peki bu eleştirilerin sahiplerine göre Yılmaz Özdil ne yapmalıydı? Esad’ı Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yönelik sözlerinden dolayı tebrik etmeliydi. Sırf başbakana karşı olduğu için bu diktatörün yaptığı katliamları görmezden gelmeliydi. Sırf başbakana yönelik ağır sözler söylediği için Esad’ın diktatörlüğünün devam etmesinden yana olmalıydı. CHP’yi Esad gibi bir katil üzerinden AKP’ye muhalefet yapmaması konusunda uyarmamalıydı. Ama Özdil bu konuda bu kadar insafsız olamadı, bu kadar at gözlüklü olamadı, bu kadar sığ düşünceli olamadı. Peki sonra ne oldu? Bütün insafsızlar, bütün at gözlüklüler, bütün sığ düşünceliler Özdil’e saldırmaya, hakaret etmeye başladılar. Ülkesinin başbakanına diktatör bir katil tarafından haksız yere söylenmiş sözlere karşı çıkan Yılmaz Özdil’e karşı müthiş bir linç kampanyası başlatıldı.
Yılmaz Özdil’in şu anki psikolojisini çok iyi anlıyorum. Sadece kafasındaki doğruları açıkladığı için hakaretlere maruz kalmak bir yazar için çok üzücü bir durumdur. Ancak Özdil’in hitap ettiği laik kesimin hassasiyetlerinin ne kadar sert olduğu da ortada. O yüzden Yılmaz Özdil’e tavsiyem eski çizgisine geri dönmesidir. Başbakan ne yaparsa yapsın, hükümet ağzıyla kuş tutsa bile beğenmemeye devam etmelidir. Hükümeti yıpratmak için, devirmek için söylenen her sözü desteklemelidir. Şeriat gelecek, ülke bölünecek safsatalarını yazmaya ara vermemelidir. Yoksa bu adamın sonunu pek hayırlı görmüyorum. Laik kesime hitap eden bir yazar olmadığım için kendimi şanslı hissediyorum ama Özdil’i de anlıyorum…
Kalemimden Arda Kalanlar: İnsanoğlu doğduğunda beyaz ve temizdir ama hayat onu zamanla kirletir, siyahlaştırır… Ve bilirsin ki aynı insanoğlu herkesin kendisi gibi olmasını ister. Bütün insanlar ya kendisi gibi temiz ve beyaz ya da kirli ve siyah olmalıdır…