Akademik bilginin hayatın anlamını kavramak için yeterli olmadığına inananlardanım. İşte bu nedenle de, bir yandan akademik çabalarım sürerken, bir yandan da hayatın gerçek özü olan şiirin peşinden koşuyorum. Bu serüvenimde, Homeros’dan Yunus Emre’ye, Cesar Vallejo’dan Mevlana’ya pekçok ozanı, şairi anlamak için çırpınıp durdum/duruyorum. Hayatıma giren şairlerden bir tanesi de Portekizli Fernando Pessoa’dır. Onun peotikasını anlamak için çıktığım yolculuk, şair dostum Adnan Özer ile birlikte yayınladığımız Fernando Pessoa: 20nci Yüzyılın Yalnızı (Everest Yayınları, 2000) ismiyle kitaba dönüştü, ancak bitmedi. Kitabın yayınlanmasından yaklaşık 13 yıl sonra, şiirin gittikçe hayatımızdan çekildiği böylesi bir dönemde, 20. yüzyılın bu büyük şairini yeniden anmak ve anlamak için bir nefes aldım: