BİRİM HABERLERİ
“Her devrin adamı olmak kişilik zaafı, akademisyenlikle de, insanlıkla da alakası yoktur”
“Günümüzde akademisyenler hiç bir problemi çözemiyor”
Günümüz koşullarının çok daha farklı bir akademisyenliği ve bilgi iletişimini gerektirdiğini ifade eden Akın, insanların zararına bir şeyi ortaya koymaya çalışan bilimin faydasız olduğunu belirterek “Nice profesör seviyesine gelmiş insanlar vardır ki, bir büyük şirketin vergi kaçakçılığı için çabalarlar” dedi. Günümüzde akademisyenlerin hiç bir problemi çözemediğini de belirten Nimetullah Akın “İlmi amelle birlikte, ilmi hayatla birlikte düşündüğümüz zaman çok önem kazanıyor. Yoksa bireysel ilmin hiç faydası yok. Toplum içerisinde, Dünyada çeşitli sıkıntılar ortaya çıkmış, biz hala işin gramatik fantezilerinde, teorik fantezilerinde geziyoruz. İşin pratik noktasına ayağımızı basmıyoruz” dedi.
“Akademisyenliğin bir kibri var, elbisemize sığınıyoruz”
Akademisyenliğin bir kibri olduğunu ifade eden Akın; bilginin ahlakla, etikle, kendi köklerimizle, kültürümüzle birleşmediği, her şeyden önemlisi de bilginin kalp ile birleşmediği müddetçe bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini ifade ederken, “Fildişi kulelerinde içine kapanan, kendisiyle de mutlu olmayan bir akademisyen jenerasyonu ile karşı karşıyayız. Öğrencisini azarlayan, öğrencisine kapısını kapatan, kendi içerisinde ailevi sorunlarını dahi düzgün çözememiş bir şeyle karşı karşıyayız. Suç işleme oranlarına baktığımızda da aslında okumuş kitlenin suç işleme oranları okumamış kitleye göre çok daha yüksek” dedi. “Biz elbisemize sığınıyoruz” diyen Akın, “Biz akademisyenler sosyal hayatta her türlü başarıyı elde edebilsek, toplumun içerisine girmeyi becerebilsek bu kibir ortadan kalkacak. En erdemli insan; üzerinde elbiselerinin olmadığı, makamlarının, mevkilerinin olmadığı anda da saygı görebilen insandır” şeklinde konuştu.
“Kuyruğunu kısmış insan modeli”
Unvan hastalığına tutulmuş, kendisini koruma kompleksi nedeniyle büyüklenen akademisyenlerin güç ve otorite karşısında hemen değiştiğini ifade eden Akın, “Yani tekebbür dediğiniz şey insanda var olan bir egodur. Bizimkilerde o şey de yok. Yani daha üstün bir şeye gittiği anda bakıyorsunuz ki hemen konum değişiyor, meyil değişiyor. O tekebbürden işte kuyruğunu kısmış insan modeli ortaya çıkabiliyor” dedi.
“Her devrin adamı olmak kişilik zaafı, akademisyenlikle de, insanlıkla da alakası yoktur”
Birisine menfaat karşılığında eğilmek yahut da birisinden bir şey ummak noktasında onun gönlünü hoş etmeye çalışmak olarak tanımladığı yalakalığın, İslamiyet açısından caizliği bir kenara, insani olarak kişinin imajı zedeleyen bir davranış olduğunu belirten Akın; menfaat karşılığında insanlara şirin gözükme çabasının çift taraflı bir çaba olduğunun da altını çizdi. İdarecilerin bu tür bir gayret içinde olan kişilere prim vermemesi gerektiğini vurgulayan Akın, “Ona prim veren de aynı derecede, aynı noktadadır. Yani birisi gelip bana benden menfaat umarak belli bir noktaya kadar getiriyorsa, bende onu kabulleniyorsam kusurun yarısı da bende. Yani sadece o insanda değil” dedi. Toplumda çıkacak hür türlü sıkıntılarda bu tip insanların büyük rolleri olduğunu ifade eden Akın, halkın tabiri ile her devrin adamı olmanın kişilik zaafı olduğunu söyledi ve “Bunun akademisyenlikle de alakası yoktur, insanlıkla da alakası yoktur. Bu tip şeyler toplumumuzda parazit gibidir” şeklinde konuştu.
Fotoğraf: Ramazan ÖKSÜZOĞLU
Allah Razı Olsun
17 Aralık 2013 at 19:00
Hocam ağzından bal damlıyor, ama COMU’ de hiç üzerine alınan olmaz çünkü böyle karektersiz insanlar yok.
çok doğru
18 Aralık 2013 at 09:45
hocanın söylediklerinin hepsinin altına imzamı basarım.. her devrin adamlarını tanımak isteyenler şimdiki yönetimin çevresindekiler le ali akdemir dönemi yönetiminin çevresindekileri karşılaştırsınlar yeter… ünüversitemiz bunların yarattığı kaostan mağdurdur…