Operasyonun AK Parti’ye Etkileri

Dershanelerin kapatılma tartışması başladığında ‘’Şimdiye kadar yaptığı devrim niteliğindeki yeniliklerin tümünde risk almaktan çekinmeyen iktidar partisi gerekirse cemaati de karşısına alarak er ya da geç bu rezil sisteme son verecektir diye umut ediyorum.’’ demiştim. Umut ettiğim gibi de oldu. Başbakan Erdoğan bu ülke gençlerinin beyin gücünü eriten ve aileleri ekonomik olarak sömüren bu sistemin ne pahasına olursun son bulacağını söyledi. Bu restin hemen ardından 17 Aralık operasyonu yaşandı. Aylar önce tutulmuş tutanak ve dosyaların tümü bir günde açıldı. Sıradan sayılabilecek bir yolsuzluk operasyonu öyle bir şekle sokuldu ki adeta emniyet ve yargı yoluyla iktidara ‘’ ayağını denk al ‘’ mesajı verilmeye çalışıldı. Bu operasyonlar yaşanmadan evvel AK Parti’nin icraatlarını takdir eden, devrim niteliğindeki yeniliklerini savunan yazılar kaleme aldım. Ben bu yazıları yazdığımda bana bir takım insanlar ‘’ güce tapıyorsun,  kim güçlüyse ondan yanasın ‘’ dediler.  Oysa ben AK Parti’nin gücünü değil güçlü gibi görünen acizlerin karşısındaki cesaretini taktir etmiştim. Bu ülkedeki muhafazakârları ve Kürtleri savunurken muhafazakâr ya da Kürt olduğum için değil, bu insanların kendi vatanlarında gördüğü ikinci sınıf insan muamelesini doğru bulmadığım için savundum.

İşte bu  ‘’ sen güce tapıyorsun,  kim güçlüyse ondan yanasın ‘’ diyen kesim 17 Aralık operasyonu başladığında adeta zil takıp oynamaya başladı. Darbeler dönemi kapandıktan sonra askerden umutlarını kestikleri için Gezi olaylarıyla iktidarı devirmeyi amaçlamışlardı. Planları ellerinde patlayınca bu kez 17 Aralık operasyonuna dört elle sarıldılar. Bu operasyon başlatıldığında  ‘’ AK Parti’nin sonu geldi’’  diyenler bile oldu. Bunu söyleyenlerin büyük bir çoğunluğunun amacı yolsuzluğa karışan AK Partililerin yargılanmasını istemek değil, başbakanın istifa etmesini sağlayarak AK Parti’nin çökertilmesiydi. Ben bu operasyonla ilgili olarak ‘’ kimin oğlu olursa olsun, kim olursa olsun haksız yoldan kazandığı 1 lira bile varsa gerekeni yapılsın’’ görüşündeydim. Hala da o görüşteyim. Fakat bu operasyon sıradan bir yolsuzluk operasyonu değil, zaman ayarlı bir operasyondur demiştim.  Yaşanan süreçte bu düşüncelerimin doğruluğundan hiçbir şüphe duymadım. 17 Aralık operasyonu başladığında  ‘’ AK Parti’nin sonu geldi ‘’ diyenlere ‘’ Operasyon AK Parti’ye kaybettirmez’’  dedim. Yine aynı şeyi söylüyorum.  İktidarı devirmek için sandık dışında her türlü gayri meşru yola başvuran ve bu yolardan medet umanlara iki çift sözüm var. Bu operasyon süreci tamamlandığında :

AK Parti içindeki yolsuzluğa karışmış isimler partiden temizlenecek ve iktidar çürüklerinden arınmış olacak.

Yargı ve emniyet içerisindeki çete yapılanması çökertilecek ve devlet içerisindeki bu gizli yapılar gün yüzüne çıkarılacak

Cemaat içerisindeki ülke yönetimini yönlendirmeye çalışan ve AK Parti’yi kuklaları sanan bazı ağabeyler hadlerini bilecek.

Sivil siyaset üzerinde vesayet kurmaya çalışanlar ve kurmayı düşünenler bir kez daha dersini alacak ve artık bu Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını idrak edecekler.

AK Parti yaşadığı bu olaydan sonra yargı ve emniyet içerisindeki olası gizli yapılanmalara karşı daha temkinli yaklaşacak.

Bu dediklerim bazılarınıza gerçekçi gelmiyor olabilir. Belki hala ‘’ bu operasyon AK Parti’yi bitirir, bitirmese bile artık eski gücüne döndüremez’’ kafasında olanlarınız vardır. Hala bu kafada olanlara bekleyelim ve görelim diyorum. Önümüzde 30 Mart seçimleri var. Biliyorum, halkımız cahil  olduğu için yine  bildiğini okuyacak.. Lütfen artık şu halka demokrasinin sandıkla değil darbeyle, operasyonla, hilelerle, düzenbazlıklarla sağlanacağını öğretin!