Genel

Martin Bernal Irkçı mı?

Yayınlandı

-

Türkiye’de çok okunan, ama bir o kadar da en az anlaşılan iki önemli kitap var. Bunlardan birincisi Edward Said’in Şarkiyatçılık kitabı, ikincisi ise, Martin Bernal’ın Kara Atena’sıdır. İkisi de Avrupa kültür tarihinin temellerine inmeye çalışan ve Batı’nın Doğu’yu açıklarken bu temellerden nasıl yola çıktığını gösteren yapıtlardır.

imagesTürkiye’de üzerinde çok yazılan ve tartışılan Said’in Şarkiyatçılık’ı neredeyse bir paradigmaya dönüştü. Bunun nedeni Türk okurlarının Said’in eserini okumaya hazırlıksız başlamalarıydı. Hangi konuda olursa olsun, Avrupa’yı yermek için başlayan tüm çalışmalarda önce Said’ten alıntıyla başlamak moda oldu. Türk entelektüellerinin Şarkiyatçılık’ı nasıl algıladıklarından belki de daha önemlisi, Martin Bernal’ın Kara Atena  eserinde anlattıklarıdır ki bu husus başka bir yazı konusu olabilir.

Provakatif konular ön planda

Martin Bernal 9 Temmuz 2013 tarihinde 76 yaşında öldüğünde Kara Atena yayınlanalı 25 yıl olmuştu. Bernal’ın ölümü sonrasında Türk medyasında neredeyse hiçbir haberin çıkmamış olması, Türkiye’deki entelektüellerin 25 yıl önce başlayan tartışmanın nasıl da dışında kaldıklarını göstermektedir.
İlk yayınlandığı günden sonra Kara Atena kitabı pek çok dile çevrilmiş ve öne sürdüğü tezleri nedeniyle oldukça tartışılmıştır. Ancak özellikle 18. ve 19. yüzyılda yeniden yaratılan Eski Çağ tarihi konusundaki tartışmaların yoğunluğu, Kara Atena kitabının özünde anlatmak istediğinin gözden kaçmasına neden olmuştur. Konu gereği, bazı provakatif konular özellikle, bilinçli olarak ön plana çıkartılmıştır. Newsweek dergisi 23 Eylül 1991 sayısında Kara Atena’ya atıfta bulunarak “Kleopatra zenci miydi?” manşetini atmıştır. Türkiye’de ise Kara Atena yüzeysel olarak kavranmıştır. EdwardSaid’in Şarkiyatçılık eserinde olduğu gibi, teoriye dönüşmeden, sadece Anadolu dışındaki kültürleri “karalama” amaçlı kullanılmıştır. Özünde, Kara Atena’da Bernal aslında farklı uzmanlık alanlarında üretilen bilgilerin arasında gezinmektedir.
Genelleştirerek söylersek, Bernal’ın savunduğu görüş, antik dönem Yunanistan kültürünün oluşumu, binlerce yıl önceden beri var olan Mısır ve Finike yüksek kültürünün etkisiyle gelişmiştir. Son on yıldaki arkeolojik buluntular da bu görüşü desteklemektedir. Tarihsel olarak baktığımızda ise, bir anlamda modern yayılımcı/difisyonist bir ideolojiyi savunmaktadır. Bu görüşün Avrupa’da kabul görmemesinin nedeni ise 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyıl Avrupa’sındaki oldukça yaygın olan ırkçılık ve antisemitizin, Avrupa kültürünün gelişiminin Afrikalılar (yani Mısırlılar) ve semit gruplar (yani Fenikeliler) tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğinin kabul edilmemesinin önünde bir bariyer oluşturmasıdır.
Kendi açıklamalarına göre Bernal, Kara Atena araştırmalarının neredeyse sonunda az sayıdaki bazı Afrikamerkezci yazarlara başvurduğunu belirtmektedir.*  Afrikamerkezcilerin, Mısır ve Etopya yerlilerinin zenci olduğu; Mısır ve Etopyalıların modern Amerikan toplumuyla aynı yüksek kültüre sahip oldukları ve antik Yunanistan’ın Mısır ve Etopya yüksek kültüründen aldıklarıyla temel bir kültür oluşturabildiği görüşleri Kara Atena etrafında gerçekleştirilen tartışmalarında yoğun bir şekilde ele alınmıştır.
Konunun özüne gidersek, 18. yüzyılın sonları ile, 19. yüzyılın başlarında Afrikamerkezci görüşlerin delili olarak Homeros, Herodot, Diedor ve Strabon’un eserlerine atıfta bulunmuştur. Günümüzden daha farklı bir şekilde eski dönem Etopya’sı, günümüz Afrika’sının karşısında olumlu bir örnek olarak daha o zamanlarda görülmüştür.**

Avrupa’nın kültür kodları

Köleliğin kaldırılması sonrasında ise, Mısır bu konudaki ilgi alanının merkezine yerleşmiş, Nil Deltası yerlilerinin hiç sorgulanmadan “kara derililerin ardılları” olduklarına inanılmıştır. Söz konusu bu tartışmaların merkezinde ise biyolojik anlamda “ırk” konusu yer almıştır. Afikamerkezciliğin 20. yüzyıldaki sürükleyicilerinin büyük çoğunluğu da ırk ideolojisini kullanmışlardır. Örneğin Senegalli yazar Cheikh Anta Diop (1923-1986) eski Mısır kültürünü, genetik olarak Afrika konseptinin merkezine yerleştirmiştir. Onun için “Afrikalı” aynı zamanda “kara-zenci” ile aynı anlama gelmektedir. Diop, The African Origin of Civilization (1974: xiv) adlı eserinde “Eski Mısırlılar zencilerden oluşmaktaydı,” ifadesini kullanmakta ve kara ırkın “Batı medeniyetinin gerçek aktörü” olduğunu dile getirmektedir.
belirtmiştir.***
Kara Atena ismi ve içeriğiyle oldukça zor bir kitap. Ancak dikkatli okunduğunda Avrupa kültürünün kültür kodlarını (ırkçılık, faşizm, oryantalizm vd.) usul usul dile getiriyor.
Bu nedenle de usul usul, ama dikkatlice okunması gereken bir eser.

DİPNOTLAR
*Kara Atena’nın ikinci cildinin 1991 yılında yayınlaması sırasında Afrikamerkezci ideoloji ile hesaplaşma konusunda hiçbir iz görülmemektedir. Kara Atena eserini aşırı bir şekilde Afrikamerkezci olarak damgalayan suçlamalara pek çok kez cevap vermiştir: Black Athene Revisted .Yay. M. Lefkowitz- G. Mackean Rogers . 1996. Londra / Ayrıca Bernal’ın kendisini eleştirenlere verdiği cevapların bir toplamı olan eserde de bu görülebilir: Martin Bernal. Black Athena Write Back: Martin Bernal Responds to His Critics. Yay: D. Choioni Moore. Londra. 2001.
**Wilson J. Moses 1988: The Golden Age Black Nationlaism 1850-1925. Londra. S. 156-169.
*** Martin Bernal 1989: ‘Black Athena and the APA. İç: Arethusa, special issue (1989). S. 11-37

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version